< < Dünyanın Küresel Uyanışa İhtiyacı Var


Dünyanın Küresel Uyanışa İhtiyacı Var

Yazan  07 Temmuz 2020

BM Genel Sekreteri: İki olası senaryo mevcut. BM Genel Sekreteri Antoniu Guterres, COVİD-19'dan iklim değişikliğine, farklı etnik grupların haksız muamelesinden, eşitsizliğin alevlenmesine kadar, endişe dolu bir dünyada yaşıyoruz.

Salgın, dünyada mevcut olan tüm sorunları daha da kötüleştirdi. İki olası senaryo bulunmaktadır. Bunlardan biri iyimser ve diğer ise kötümser.

COVİD-19 pandemisinden küresel iklim değişikliğine, farklı etnik grupların birbirlerine haksız muamelesinden eşitsizliğin alevlenmesine kadar, endişelerle dolu bir dünyada yaşamaktayız. Aynı zamanda, bu yıl 75. yılını kutlayan BM Şartı'nda ortak hedefleri olan uluslararası bir topluluğuz.

Eşitlik, evrensel saygı ve uluslararası işbirliğine dayanan daha iyi bir gelecek arayışı, dünyadaki yaşam için feci sonuçlar doğuracak üçüncü bir dünya savaşından kaçınmamıza yardımcı oldu. Ortak hedefimiz, arzuları gerçeğe dönüştürmek ve bu zorlu test zamanlarında işbirliği yapmaktır.

Pandemi, hem ülkeler içindeki hem de devletler ve toplumlar arasındaki ilişkilerdeki eşitsizlikleri şiddetlendirdi. Dünyadaki eksiklikler ve zayıflıklar açık hale geldi - sadece sağlık riskleri karşısında değil, aynı zamanda iklim krizine karşı zayıf tepkimiz, siber güvenlik sorunlarını çözememe ve nükleer enerjinin yayılmasına eşlik eden riskleri azaltma zemine karşı ortaya çıktı.

Dünyanın dört bir yanındaki insanlar siyasi kurumlara olan güvenlerini kaybediyorlar.

Durum diğer birçok insani krizle daha da kötüleşiyor. Çatışmalar devam ediyor ya da yoğunlaşıyor, rekor sayıda insan evlerini terk etmek zorunda kalıyorlar, Afrika ve Güney Asya'daki çekirge istilası[1], Güney Afrika ve Orta Amerika kuraklığı korkutuyor. Ve tüm bunlar, büyüyen jeopolitik geriliminden kaynaklanmaktadır.

Bu zayıflıklarla karşı karşıya kalan dünya liderleri alçakgönüllü olmalı ve dayanışma ve işbirliğinin büyük önemini kabul etmelidir.

Kimse gelecekte bizi nelerin beklediğini tahmin edemez, ancak iki olası senaryo görüyorum.

Birincisi "iyimser".

Ülkelerin mevcut durumla başa çıkabileceği anlamına geliyor. Kuzey ülkeleri başarılı bir toparlanma planı geliştirecekler. Gelişmekte olan ülkeler yeterli aşamada destek alacaklar ve demografik özellikleri -yani genç nüfus- bu etkilere katkıda bulunacaklardır.

Ve umarım yaklaşık dokuz ay içinde serbestçe yayılacak ve herkesin zorluksuz ulaşa bileceği bir aşımız olacak.

Bu olursa ve ekonomi yavaş yavaş toparlanırsa, doğru yönde ilerlemeye başlayacağız, böylece iki veya üç yıl sonra belli derecede normalleşme sürecine dönüş sağlayacağız.

Ancak ülkelerin eylemlerini koordine etmemeleri durumunda daha kötü bir senaryo daha var.

Virüsün yeni dalgaları ortaya çıkmaya devam ediyor. Bu durumda gelişmekte olan ülkelerdeki durum daha da kötüleşecek. Aşı üzerindeki çalışmalar ertelenir - veya bir aşı nispeten yakında hazır hale gelirse - şiddetli bir rekabet olacaktır ve daha fazla ekonomik güce sahip olan ülkeler ilk önce buna erişecek ve başkalarını aşısız bırakacaktır. Bu senaryo hayata geçerse, ayrımcılık, popülizm ve yabancı düşmanlığının nasıl büyüdüğünü göreceğiz. Her ülke bağımsız olarak veya yalnızca belirli görevlerde işbirliği yapmak isteyen koalisyonlarda hareket edecektir. Sonuçta dünya, ortak sorunlarımızı çözmek için gerekli olan tek yönetimi organize edemeyecektir.

Sonuç olarak, doğası tahmin edilmesi zor olan belirli bir yeni normallik oluşmadan en az beş ile yedi yıl sürecek küresel depresyon meydana gelebilir.

