Bu sayfayı yazdır

Kürecik Radarı: Türk Dış Politikasına Etkileri

Yazan  22 Temmuz 2014

Giriş

Türk-Amerikan ilişkileri zaman zaman inişli çıkışlı dönemler yaşamaktadır. Son dönemde yapılan açıklamalar dikkate alındığında Türk-Amerikan ilişkilerinin iyi bir dönem geçirdiği ifade edilmektedir. İki ülke ilişkilerinin iyileşme ve hatta “en iyi” seviyesine gelmesinde –bu ifade Türk-Amerikan İşbirliği konseyinin son toplantısında kullanılmıştır-  Malatya Kürecikte bulunan ABD radarının yeniden kullanılır hale getirilmesi ve bilahare Avrupa Füze Savunma sisteminin bir parçası olmasının önemli rolü olduğu söylenebilir.

Türk kamuoyuna çoğunlukla tek bir radar istasyonu gibi yansıtılan Kürecik Radarı, aslında ABD’nin kendi topraklarını koruma amacıyla oluşturduğu Avrupa Füze Savunma sisteminin bir parçasıdır. Dolayısıyla Kürecik radarı meselesinin anlaşılabilmesi ve Türk-Amerikan ilişkilerindeki rolü açısından öncelikli olarak Avrupa Füze Savunma Sisteminin açıklanması gerekmektedir.

Avrupa Füze Savunma Sistemi

Avrupa Füze Savunma Sistemi, ABD’nin 2002 yılında dünya çapında oluşturma kararı aldığı savunma sisteminin bir parçasıdır.[1] Bu sistem dünya çapında ABD’ye yönelme ihtimali olan saldırıları izleme ve önleme amacıyla oluşturulmuştur. Bu sisteme gerekçe olarak İran ve Kuzey Kore’nin nükleer faaliyetleri öne çıkarılmaktadır.[2] ABD sistemi dünya çapında kurarken stratejik önemi haiz olan Avrupa kıtasını da ihmal etmemiştir. Özellikle İran’dan gelecek muhtemel saldırılara karşı Doğu Avrupa öncelikli bir sistem geliştirilmektedir. Bush döneminde sistemin geliştirilmesi için Çek Cumhuriyeti ve Polonya ile görüşmeler başlamıştır. 2007 yılında ABD Savunma Bakanı Robert Gates, danışmanı Eric Edelman ve Amerikan Savunma Bakanlığı Füze Savunma Dairesi Başkanı Korgeneral Henry Obering Polonya, Çek Cumhuriyeti ve Almanya’yı kapsayan bir ziyaret gerçekleştirmiştir. Bu görüşmeler sırasında yayımlanan bir araştırmada Polonyalıların yüzde 57’sinin, Çek Cumhuriyeti vatandaşlarının da yüzde 68’inin savunma sistemine karşı olduğu belirtilmiştir.[3]

Aynı dönemde Rusya, Polonya ve Çek Cumhuriyetlerinde kurulacak sistemin kendilerini hedef aldığına dair açıklamalarda bulunmuştur. Dönemin Rus Genelkurmay Başkanı Yuri Baluyevksy:“Polonya, Çek Cumhuriyeti ya da başka ülkeler füze savunma sistemine dâhil oldukları takdirde Rusya’nın hedefi haline geleceklerdir” açıklamasını yapmıştır.[4] ABD her ne kadar Rusya’yı füze sistemi için bir tehdit olarak açıklamasa da, sistemin konuşlandırıldığı ülkelerin coğrafi konumları ve Rus genelkurmay başkanının açıklamaları aksi düşünceleri engelleyememektedir. Bu tartışmalarla birlikte Çek Cumhuriyeti 08 Temmuz 2008'de[5], Polonya 20 Ağustos 2008’de füze savunma sistemi antlaşmasını imzalamıştır. [6] Böylece füze savunma sisteminin Doğu Avrupa ayağı başlamıştır. Her iki ülkede de çoğunluğun bu antlaşmalara karşı olmasına rağmen antlaşmaların imzalanması dikkat çekicidir. Bu imzalardan sonra füze sistemi NATO’nun 4 Nisan 2009’da Strasbourg’da düzenlenen zirvesinde bir proje olarak ele alınmıştır.[7] Strasbourg zirvesi sonrası Türkiye de NATO üyesi olması dolayısıyla füze savunma sistemine katılmaya aday ülke haline gelmiştir. 2010 Lizbon zirvesinde füze savunma sisteminin gerekliliğinden bahsedilirken İran dâhil olmak üzere bu sistemin herhangi bir ülkeye karşı olmadığı beyan edilmiştir.[8] Fakat söylemlerin aksine hem radar istasyonları hem de füze silolarının konuşlandığı alanlar İran ve Rusya gibi ülkeler açısından tehdit olarak değerlendirilmektedir.

