Bu sayfayı yazdır

Hafter'in Libya'daki Türk askerini hedef almasının arka planında ne var? Nereden cesaret aldı, yeni stratejisi ne?

Yazan  02 Ocak 2021

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Terör ve Terörizmle Mücadele Merkezi Başkanı ve  Strateji Kurulu Üyesi Emekli Albay Ünal Atabey, Hafter'in son çıkışıyla ilgili Independent Türkçe'ye değerlendirmede bulundu:

Atabay, "Hafter, UMH'nin aralarındaki ayrışmasından cesaretlenmektedir. UMH yönetiminde derin bir çatlağın ve kendi aralarında ayrışmaya kadar varacak bir rekabetin geliştiği görülmektedir. UMH neredeyse siyasi güç birliğini yitirmiştir.  UMH'nin; Türkiye'nin dışında Mısır, Rusya dahil tüm taraf ülkelerle yakın ilişkiler tesis etmeye çalışması nedeniyle Libya'daki siyasi sürecin Türkiye tarafından yönetiminin gittikçe zorlaştığı bir sürece doğru gidildiği düşünülebilir." dedi. 

"Serrac, Türkiye'nin bilgisi dışında ateşkes ilan etti"

Atabay, bu durumun yeni gelişen bir süreç olmadığını da öne sürerek, şu iddiada bulundu:

Serrac'ın Hafter ile anlaşarak 23 Ekim 2020'de Türkiye'nin bilgisi dışında ateşkes ilan etmesi ve bu anlaşmada tüm yabancı askerlerin çıkarılması şeklinde ortaya koydukları mutabakat ve böylece Türkiye'yi dışlama niyetlerini açığa çıkardıkları güne kadar gitmektedir.  Şimdiki süreçte de ne yazık ki UMH'nin ayrışan yapısından istifadeyle Türkiye'nin güvendiği UMH'nin bazı yöneticileri Hafter ile birlikte bu senaryonun sahada işletilmesine gayret göstermektedirler.

"Türkiye, dışlanmaya çalışılıyor"

Atabay'in iddiaları bunlardan ibaret değil.

"Öte yandan BM misyonu gözetiminde halen devam eden siyasi sürecin yönetiminde de Türkiye'yi dışlayan bir yol haritası izlenmektedir" diyen Atabey, "Gelinen noktada UMH ile birlikte Hafter-Tobruk cephesinin; idari, siyasi, askeri ve ekonomik anlamda birleşmeye yönelik ciddi adımlar attıklarını görmekteyiz" ifadelerini kullandı.

Atabay, "Türkiye'nin de imzaladığı Berlin Konferansı çerçevesinde devam eden, özellikle; anayasa süreci, kurumların yönetimi, UMH'nin 2021 yılı içinde geçici yönetiminin oluşturulması, ekonomik çalışma grubu, her iki askeri gücü ortaklaştıracak 5+5 askeri komite çalışmaları gibi tarafların ortak faaliyetlerinde Türkiye'nin etkinliği görünmemektedir.  Çünkü bu faaliyetler karşılıklı iki taraflı yürütülmektedir, buna mukabil Türkiye UMH üzerinden faaliyetlerini tek taraflı sürdürmektedir. Öte yandan Türkiye ve UMH'nin karşısında bulunan cephe ise UMH yetkilileri ile görüşmekteler ve UMH üzerinde geleceğe dair fırsatlar sunarak Türkiye'nin elindeki kartları almaya çalışmaktadırlar. Şunu da ifade etmek gerekir ki; bu senaryoyu BM Libya misyonu üzerinden, arka planda ABD ve Almanya'nın yürüttüğü aralarına nifak ekilmesi yönündedir" değerlendirmesinde bulundu. 

"Türkiye, Tobruk cephesiyle görüşmeye sıcak bakıyor"

"Türkiye bu olan bitene karşı ne yapıyor?" sorusuna Atabay'in cevabı şu oldu: "Türkiye, kendisine karşı geliştirilmek istenilen bu oyunlara yönelik olarak Tobruk cephesiyle de görüşmelere sıcak bakmakta ve bir nevi iki taraflı bir politikanın kapısını da açmaya çalışmaktadır. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun ifadesine göre; özellikle son günlerde Tobruk cephesinden Türkiye ile temas etme girişimlerinin olması da önemli bir değişime/gelişime işarettir." 

"Kırılgan yapıyı bilen Hafter, Türk askerine karşı saldırgan söylemlere giriyor" diye Atabay, "Şu da unutulmamalıdır. UMH'nin her ne kadar kırılgan yapısı söz konusu olsa da, eğer Hafter buradan cesaretle Türk askerine karşı sahada böyle bir çılgınlığa girişirse Türkiye bedelini ağır ödetir ve Hafter halen kontrol ettiği alanı da kaybeder" uyarısını yaptı. 

"Türkiye'nin kucakladığı Serrac'ın Akar ile görüşmemesi dikkat çekicidir"

UMH arasındaki çekişmenin Akar'ın son Libya ziyaretine de yansıdığını da öne süren Atabay, "Türkiye'nin baştan beri kucakladığı UMH'nin Başkanı Fayiz es-Sarraj'ın Akar ile görüşmemesi dikkat çekicidir. Aynı gün Mısır heyetinin Trablus'u ziyareti, Sarraj ve Başağa ile görüşmeleri ise UMH'nin geldiği noktayı daha net ortaya koymaktadır. Bu kırılgan durum elbette Hafter ve Tobruk yönetimini de cesaretlendirmektedir" diye konuştu.

Libya'nın 2021'de çatışma riski yüksek bölgelerden birisi olduğunu belirten Atabay, " Libya'nın kırılgan sosyolojik yapısı, kabileler arası mücadele, ekonomik gücün paylaşımı kavgası olanca hızıyla devam etmektedir. Tüm bu karışık denklemde Libya'da çözümün Türkiye'siz olamayacağını da taraflar çok iyi bilmelidir" diye konuşup sözlerini şöyle tamamladı:

Libya'nın coğrafi konumu; Akdeniz havzası ve Afrika içlerine kayan etkisi nedeniyle küresel güçleri de içine alarak jeopolitik mücadeleyi kızıştırmaktadır.  Bu yönüyle Libya, bölgenin en kritik parlama noktalarından birisidir. Eğer Libya'da siyasi süreç sekteye uğrar ve çatışma tekrar gerçekleşirse, bu defa çatışma sahası Libya ile sınırlı kalmaz ve bölgesel çatışma halini alarak Akdeniz'e yayılabilir.

 

Ünal Atabay

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Terörizm ve Terörizmle Mücadele Araştırmaları Merkezi Başkanı