Bu sayfayı yazdır

SSCB'nin Latin Amerika Politikası ve Günümüze Yansımaları

Yazan  25 Ağustos 2013

ÖZET

Genelde bütüncül bir algı ile değerlendirilen Latin Amerika, kendi bütünlüğü içinde tarihsel ve kültürel çeşitlilikleri barındıran büyük bir yaşam alanı, jeopolitik ve ekonomik bir güç merkezidir. Bu nedenle yakın geçmişte soğuk savaş döneminde, iki büyük gücün mücadele alanı olmuştur. Tarihi, sosyal hareketler ve siyasi çalkantılarla dolu Latin Amerika ülkeleri doğal olarak 1917 Sovyet devriminden etkilenmişlerdir. Kıtada ortaya çıkan sosyal hareketlerde ortak yönler ve benzer süreçler görmek mümkündür. İdeolojisi ile birçok ulusu etkileyen SSCB’nin Latin Amerika devrimlerine yaklaşımı ise dönemsel farklılıklar gösterir. Fakat kıtada kendi ideolojisine koşut devrimlerin meydana gelmesi yanında, SSCB’nin Latin Amerika politikasını etkileyen en önemli neden soğuk savaş sürecinde kıyasıya rekabet ettiği Amerika Birleşik Devletleri ve onun dış politikasıdır.

Anahtar Kelimeler

SSCB, ABD, Latin Amerika, Rusya, Soğuk Savaş

 

SOVYETLER BİRLİĞİNİN DIŞ POLİTİKASI

Hazar Kağanlığınca kurulan Kiev şehrini, 866 yılında ele geçiren[1] Ruslar, Avrasya’nın en önemli bölgesinde yeni bir siyasi güç olarak tarih sahnesine çıkarlar. Ortodoksluk temelinde şekillenen otokratik ve milliyetçi Slav ideolojisi, tarihsel süreçte bu siyasi teşekkülü, büyük Avrasya coğrafyasında bir Rus imparatorluğuna dönüştürmüştür. Güç kullanarak hakimiyet alanını genişletme ve yayılma esasına dayanan[2] bu ideoloji tarihsel Rusya’nın dış politikasında etkili olmuştur.

Çarlığın yıkılmasından sonra “modern bir sanayi ülkesinin çok katmanlı yaşamını kapsayan bir devlet organizasyonu” kurulacağı ve yeni Rus devletinin kurumlarının öncekilerin devamı olmayacağı kehanetinde bulunan Parvus[3] çok da doğru tespitte bulunamamıştır. Zira çarlık döneminin bazı kurumsal uygulamalarının, SSCB tarafından da sürdürüldüğü görülmüştür.

“Rusya, Uzakdoğu’da savaştan sonra geniş Avrasya topraklarında tarihinde ilk defa kendini tek bir büyük rakibin bile olmadığı bir ortamda bulacaktır.” Bu satırlar II. Dünya Savaşı'ndan sonra George Kennan tarafından, yazılmıştır. Sovyetler Birliği’nden “Rusya” diye söz etmesi de manidardır. Zira bu konudaki Amerikan algısı, tarihsel Rusya’nın milli hedef ve hassasiyetlerinin Stalin dönemi Sovyet dış politikasını yönlendirdiğine dayanmaktadır.[4] Kennan’a göre Sovyet dış politikasının beslendiği asıl kaynak, 1917 Bolşevik ihtilalinden sonra ideolojik olarak bu ülkede güdülen, sosyalist ve kapitalist dünya arasındaki düşmanlıktır. Zira tüm kurumlarına derinden yerleşmiş bu düşmanlık algısı, SSCB’nin uluslararası tavır ve tutumlarını etkilemiştir.[5]

Geçtiğimiz yüzyılın en önemli iki küresel aktöründen biri olan Sovyetler Birliği’nin dış politikası genel anlamda iki farklı dönemde incelenebilir. “Göreli güçsüzlük dönemi” diye adlandırılan ve 1917-1939 yılları arasını kapsayan dönemde yeni kurulmuş olması nedeniyle, devletin nesnel imkân ve kabiliyetlerinin çok üzerindeki ideolojik hedefler ön plandadır.[6] İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra başlayan “yeteneklerin artması dönemi” ise Sovyetler Birliği’nin gittikçe nesnel imkân ve kabiliyetlerini artırarak ideolojik hedeflerini gerçekleştirebilecek hale geldiği ve dünya siyasetine yön verebildiği dönemdir.[7]

Üçüncü dünya ülkelerindeki bağımsızlık hareketlerini desteklemenin, ülkesine getireceği faydaları Bandung Konferansı’nda idrak eden SSCB, dış politika değişikliğine giderek içinde bulunduğu tecrit durumundan kurtulmaya başlamıştır. Samir Amin’e göre Sovyetler Birliği’nin bu çerçevede, üçüncü dünya ülkelerine müdahaleleri, “devrim ihracı” ile onları denetim altına alma değil, ABD ve kapitalist dünyaya karşı bir savunma amacı gütmektedir.[8]

