Koronavirüs Küresel Düzeni Değiştirmeyecek

Yazan  30 Nisan 2020

Foreign Policy yazarlarından Joseph S. Nye Jr. Salgının her şeyi değiştirdiği iddialarına şüpheyle yaklaşılması gerektiğini belirterek, Çin’in fayda sağlamayacağı ve ABD’nin önde kalacağı iddiasında bulundu.

“Koronavirüsün küresel etkilerine dair birçok görüş mevcut. Birçok yorumcu, 1945'ten beri ABD liderliğinde ilerleyen bir küreselleşme döneminin sona erdiğini tahmin ederken. Bazıları, Çin'in ABD’yi küresel bir güç olarak aştığı bir dönüm noktası olarak görüyor. Küreselleşme - ya da kıtalar arasındaki karşılıklı bağımlılık - ulaşım ve iletişim teknolojisindeki değişikliklerin sonucudur ve bunların durması olası değildir. Ekonomik küreselleşmenin ticaret gibi bazı yönleri kısıtlanacak, ancak finansal akışlar daha az olacaktır. Kürselleşmenin ekonomik yanı hükümetlerin yasalarından etkilenirken, küreselleşmenin pandemi ve iklim değişikliği gibi diğer yönleri daha çok biyoloji ve fizik yasaları tarafından belirlenmektedir. 21. Yüzyılın üçüncü krizini olan koronavirüs pandemisine ilk tepkiler hem Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping hem de ABD Başkanı Donald Trump’ın, inkâr ve yanlış bilgilendirmeleri ile başladı. Gecikmeler ve gizlemeler, test ve kontrol altına alma için çok önemli bir zaman kaybına yol açtı ve uluslararası işbirliği fırsatı boşa harcandı. Bunun yerine, dünyanın en büyük iki ekonomisi, maliyetli tecritler uyguladıktan sonra, propaganda savaşlarına katıldı. Çin, Wuhan’da virüsün varlığı için ABD ordusunu suçlarken Trump da “Çin virüsü” yorumlarını yaptı. Ekonomisi kabaca ABD'nin büyüklüğüne sahip olan Avrupa Birliği, dağılma tehlikesi karşısında panikledi. Bir virüs, sınırları veya kurbanlarının milliyetini daha az umursayamazdı.

ABD ve Çin ekonomilerinin yanı sıra ABD'nin Avrupalı ve Doğu Asya müttefiklerinin ekonomileri de ağır darbe aldı. Krizden önce, Çin ekonomisi ABD'nin (döviz kurlarıyla ölçülen) üçte ikisi büyüklüğüne ulaşmıştı, ancak Çin krize yavaşlayan bir büyüme oranı ve azalan ihracatla girdi. Pekin ayrıca askeri güce büyük yatırım yapmakta, ancak ABD'nin çok gerisinde kalmakta. Krizin maruz kaldığı diğer şeylerin yanı sıra Çin'in yetersiz sağlık sistemi için büyük harcamalara ihtiyacı var.

ABD'nin pandemiye rağmen sürecek jeopolitik avantajları var. Birincisi coğrafya:, Çin'in Brunei, Hindistan, Endonezya, Japonya, Malezya, Filipinler, Tayvan ve Vietnam ile toprak anlaşmazlıkları varken ABD okyanuslar ve dost komşularla sınırlı. İkinci bir avantaj enerji: Kaya gazı ve gaz devrimi ABD'yi bir enerji ithalatçısından net ihracatçıya dönüştürdü. Öte yandan Çin, büyük ölçüde Basra Körfezi ve ABD'nin deniz üstünlüğüne sahip olduğu Hint Okyanusu'ndan geçen enerji ithalatına bağımlı.

Amerika Birleşik Devletleri'nin demografik avantajları da mevcut: Stanford Üniversitesi'nin Adele Hayutin'in araştırmasına göre, önümüzdeki on buçuk yılda, ABD işgücünün yüzde 5 büyüyeceği, Çin’in ise esas olarak önceki tek çocuk politikası yüzünden %9 küçüleceği belirtildi. Çin’in çalışma çağındaki nüfusu 2015 yılında zirveye ulaştı ve Hindistan yakında Çin’i dünyanın en kalabalık ülkesi olarak geçecek.

Bütün bunlar, COVID-19 salgınının jeopolitik bir dönüm noktası ortaya çıkarma olasılığının düşük olduğunu göstermektedir. Ancak Amerika yüksek kartların çoğunu elinde tutmaya devam ederken, yanlış yönlendirilen politika kararları bu kartları kötü oynamasına neden olabilir. İttifakların ve uluslararası kurumların aslarını atmak böyle yanlış yönlendirilmiş bir karardır. Bir diğeri ciddi bir göç kısıtlaması olacaktır.

Bir ABD başkanı bu tür işbirlikçi ve yumuşak güç artırıcı politikalar seçseydi, pandemiden ortaya iyi bir şey çıkabilir - daha iyi bir dünyaya jeopolitik bir yol. Bununla birlikte, ABD politikaları mevcut yolda devam ederse, yeni koronavirüs milliyetçi popülizm ve otoriter rejime yönelik mevcut eğilimleri tamamen hızlandıracaktır. Ancak, ABD ile Çin arasındaki güç ilişkisini temelden değiştirecek jeopolitik bir dönüm noktası öngörmek için henüz çok erken."

Yazıda da açıkça belirtildiği gibi, liderlerin bu süreci propaganda yapıp birbirleriyle rekabet etmek yerine işbirliği içinde yönetmeleri herkes için olumlu sonuçlanır. Virüsün olası ikinci dalga ihtimali yoksul ülkeler göz önüne alınarak değerlendirilmeli ve planlanmalıdır.

 

KAYNAK: Foreign Policy

 

 

Yasemin Çirkin

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Stajyer

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display