Rusya Sadece Bölgesel Bir Güç Mü?

ABD Başkanı B.Obama, Kırım sorunuyla ilgili ve Rusya’nın Ukrayna politikasına yönelik açıklamasında (25.03.2014), Rusya’nın tehdit oluşturması, Rusya’nın gücünden değil, zayıflığından kaynaklandığını belirterek, Rusya’nın sadece “bölgesel bir güç” olduğunu söyledi. Bu açıklamasıyla Obama, Rusya’nın dış politikasındaki davranışlarının sadece komşularıyla olan sorunlarla sınırlayarak, Rusya’yı orta düzeyli devlet seviyesinde olduğunu, ABD’nin ise, hala küresel bir güç olduğunu söylemeye çalışarak ABD’nin başarısızlığını örtmeye çalışmaktadır. Aslında Ukrayna’da meydana gelen mücadele Kiev ile Moskova arasında değil, ABD hegemonyasına karşı başka bir mücadele alanıdır. Söz konusu mücadele, etkisini, gücünü, hegemonyasını yaymaya devam etmek isteyen Washington ile buna direnen, kendi ulusal çıkarlarını ve bu çıkarların sınırlarını belirtmek isteyen Moskova arasındadır. Moskova’nın bu mücadelesi bölgesel nitelikte değil, küresel sorunların Rusya’nın çıkarlarıyla sınırlarına kadar olan alan niteliğindedir. Suriye Krizinde ABD’nin çıkar alanı olan Orta Doğu’da Rusya’nın direnmesi bölgesel değil, küresel nitelikteydi. İran’ın nükleer programı nedeniyle ABD’nin İran rejimine karşı harekete geçmesine karşı, Rusya’nın İran konusunda direnmeye çalışması bölgesel değil, küresel bir nitelik taşıp, dünyaya yaymaya çalışılan Batı değerleri karşısında İran üzerinden bunu sınırlamaya çalışmasıdır. Rusya’nın ulusal gücü ABD ile eşdeğer olmamakla birlikte, ABD’nin küresel gücüne karşı küresel düzeyde direnebilecek niteliğe sahiptir. ABD ile eşit kapasitede nükleer silahlara sahip olması, BM Güvenlik Konseyinde daimi üyeliği, uzay teknolojisine sahip olması, askeri harcamalarda üçüncü sıraya yükselmiş olması ve Batı dünyasının önemli parçası olan Avrupa’yı etkileyecek derecede enerji alanında kontrol etmesi, Rusya’nın ABD’ye karşı direnebilecek avantajlarındandır. Bu araçlarla da Rusya ABD’nin etkisini sınırlamaya, gerekirse kırmaya, kendi çıkarlarını sınırlarını korumaya çalışmaktadır.