Bu konudaki Amerikan görüşü ise, üçüncü dünya ülkelerinde meydana gelen halk hareketlerinde sorumluluğu olan Sovyetler Birliği’nin saldırganlık ve maceracılığı yüzünden detantı ihlâl ettiği yönündedir. Nitekim Reagan bir konuşmasında “Üçüncü Dünya”nın tüm sorunlarının Sovyetler Birliği’nden kaynaklandığını” söylemiştir.[9]

Sovyetler Birliği’nin üçüncü dünya ülkelerine destekleri iki şekilde tezahür eder: ilki, yabancı idare ya da yerel diktatörlüklere karşı mücadele eden güçlerin eğitilmesi, silah-araç ve malzeme sağlanmasıdır. Dünya gündemine daha fazla konu olmuş destek biçimi ise, “karşı devrimci” güçlerin saldırısına uğrayan veya saldırı tehdidine maruz kalan devletlerin Sovyetler Birliği tarafından savunulmasıdır.Angola, Etiyopya, Güney Yemen, Afganistan,  Küba ve Nikaragua’ya yapılan bu tarz yardımlar Batı dünyasında “yayılmacı ve illegal” olarak nitelenmiştir.[10]

SSCB ve ABD arasında İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra giderek hızlanan siyasi ve askeri çekişme, daha genel adıyla “Soğuk Savaş” sürecinde, başlangıçta Avrupa ülkeleri sınırlarının yeniden belirlenmesi meselesine odaklanılmıştır.[11]  Ancak soğuk savaş, “üçüncü dünya” sahnesindeki çekişmeleri de kapsamıştır. Zira ABD, bahse konu ülkelerde ekonomik girişimleri olan şirketlerine potansiyel bir tehdit oluşturduğu düşüncesiyle, bu ülkelerdeki milliyetçi ya da komünist halk hareketlerini ulusal güvenlik sorunu olarak görmüş,[12] “Truman Doktrini ile de Sovyetler Birliği’nin uluslar arası ölçekte ekonomik ve politik yayılmasına izin vermeyeceğini ilan etmiştir[13]

 

SOVYETLER BİRLİĞİNİN LATİN AMERİKA POLİTİKASI

 Aslında Ruslar Amerika kıtasında sadece çatışma dönemlerinde varlık göstermemişlerdir. Zira Alaska’yı ABD’ye sattığı 1867 yılında Rusya ABD ile ticari bir zeminde bir araya gelmiştir. Bu buluşmadan yaklaşık bir asır sonra iki ülkenin Latin Amerika krizlerinde çatışmasının nedenleri, bölgenin jeopolitik ve stratejik öneminde aranmalıdır. Kıtanın jeopolitik durumu, iki ülkenin de Latin Amerika politikalarına etki eder.  Bu bölge, özellikle Karayipler, coğrafi yakınlığı nedeniyle ABD için her zaman önem arz etmiştir. Sovyetler Birliği için bölgenin önemi ise, ABD’ye yakın olmasının yanında, onun için yarattığı politik ve ekonomik hassasiyetten kaynaklanmaktadır.

Sovyetler Birliği, ulusal güvenlik anlayışı gereği, ekonomik ve politik güdümü altında uydu devletler oluşturma amacıyla Avrupa, Asya ve Afrika kıtaları gibi yakın çevresinde yayılmacılık politikasını sürdürmüş, ancak ulusal çıkarlarının sınırlı olduğunu değerlendirdiği uzak bölgelere olan ilgisi düşük düzeyde kalmıştır.

Kruşçev döneminden itibaren, ekonomik yarışta ABD’yi geçme amacı ile Afrika ülkelerine askeri ve ekonomik yardımlar yapılmıştır. Afrika’da bağımsızlığını yeni kazanan birçok ülkenin özellikle ekonomik kaygılarla kısa sürede Marksizmi benimsedikleri ve Sovyet güdümüne girdikleri görülür.[14] Afrika’daki özgürlük mücadelelerine verdiği siyasi ve askeri desteği soğuk savaş çekişmesi olarak değil, o zamanın dili ile “sosyalist toplumun antiemperyalist mücadelesi” olarak gören[15] SSCB, Batı ile irtibatını kesip komünist devletlerle yakın bağlar kurmasını sağlayarak, Afrika’yı bir komünist devletler kıtası haline getirmeye çalışmıştır.[16]

Sovyetler Birliği’nin Asya-Pasifik politikasını ise daha çok güvenlik kaygıları şekillendirmiştir. Rusların Pasifik’te, 17. yüzyılda başlayan deniz gücü varlığı Sovyetler Birliği döneminde 1930’lu yıllarda güçlendirilerek stratejik seviyeye getirilmiştir. Soğuk savaş sürecinde Asya-Pasifik sahasını, ABD ve müttefikleri tarafından ülkesine yapılması muhtemel nükleer veya konvansiyonel bir saldırının başlangıç yeri olarak gören SSCB,[17] bölgedeki Marksist rejimlere destek vermiş, Brejnev’in ortaya koyduğu “Asya Ortak Güvenlik Teklifi” gibi girişimlerle[18] de etki alanı oluşturmaya çalışmıştır. Ancak Asya-Pasifik’te, ABD’nin yanı sıra Çin’in varlığı SSCB’nin güç ve nüfuz politikalarını etkilemiştir.    

