Bu sayfayı yazdır

Batı askeri yaptırımlarının Türk ordusuna etkisi

Yazan  12 Kasım 2019

Türk silahlı kuvvetleri ABD silahlı kuvvetlerinden sonra Nato'da en büyük ikinci askeri güç olarak sınıflandırılıyor.

Geçtiğimiz haftalarda ittifak'ta ki ana ülkeler Ankara'ya karşı askeri yaptırımları duyurdular. Bu ülkeler arasında ABD, Almanya, Fransa ve İtalya var. Bu boykot Türk ordusunun faaliyetini ne derece etkiler? Mevcut olan askeri işbirliği alanları nedir?
Türkiye Suriye'nin kuzeyi operasyonlarında ne kullanıyor?


Barış Pınarı operasyonu gelişmelerinde Türk ordusu birlikleri ve kendisini destekleyen güçlerin mümkün olduğunca batı menşeli askeri sistemler kullanmaktan sakındığını ve yerli üretim sistemleri kullanma üzerinde yoğunlaştığını görüyoruz. Topçu sınıfında Türk ordusunun topla ateş destek operasyonlarında ana dayanağının 120 mm çapında klasik hava toplarının yanı sıra 155 mm çapında Fırtına-T kundağı motorlu Türk topları olduğunu görüyoruz. Türk ordusu zırhlı araçlar düzeyinde temel bir şekilde ABD 'AIFV' zırhlı personel taşıyıcı (ZPT)' ların yerli versiyonu 'ACV-15' ZPT'lere bel bağladı. Aralarında 20 mm çapında toplarla silahlandırılmış kulelerle donatılmış ZPT'ler olması için modifiye edilen taşıyıcılar var. Ayrıca Türk ordusu, Suriye'nin kuzeydoğusunda ki operasyonları sırasında kara mayınlarına dirençli yerli üretim' Kirpi' muharip araçları da kullandı. Şu ana kadar çatışmalar sırasında bu tipten 3 araç kaybetti. Hava kuvveti olarak: Türk hava, kuvveti temel bir şekilde ABD yapımı F-16 avcı uçaklarına, taşıma ve tahliye operasyonlarında ABD yapımı 'Sikorsky S-70' helikopterlerine bel bağladı. Türk avcı uçakları hali hazırda cereyan eden operasyonlar sırasında Tel Abyad kentinin güneyine zorunlu iniş yaptıktan sonra bu helikopterler den birisini tahrip etmek zorunda kaldı. Tanklara gelince, ABD yapımı 'M-60 A3TTS' operasyona katılan Türk birliklerinin kara saldırı operasyonlarında ana oyuncusuydu. Türk ordusu, Alman yapımı 'Leopard-2A4' ve İsrail ile işbirliği içinde gelişmiş ABD yapımı 'M60 Sabra' tanklarının daha az kullanımıyla birlikte Suriye Demokratik güçleri (SDG)'yle çatışmalar sırasında bu tipten şu ana 2 tank kaybetti. Bu aralarında Türk yapımı "Altay" tanklarının kantitatif (nicel) üretim hatlarına girmemesi olmak üzere birkaç nedene bağlanıyor. Ayrıca Türkiye, hali hazırda İsrail ve Almanya ile arasındaki gerginlikler nedeniyle mümkün olduğunca ikisi ile işbirliği içinde üretilmiş ya da geliştirilmiş tankları kullanmayı azaltmaya çalışıyor. 'Leopard-2A4' tipindeki Türk tanklarından birisi Tel Abyad kenti yakınından atılan anti-tank füzesi sonucunda orta derecede bir zarara uğradı.