Kürecik Radarı’nın Kuruluşu

Kürecik Radar İstasyonu, NATO üyesi ülkelerin ABD önderliğinde Amerikan topraklarını korumak için katıldığı füze savunma sisteminin bir parçasıdır.[9] Tüm NATO üyelerinin füze savunma sisteminde yer alması kabul edildikten sonra Türkiye sistemin bileşenlerini satın alabilmek için maddi destek talep etmiştir.[10] Bu toplantının ardından Türk Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ve Amerikan Büyükelçisi Francis J. Ricciardone arasında Kürecik’teki radar istasyonunun kullanılmasına dair bir mutabakat zaptını Eylül 2011’de imzalanmıştır.[11] Aynı tarihlerde Romanya’da da söz konusu radar ile irtibatlı çalışacak füzesavarların 2015’e kadar yerleştirilmesine dair bir antlaşma imzalanmıştır.

Türk tarafının mutabakat zaptını imzalamasından yaklaşık bir ay sonra ABD askerleri Kürecik Bucağına gelmiştir. ABD’nin Avrupa Komutanı Korgenaral Mark Hetling, Türkiye ile yapılan anlaşmaya dayanarak tesisin kurulması için çalışmaların sürdürüldüğünü açıklamıştır.[12] Türk kamuoyunda radar tartışmaları devam ederken, müsteşarlık ve büyükelçilik seviyesinde imzalanan bir protokol zaptı ile Türkiye, ABD liderliğindeki füze savunma sisteminin resmen bir parçası haline gelmiştir. Üstelik ABD Avrupa Kuvvetleri Komutanı yaptığı açıklama ile personelin Türkiye’ye gönderildiğini ve çalışmalara başladığını alenen beyan etmiştir. Bu süre zarfında Türk kamuoyu ancak olayları olduktan sonra duymaktadır. Radarın faal hale gelmesiyle Rusya Türkiye’ye tepki göstermiştir..

Kürecik Radarına Rus Tepkisi

Türk yetkililerinin radarın herhangi bir ülkeye düşmanca bir tavır takınmak için araç olmadığını ifade etmelerine rağmen, Rusya aksi bir tutum sergilemektedir. Polonya ve Çek Cumhuriyeti’ne daha sonra da Romanya’da konuşlandırılan sistem ve füzeler dolayısıyla gerilen Rus-Amerikan ilişkileri Türkiye’ye yansımıştır. Dönemin Rusya Devlet Başkanı Medvedev, füze kalkanını tehdit olarak algıladıklarını belirterek, Kürecik radarı için Krasnodar, Doğu Avrupa’daki konuşlu sistemler için de Beyaz Rusya’da İskender-E füzelerini konuşlandıracaklarını ve güç dengesinin bozulmasına müsaade etmeyeceklerini ve gerekirse Stratejik Silahların Sınırlandırılması (START) anlaşmasından çekilebileceklerini belirtmiştir. [13]

Rusya’nın aralarında Türkiye’nin de olduğu ülkeleri vurma iddiası  teknik açıdan gerçekçidir. Çünkü İskender tipi füzelerin M modeli 400 km, E modeli 280 km ve en uzun menzilli olan K modeli ise 2.000 km menzile sahiptir. Bu açıdan bakıldığında herhangi bir savaş durumunda; Karadeniz Bölgesinde; Trabzon, Artvin, Rize, Giresun, Ordu, Samsun, Gümüşhane, Bayburt illeri, Doğu Anadolu Bölgesinde de Erzurum, Erzincan, Sivas, Tokat, Amasya, Kars, Bingöl, Tunceli, Ağrı, Van, Malatya ve Elazığ illeri doğrudan tehdide maruz kalmaktadır. Anılan iller dikkate alındığında Krasnodar’dan ateşlenmesi muhtemel bir füze Türkiye’nin büyük bir bölümünü tehdit edecektir. Rusya dışında İran da Kürecik radarına tepki göstermiştir.

