Deniz Berktay

Deniz Berktay

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Rus-Slav Araştırmaları Uzmanı

 

Ukrayna’da 21 Nisan 2019’da yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunu, daha önce hiçbir siyasi deneyimi olmayan komedyen Volodimir Zelenski’nin yüzde 73 civarında oy alarak kazanması, uluslararası basında geniş yer buldu.

Yukarıdaki başlık, aslında bana değil, Ukrayna’da cumhurbaşkanına yakın bir gazeteye ait. Geride bıraktığımız pazar günü (31 Mart), yani, Türkiye’de yerel seçimlerin yapıldığı gün, Ukrayna’da da, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turu gerçekleşti ve şimdiki Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko’nun oyu yüzde 15,9’larda kalırken, bu zamana kadar aktif siyasetle hiç ilişkisi olmamış olan ünlü komedyen Volodimir Zelenski, tahminlerin epey üzerine çıkarak, oyların yüzde 30,24’ünü aldı (yani, neredeyse, her üç seçmenden biri, oyunu ona verdi). Seçimlerin bir diğer adayı olan eski başbakanlardan (Ukrayna’nın “demir leydisi” olarak adlandırılan) Yuliya Timoşenko ise, yüzde 13 civarında oy alabildi. Dolayısıyla siyasete yeni atılan komedyen Zelenski, tek başına, cumhurbaşkanı ile ana muhalefet liderinin oylarının toplamından daha fazla oy aldı. Bu tablo karşısında da, Cumhurbaşkanı Poroşenko’ya destek vermiş olan bazı yayın organları, “Seçim mi, 1 Nisan şakası mı” diye başlık attılar.

Ortodoks dünyasının iki önemli merkezi olan Fener Patrikhanesi ile Moskova Patrikhanesi’nin “Ukrayna’ya kim egemen olacak” tartışması nedeniyle birbirleriyle köprüleri attığını ve bu yıl bu nedenle Ortodoks dünyasının tarihindeki belki de en büyük kopuşun yaşandığını daha önce çeşitli makalelerimde yazmıştım.

Türk aleyhtarı filmler arasında en meşhurlarından biri olan ve 1. Dünya Savaşı’nda Araplar’ın Türkler’e karşı kışkırtılmasında önemli rol oynayan İngiliz subayı Thomas Edward Lawrence’ın maceralarını bire bin katarak anlatan Arabistanlı Lawrence filmini seyredenler hatırlayacaktır:

Ortodoks dünyasının iki önemli merkezi olan Fener Patrikhanesi ile Moskova Patrikhanesi arasındaki ilişkiler, Ukrayna krizi nedeniyle, kopma noktasına geldi. Bunu tam da bu kelimelerle ifade eden Moskova Patrikhanesi oldu.

İçinde bulunduğumuz günler, Rusya’yla Gürcistan arasında patlak veren ve tarihe “Beş Gün Savaşı” olarak geçen Rus-Gürcü Savaşı’nın onuncu yıldönümü. Bu vesileyle, o dönemde ne olmuştu ve 2008 yılı bütün eski Sovyet coğrafyası açısından neden kritik bir yıldı, hangi gelişmelerin olabileceği 2008 yılında belli olmuştu bu konuları kısaca irdelemekte fayda var.

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...