Asya ve Afrika kıtalarındaki politik hedeflerine kıyasla Latin Amerika, SSCB için bir döneme kadar marjinal çıkarlar vaat eden bir kıta olmuştur. Sovyet ihtilalinden sonra, 20. yüzyılın başlarında kıtadaki devrimci-milliyetçi nitelikteki sosyal hareketler ilgi uyandırsa da[19] Sovyet yardım ve desteği sınırlı kalmıştır. Kıtanın, ABD’nin “arka bahçesi” olarak görülmesi yanında, devrim ile II. Dünya Savaşı arası dönemde kendi ekonomik ve politik sorunlarına odaklanmış olması, SSCB’nin Latin Amerika’ya ilgisinin soğuk savaş sürecine kadar düşük düzeyde kalmasına sebep olmuştur.

Latin Amerika’ya yönelik Sovyet dış politikası üç ayrı dönemde incelenebilir. SSCB’nin kuruluşu ile başlayan ve 1959 Küba devrimine kadar süren ilk dönemde, Latin Amerika ile sınırlı ekonomik ve politik ilişkiler yürütülmüş, kıtadaki sosyal hareketlere ise teorik ve manevi destek verilmiştir. Ancak 1959 yılında Küba devrimi ile başlayan ikinci dönemde, kıtadaki Sovyet varlığı farklı bir boyut kazanmıştır. Bu dönemde, potansiyel devrimlere maddi-manevi ve teorik destek verilmiştir. Gorbaçov’un liderliğinde perestroyka ile glasnost süreçlerinin yaşandığı üçüncü dönem ise, SSCB’nin denetimleri altındaki ülkeleri serbest bırakma dönemidir. Bu meyanda Latin Amerika’dan da uzaklaşılmıştır.

Sovyetler Birliği-Latin Amerika ilişkileri siyasi ve ekonomik karakter arz eder. Siyasi ilişkilerde Küba ön plana çıkarken Arjantin SSCB’nin kıtadaki en büyük ticaret ortağı haline gelmiştir. Ayrıca Nikaragua, Meksika, Brezilya, Şili, Kolombiya, Venezüella ve Peru da yakın ilişkiler kurulan ülkelerdir.[20]

BM Güvenlik Konseyinde etkili olmayı tasarlayan SSCB, Latin Amerika’da, 1950’li yıllardan sonra sömürgelikten kurtulan ülkeleri kendine müzahir hale getirmeye çalışmıştır. Söz konusu ülkelerde meydana gelen olayların esasta “Batı” aleyhtarı özellik taşıması bu yaklaşımın benimsenmesinde etkili olmuştur.[21] ABD’ye yakın kıtayı önceleri kapitalist dünyaya katılmak zorunda kalmış ülkeler bütünü olarak gören SSCB’nin Latin Amerika politikası, Castro’nun Küba Sosyalist Cumhuriyetini ilan etmesinden sonra kökten değişime uğramıştır.[22] Sovyet gündeminde önemi artan kıta ile 1960’lı yıllardan sonra istikrarlı ve uzun vadeli diplomatik temaslar kurulmuştur,[23]

SSCB, 1960 yılından sonra giriştiği politik atılımda Irak, Suriye, Mısır ve Kuzey Vietnam’a yardımlarda bulunmuş, Latin Amerika’daki milliyetçi-özgürlükçü hareketlere de desteklerini artırmıştır.[24] Bu çerçevede, Orta Amerika, Venezüella ve Peru’daki gerilla mücadelelerine önceki yıllara göre daha fazla destek vermiştir.[25]  Sovyet deniz ve hava kuvvetlerine Asya, Afrika ve Amerika kıtasında harekât desteği sağlayacak stratejik noktalarla bağlantılı olan Küba’nın da aralarında bulunduğu kimi ülkelere ekonomik yardımlarla etki etmeye çalışmıştır.[26]

Sovyet yardımlarında, uzun vade ödemeli ve düşük faizli krediler verilmesi, bu ülkelerin ihtiyaçlarını karşılayacak hammadde, teknik malzeme, cihaz ve makine aktarılması, Sovyet uzmanlarının da teorik ve teknik destek vermeleri esas alınmıştır. Yardımlar 1961 yılından sonra, 1963 ve 1964 yıllarında bariz artış göstermiştir.[27]  Sovyet kaynakları, 1954-1985 yılları arasında bazı az gelişmiş ülkelere yapılan yardımların ülkenin GSMH’nın %1’inden daha fazla olduğunu ifade etmektedir. Batı kaynakları ise bunun % 0.2 civarında olduğu düşüncesindedir. Bu dönemde, Küba’ya yaklaşık 38.5 milyar dolar,[28] Nikaragua’ya ise 1981 yılında 73.2 milyon dolar yardım yapılmıştır.[29]