İran’ın Kürecik Uyarıları

ABD her ne kadar füze savunma sisteminde İran’ın adını hedef olarak sıkça anmasa da iki ülke arasındaki sorunlar ve 5 Ocak 2012 tarihli ABD strateji beyanı İran’ı hedefe oturtmaktadır. Üstelik aynı belgede ABD, İran’ın nükleer faaliyetlerinin engellenmesi için Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkeleriyle ortak politikalar yürüteceğini, KİK ile yürütülecek politikaların Orta Doğu, dolayısıyla İsrail’in güvenliği açısından önemli olduğunu ifade etmektedir.[14] Füze savunma sisteminin Orta Doğu’dan gelecek saldırıları önleme iddiası dikkate alındığında muhtemel hedeflerden birinin İran olduğu sonucuna kolayca varılabilir. Anlaşılan odur ki, bu sonuca İran devlet yetkilileri de varmıştır.

İran’ın Türkiye’ye ilk tepkisi İran Meclisi Milli Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu Başkanı Alaaddin Burucerdi’den gelmiştir. Burucerdi, Türkiye’nin radar için ABD’ye izin vermesine istinaden Müslüman ülkelerin NATO’nun çıkarlarına hizmet etmemesi gerektiğini söylemiştir.[15] İran Savunma Bakanı Ahmed Vahidi de benzer tepkiler göstererek ülkesine karşı gerçekleştirilecek hasmane davranışları kabul etmeyeceklerini belirtmiştir.[16] İran’ın son açıklamalarından biri de İran dini liderlik makamının temsilcisinden gelmiştir. Kürecik radarı konusunda Türkiye-ABD uyumunu eleştiren temsilci “iyi dostumuz olan Türk hükümetinin bu emre uymasını beklemiyorduk” ifadesini kullanmıştır.[17] İran’ın Kasım 2011’de bu uyarılardan sonra füzelerini Türkiye’ye çevirmiştir.[18] İran’ın tehditkâr tavrının Suriye olayları ile ilgili olduğu iddia edilse de hem yabancı basında yer alan haberler hem de olayın zamanlaması Kürecik radarı ile olan ilgiyi akıllara getirmektedir. Kasr-ı Şirin Antlaşması’ndan beri nispi bir barış durumu yaşayan İran-Türkiye ilişkileri, Kürecik radarı dolayısıyla gergin bir döneme girmiştir. Türk-ABD ilişkileri iddia edildiği gibi en iyi dönemini yaşamaktaysa bile Türkiye bölgesinde bulunan önemli iki güç Rusya ve İran ile gergin bir dönem geçirmektedir.

Erdoğan-Obama Görüşmesi

Kürecik istasyonunun çalışmaları devam ederken Başbakan Erdoğan ile ABD Başkanı Obama Mart 2012’de Güney Kore’nin Başkenti Seul’de görüşmüşlerdir. Erdoğan-Obama görüşmesinin temel noktaları İran’ın nükleer programı ve Suriye’de gerçekleşen olaylardır. Görüşmelerin İran ile ilgili olan kısmı her zaman olduğu gibi İran’ın nükleer programı ve Suriye ile olan ilişkileri çerçevesinde gelişmiştir. Başbakan Erdoğan’ın Seul’deki görüşmeden hemen sonra Tahran’a seyahat etmesi ABD’nin mesajlarını İran’a iletme isteği olarak görülebilir. Ancak, 28 Mart 2012 için planlanan Erdoğan-Ahmedinejad görüşmesi, İran Cumhurbaşkanı’nın sağlık sorunlarını öne sürerek ertelendiği sırada, Suriye Dışişleri Bakan Yardımcısı Faysal Mikdad’la görüşmesiyle diplomatik bir sıkıntı haline gelmiştir.[19] Söz konusu erteleme Türk basınında derinlemesine yer almasa da durumun Türkiye-ABD ilişkileri dolayısıyla Türkiye’ye gösterilen bir tavır olduğu söylenebilir. Seul’deki Erdoğan-Obama görüşmesinin istenilen sonucu vermediği bilakis Erdoğan-Obama kararlarının ters tepki gördüğü açıktır.