SİLAH YAPTIRIMLARININ TÜRK ORDUSUNA ETKİSİ
Almanya'nın 'Barış Pınarı' operasyonunun başlamasından birkaç gün sonra Türkiye'ye silah ve askeri sistemler ihracatını askıya aldığını açık bir şekilde duyurmasına rağmen Almanya'nın duyurusu bu aynı kararı duyuran diğer ülkelerden farklıydı. Berlin bu askıya almayı sadece Türk ordusunun Suriye'de kullanması mümkün olan silahlar ve ihraç edilmesi ile sınırlı tuttu. Bu karar, iki taraf arasında aralarında büyük çoğunluğu deniz silahlanmasına ilişkin olmak üzere aslında iki taraf arasında üzerinde anlaşılan anlaşmaları kapsamıyor. Berlin, bu yaklaşım yoluyla başında Türkiye'nin uluslararası düzeyde saldırı ve savunma sistemleri, cephaneler ve silahları ihraç ettiği ülkeler listesinde birinci ülke olduğu gerçeğini göz önüne alıyor. Tersine Almanya'nın Türkiye'ye askeri ihracatlarının hacmi 2004 yılından bu yana bu yıl en büyük düzeye sıçradı.

İhracatlarının değeri içinde bulunduğumuz yıl başlarından şu ana kadar 250 milyon Euro'ya ulaştı. Bu, Türkiye'ye en fazla silah ihraç eden 5 ülke kapsamında Almanya'nın hali hazırda ki konumunu açıklıyor. Askeri ihracatla 2000 yılından şu ana kadar 750 milyon Euro'yu aştı. Almanya'nın Türkiye'ye ihracatlarının ana ağırlığı deniz kuvvetinde odaklanıyor. Türk Deniz kuvvetinin sahip olduğu denizaltılar filosu Alman yapımı 12 denizaltı'dan oluşuyor. 80'li yılların sonlarında oluşturulan filoya yakında diğer 6 denizaltı'nın katılması bekleniyor.' Type 209/1200' sınıfından 4 denizaltı ithal etmek için iki taraf arasında ilk anlaşma 1947 yılı sonlarında imzalandı. 'Atılay' adı altında Türkiye topraklarında biraraya getirildikten sonra 80'li yıllar içerisinde Türkiye'ye teslim edildi. Bunu 1987 yılında 420 milyon dolara ulaşan değerde 'Type 209T1/1400' sınıfından 2 denizaltı satın almak için diğer anlaşma izledi. Bu iki denizaltı 'Preveze' adı altında yerel olarak toplandıktan sonra Türk Deniz kuvvetinde hizmete 1994 ve 1995 yılları içerisinde girdi. Bu iki denizaltı ya 1998 ve 1999 yıllarında aynı tipten 2 denizaltı daha katıldı. Bu zincirde 'GUR' adı altında yerel olarak bir araya getirilen 'Type 209T/1400' en modern sınıftan 556 milyon dolar değerinde 4 denizaltı satın almak için son anlaşma 1998 yılında imzalandı.

Türk Deniz kuvveti 2005 ve 2007 yılları arasındaki süreç zarfında teslim aldı. İki ülke son zamanlarda 2,5 milyar doları aşan değerde 'REİS' adı altında Türkiye'de 'Type 214TN' tipinde 4 modern denizaltı toplamak (biraraya getirme) için yeni anlaşma imzaladı. Bu anlaşma, Almanya'nın Türkiye'ye silahlar ihracının askıya alma kararını etkilemeyecek. 4 denizaltının içinde bulunduğumuz yıl sonları ve 2024 yılı arasında ki süreçte tesliminin tamamlanması bekleniyor. Fırkateynlere ilişkin olarak, hali hazırda Türk Deniz kuvvetinin sahip olduğu fırkateynlerin yarısı Alman yapımıdır. Türk Deniz kuvvetini 'Meko-200T' tipindeki 4 fırkateyn ile donatmak için ilk anlaşma 1987 yılında imzalandı. 2 tanesi yerel olarak üretildi. 4 fırkateyn 'Yavuz' adı altında 1987 ve 1989 arasında ki süreçte hizmete sokuldu. 1990 yılında 'Meko-200T2' en modern nesilden 2 fırkateyn satın almak için 800 milyon değerinde başka bir anlaşma imzalandı. İki fırkateyn 'Barbaros' adı altında 1995 ve 1996 yıllarında hizmete girdi. Aynı tipten 2 fırkateyn 1998 ve 2000 yıllarında hizmete girdi.