Küba’daki sosyalist devrimden sonra, ülkenin dış politikasında ABD aleyhine ve Sovyetler Birliği lehine değişiklikler olmuştur. Küba hükümeti, ülkedeki yabancı yatırımlara karşı tavır alırken, Amerikan ambargosu nedeniyle askeri malzeme tedariki için yüzünü Sovyetler Birliği’ne dönmüştür.[30]

Küba füzeler krizi, sürekli olarak direkt çatışmadan kaçınan iki nükleer süper gücü, Latin Amerika’da karşı karşıya getirmiştir.[31] Sürekli artan gerginlik ortamında, Kennedy ve Kruşçev görüşmelerinin sonunda Sovyet lideri, füzelerin geri çekileceğini ve adanın nükleer bir silah üssü olarak kullanılmayacağını açıklamıştır.[32] Ancak Küba tarafının diplomasi ve karar sürecinde sürekli dışarıda tutulması Sovyetler Birliği’nin Latin Amerika’daki imajını zedelemiştir.[33]

Buna rağmen, SSCB-Küba ilişkileri Yeltsin’in 1991 yılında iktidara gelmesine kadar sürmüştür. Sovyetler Birliği için Küba, Latin Amerika’da bir müttefik, gerektiğinde kullanılmak üzere hazır ve güvenli bir liman olmuştur. Küba için SSCB ise, siyasi, ekonomik ve askeri bir destek ülkesi olmaya devam etmiştir.[34]

Küba krizinden on yedi yıl sonra SSCB ve ABD Nikaragua krizinde, bir kez daha karşı karşıya geldiler. Ancak iki kriz, hem nitelik olarak, hem de siyasi şartlar bakımından farklılıklar arz eder.

Sandinista hareketini 1978 yılına kadar önemsemeyen fakat iktidara geldiklerinde onları tanıyan SSCB’nin[35] 1979-1981 yılları arasındaki keşif döneminde Nikaragua’daki yeni yapılanmaya katkısı, Küba ve Latin Amerika ülkelerine kıyasla oldukça düşüktür. 1981 yılından itibaren başlayan “artan taahhütler dönemi” ise ABD’nin engellemeleri ve dünyanın Nikaragua olaylarına ilgisinin azalmasına rağmen Sovyet yardımlarının gerçekleştirildiği dönemdir.[36]

Sovyet Latin Amerika dış politikası açısından, devrimlerin gerçekleşeceğine yönelik “tedbirli iyimserlik dönemi” olarak adlandırılan 1980’li yıllarda ekonomisindeki gerileme nedeniyle, taahhüt ettiği yardımları yaparken zorlanmaya başlamıştır.[37] Yine de, Brejnev’in başlattığı Nikaragua politikası Andropov ve Çernenko döneminde, 1983 ve 1984 yıllarında da sürdürülmüştür.

 SSCB, Küba krizindeki tavrının aksine Nikaragua krizinde sert politik söylemden ve ABD ile mücadeleye girmekten kaçınmıştır ABD’nin Grenada’yı işgali, SSCB’nin bölgeye ilgisini ve ABD’nin Nikaragua’ya müdahale edebileceğine dair endişelerini artırmasına rağmen, Sovyetler daha tedbirli ve temkinli bir tutum içerisinde, Nikaragua’ya manevi destek vermeye devam etmişlerdir.[38]

Nikaragua’daki 25 Şubat 1990 seçim sonuçlarını ABD ile birlikte kabul eden SSCB, Orta Amerika meselelerinde aktörlük vasfını güvence altına almıştır.[39] Amerikalı diplomatlar ise bu tarihten sonra SSCB’nin Latin Amerika’daki devrimci nitelikli olaylara destek vermeyeceğini değerlendirmeye başlamışlardır.[40]

Bu meyanda SSCB’nin Falkland Savaşındaki tutumunu da hatırlamak gerekir. Güç dengesinde Batı’ya üstünlük sağlayan SSCB, bu dönemde ABD için önemli bir kaygı unsuru olmuştur. Amerikan ambargosu nedeniyle 1979 yılından sonra SSCB’ne tahıl satmaya başlayan Arjantin ile artan ticari ilişkilerin, 1982 yılında politik destek ilişkilerine dönüşmesi ihtimali Batı dünyasını endişelendirmiştir. Gerçekten de SSCB başlangıçta Arjantin’in tutumunu desteklemiş ve 502 sayılı BM kararında çekimser kalmıştır. Krizi bir üstünlük sağlama fırsatı olarak gören, ancak Arjantin’e resmi desteğini açıklamayan SSCB, bu ülkeye askeri destek vermesi için Küba’yı yönlendirmiştir. Batı dünyasının birliği ve kararlı tutumu karşısında SSCB, bu çatışma sürecinde de etkisiz hale getirilmiştir.[41]

Gorbaçov döneminde dış sorunlardan çok perestroyka ve glasnost süreçlerine odaklanılmıştır. Uluslar arası arenada uygulanmaya başlanan “yeni düşünüş” politikası ile SSCB üçüncü dünyadaki çatışmalardan çekilmeye başlamış, Latin Amerika da buna bir istisna teşkil etmemiştir.[42]

 

SOVYET LATİN AMERİKA POLİTİKASININ GÜNÜMÜZE YANSIMALARI

Sovyet mirasını 1991 yılında devralan Rusya Federasyonu ise ekonomik bakımdan 1999 yılına kadar geçirdiği sıkıntılı dönemden sonra toparlanmaya başlamış ve tekrar kendine yeter hale geldiği 2003 yılından itibaren yeniden aktif dış politikaya yönelmiştir.

