Bu sayfayı yazdır

Çin’in “Bir Kuşak Bir Yol” Projesi ve Türk Dünyası’na etkileri

Yazan  13 Eylül 2021

Yazan: Vusal Hasanzadeh

Özet

1949 yılında Mao Zedong tarafından kuruluşu ilan edilen Çin Halk Cumhuriyeti, 1978 “Reform ve Dışa Açılma” politikası ile dünyaya açılmış ve günümüz dünyasında en büyük 2 ekonomik güçden biri haline gelmiştir. 2010 yılında üretim bolluğu yaşayan Çin artık dünyanın hegemon gücü olmanın planlarını kuruyordu. Bu hegemenoya projelerinden biri “Bir Kuşak Bir Yol” projesidir. 2013 yılında Xi Jinping tarafından Kazakistan’ın Nazarbayev Üniversitesi’nde açıklanan “Bir Kuşak Bir Yol” projesi dünyada jeopolitik ve ekonomik dengeleri değiştirecek bir güçe sahip stratejidir. Çin Asya’yı Avrupa ve Afrika üzerinden dünyaya bağlayan  bu proje ile dünyada hegomon güç olma arzusunu gerçekleştirmek planı yürütüyor. Bu projeden etkilenecek konuma sahip olacak bölgelerden biri Türk dünyasıdır. Çin’in bu projedeki güzergahlarında Türk dünyası önemli yer tutuyor. Orta Asya Türk Devletleri’nden başka Azerbaycan ve Türkiye de bu projede önemli role sahipdir. Bu makalenin görevi, Çin’in  “Bir Kuşak Bir Yol” projesinin Türk dünyası’na etkilerini araştırmak, Türk dünyası’nın bu projede önemini değerlendirmek ve Türk dünyası’nın bu projede nasıl bir konumda davranmasını incelemektir.

 

Giriş

Mao Zedong tarafından 1 Ekim 1949 tarihinde kuruluşu ilan edilen Çin Halk Cumhuriyeti Mao Zedong döneminde “Tek Tarafa Yaslanma” ve sonraki dönemde ise “Üçüncü Dünya Ülkesi” olarak dış politikasını belirlemiştir. 1978 tarihinde Deng Xiaoping tarafından “reform ve dışa açılım” politikası güdülmüş ve kapitalist dünya ile entagrasyon süreci başlamıştır. Bu sürec Çin ekonomisine büyük etki etmiştir. Çin günümüz dünyasında satın alma gücüne göre en büyük, nominal değerlere göre ise ABD’den sonra ikinci yerdedir.[1] 2010 senesinde üretim bolluğu yaşayan Çin artık dünyada söz sahibi olmayı planlıyordu. Çin bunun için silahlı güç yerine, ekonomik güç kullanmaya başladı. Bu planı gerçekleştirmek için Çin’in stratejisi “Bir Kuşak Bir Yol” projesi idi. Xi Jinping tarihi İpek Yolu’nu canlandırmayı düşünmüş ve bu proje ile dünyada hegemon güç olmayı hedeflemiştir. Xi Jinping ilk önce 7 Eylül 2013 tarihinde “İpek Yolu Ekonomi Kuşağı”, sonra ise 3 Ekim 2013 tarihinde ise “XXI. Yüzyıl Deniz İpek Yolu” projelerini açıklamıştır. Bu proje ile 3 kıta 70 ülke karadan ve denizden geçen yollarla ticari anlamda birleşecekdir. Buradaki ‘Kuşak’ tabiri Kara yolunu,  ‘Yol’ tabiri ise deniz yolunu içeriyor. Bu projede Türk dünyası Çin için stratejik öneme sahipdir. Özellikle, SSCB çöküşü sonrası kurulan Orta Asya Türk Devletleri enerji açısından dışa bağımlı olan Çin için muazzam bir pazar haline gelmiştir. Ayrıca, bölgeden geçecek demiryolları ve boru hatları Çin’in güvenliği için önem arz ediyor. Çin’in Avrupa ile gelişen ilişkilerinde Azerbaycan ve Türkiye de ulaşım yolları açısından önemli rol oynamıştır.Çin’in Orta Asya’ya açılan kapısı olan Doğu Türkistan meselesi de Çin’in güvenliğini tehdit eden bölgedir. Çin buradaki Türk varlığının güçlenmesini kendisine tehdit olarak görüyor ve buna uygun tedbirler görüyor. Bu çalışmada Çin’in “Bir Kuşak Bir Yol” çerçevesinde Türk dünyası ile ilişkilerini geniş çerçevede iredeleyeğiz.