Türk Deniz kuvveti aralarında 'FPB-57' sınıfından 8 gemi olmak üzere Alman yapımı hücumbotlardan büyük bir gruba da sahiptir. Bunları 70'li yılların sonunda elde etti. 'Doğan' adı hizmete soktu. Şu ana kadar 4 gemi hala hizmette. Aynı sınıftan 2 gemi 90'lı yılların başında 229 milyon değerinde 'Yıldız' adı altında hizmete girdi. 1998 ve 2010 yılları arasında ki süreçte aralarında bu sınıfa ait ikinci nesilden 6'sı (bazısı izinle yerel olarak üretilen) olmak üzere 'Kılıç' sınıfından 9 gemi hizmete girdi. Önceki bahsedilenlere ek olarak Türk donanması aralarında Türkiye'nin 2005 ve 2010 yılları arasında ki süreçte 625 milyon dolara ulaşan değerde teslim aldığı 'Type332 Frankenthal' sınıfından 6 adet mayın arama gemileri olmak üzere Alman yapımı başka deniz sektörlerine sahiptir.

TÜRK ZIRHLI GÜCÜ
Türk zırhlı gücü büyük bölümde Alman yapımı tanklara bel bağlıyor. 1991 ve 1992 yılları arasında ki süreç zarfında değeri 345 milyon doları aşan ve 1985 yılında imzalanan anlaşma uyarınca 'A1-A3-T' üç versiyonda 'Leopard-1' tipinde kullanılmış 400 adet ana muharebe tankı elde etti. Bu tankların bir bölümü 'Aselsan' şirketinin Almanya ile imzaladığı anlaşma uyarınca modernize edildi. Ancak modernizasyon işlemleri sadece yaklaşık 200 tankın modernize edilmesinden sonra mali güçlükler nedeniyle 2008 yılı sonlarında durdu. Türkiye 2006 ve 2014 yılları arasındaki süreç zarfında iki parti halinde 'Leopard-2A4' tipinde kullanılmış 340 tank elde etti. Bu tanklar 'Aselsan' şirketi vasıtasıyla NG standardında yerel olarak modernize edildi. Aynı şekilde Alman yapımı askeri kamyonlar özellikle Türk ordusunda en yaygın 'Unimog' kamyonları, 'Axor', 'NG' ve 'Actros' kamyonları gibi Türkiye'de Mercedes şirketi fabrikalarında üretilen kamyonlar Türk ordusunun askeri ulaştırma birliklerinin en önemli temellerindendir. Türk ordusu, 'MAN 26-372' ağır Alman kamyonunu 122 mm çapında 'T-122 Sakarya' çok namlulu roketatarlar gibi yerel olarak üretilen füze topçu sistemlerini yerleştirmek için rampa olarak üstlendi.