Rusya, kaçınılmaz olarak ABD ile mücadelesini Asya Pasifik, Afrika ve Ortadoğu’da olduğu gibi Latin Amerika’da da sürdüreceğine dair mesajlar vermiştir. Bu meyanda Venezüella ile savunma ve petrol arama anlaşmaları yapılmıştır. Rusya, SSCB’nin daha önce uygulamış olduğu kuşatma stratejisini bugün Venezüella, Küba, Nikaragua ve Bolivya ile birçok alanda işbirliği yaparak uygulamaya çalışmaktadır.[43] Moskova-Karakas arasında kurulan stratejik ortaklık, ABD politik çevrelerinde Rusya’nın Latin Amerika’daki askeri yayılmasının yeni bir başlangıcı olarak değerlendirilmiştir.[44]

Bugün Moskova, kıtada solcu, sosyalist, sağcı ve muhafazakâr yönetimlerle işbirliği yapmaya hazırdır. İdeolojinin artık burada bir önemi kalmamıştır. Latin Amerika ülkeleri ile 2005-2009 yılları arasındaki ticaret hacminin 6 milyar dolardan 18 milyar dolara çıkması, Bu politik tutumun iyi sonuçlar verdiğini göstermektedir.  Rusya’nın 12 Haziran 2008’de onaylanan “Dış Politika Konsepti” de Latin Amerika ülkeleri ile işbirliğinin tedrici olarak artırılması hedefine işaret etmektedir.[45]

Ancak Rusya, Latin Amerika ile ilişkilerinin herhangi üçüncü bir ülkeyi hedef almadığını tekrar etmektedir. Dünün Sovyet, bugünün Kremlin uzmanları propagandacı bir yaklaşımla, Rusya’nın güncel Latin Amerika politikasının, Washington’un Rus jeopolitik sahasında organize ettiği renkli devrimlere bir cevap niteliğinde olduğu sonucunu çıkarmaktadırlar.[46]

Latin Amerika cephesinden bakıldığında, tarihte hep devrimci ve bağımsızlıkçı bir duruş sergileyen kıtada, bugün Küba’nın yanı sıra Venezuella, Bolivya, ve Nikaragua’da Amerika ve neo-liberalizm politikalarına muhalif yönetimler iktidardadır. Söylemleri, sürdürdükleri dış politikaları ve ekonomik uygulamaları sosyalist özellikler arz eder. Öte yandan, Brezilya, Arjantin, Ekvator, Uruguay, Kosta Rica, Paraguay, Dominik Cumhuriyeti, El Salvador ve Peru’da da sosyalist ya da sol eğilimli yönetimlerin iktidarda olduğu Latin Amerika, geçtiğimiz yüzyıla kıyasla farklı bir siyasi tablo sergiler.

Bugün Venezüella örneği, kıtanın genel eğilimi hakkında fikir vermektedir. Zira Venezüella kıta dışından ithal edilecek çözümler ve kurtarıcılar yerine kendine özgü olana ve yarattığı senteze önem vermektedir.[47] Venezüella günümüzde Bolivya gibi ülkelerle, Latin Amerika tarihinin en kapsamlı çok uluslu dış politikasını sürdürmektedir.[48]

Latin Amerika ülkeleri, Güney Amerika Milletler Topluluğu ve Amerikalılar İçin Bolivarcı Bir Alternatif (ALBA) anlaşmaları gibi girişimlerle ekonomik, sosyal ve kültürel işbirliğine yönelik adımlar atmışlardır.[49] Rusya da bahse konu Bolivarcı ittifaka ilgi göstermiştir.[50] Bu meyanda siyasi bir dönüşüm yaşayan Latin Amerika ülkelerinin, geçmişte güç meselelerinden kaynaklanmış edilgen politikalardan küresel ittifaklarla uzaklaşarak, kıtasal ekonomik ve siyasi birliğe dönük aktif politikalar yürüttükleri görülmektedir. Bu bağlamda rüştünü kanıtlayan kıta ülkeleri, mevcut konjonktürde kıta dışından bir büyük ağabeye ihtiyaç duymayacaklardır.

Bununla birlikte, Küba ve Nikaragua krizlerinde yaşandığı şekliyle, gelecekte bir kriz alanı olması beklenmese de, genel bir yaklaşımla, günümüzde yaşanan yumuşak soğuk savaş ortamında Latin Amerika Kıtasının Rusya için daima ekonomik ve politik bir alternatif olarak kalacağı değerlendirilmektedir.

 

KAYNAKÇA

KİTAPLAR

Amin, Samir, Üçüncü Dünya Demokrasi ve Sosyalizm, 1.B Ankara, Mülkiyeliler Birliği Vakfı Yayınları, 1992.