  1. Çinin Bir Kuşak Bir Yol Projesine Giden Yol ve Çin’in Projeyi İlan

Dünyada büyük tarih ve medeniyete sahip olan bir bölge Çin’dir. Dünya toplumuna çok büyük keşifler bahşeden Çin kendi felsefesinde kendisini dünyanın merkezinde görüyordu. Lakin, Çin 18-19. yüzyıllardan sonra Batı dünyasının işgali ve sömürüsüyle karşı-karşıya kaldı. 1839-1842 yıllarında başlayan Birinci Afyon Savaşı ile  birlikte Çin Batı dünyasının ilk kez işgaline maruz kalmıştır. 29 Ağustos 1842 tarihinde imzalanan Nanjing Antlaması ile İngiltere 21 milyon gümüş dolar,5 liman kentini ve Hong Kong adasını Çin’den almıştır. Nanjing Antlaşması ile Çin modern tarihinin ilk eşit olmayan antlaşması kabul ediliyor. Amerika ve Fransa da Çin’den imtiyazlar almıştır. Çin tarihinde Çin Batı devletleri karşısında yarı-sömürge durumunda düştü.[2] Çin tarihinde “Utanç Yüzyılı” diye başlanan bu dönem 1949 yılında Çin Halk Cumhuriyeti’nin kurulmasına kadar devam etmiştir.[3] 1945-1949 yılları arasında Çin’de komünistler ve milliyetçiler arasında savaş komünistlerin zaferi ile bitdi. 1 Ekim 1949 tarihinde Mao Zedong Çin Halk Cumhuriyeti’nin kurulduğunu ilan etmiştir. Milliyetçiler ise Formosa adasına kaçmış ve burada Çin Cumhuriyeti’ni kurmuşlardır. Bir müddet ABD Çin’i temsil edenlerin Tayvan hükumeti olduğunu ifade ederek ilişkilerini onunla geliştirmiştir. 1979 yılında ise ABD ve Çin arasında imzalanan belge ile ABD artık Tayvan’ı değil başkenti Pekin olan Çin yönetimi ile ilişkiler kurdu. Bununla da, ABD “Tek Çin” politikasını desteklediğini ifade etmiştir.[4] Mao Zedong döneminde Çin Halk Cumhuriyeti dış politikada “tek tarafa yaslanma politikası”, sonrasında ise Üçüncü Dünya ülkesi kuramı ile yola devam etmiştir. Mao Çin toplumunun ayağa kalkması için dış politikada sakin bir duruma ihtiyacı olduğunu anlamış ve bu doğrultuda hareket etmiştir.[5] Çin’in dünyaya açılımı Deng Xiaoping devrinde olmuştur. Reform ve dışa açılma diye anılan bu dönem Çin için yeni bir devrin başlangıcı olmuştur. Deng Çin’i kapitalist yola sokmak istemiş ve  bu doğrultuda dünya yatırımcılarını Çin’e çağırmaya başladı. Devlet ve özel sektörü beraber şekilde devam etdiren Deng iç ve dış politikanın yolunda gitmesi için uluslararası arenada sakin bir tavır almıştır.Jiang Zemin ve Hu Jintao döneminde de Çin kendisini barışcıl çerçevede dünyaya göstermiştir. Çin’de başlanan ekonomik büyüme 2010 yılında kendisini dünyaya göstermiştir. Çin ihracatda dünyada birinci olmuştur. 2018 yılında gayri safi yurtiçi hasılat 25.36 trilyon dolar, fert başına gelir 18 bin dolar olmuştur. 2013 yılında ise Çin dünyada en fazla ticaret yapan ülke olmuştur. 2017 senesinde Çin’de döviz ve altın rezervleri toplam olarak 3.23 trilyon dolar civarında hesablanmıştır. 2010 yılından önce %10’luk bir büyüme ile büyüyen Çin ekonomisi, 2010 sonrası ortalama %8’in altında bir oranla büyümeye devam etmiştir.[6] Peterson Uluslararası Ekonomist Enstitüsü ekonomistlerinden Dr. Arvind Subramanian ABD’nin Çin’e teslim olacağı tarihi 2030 olarak işaretlemiştir. Çin’in ekonomisinin ortalama %7, ABD’nin ise %2.5 orasında büyüyeceğini vurgulamıştır. Ayrıca, bu gidişle Çin’in 2030 tarihinde dünya toplam hasılasındaki payının %20, ABD’nin ise %15 olacağını ifade etmiştir.[7] Ekonomi zenginliği yaşayan Çin dünyaya hegemon olma projesini hayata geçirmeye başlayacakdı. Çin Devlet Başkanı Xi Jinping 29 Kasım 2012 tarihindeki konuşmasında Çin Rüyası tabirini kullanmış ve “Çin ulusunun büyük dirilişi” ifadesi ile 2021 ve 2049 yıllarını hedef alarak cümlelerini ifade etmiştir. Xi 29 Kasım 2012 tarihindeki bu konuşmasında  2021 senesinde orta halli refah toplumun kurulmasına, 2049 senesinde ise Çin milletinin yeniden büyük kalkınmasının baş tutacağını söylemişti.[8] Bu ifadelerini devam etdiren Xi Jinping “Çılgın Proje” diye ifade edilen Bir Kuşak Bir Yol (BKBY) projesini açıkladı. İlk önce, 7 Eylül 2013 tarihinde Kazakistan’da Nazarbayev Üniversitesi’de ilan etdiği İpek Yolu Ekonomi Kuşağı, sonra ise 3 Ekim 2013 tarihinde ise Endoneziya’da ilan etdiği 21. Yüzyıl Deniz İpek Yolu  girişimlerinden oluşan BKBY projesinde yer alan ülkelerin toplam milli geliri ise 25 trilyon dolardır. Ayrıca, İpek Yolu Fonu ile Asya Altyapı ve Yatırım Bankası da bu projeyi ekonomik anlamda destekleyen bir kuruluşdur. Avrasya bölgesinde Şanghay İşbirliği Örgütü’nün(Aşağıdakı başlıkta geniş şekilde bahs edeceğiz) faaliyeti bölgede Atlantik sistemin gücünü azaltıyor.[9]Dr.Ferhat Kurbandağlı, Çin’in BKBY’nin projesini meydana getiren nedenleri böyle ifade ediyor:

“1)Üretim Fazlalığı ve üretim kapasitesi fazlalığının yurtdışına taşınması.

2) Şi Jinping’in Küresel alanda “Boy Gösterme” hırsı ve şımarıklığı.

3) Çin’in tarihi İpek Yolundaki güc dengelerine yeniden hakim olma hırsı.”[10]

Dr. Ferhat Kurban Tanrıdağlı, BKBY projesinin  kırk adımda geliştiğini ilk adımının 11 Eylül 2014 tarihinde Çin-Rusya-Moğolistan başkanlarının katıldığı toplantı ile başladığını, son toplantının ise 6 Kasım 2019 tarihinde Türkiye’nin “Çin-Avrupa tren hattı dostluk çemberi”ne girmesi ile bitdiğini belirtmiştir.[11]Proje 6 ekonomik işbirliği koridoru inşa etmeyi hedeflemiştir. Ayrıca, BKBY projesinin gerçekleşmesi için toplam değeri 4 trilyon dolar olan 2.630 şirket görev almıştır ki onlar 3.000 proje yürütüyorlar. BKBY projesi içerisinde olan coğrafi bölgede küresel üretim %30, küresel ekonomik büyümenin %40’ını, dünya nüfusunun ise %44’ünü temsil edilmektedir.[12]Bundan ilave, BKBY için 5 ana güzergah planlanmıştır. Bunlar: “Çin-Moğolistan-Rusya; Çin-Bangladeş-Hindistan-Myanmar; Çin-Merkez ve Batı Asya (Türkiye’nin yer aldığı yol); Çin-Hindi Çini Yarımadası; Çin-Pakistan” güzergahlarıdır.[13]

