< < İklim Krizi ile Mücadeleye Dair


İklim Krizi ile Mücadeleye Dair

Yazan  16 Haziran 2021

Yazan: Mehmet Burak Albayrak

İklim Krizi

2021 G7 zirvesi 14 Haziran tarihinde sona erdi. Zirvede dünyanın en gelişmiş ekonomilerine sahip ülkeler birçok farklı konuda karar aldı. Bu kararlardan bir tanesi de iklim değişikliği ile mücadele oldu. Ancak, alınan kararlar ve verilen mücadele durumun aciliyetineilişkin gerekli cevabı henüz veremiyor. İklim değişikliği günümüzün en büyük küresel tehditlerinden bir tanesi. Dünya uzun süredir bu sorunla tanışma halinde. Artık mücadele verme, sorunu çözme zamanı geldi. Farkındalık çalışmaları, somut adımlar, bütçe ayrılması gibi birçok hamlenin yapılması gerekiyor. Aksi halde distopya senaryolarına yol açabilecek bu konu için çok geç kalınmış olacak.

İklim değişikliği, uzun zaman dilimleri boyunca meydana gelen hava koşulları sonucu toprak parçalarına ve buz tabakalarında meydana gelen değişime verilen addır. İklim değişikliğine doğal sebepler etkide bulunabilir ancak günümüzde tehdit unsuru oluşturan sebepler doğal değildir. Çok büyük bir pay yapay, beşeri unsurlara dayanmaktadır. Özetle iklim krizi insan eli ile yaratılmıştır. Yapılan araştırmalara göre, insanların artık terk etmesi gereken enerji kaynakları, doğaya duyarsız sanayileşme, kontrolsüz nüfus artışı ve yok edilen yeşil alanlar, yangınlar sonucu oluşan ormansızlaşma sürecin hızlanmasını tetikleyen faktörler arasında ilk sıralarda yer alıyor.

Krizle Mücadele

İklim değişikliği kaynaklı kuraklık, seller, şiddetli kasırgalar gibi birçok küresel felaketi yakın zamanda yaşamaya başladık. Krizle mücadele için yapılması gereken hamlelerin başında karbon ayakizimizin küçültmesi yer alıyor. Buna istinaden atmosfere salınan sera gazların en düşük seviyede tutulması, atılması gereken ilk adımdır. Ortalama sıcaklıklardaki artış 2°C ile sınırlandırılmalıdır. Bu da atmosferdeki CO2 oranının 450 ppm seviyesini aşmaması anlamına geliyor. En büyük mücadele ve çözüm yollarından diğeri ise yenilenebilir enerji kaynakları kullanmaktır. Dünyadaki enerji üretime dair dönüşüm için gerekli farkındalık ve baskı oluşturulmalıdır. Güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi gibi birçok yenilenebilir enerji kaynakları keşfedilmiştir. Bu enerji kaynaklarına olan talep arttırılmalıdır.

İklim krizine çözüm üretme konusunda en büyük sorumluluk gelişmiş ülkelere düşmektedir. Bu sorumluluğu iki tema üzerinden düşünebiliriz. İlki imkân, ikincisi ise sebebiyettir. Uluslararası bir vergi sistemi düzeninde gelir seviyesi yüksek olanın vereceği vergi ile, daha az gelire sahip olanın vergisi farklı olacaktır.  Gelişmiş ülkelerin diğer ülkelere kıyasla imkanları daha fazladır. Gelişmiş ülkelerin ekonomilerinden iklim krizi ile mücadeleye ayırabilecekleri bütçe çok daha fazla olmalıdır. Şu ana dek atılan adımlar da tatmin edici boyutlarda olmasa bile bu yöndedir. G7 zirvesinde alınan karar itibari ile kömür santrallerinden vazgeçilmesi şartı ile gelişmekte olan ülkelere 2,8 milyar dolara kadar finansman destek sağlanacaktır.