Baştav, Şerif, Hazar Kağanlığı Tarihi” Tarihte Türk Devletleri, C.1, Ankara Üniversitesi Rektörlüğü Yayınları, Ankara, 1987

Brzezinski, Zbigniew., Büyük Çöküş, 1.B., Türkiye İş Bankası Yayınları,  Ankara, 1990.

Caşın, Mesut Hakkı, Rus İmparatorluk Stratejisi, Okumuş Adam Yayınları, İstanbul, 2006,

Halliday, Fred, Yeni Soğuk Savaş, Sovyet-ABD İlişkileri, 1. B., İstanbul, Belge Yayınları,  Çev. İlker Özünlü, 1985.

Kennan, G. F., Amerikan Diplomacy, 1900-1950, 16.B., University of Chicago Press, 1951.

Kennedy, Paul, Büyük Güçlerin Yükseliş ve Çöküşleri, 3.B., Ankara, Türkiye İş Bankası Yayınları, 1991.

Miller, Nicola, Soviet Relations with Latin America, 1.B., Cambridge, Cambridge University Press, 1989.

A. D. Muraviev, The Russian Pacific Fleet, From The Crimean War to Perestroika, Papers in Australian Maritime Affairs, s. 3, 21,   www.navy.gov.au/w/images/PIAMA20.pdf, Erişim Tarihi: 16.09.2010.

Scharlau, Winfred B., Zbynëk A. Zeman, Devrim Taciri, İstanbul, Kalkedon Yayınları, 1.B, 2007.

Sander, Oral, Siyasi Tarih 1918-1994, Ankara, İmge yayınevi, 7.B, 1998.

Service, Robert, Comrades, (Communism. A World History), London, Pan Books, 1.B., 2007.

Woodward, Bob, Veil, The Secret Wars of The CIA, 1981-1987, New York, Pocket Books, 1988.

 

MAKALELER

Blank, Stephen, “Soviet Foreign Policy and Conflict Resolution in the Third World: The Nicaraguan Civil War”, Conflict Quarterly, Sonbahar, 1993, http://www.lib.unb.ca/Texts/JCS/CQ/vol013_4fall1993/blank.pdf, Erişim Tarihi: 05 Nisan 2010.

Carbone, Valeria Lourdes, “Cuando la Guerra Fría llegó a América Latina” www.caei.com.ar, Erişim Tarihi: 14 Mart 2010

Chatillard,Gionata, “En Latinoamérica Hay un Proyecto Autoritario Radical Liderado Por Chavez” El Mundo, 08.07.2007, s. 35.

Dinerstein, Herbert S., “Soviet Policy in Latin America”, Memorandum, RM-4967-PR, Mayıs, 1966.

Hacısalihoğlu, Yaşar, “Latin Dönüşümü ve Chavez’in Yeri”, Cumhuriyet Strateji Dergisi, 19 Haziran 2006, sayı 103.

Hira, Anil, “Analyzing Revolutions in Latin America” http://www.sfu.ca/~ahira/LAS%20Intro%20Textbook/Revolutions%20in%20LA%20c3%20Hira.pdf , Erişim Tarihi: 05 Nisan 2010.

Horelick, Arnold L. “The Soviet Union’s Asian Collective Security Proposal: A Club in Search of Members, Pacific Affairs, Vol. 47, no.3, Autumn 1974, s. 269, (www, jstor.org/pss/2755766) 

Kanet, Roger. E. “African Youth: The Target of Soviet African Policy”, Russian Review, Vol. 27, No.2, Apr. 1968, s.

Kutsal, Elif, “Arka Bahçe Oyunlarına Devam: Rusya’nın Latin Amerika Açılımı” http://www.bilgesam.com/tr/index.php?option=com_content&view=article&id=405:arka-bahce-oyunlarina-devam-rusyanin-latin-amerika-acilimi&catid=89:analizler-latinamerika&Itemid=142, Erişim Tarihi: 01 Mart 2010

Leogrande, William M., “Central America”, Revolution & Political Change in the Third World, Editiör: Barry M. Schutz, Robert O. Slater, United Kingdom, Adamantine Pres, 1990.

Light, Margot, “Conclusions: Continuity and Change in Soviet Policy”, Troubled Friendships: Moscow’s”Thirld World Ventures, Edited by Margo Light, London, 1993

Mauro, Joseph ”The Falkland Islands War: Diplomatic Failure in April 1982” s. 32,33,34, www.histormatters.appstate.edu/documents/falklandislandswar_000.pdf, Erişim Tarihi: 14 Eylül 2010

N. Nikandrov, Rusia-Latin America: the Uion of Solidarity and Pragmatism, http://en.rian.ru/international_affairs/20100621/159513144.html, Erişim Tarihi: 16.09.2010.

Reyes, Edme Dominguez, “Soviet and Cuban Policy Towards Nicaragua: 1979-1987”, Afers Internacionals, Sayı: 18, http://www.raco.cat/index.php/RevistaCIDOB/article/view/27830/51958, Erişim tarihi: 05 Nisan 2010

Sertel, Yıldız, “Asya Pasifik’ten Latin Amerika’ya, Latin Amerika’da İşbirliği”, Cumhuriyet Strateji Dergisi, 19 Haziran 2006, sayı 103.