İTALYA İLE ASKERİ İŞBİRLİĞİ ALANI
Türkiye'ye askeri ihracatları durdurduğunu duyuran ülkeler kapsamında Ankara ile 90'lı yılların başlarından bu yana büyük bir şekilde hava ve deniz silahlandırma alanlarında işbirliği yapan İtalya da var. Türk Hava kuvveti 1990 ve 1993 yılları arasında yerel olarak bir araya getiren 'SF-260D' tipinde 41 adet İtalyan yapımı temel eğitim uçağı elde etti. Hali hazırda 30-35 arasında uçak hala hizmette. Türk Hava kuvveti 2005 yılında aralarında 2 adedi hava nakliye görevleri, 6 adedi deniz devriye görevleri olmak üzere 'ATR-72 MPA' tipinde 8 nakliye uçağı teslim aldı. Hava tarafında iki taraf arasında işbirliği çehrelerinin en önemlilerinden birisi, Türk hava kuvvetinin 2014 ve 2018 yılları arasında ki süreçte 'A-129C MANGUSTA' tipinde İtalyan yapımı 68 adet taarruz helikopteri elde ettiği anlaşma. Türkiye bu helikopter temelinde 'ATAK T-129B' yerel üretim muharip helikopteri dizayn etti ve uyguladı. Hali hazırda Türk Hava kuvvetinde temel muharip helikopter oldu. İtalya'nın Türk donanmasına bağlı Fırkateynler ve hücumbotları deniz topları, hava savunma ve atış kontrol sistemleriyle donatmada büyük rolü vardı. 70'li yılların sonlarından 2015 yılı başına kadar 'Yıldız' sınıfından hücumbotlar, Barbaros ve Yavuz sınıfından Türk fırkateynlerini silahlandırmak için 'Sea Guard' toplarının yanı sıra 'Kılıç' ve 'Doğan' sınıfından hücumbotları silahlandırmak için 75 mm çapında 'Compact' deniz toplarıyla donattı. 'Barbaros' ve 'Yavuz' sınıfında fırkateynler de 'TMK' atış kontrol sistemlerine ek olarak 80'lerin sonlarından 90'ların başına kadar İtalyan yapımı 'Aspide' hava savunma sistemleriyle donatıldı. Türk donanması 2011 ve 2016 yılları arasındaki süreç zarfında 'ADA' sınıfından fırkateynlerini silahlandırmak için 76 mm çapında 'Super Rapid' deniz topları teslim aldı. Silahlanma alanında İtalyan yaptırımları Türk Deniz kuvvetinin hali hazırda ya da gelecekteki gemilerini donatmayı düşünebileceği herhangi yeni İtalyan teçhizatlarını kesin bir şekilde etkileyecek. Ayrıca 'T-129B ATAK' muharip helikopter projesi Türkiye'nin bazı İtalyan menşeli sistemler ve malzemelerin üretimine bel bağlaması nedeniyle benzer güçlüklere tanık olacak.

FRANSIZ ASKERİ ANLAŞMALARI
Türkiye'ye askeri ihracatları askıya aldığını duyuran Fransa'ya ilişkin olarak, Paris ve Ankara arasında askeri mübadele İtalya ve Almanya'dan daha az bir tempodaydı. Silahlanma alanında iki ülke arasında bilinen son anlaşma, İtalyan yapımı 'ATR-72MP' ve İspanyol yapımı 'CN-235' MPA' uçaklarına monte etmek için 15 'Ocean Master' tipinde hava radar sistemi ithal etmek için 2013 ve 2014 yılları arasında uygulandı. Hava Kuvveti düzeyinde Türkiye aralarında hala hizmette olan 'AS-532 Cougar 40' tipinde çok amaçlı 50 helikopter elde etti. Yine 90'ların ortalarında 'TB-20' tipinde hafif eğitim uçakları aldı. Bu uçaklardan 6 adedi hala hizmette. Deniz Kuvvetleri düzeyinde Türk donanması 90'lı yılların sonunda 'Circe' sınıfından kullanılmış 5 adet mayın arama gemisi elde etti. Ayrıca 2001 ve 2002 yılları arasında teknik destek ve eğitim operasyonları kapsamında değeri 210 milyon dolara ulaşan 'Orves' sınıfından kullanılmış 6 adet Korvet elde etti. Türkiye, Fransız şirketlerinin izniyle 'Eryx' ve 'Milan' füzeleri gibi hafif ve orta çaptaki silahlardan bazı tipleri üretiyor. Fransa'nın Türkiye ile askeri işbirliğini askıya alma kararını sürdürmesi durumunda Türk şirketlerine verilen üretim izni geri çekilebilir. Yanı sıra Türkiye'ye Fransız yapımı uçaklar ve deniz sektörleri için gerekli yedek parça ve teknik destek ikmali durabilir.