Ekonominin yanı sıra gelişmiş devletlerin kamuoyunda oluşturabilecekleri baskı çok daha fazladır. Oluşturabilecekleri farkındalık ve gündem ile daha çok insana ulaştırma konusunda daha büyük sorumluluklar alabilirler. Bu duruma ek olarak, iklim değişikliği küresel bir sorundur. Bu sorun tüm ülkeleri ve tüm halkları etkilemektedir. Bu sebeple uluslararası bir birliktelik ile çözüme ulaşmak mümkündür. Amerika, İngiltere, Almanya gibi devletlerin iş birliği çağrısı uluslararası camiada daha çok destek görecektir. Yani bu devletlerin sadece kamuoyu baskısı değil, uluslararası baskı da kurmaları mümkündür. Gelişmiş devletlerin sorumluluk almasına yönelik bir diğer sebep ise bu mücadelede başrollerin şu ana dek sivil toplum kuruluşları olmasıdır. Birçok sivil toplum kuruluşunun ana hareket merkezi bu gelişmiş devletlerdedir. Devlet destekli farkındalık eylemleri ile daha çok insana farkındalık yönünde etkide bulunabilirler.

İkinci başlık ise sebebiyettir. Resmi karbon emisyon oranları incelendiğinde, ilk sıradaki ülkelerin Çin ve ABD olduğu gözlemlenecektir. Özellikle, ilk sıralarda yer alan 10 ülke Dünya'daki emisyonun yaklaşık%70’ini oluşturuyor Bu neden ile bu ülkeler daha çok zan altındadır. Bu ülkeler nasıl salınım oranında ilk sırada yer alıyor ise çözüm noktasında da ilk sıralarda gelmelidir. Bir cinayette olay mahalli belli iken çözüm için gelen ekipler başka bir alanda çalışma yürütmek mantıklı değildir.  ABD’deki karbon emisyon oranları yüzdelik dilimde çift hanelerde yer alırken, bu listede son sıralarda olan ve minimum düzeyde etkiye sahip olan ülkelerin aynı hassasiyete sahip olması beklenmemelidir. Çünkü müdahale edilmesi gereken birçok husus aslında gelişmiş devletlerin kendi kontrolündedir. Bu bölgelere en çok müdahale imkânı yine bu devletlere aittir. Ayrıca bilinmelidir ki, bu devletlerden beklentiler bu yöndedir. Bu devletler bölgesel güç aktörleri olduğunu iddia etmekte ise çözüm sürecinde de başrol olmalıdır. Örneğin, tarihte olduğu gibi Marshall yardım planları dağıtan ABD, günümüzde olduğu gibi aşı yardımlarında bulunan ABD yine kampanya şeklinde bir çözüm süreci oluşturulmasına yardımda bulunmalıdır. Gelişmiş bir devlet olmanın bedeli budur. Aksi takdirde, geriye yaşanabilir bir Dünya kalmayacak.

Günümüzde tüm Dünya’yı etkisi altına alan küresel bir sorun var. Bu durum siyaset üstü bir durumdur. Ortada tespit edilmiş bir kriz ve önerilen çözümler mevcuttur. Geriye sadece harekete geçmek kalmıştır. Önemli olan bu süreçte samimi olmak ve bu süreci suiistimal etmemektir. Dünya bu konuya yabancı değil. Sık sık vurgusu yapılan iklim krizi hususu her uluslararası zirvede gündeme taşınmaktadır. Ancak, somut adımlar atmak konusunda hiçbir ülkeden hamle gelmemektedir. G7 Zirvesinde verilen vaatler bile sonuç bildirgesinde yer almamıştır. Daha önce bu konuya dair imzalanan anlaşmalar gündemden düşmüş gerekli takibi yapılmamıştır. Yarın çok geç olmadan, bu tavır ve tutum değişmelidir.

 

Kaynakça


https://www.wwf.org.tr/ne_yapiyoruz/iklim_degisikligi_ve_enerji/iklim_degisikligi/

https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-57463416

http://climatechange.boun.edu.tr/iklim-degisikligi-ve-karbon/

https://tr.euronews.com/2018/09/03/dunyayi-en-cok-hangi-ulkeler-kirletiyor-turkiye-kacinci-sirada-

https://climate.nasa.gov/causes/

 

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

  II.Mahmut, Vakay-ı Hayriye adıyla, Aksaray-Et Meydanı’ndaki yeniçeri kışlaları top ateşine tutularak 6.000'den fazla yeniçeri öldürülmüş ve isyana katılan yobaz takımı tutuklanmıştır. Askeri kuvveti çok zayıflayan Osmanlı’nın Donanması 1827’de Navarin’de sonra Sinop Limanında yakılınca Osmanlını...

Error: No articles to display