Şimdi hangi yönde ilerlediğimizi söylemek zor. Elimizden gelenin en iyisini yapmalı ve en kötüsüne hazırlanmalıyız.

Bu korkunç salgın bir uyanış olmalı ve tüm siyasi liderlerin yaşam koşullarımızın ve davranışlarımızın değiştirilmesi gerektiğini ve bölünmenin herkes için bir tehlike olduğunu anlamaya davet eden bir uyanış olmalı.

İnsanlar küresel zorlukların ancak daha güçlü küresel yönetişim kurumlarıyla ve uluslararası işbirliği ile çözülebileceğini anlamalıdır.

Her şeye rağmen, sadece mevcut krize neden olan davranış kalıplarına geri dönemeyiz. Toplumlarımızı ve ekonomilerimizi daha çevre dostu, kapsayıcı ve eşitlikçi hale getirerek iyileşmeliyiz.

Bunu yaparken ülkelerin nasıl işbirliği yöntemlerini gözden geçirmeliyiz. Bugünün uluslararası işbirliği hırs ve güçten yoksundur ve bazı güçlü kurumlar hareket etme arzusu çok azdır veya hiç yoktur. Güvenlik Konseyi'nin şu anda karşı karşıya olduğu zorluklarda kendini gösterdi.

BM ve organları, Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu, Afrika ve Avrupa Birliği gibi bölgesel örgütler, ticaret örgütleri ve diğerleri çerçevesinde daha etkin ve yakın ortak çalışmalar yürütecekleri çok taraflı işbirliğine ihtiyacımız var.

Ayrıca daha kapsayıcı çok taraflı işbirliğine ihtiyacımız var. Günümüzde hükümetler, siyaset ve iktidar açısından uluslararası arenada tek oyuncu olmaktan uzaklaştılar. Sivil toplumlar, iş dünyası, yerel yönetimler, belediyeler ve bölgesel kuruluşlar modern dünyada giderek daha fazla liderlik pozisyonu rolünü üstlenmektedir.

Bu da, gerektiğinde küresel yönetişimin çalışması için gerekli organlarla etkili çok taraflı işbirliğine yol açacaktır.BM Şartı'nın temel değerlerine dayanan yeni, kapsayıcı, etkili çok taraflı işbirliği, bizi mevcut felçlerimizden çıkarabilir ve her zamankinden daha fazla tehlikeye yol açan bir yoldan dönmemize yardımcı olabilir.

Dünyanın dört bir yanındaki siyasi liderler, dünyanın sorunlarını çözmek, küresel yönetişim yeteneğimizi güçlendirmek, uluslararası kuruluşlara dayanışma bize zamanımızın bu en büyük sınavını başarıyla geçebilmemiz için gereken gücü kullanma ve kullanma fırsatı sunmak için bu uyanışı takip etmeli ve birlikte hareket etmelidir.

 

 

Kaynak: Aftonbladet, İsveç :https://www.aftonbladet.se/debatt/a/4qyKJo/varlden-behover-ett-globalt-uppvaknande

[1][Afrika'nın büyük bir kesiminde gözlemlenen çekirge istilası, kuzeye doğru hareket etmeye başlamıştı. Özellikle çiftçilikle uğraşan kişilerin başına ciddi sorunlar açan çekirge istilası, tarlalardaki ekinlerin kısa sürede talan edilmesi nedeniyle büyük sorunlar ortaya çıkarıyor. Birleşmiş Milletler (BM), Doğu Afrika ülkelerindeki çiftçilerin hayatını aylardır kabusa çeviren çöl çekirgesi sürülerinin yeniden etkisini artırabileceğini duyurmuştu. BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), yayımladığı durum raporunda, Afrika Boynuzu bölgesinde özellikle Kenya, Somali ve Etiyopya’da durumun kritik olduğuna ve yeni çekirge sürülerin oluşmaya başladığına dikkati çekti. Bölgedeki durumun “alarm verici” seviyelerde olduğu belirtilen raporda, çekirgelerin yeniden üremeye başladığı ve bu sürülerin gıda güvenliğine benzeri görülmemiş tehdit oluşturduğu aktarılmıştı. Raporda, çekirgelerin etkisini göstereceği ülkeler arasında Kenya, Somali, Etiyopya, Sudan, Eritre, Suudi Arabistan, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt, İran ve Pakistan gösterildi. Bir kilometrekarede yer alan 40-80 milyon çekirge, sadece bir günde 35 bin kişiye yetecek gıdayı tüketebiliyor. Çekirge sürüleri, her gün 150 kilometre yol katedebiliyorlar. (https://www.hurriyet.com.tr/gundem/cekirge-istilasi-neden-olur-cekirge-istilasi-izmirde-goruldu-41508508)

Suinbay Suyundikov

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Rusya-Türkistan Araştırmaları Uzmanı

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display