Shubin, Vladimir, The USSR and Southern Africa During the Cold War, s. 3, www2.spbo.unibo.it/dpis/centroafricamedioriente/Shubin, Erişim Tarihi: 15 Eylül 2010.

Somuncuoğlu, Anar, “Rusya Küresel Mücadeleye Dönüyor” Cumhuriyet Strateji Dergisi, 10 Temmuz 2006, sayı 106.

Somuncuoğlu, Anar, “Putin’in Büyük Rusya Hedefi” Cumhuriyet Strateji Dergisi, 29 Mayıs 2006 sayı: 100.

Vengoa, Hugo Fazio, “América Latina Vista por los Académicos Soviéticos: Preámbulo de Las Relaciones Ruso–Latinoamericanas”, http://historiacritica.uniandes.edu.co/view.php/130/1.php, Erişim Tarihi: 05 Nisan 2010.

DİĞER KAYNAK

“Russia’s Historical Roots”, Peterson Istitute for International Economics http://www.piie.com/publications/chapters_preview/4242/01iie4242.pdf, Erişim Tarihi: 31 Mart 2010

 

 


[1] Şerif Baştav, “Hazar Kağanlığı Tarihi” Tarihte Türk Devletleri, C.1, Ankara Üniversitesi Rektörlüğü Yayınları, Ankara, 1987, s. 151.

[2]  M. H. Caşın, Rus İmparatorluk Stratejisi, Okumuş Adam Yayınları, İstanbul, 2006, s. 15.

[3]  Asıl adı Alexander Helpland’dir. W. B. Scharlau, Z. A. Zeman, Devrim Taciri, İstanbul, Kalkedon Yayınları, 1.B, 2007, s. 451.

[4] “Russia’s Historical Roots”, Peterson Istitute for International Economics http://www.piie.com/publications/chapters_preview/4242/01iie4242.pdf, Erişim Tarihi: 31 Mart 2010

[5] G. F. Kennan, Amerikan Diplomacy, 1900-1950, 16.B., University of Chicago Pres, 1951, s. 95.

[6] O. Sander, Siyasi Tarih 1918-1994, Ankara, İmge yayınevi, 7.B, 1998, s. 36.

[7] O. Sander, a.g.e., s. 36.

[8] S. Amin, Üçüncü Dünya Demokrasi ve Sosyalizm, 1.B Ankara, Mülkiyeliler Birliği Vakfı Yayınları, 1992, s. 97.

[9] F. Halliday, Yeni Soğuk Savaş, Sovyet-ABD İlişkileri, 1. B., İstanbul, Belge Yayınları,  Çev. İlker Özünlü, 1985, s. 132, 208

[10] F. Halliday, a.g.e., s. 202,204; Sovyetler Birliğinin resmi ideolojisine rağmen sağcı olarak nitelenen kimi ülkelerle (İran, Uganda, Ekvator Ginesi, Arjantin) ekonomik ilişkiler tesis etmesi ve bazılarına da askeri teçhizat ve malzeme sağlaması dikkat çekicidir.

[11] P. Kennedy, Büyük Güçlerin Yükseliş ve Çöküşleri, 3.B., Ankara, Türkiye İş Bankası Yayınları, 1991, s. 437.

[12]V.L. Carbone,“Cuando la Guerra Fría llegó a América Latina” www.caei.com.ar, s. 2, Erişim Tarihi: 14 Mart 2010.

[13]  V.L. Carbone, a.g.m, s. 2.

[14] Z. Brzezinski, Büyük Çöküş, 1.B., Ankara, Türkiye İş Bankası Yayınları, 1990, s. 175, 176.; 1956 yılında sadece bir ülke (Etiyopya) ile diplomatik ilişkisi olan SSCB, 1966 yılında 25 ülke ile diplomatik ilişki kurmuştur.(Kanet, a.g.m. s. 161)

[15] V. Shubin, “The USSR and Southern Africa During the Cold War”, s. 3, www2.spbo.unibo.it/dpis/centroafricamedioriente/Shubin, Erişim Tarihi: 15 Eylül 2010.

[16] R. E. Kanet, African Youth: The Target of Soviet African Policy, Russian Review, Vol. 27, No.2, Apr. 1968, s. 161.

[17] A. D. Muraviev, “The Russian Pacific Fleet, From The Crimean War to Perestroika”, Papers in Australian Maritime Affairs, s. 3, 21, www.navy.gov.au/w/images/PIAMA20.pdf, Erişim Tarihi: 16.09.2010; Sibirya’nın doğu kıyısında Okhotsk’ta 1647 yılında ilk deniz üssü kurulmuştur.