 Bir Kuşak Bir Yol güzergahlarını gösteren harita.[14]

  1. Çin’in BKBY çerçevesinde Orta Asya Cumhuriyetleri ile İlişkileri

ABD-SSCB arasındaki Soğuk Savaş SSCB’nin çöküşü ile sonuçlanmıştır. Vladimir Putin’in ifadesiyle “Sovyetler Birliği’nin yıkılışı, 20. yüzyılın en büyük jeopolitik felaketidir”.[15]Amerikalı stratejist Zbigniew Brzezinski’nin ifadesiyle Soğuk Savaş sonrası ABD için en büyük jeopolitik ödül Avrasya idi.[16]SSCB çöküşü sonrası 15 devlet yeniden bağımsız oldu ve bunlardan 5-i ( Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, Kırgızistan, Tacikistan) Orta Asya devletleri idi.[17]Çin Soğuk Savaş’ın bitimine kadar Orta Asya bölgesinde her hangi bir aktif siyaset gütmemişti. Çünkü, bu bölge SSCB elinde idi. Çin bu durumda sessiz kalmayı tercih etdi. SSCB çöküşü sonrası yaranan yeni dünya düzeninde artık Çin de pay almayı hesaplıyordu. Özellikle, Orta Asya zengin enerji kaynaklarına sahip olması Çin açısından muazzam bir pazar idi. Yeni yaranan devletler ise pazarlarına yeni alıcılar arıyorlardı ve Çin de bu konuda çok önemli bir konumda idi.Çin eldeki şansı kaçırmamak için hemen harekete geçti. Bunun için yeni yaranan devletleri diplomatik açıdan tanımaya başladı. Çin 27 Aralık 1991 tarihinde Rusya Federasyonu’nu ve Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, Kırgızistan, Tacikistan’ı resmen tanımıştır.[18]Çin Orta Asya’da varlığını güçlendirmek için Orta Asya ülkeleri ile işbirliğini pekiştirmek istiyordu. Bunun için ilk adımı 1994 yılında Başbakan Li Peng’in Özbekistan’ın başkenti Taşkent’i ziyaret etdiği sırada ortak kalkınma ve ekonomik ilişkileri geliştirmekten bahsederek vurgulaması idi.[19]Bu yolda en Çin için en önemli adım Çin, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan arasında Nisan 1996 yılında Çin’in Şanghay şehrinde Şanghay Beşlisi’ni kurarak atıldı. Çin Rusya’nın yeniden toparlanmasına ve ABD’nin bölgeye dahil olmasının önünü almak için ilk adım atdı. Burada diğer önemli mesele ise, Çin’nin yeniden bağımsızlığını ilan eden Türk devletleri’nin Sincan-Uygur Özerk Bölgesi’ne olası bir yardımını önlemek, Doğu Türkistan’ın bağımsızlık çabasının önünü almak idi. Çin Şanghay İşbirliği’ne üye olan ülkelerin arazisinde yerleşen önemli Uygur isimlerini terörist avı bahanesiyle tutukluyor veya bu ülkelerden iadesini istiyordu.  Dönemin Doğu Türkistan lideri İsa Yusuf Alptekin’in “Batı Türkistan bağımsızlığına kavuştu, şimdi kurtuluş sırası Doğu Türkistan’da...” ifadesi Çin’i bu konuda çok endişelendirmiştir.[20]Şimdi sırasıyla Orta Asya Cumhuriyetleri’nin Çin ile ilişkilerini inceleyelim:

SSCB döneminde  Kazakistan’ın Çin’le 1700 km’lik sınır ile komşu olması Rusya’nın bu bölgede güvenlik önlemlerini almaya önem göstertmişti. SSCB çöküşü sonrası bağımsızlığına kavuşan Kazakistan Çin ile ilişkilerine dikkat göstermeye başladı. Nursultan Nazarbayev Çin’in bölgesel gücünün gelecekte küresel güce çevrileceğini tahmin ediyordu. Bunun mükabilinde Nazarbayev Çin ile ilişkilerini şöyle özetlemişdi: “... uluslar yalnızca kötü şeyleri hafızasında tutarlarsa, barış duygusunu asla birbiriyle paylaşamazdı.”[21] Çin de Kazakistan ile ilişkilerine önem veriyor. Kazakistan hem 3 milyon kilometrekareye sahip geniş toprakları ile, hem de sahip olduğu enerji kaynakları ile Orta Asya’nın ön planda olan ülkesidir. Ancak Nursultan Nazarbayev bölgede Çin ve Rusya arasında sıkışma tehlikesinden çekiniyordu. Bölgede güçlü birliği hedefleyen Nursultan Nazabayev Türkistan önderi gibi davranmış, 18 Şubat 2005 tarihinde Orta Asya birliği projesini ireli sürmüştür.[22] Kazakistan  bölgede Rusya ve Çin karşısında ABD ile de yakınlaşarak denge kurma çabalarına giriyor. Bundan ilave, Nazarbayev döneminde Azerbaycan ve Türkmenistan’ı da içine alan bir enerji ittifakı düşünülmüştü.[23]

Orta Asya Haritası[24]

Kazakistan ve Çin arasında problemler şu şekildedir: Çin’in Kazakistan’a nüfus baskısı, Kazakistan piyasasında tüketim malları üzerinde Çin baskısı ve Çin’in emperyal planları ve Doğu Türkistan bölgesinde Uygur Türklerine olan baskısı.[25] Kazak halkı Çin’in bölgede küresel güce dönmesini büyük endişe ile karşılıyor. Şöyle ki, Çin korkusu Kazakistan’da bir paranoyaya dönüşmüş özellikle, Kazakistan gençleri eğitim için gitdiği yabancı ülkelerde kalıcı olarak kalıyorlar. Bu da Kazakistan’da nüfusun azalmasına sebeb oluyor.[26] Ayrıca, Çin’li erkeklerin Kazakistan’da yerleşmesi ve Kazak kızlarla evlenmesi Kazakistan toplumunda tepkilere sebeb olmuş ve bu da kendisini protestolarda göstermiştir.Ticari meselelere gelince ise Çin Kazakistan’ın en büyük ticari ortaği ve dış yatırımcısıdır. Çin’le olan ticaret hacmi 11 milyar doları bulmuştur. Kazakistan’ın ürettiği diğer metallerin, bakırveuranyumunesas alıcısı da Çin’dir. Kazakistan’ın Çin’eborcu ise yaklaşık 12 milyar dolardır.[27]BKBY projesin meselesine geldikde ise Kazakistan Çin’in Batı’ya açılışında önemli yerdedir. Ayrıca, Xi Jinping’in BKBY projesini Kazakistan’ın Nazarbayev Üniversitesi’nde açıklaması aslında verilmiş bir mesajdır. BKBY çerçevesinde Çin ve Kazakistan arasında bir sıra altyapı, ulaşım, ekonomik projeler imzalandı. 2014 senesinde Çinli şirketlerle beraber Kazakistan petrolünün %50’si üretildi. Çin’den Batı’ya yüklerin 15 günde ulaştırılması için bazı önemli projeleri imzalandı. 2016 yılında Kazakistan-Çin Fonu kurulmuştur. 2017 yılında Kazakistan ve Çin arasında dış ticaret cirosu 10.5 milyar dolara ulaşmıştır.[28]9 Haziran 2019 tarihinde  Kazakistan’da yeni Cumhurbaşkanı seçilen Kasım-Jomart Tokayev de Çin ile ilişkileri genişlendirdi. Ayrıca, Tokayev Çinçe bilmesi ve Çin uzmanı olması Kazakistan siyasetinde avantajlı durum yaratdı.BKBY projesi çerçevesinde Çin’in Kazakistan’a yaptığı yatırımlar ekonomik anlamda büyük imkanlar yaratsa da, Çin’e karşı Kazakistan toplumunda tepkiler artdı. Çin şirketlerinin işçi gücü olarak yalnızca Çin vatandaşlarına yer vermesi, Çin işçilerinin Kazakistan’da yerleşmesi gibi olaylar Kazakistan’da Çin’e karşı olumsuz hava yaratmıştır. Özellikle, Doğu Türkistan toplama kamplarında Kazak nüfusundan bazı isimlerin de olması Çin’e karşı tepkileri büyütdü. Kazakistan hükumeti bu durumlar karşısında Çin’e  2018 yılında nota vermiştir.