ABD SİLAHI.
Türkiye ile silahlanma alanında askeri işbirliğini askıya aldığını duyuran ülkeler kapsamında Türk silahlı kuvvetlerine savaş sistemleri ve silahların ana donatıcısı ABD de var. Ancak başında Türkiye'nin 'S-400' Rus hava savunma sistemleri satın alması olmak üzere son yıllarda meydana, gelen birçok gerginlikler ABD'nin başta 'F-35' ileri avcı uçakları olmak üzere Türkiye'ye silah satışlarının durmasına yol açtı. ABD silahlandırması, vurucu gücünün ana direğini oluşturan 'F-16' tipindeki 270 uçağa sahip Türk hava kuvvetinde egemen oluyor. 1987 yılının başından 2012 yılına kadar 4 parti halinde F-16 uçağı elde etti. 'APG-68' tipinde yeni radarları kapsayan bu avcı uçaklarına özel modernizasyon paketleri durduruldu. Türk hava kuvvetinin uçuşu sürdürmek ve sahip olduğu avcı uçaklarını modernize etmek için gerekli yedek parça sağlamak için çok sıkıntı çekeceği bir sürece yöneleceğini doğruluyor. Bu söz 'F-4 Phantom' tipindeki 50 uçak içinde geçerli. Türkiye'nin 1981 ve 1993 yılları arasında ki süreçte teslim aldığı bu tipteki toplam 110 uçak hala hizmette. Eğitim uçakları ve helikopterlere ilişkin olarak, Türk hava kuvveti hali hazırda değeri 11 milyon dolara ulaşan anlaşma ile 1993 yılında teslim aldığı toplam 40 adet kullanılmış 'T-38A Talon' tipinde 35 hafif eğitim uçağına sahiptir. Ayrıca çeşitli versiyonlarda 95 helikoptere ulaşan sayıda 'Sikorsky S-70' çok maksatlı helikopterlerden büyük bir filoya sahiptir. Önceki belirtilenlere 2016 ve 2018 yıllarında 'C-130B/E' tipinden 16 adet nakliye uçağı, 'KC-135' tipinde 7 adet tanker (yakıt ikmali) uçağı, 'Boeing 737' tipinde 4 adet elektronik harp uçağı, 'CH-47' tipinde 10 adet nakliye helikopteri, 'T-41', 'Cessna 85U17B' ve 'Citabria' eklenir.


HAVA MÜHİMMATLARI (CEPHANE) SORUNU
Hava mühimmatları Türk Hava kuvveti önünde başka bir sorun olarak kalacak. Türk Hava kuvvetinde ki mevcut mühimmatların yaklaşık yüzde 90'ı ABD yapımı. Türk Hava kuvveti 1998-2016 yılları arasındaki süreç zarfında 2 bin 'AIM-9M/J/P/S/X' tipinde hava muharebe füzesi, 1997 yılından 2018 yılına kadar 400 'AIM-120N' tipinde hava muharip füzesi, 1986-1996 yılları arasındaki süreç zarfında 470 'AIM-7E' tipinde hava muharip füzesi elde etti. Güdümlü bombalar açısından, Türk Hava kuvveti 1995 yılında 'AGM-88' tipinde 100 füze, 1996 yılında 'Paveway 2' tipinde lazer güdümlü 100 bomba, 2008 yılında 35 milyon değerinde 'AGM-154' tipinde 100 güdümlü bomba elde etti. 2011-2017 yıllarında 'AGM-84' tipinde 100 gezici (Cruise) füzeye ek olarak aynı yıl 'CBU-107' ve 'CBU-107' versiyonlarından 'CBU-97' tipinde 100 güdümlü bomba elde etti.
Zırhlılara ilişkin olarak, Türkiye, 'ACV-15' (ABD 'AIFV' paletli araçlarından izinle yerli olarak üretilen versiyon. Türkiye 1990-2000 yılları arasında ki dönem zarfında yaklaşık 1700 adet paletli araca sahip oldu) tipinde 2200 adet zırhlı personel taşıyıcıya ek olarak, 'M113' tipinde 3500 adet zırhlı personel taşıyıcının yanı sıra 'M-60' tipinde 'A1-A3' versiyonu 1000 adet ana muharebe tankına sahiptir. Bazıları 'Sabra' standardında geliştirildi.