İran-Türkiye ilişkilerini gerginleştiren durumun temel sebeplerinden biri de Kürecik radar istasyonudur. Söz konusu istasyonun 2011 yılı sonunda faal hale gelmesi Türk-Amerikan ilişkilerinde yeniden göreceli bir iyilik kazandırsa da, Türkiye’nin Rusya ve İran ile ilişkileri açısından aynı durumun söylenmesi zordur.

Şikago Zirvesi ve Kürecik’in Statüsü

Şikago’da gerçekleşen NATO zirvesi Kürecik radar istasyonunun resmi durumunun belirlendiği toplantıdır. Lizbon zirvesi ile ortak karara bağlanan ve tüm NATO üyesi ülkelerin sisteme katılması kararlaştırılmış, Şikago zirvesinde de bu durumun gerçekleştirilme yolları belirlenmiştir. Kürecik radar istasyonunun statüsü ile ilgili tartışmaların başında kime ait olduğu, hangi alanları izleyeceği ve İsrail ile bilgi paylaşılıp paylaşılmadığı gelmektedir. Bu konuda açıklama NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen’in zirve öncesi gerçekleştirdiği Ankara ziyaretinde gelmiştir. Rasmussen Şubat 2012’de TBMM Dışişleri ve Savunma Komisyonu üyeleri ile görüşmesi sırasında "Kürecik’i kim istedi" sorusuna: “Türkiye bize bu konuda çok yakın işbirliği içinde olduğunu hissettirdi” cevabını vermiştir. Ayrıca projenin hangi ülkeye ait olduğu konusunda ise, Füze Savunma Sistemi’nin NATO’ya ait olduğunu ancak ABD’nin çok büyük maddi katkılarda bulunduğunu söylemiştir. NATO Genel Sekreteri Kürecik radarına İsrail’in herhangi bir katkıda bulunmadığını ancak İsrail’in NATO ile ortak ülke statüsünde olmasından dolayı Akdeniz’de işbirliği yapılacağını da ifade etmiştir.[20]

Şikago’da yapılan NATO zirvesinde ABD Kürecik radarının NATO’ya devredilme talimatı Obama tarafından verilmiştir. Sistemin entegrasyonu çerçevesinde verilen bu talimatla Kürecik Radar istasyonu, Avrupa Füze Savunma Sisteminin resmen bir parçası olmuştur. Sistem 2018 yılında Avrupa Kıtasını, 2022’de de Avrupa’dan ABD topraklarını korur hale gelecektir. Bu sistemin ileri karakolu da Kürecik Radar istasyonu olacaktır. ABD söz konusu sistem için NATO ülkelerini toplam bir milyar dolar harcamaya ikna etmiştir.[21] Bu harcamanın dışında ABD 2011 yılı verilerine göre NATO kapsamında 430,381 milyon dolar harcamıştır. ABD’nin ardından en çok harcama yapan ülkeler sırasıyla Almanya, Fransa ve İngiltere’dir.[22] ABD’nin tek başına yaptığı harcama miktarı ve Rasmussen’in Füze Savunma Sistemi için ABD’nin büyük katkılarda bulunduğu ifadesi dikkate alındığında Kürecik Radarının statüsü daha net anlaşılabilir. Bu noktada Rasmussen’in -Ankara ziyareti sırasında ifade ettiği- İsrail ile Akdeniz’de işbirliği yapılabilir söylemiyle örtüşen ABD-İsrail ortak faaliyetleri ve Kürecikle olan ilgisine değinmek gerekmektedir.