Dünyada en büyük dördüncü doğalgaz rezervlerine sahip Türkmenistan ilk dönemlerde Rusya ile enerji meselelerinde yakınlık ediyordu. Ancak sonraki dönemde yalnız Rusya değil, artık İran ve Çin de Türkmen gazının alıcısı olmuştur. 12 Aralık 1995 tarihinde dünya seviyesinde kendisini tarafsız ilan eden Türkmenistan ise enerji meselelerinde Rusya ve son zamanlarda Çin ile yakın işbirliği çerçevesinde ilerliyor.[29] Çin’in Türkmenistan’la olan ticaret hacmi 2016 verilerine göre 6,201,774 milyar dolardır. 2009 yılından bu yana Çin Türkmenistan doğalgazının en büyük alıcısı olmuş ve her yıl 30 trilyon m³ doğalgaz satın almıştır. Çin’in Türkmenistan’da yatırım meselelerinde ön plana çıkan diğer mesele ise, Türkmenistan’ın Çin’e anlaşma ile işçilerin %70’nin Türkmen olmasını kabul etdirmesidir.[30]

Tacikistan Çin’in BKBY projesinde ilk destek duran ülkelerden biridir. Çin ile bu proje çerçevesinde birçok anlaşma imzalamışlardır. Çin Tacikistan’a en büyük kredi borcu veren devletdir. Tacikistan’ın Çin’e borcu 1.5 milyar dolara ulaşmıştır.[31] Ayrıca, BKBY projesi çerçevesinde Tacikistan 2.8 milyar dolar borçlanmıştır.[32]Çin Tacikistan üzerinde o kadar büyük gücü var ki, öyle ki Tacikistan hukümetinin ve parlamentosunun binasının mailiyetini de Çin üslenmiştir. Çin ayrıca Tacikistan bölgesinde yerleşen altın madenlerini de işletiyor. Çin ile Tacikistan arasında 2011 yılında antlaşmayla Tacikistan Pamir arazisinde olan Magrab’da 1.158 km2alanı borçlarının bir kısmı karşılığında Çin’e devretmiştir. Çin’in Badahşan bölgesinde askeri varlığı ise Tacikistan’ı rahatsız eden unsurdur. Ayrıca, Çin borçları karşılığında Pamir’i almak istemesi tehlikesi Tacikistan’ı korkutan bir başka meseledir.[33] Çin ise hem bölgede kendisine karşı yaranan olumsuz hava, hem Tacikistan’da olan güvenlik istikrarsızlıkları ile karşılaşdığından BKBY projesinde zorluklarla karşılaşıyor.