[18] A.L. Horelick, “The Soviet Union’s Asian Collective Security Proposal: A Club in Search of Members, Pacific Affairs, Vol. 47, no.3, Autumn 1974, s. 269, (www, jstor.org/pss/2755766) 

[19] Sovyetler Birliği 1930’lu yıllardan itibaren radikal Marksist hareketleri bir seri uluslararası toplantılar vasıtasıyla ve ideolojik olarak, ayrıca maddi anlamda desteklemiştir; A. Hira, “Analyzing Revolutions in Latin America”, s. 1.  Erişim Tarihi: 05 Nisan 2010.

http://www.sfu.ca/~ahira/LAS%20Intro%20Textbook/Revolutions%20in%20LA%20c3%20Hira.pdf ,

[20]H. F. Vengoa, “América Latina Vista por los Académicos Soviéticos: Preámbulo de Las Relaciones Ruso–Latinoamericanas”, s. 37, 38.

http://historiacritica.uniandes.edu.co/view.php/130/1.php, Erişim Tarihi: 05 Nisan 2010.

[21] P. Kennedy, a.g.e.,s. 462.

[23] N. Miller, Soviet Relations with Latin America, 1.B., Cambridge, Cambridge University Press, 1989, s. 5.

[24] P. Kennedy, a.g.e.,s. 460.

[25] H. S. Dinerstein, “Soviet Policy in Latin America”, Memorandum, RM-4967-PR, Mayıs, 1966.

s. VIII.

[26] M. H. Caşın, a.g.e., s.38, 233.

[27] M. H. Caşın, a.g.e., s.38, 233, 234, 235.

[28] M. Light, “Conclusions: Continuity and Change in Soviet Policy”, Troubled Friendships: Moscow’s”Thirld World Ventures, Edited by Margo Light, London, 1993 s. 195,196; Z. Brzezinski, Küba’nın SSCB’den her yıl 5 milyar dolar yardım aldığını belirtir: Büyük Çöküş, 1.B., Ankara, Türkiye İş Bankası yayınları, 1990, s. 181; William J. Casey’e göre bölgeye yıllık Sovyet yardımı yıllık 4 milyar dolardır. Bunun 3 milyarı Küba’ya, kalanı ise diğer böşge ülkelerine gitmektedir; B.Woodward, Veil, The Secret Wars of The CIA, 1981-1987, New York, Pocket Books, 1988, s.330,331.

[29] E.D. Reyes, a.g.m., s.77.

[30] V.L. Carbone, a.g.m, s. 12.

[31] O. Sander, a.g.e., s.289.

[32] V.L. Carbone, a.g.m, s. 15.

[33] N. Miller, a.g.e., s. 13.

[34] R. Service, Comrades, (Communism. A World History), London, Pan Books, 1.B., 2007, s. 351.

[35] E. D. Reyes, a.g.m., s. 77.

[36] E. D. Reyes, a.g.m., s. 77.

[37]W. M. Leogrande, “Central America”, Revolution & Political Change in the Third World, Editiör:Barry M. Schutz, Robert O. Slater,United Kingdom, Adamantine Pres, 1990, s. 152.

[38] E. D. Reyes, a.g.m., s. 77.

[39] S. Blank,  “Soviet Foreign Policy and Conflict Resolution in the Third World: The Nicaraguan Civil

War”, Conflict Quarterly, Sonbahar, 1993, s. 7.

    http://www.lib.unb.ca/Texts/JCS/CQ/vol013_4fall1993/blank.pdf, Erişim Tarihi: 05 Nisan 2010.

[40] S. Blank,  a.g.m., s. 23, 24.  

[41] J. Mauro,”The Falkland Islands War: Diplomatic Failure in April 1982” s. 32,33,34, www.histormatters.appstate.edu/documents/falklandislandswar_000.pdf, Erişim Tarihi: 14 Eylül 2010

[42] W. M. Leogrande, a.g.e., s. 153.

[43] A. Somuncuoğlu, “Rusya Küresel Mücadeleye Dönüyor” Cumhuriyet Strateji Dergisi, 10 Temmuz 2006, sayı 106, s. 19, “Putin’in Büyük Rusya Hedefi” Cumhuriyet Strateji Dergisi, 29 Mayıs 2006 sayı: 100, s. 5.

[44] N. Nikandrov, Rusia-Latin America: the Uion of Solidarity and Pragmatism, http://en.rian.ru/international_affairs/20100621/159513144.html, Erişim Tarihi: 16.09.2010.

[45] N. Nikandrov, a.g.m.

[46] N. Nikandrov, a.g.m.

[47] Y. Hacısalihoğlu, “Latin Dönüşümü ve Chavez’in Yeri”, Cumhuriyet Strateji Dergisi, 19 Haziran 2006, sayı 103, s. 11.

[48] G. Chatillard, “En Latinoamérica Hay un Proyecto Autoritario Radical Liderado Por Chavez” El Mundo, 08.07.2007, s. 35. Jorge Quiroga (2007 yılında Bolivya Muhalefet Lideri)’nın ifadeleridir.

[49] Y. Sertel, Asya Pasifik’ten Latin Amerika’ya, Latin Amerika’da İşbirliği, Cumhuriyet Strateji Dergisi, 19 Haziran 2006, sayı 103, s. 12.

[50] N. Nikandrov, a.g.m.

Dr. Kubilayhan Erman

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Bilimsel Danışmanı