Kürecik Radarı ve “Dost” ABD’nin Tatbikatları

ABD ve İsrail deniz ve hava kuvvetleri 10 Şubat 2012’de Akdeniz’de ortak bir tatbikat düzenlemişlerdir. Söz konusu tatbikatın senaryosu, Orta Doğu’dan atılan bir füzenin müşterek bir operasyonla izlenme kabiliyetinin ölçülmesidir. Bu tatbikat ilk bakışta iki yakın müttefik ülkenin müşterek tatbikatı olarak sunulabilir. Ancak burada Türkiye’yi yakından ilgilendiren durum Kürecik radar istasyonunun kullanılmış olma ihtimalidir. Bu tatbikat sırasında bir İsrail F-15’inden atılan ve İran ya da Suriye’den atıldığı varsayılan Rafael Blue Sparrow-2 füzesi atıldığı andan itibaren takibe alınmış ve tatbikat başarıyla sonuçlandırılmıştır. Söz konusu tatbikatta İsrail’in Mısır sınırında bulunan Keren Dağları’ndaki radar ile Türkiye’de Kürecik’te konuşlu bulunan radar kullanılmıştır. Tatbikattan sonra Amerikalı ve İsrailli yetkililer yaptıkları açıklamada başarılı olunduğunu söylemiş, ancak radarların bilgiyi nasıl paylaştıklarını açıklamamışlardır.[23] ABD-İsrail tatbikatı pek çok kez İsrail’le bilgi paylaşılmayacağı iddia edilen Kürecik radarının da katılımıyla yürütülmüştür.

ABD-İsrail-Yunan unsurlarının katıldığı Noble Dina Tatbikatı’nda da Kürecik radarının kullanıldığı iddia edilmiştir. 1998–2009 yılları arasında ABD-İsrail-Türkiye ortak tatbikatına, Türkiye’nin yerine Yunanistan’ın eklenmesiyle gerçekleştirilen tatbikatta, ülkelerin doğal gaz kuyularına düzenlenecek muhtemel saldırılar canlandırılmıştır. Söz konusu tatbikatta Kürecik radarının kullanıldığı iddialarını Savunma Bakanı Kürecik’in Avrupa Füze savunma sisteminin bir parçası olduğunu ve buradan elde edilen bilgilerin NATO müttefikleriyle paylaşılacağını, İsrail gibi ittifak dışı ülkelerle bunun mümkün olmadığını söyleyerek reddetmiştir.[24]

ABD Avrupa Komutanlığı olarak ifade edilebilecek olan US EUCOM’un komutanı James Stavridis’in ABD Senatosu Silahlı Kuvvetler Komitesine sunduğu raporda İsrail ile ABD’nin askeri operasyonlarda bilgi paylaşımı, ortak harekât gibi konularla işbirliğini devam ettirmek ve sağlamlaştırma amacı taşıdıklarını ifade etmesi dikkat çekicidir.[25] ABD’nin İsrail ile bilgi paylaşımına önem gösterdiği açıkça belirtilmektedir ayrıca İsrail, Rasmussen tarafından net bir şekilde NATO’nun önemli bir ortağı olarak ifade edilmiştir.

Kürecik Radarı Silahlanıyor mu?

Türkiye hava savunma için füze ihalesi açmıştır. Radar üssünün dışında kendi hava savunma sisteminin oluşturulması için açılan ihaleye ABD Patriot, Çin FD–2000, Fransız-İtalyan ortak yapımı Eurosam Samp-T modelleriyle birlikte Rus S–400 füzeleri de konu olmuştur.[26] İhale, Türk-Amerikan İşbirliği Konseyi’nde savunma konularının görüşülmesinin ardından açılmıştır. Üstelik Türkiye’nin Kürecik Radarı kurulum aşamasındayken ABD’den hava savunma bileşenleri için para istediği iddiası ortaya atılmıştır. Türk Silahlı Kuvvetlerinin envanterinde henüz bu çapta hava savunma silahları bulunmamaktadır. Anılan kabiliyette silahların menzilleri 100 km ile 400 km arasında değişmektedir. Yani etkili menzilleri komşu ülkeler olacaktır.

Söz konusu menzilde füze ihtiyacı 1991 ve 2003 yıllarında ABD’nin Irak’a karşı yaptığı harekâtlarda ortaya çıkmıştır. Türkiye-ABD ve NATO müzakereleriyle anılan dönemlerde Patriot füzeleri geçici olarak yerleştirilmiştir. Lizbon zirvesinde Türkiye’nin hava savunma sistemi bileşenleri için para istediği iddiası[27] bu noktada anlamlı hale gelmektedir. Eğer bileşenlerden kasıt Kürecik Radarına ek olarak oluşturulacak bir silah sistemiyse, bu şu ana kadar ifade edilen söylemlerin aksine Türkiye’nin de füze lançerlerine ev sahipliği yapacağı anlamına gelmektedir.

