< < Türk Strateji Gününde ‘Kut’ül Ammare’ Zaferi İncelendi
 Bu sayfayı yazdır

Türk Strateji Gününde ‘Kut’ül Ammare’ Zaferi İncelendi

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü’nün geleneksel etkinliklerinden olan ve merhum Muzaffer Özdağ anısına düzenlenen Türk Strateji Günlerinin 13’üncüsünde 1916 Kut’ül Ammare kuşatması ve Tümg. Townshend komutasındaki İngiliz 6. Hint Tümeninin tümüyle teslim alınışı straejik bakış açısıyla ele alındı.

Programa Enstitü Bşk. Dr. Haldun Solmaztürk’ün Muzaffer Özdağ’ın siyasi, hukuk adamı, asker nitelikleri yanında ‘stratejist’ özelliğiyle ilgili konuşmasıyla başlandı. Konuşmada, ‘son komitacıların’, 27 Mayıs ve 14’ler hareketinin yakın dönem Türk siyasi tarihi içindeki yeri ve bıraktıkları mirasın bugünkü siyaset zeminine yansımaları, siyaset bilimi, siyasi kültür ve siyasi psikoloji kavramlarıyla anlamlandırılmaya çalışıldı.

Çalışmanın başkanlığını üstlenen Dr. Ali Bilgin Varlık’ın açış konuşmasından sonra Prof. Dr. Şerif Kaymaz (Gazi Üniversitesi) tarafından ‘Türkler’ açısından, Dr. Haldun Solmaztürk tarafından da ‘İngilizler’ açısından irdelenen Kut öncesi, sırası ve özellikle sonrasındaki gelişmeler, siyasi ve askeri kararlar ışığında stratejik dersler çıkarılmaya çalışıldı. Her iki konuşmacı da, I. Dünya Savaşında bir çok cephede, üstün düşman kuvvetleri karşısında gösterilen büyük özveri, kahramanlık ve yüksek sevk ve idareye rağmen, taktik ve operatif başarıların, stratejik hataları düzeltmeye yetmediği üzerinde birleştiler. Özellikle Alman siyasi liderlerinin teşvikiyle başlatılan ama başarısız kalan Sarıkamış ve Kanal taarruzlarından sonra 1915 Çanakkale ve Gelibolu, 1916 Kut zaferleri bir fırsat sunmuşken, en iyi ve zinde birliklerimizin, esasen savaştan çekilmiş Rusya’ya karşı, Kafkaslar, İran, Romanya ve Galiçya cephelerine gönderilmiş olmaları, Suriye ve Irak’ta felaketi ve İmparatorluğun çöküşünü getirdi.

Konuşmacılar, I. Dünya Savaşındaki askeri yenilginin temel nedeninin Osmanlı İmparatorluğunun mevcut kaynaklarının, dört yıl süren bir savaşı, müttefiklerinin yardımlarına rağmen, desteklemeye yetmeyeceğinin başlangıçta takdir edilememesine, bu anlamda elde edilmesi mümkün olmayan stratejik hedeflere yönelinmiş olmasına da değindiler. Bu bağlamda; savaş boyunca, yani dört yılda, düşman kurşunuyla muharebelerde verilen toplam 59.000 şehide karşılık, açlık ve hastalıklardan 402.000 şehit verilmiş olması çarpıcı bir gerçeği katılımcılarla paylaştı.

Etkinlik, katılımcıların yoğun ve heyecanlı ilgisiyle soru ve cevaplarla sürdürüldü.