DENİZ KUVVETLERİ VE ZIRHLILAR. ABD TEÇHİZATI
Deniz kuvvetine ilişkin olarak, Türk donanmasında vurucu fırkateynler gücünden büyük bir bölümü ABD yapımı 'perry class' sınıfından 1995 ve 2003 yılları arasındaki dönemde teslim aldığı 8 fırkateyn'den oluşmaktadır. Türkiye, 'perry class' sınıfından fırkateynlerini silahlandırmak için 1991 yılından 2005 yılına kadar olan dönem zarfında 'MK-46' tipinde 750 torpil, aynı sınıftan fırkateynleri silahlandırmak için 'RIM-66A/B tipinde 675 hava savunma füzesi,' Gazi Antep' sınıfından fırkateynleri silahlandırmak için 2000 yılında "RIM-162 ESSM' tipinde 275 hava savunma füzesi ve 'RGM-84L Harpoon-2' füzeleri teslim aldı. O füzeden 1988 yılından 2011 yılına kadar olan dönem zarfında 233 füze teslim aldı.


AMBARGO ETKİLİ DEĞİL
Türkiye'ye askeri ihracatları durdurduğunu ilan eden diğer ülkeler belki de hali hazırda ki süreçte Türkiye'nin silahlanmasını etkilemeyecek, örneğin İsveç Türkiye'yi 'Bofors' tipinde uçaksavarlardan ve 'Karl Gustov' tipindeki anti-tank geri tepmesiz bazukalardan (lançer) başka bir şeyle donatmadı. Bunlar, hizmet dışı olan ya da sınırlı kullanımlı eski sistemlerdir. Finlandiya Türkiye'yi 'Sako TRG' keskin nişancı tüfeklerinden sınırlı sayı dışında bir şeyle donatmadı. Aynı şekilde Norveç, Türkiye ile toplam değeri 80 milyon dolara ulaşan 'Penguin2' tipinde ('S-70B' helikopterlerinde çalışması için) 30 deniz füzesi ithal etmek için 2001 yılında tek bir anlaşmadan başka bir anlaşma yapmadı. Hollanda Türk hava kuvvetini 1989 ve 1992 yılları arasında ki dönemde 'NF-5A/B' tipinde kullanılmış yaklaşık 60 eğitim uçağıyla donattı. Şu ana kadar 24 uçak hala görev yapıyor. Ayrıca Türkiye'yi 1990'dan 2008'e kadar olan dönemde 'STIR STIG-LIROD' tiplerinde 36 adet atış kontrol radarı ve 'MW-03-SMART' tiplerinde 32 adet hava arama radarıyla donattı. Son olarak Britanya'ya ilişkin olarak, Türk hava savunması hala 1996 yılından 2010 yılına kadar olan dönemde Britanya'dan 150 milyon dolar değerinde teslim aldığı yaklaşık 80 adet 'Rapier 2' füzesini çalıştırmaya devam ediyor. Türkiye hali hazırda bu sistemleri yerli üretim 'Hisar' sistemiyle değiştirmeye çalışıyor. Deniz kuvveti olarak, Britanya Türkiye'yi 80'lerin sonunda 'AWS-9' hava arama radarları ile donattı. 2000'den 2010'a kadar olan dönemde 'TYPE-2093' tipinde derinlik sonarı ve 90'ların sonlarında 'MK-24'tipinde denizaltılar için 90 torpille ve İtalyan üretimi' AB-112ASW' helikopterleri için 'SEASPRAY' hava arama radarları ile donattı.

 

(Çeviri yapılan kaynak: http://m.almayadeen.net/butterfly-effect/1357445/%d8%aa%d8%a3%d8%ab%d9%8a%d8%b1-%d8%a7%d9%84%d8%b9%d9%82%d9%88%d8%a8%d8%a7%d8%aa-%d8%a7%d9%84%d8%b9%d8%b3%d9%83%d8%b1%d9%8a%d8%a9-%d8%a7%d9%84%d8%ba%d8%b1%d8%a8%d9%8a%d8%a9-%d8%b9%d9%84%d9%89-%d8%a7%d9%84%d8%ac%d9%8a%d8%b4-%d8%a7%d9%84%d8%aa%d8%b1%d9%83%d9%8a)

Turgut Adsız

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Bilimsel Danışmanı