Sonuç

Türkiye-ABD ilişkileri dikkate alındığında ortaya çıkan sonuçlar Orta Doğu, Avrupa ve Kuzey Afrika’da da sonuçlar doğurabilmektedir. Özellikle Kürecik radarı, ait olduğu sistem dolayısıyla Avrupa ülkeleri, İran ve İsrail için de doğrudan neticeler doğurmuş ve doğurmaya devam edecektir. ABD’nin Kürecik radarı ile ilgili tavrının neticede kendi çıkarları doğrultusunda karar alınması ile ilgili olduğu açıktır. Bununla birlikte unutulmamalıdır ki hangi söylem geliştirilirse geliştirilsin Orta Doğu’da ABD ile İsrail’in çıkarları ayrılmaz bir biçimde iç içedir. Yani ABD çıkarları İsrail çıkarlarıdır. Bunu Amerikalılar da açıkça ifade etmektedir. Bu durumda Kürecik Radar istasyonunu İsrail’in çıkarlarına doğrudan ya da dolaylı hizmet etme ihtimali oldukça yüksektir.

Kürecik radarının faaliyete geçmesinden sonra Türk-Amerikan ilişkilerinde bir yakınlaşma olduğu söylenebilir. Seul’de Erdoğan-Obama görüşmesi, Şikago’da Cumhurbaşkanı Gül’ün başkanlığını yaptığı heyetin başta Obama olmak üzere ABD’li yetkililerle görüşmesi son olarak da Türk Amerikan İşbirliği Konseyi’ndeki sıcak mesajlar bu düşünceyi akıllara getirmektedir. Ancak bu iyi ilişkilerde ABD tarafının daha kârlı çıktığı iddia edilebilir. Türkiye Kürecik radarı dolayısıyla hem Rusya hem de İran’dan tehditler almıştır. Ayrıca tavır koyduğunu iddia ettiği İsrail’in çıkarları için radarın kullanıldığını düşündürecek olaylar yaşanmıştır. Buna mukabil ABD, kendi topraklarının savunması için önemli bir kazanım elde etmiştir. ABD’nin bir diğer kazancı da İran ve Rusya’nın izlenebilmesi için stratejik bir koz elde etmesidir. Türkiye’nin Kürecik’e radarın kurulmasına izin verilmediği takdirde 2003 yılındaki tezkere krizinden daha ağır bir krizin yaşanacağı iddia edilebilir.

Türkiye Kürecik için izin verdiği halde, hassasiyetlerinin Amerikalı yetkililer tarafından anlaşıldığını söylemek mümkün değildir. Şikago’daki NATO zirvesinde Türkiye talip olduğu Predatörler, Yahudi lobisi engeline takılmıştır. Bunun dışında aynı toplantıda Obama ve ekibi Türkiye’nin İsrail ile ilişkilerini düzeltme zamanı geldiğini belirtmiştir. Türkiye’nin bu durumda İsrail’le olan düşük seviyeli diplomatik ilişkilerini kısa vadede yüksek seviyeli ilişkilere dönüştürebileceğini beklemek mümkündür.

* Özdemir Akbal'ın 21. Yüzyıl Dergisi'nin Temmuz 2012 tarihli 43.sayısında yayımlanan "Kürecik Radarı: Türk Dış Politikasına Etkileri" adlı yazısı...


[1]Missile Defense Program Overview For The National Defense Industrial Association, Depertmant of Defense Missile Defense Agency, 2007, s:9.

[2]A.g.e, s:3-8.

[3]U.S. Might Negotiate on Missile Defense, Washington Post, 24.04.2007. http://www.washingtonpost.com/wp-dyn/content/article/2007/04/24/AR2007042400871.html(13.06.2012)

[4]Russia warns neighbours against role in US missile defence scheme, Financial Times, 20.02.2007, http://www.ft.com/cms/s/0/be3c9c58-c086-11db-995a-000b5df10621.html#axzz1xfY0ynPt(13.06.2012)

[8]Steven A. Hildreth, Carl Ek, Missile Defense and NATO’s Lisbon Summit, Congressional Research Service, 2010, s:5.

[9]Missile Defense Program… s:12, 21.

[10]NATO Agrees to Build Missile Defense System, The New York Times, 19 .11.2010, http://www.nytimes.com/2010/11/20/world/europe/20prexy.html(13.06.2012)

[11]Füze Kalkanının Radarı Hangi İle Kurulacak?, Milliyet, 14.09.2011, http://gundem.milliyet.com.tr/fuze-kalkaninin-radari-hangi-ile-kurulacak-/gundem/gundemdetay/14.09.2011/1438468/default.htm(13.06.2012)

[12]Radar ekibinden, ‘Burası kışın soğuk olur’ uyarısı!, Vatan, 13.10.2011, http://haber.gazetevatan.com/radar-ekibinden-burasi-kisin-soguk-olur-uyarisi/405191/1/Haber(11.06.2012)

[13]Ruslar Kürecik'i menzile aldı, Sabah, 25.11.2011, http://www.sabah.com.tr/Dunya/2011/11/25/ruslar-kureciki-menzile-aldi(13.06.2012)

[14]Sustaining U.S. Global Leadership: Priorities for 21st Century Defense, Deparment of Defense, 2012, s:2.

[15]İran'dan Türkiye'ye füze kalkanı tepkisi, NTVMSNBC, 05.09.2011. http://www.ntvmsnbc.com/id/25247292/ (13.06.2012)

[16]İran'dan Türkiye'ye sert füze kalkanı tepkisi, Ensonhaber, 06.09.2011, http://www.ensonhaber.com/irandan-turkiyeye-sert-fuze-kalkani-tepkisi-2011-09-06.html(13.06.2012)

[17]Füze kalkanı projesine 'evet' diyen Türkiye'ye İran'ın tepkisi devam ediyor, İnternet Haber, 10.01.2012.
http://www.internethaber.com/boyun-egmelerini-beklemiyorduk-394779h.htm#ixzz1xhrAhZCD(13.06.2012)

[18]Iran threatens to hit Turkey if US, Israel attack, The Guardian, 26.11.2011, http://www.guardian.co.uk/world/feedarticle/9966163(13.06.2012)

[19]Marwan Kabalan, Harsh realities of Turkey-Iran honeymoon, Gulf News, 20.04.2012, http://gulfnews.com/opinions/columnists/harsh-realities-of-turkey-iran-honeymoon-1.1010911(14.06.2012)

[20]NATO Genel Sekreteri Rasmussen:‘Bölgesel çözüm istiyoruz’, AB Haber, 18.02.2012, http://www.abhaber.com/haber.php?id=38967(27.03.2012)

[21]NATO declares European missile shield up and running, CBS News, 21.05.2012. http://www.cbsnews.com/8301-202_162-57438103/nato-declares-european-missile-shield-up-and-running/ (25.05.2012)

[22]Gates criticizes NATO; How much does U.S. pay?, CBS News, 10.06.2011.http://www.cbsnews.com/2100-202_162-20070541.html(25.05.2012)

[23]Successful US-Israel radar test launches US missile shield’s operational phase, Debka File, 10.02.2012, http://atimetobetray.com/blog/successful-us-israel-radar-test-launches-us-missile-shields-operational-phase/ (14.06.2012)

[25]Senate Armed Servıces Committee, Testımony Of Admiral James G. Stavridis, United States Navy

Commander, United States European Command Before The 112th Congress, s:16, 2012. http://armed-services.senate.gov/statemnt/2012/03%20March/Stavridis%2003-01-12.pdf(14.06.2012)

[26]Türkiye, 4 milyar dolarlık uzun menzilli füze alıyor, 13.06.2012, http://haber.gazetevatan.com/Haber/457517/1/Gundem(14.06.2012)

[27]NATO Agrees to Build Missile Defense System, The New York Times, 19.11.2010. http://www.nytimes.com/2010/11/20/world/europe/20prexy.html(13.06.2012)