Çin’in Özbekistan ve Kırgızistan ile ilişkilerini ise birlikte inceleyeğiz. Çünkü, BKBY çerçevesinde bölgede baş tutması gereken projelerden biri Kaşgar-Oş-Andican (Çin-Kırgızistan-Özbekistan) demiryoludur.(Bu konuyu aşağıda geniş şekilde inceleyeceğiz.)Özbekistan Çin için önemli mevkiye sahip bir devletdir. Özellikle, enerji meselesinde Çin Özbekistan’dan petrol ve doğalgaz temin ediyor. Bunun yanısıra Çin Özbekistan’dan pamuk ve uranyum temin ediyor. 70’ten fazlası büyük, 500’ten fazlası orta olmak üzere Çin şirketi Özbekistan’da telekomünikasyon ve makine sanayisi üzre faaliyetine devam etdiriyor.[34]Çin’in 2016 verilerine göre Özbekistan’la ticareti3,614,522 milyar dolardır.[35] Özbekistan siyasi anlamda İslam Kerimov döneminde her devletle aynı mesafede durmaya çalışıyordu. Ancak İslam Kerimov 2001 yılında Şanghay İşbirliği Örgütü’ne üye oldu. Bununla da, Şanghay Beşlisi, Şanghay İşbirliği Örgütü’ne(ŞİÖ) dönüştü. Bölgede ABD’nin açdığı Özbekistan ve Kırgızistan’daki askeri üsler Çin ve Rusya’nın “yardımı” ile kapatılmıştır.[36] İslam Kerimov döneminde BKBY projesinde ön plana çıkmayan Özbekistan Şevket Mirzioyev döneminde bu tutumunu değişmiş ve Çin ile yakın ilişkilere başlamıştır. 2017 senesinde Çin ile stratejik ortaklıkta beyanname imzalanmış, 14-15 Mayıs 2017 tarihinde Pekin’de geçirilen Kuşak ve Yol Forumu’nda Şevket Mirzioyev bu projeye destek olacağını ifade etdi. Ayrıca, Özbekistan bazı devlet yetkilileri projenin Özbekistan’ın geleceği için olumlu bir proje olduğunu ifade ediyor.[37]

Kırgızistan’da da ise durum diğer devletlere göre farklıdır. Çin ile sınır komşusu olan Kırgızistan Kazakistan, Özbekistan  ve Türkmenistan gibi zengin enerji kaynaklarına sahip değildir. Ekonomik anlamda bazı sıkıntılar yaşıyor. Çin bu durumu fırsata çevirmeye başladı. Özellikle, Çin bu durumda yatırımlarını artırdı. 2015 senesinde Çin’in yatırımı 984 milyon dolara ulaşmıştı. Ayrıca, 2016 senesinde Kırgızistan’a verdiği  toplam kredi miktarı 1.8 milyar dolar, hibe miktarı ise 274.4 milyon dolar olmuştur.[38]Aynı yıl içerisinde yaptığı ticaret hacmi ise 5.676.661 milyar dolardır.[39]Çin’in yaptığı en önemli yatırımlardan biri Kaşgar-Oş-Andican (Çin-Kırgızistan-Özbekistan) demiryoludur. Çin bu projede Kırgızistan’ın ekonomik gücünün yetmeyeceğini hesab etmiştir. Çünkü, bu projenin maliyeti 90’lı yıllarda 1milyar dolar,2010’un başlarında3-4 milyar dolar, günümüzde ise artık 7 milyar dolar olduğu hesaplanmıştır.[40]BKBY fonlamak üçün kurulan Asya Altyapı Yatırım Bankası’ndan ve İpek Yolu Ekonomik Kuşağı Fonu’ndan Kırgızistan 4.5 milyar dolar borç almıştır. Bu borçları Kırgizstan’ın geri ödeme şansı çok azdır. Çin bu borçları ödeyememe karşısında Kırgızistan’dan toprak talebi isteklerini iletse de, Kırgızistan hükumeti bu konuda aşırı tepki ile karşılaştı. Ayrıca, Çin Kırgızistan hükümetinden coğrafyadaki mineral kaynakları istemişse de, yine de muhalet tepkisi ile karşılaşmıştır. Çin mutlaka bu projeyi gerçekleştirmek istiyor. Çünkü, bu yolla Çin Avrupa ve Orta Doğu’ya en kısa yük taşıma yolu elde ede bilir, Kırgızistan ve Özbekistan’ı BKBY’a bağlaya bilir ve kendisine enerji ithalatını kolaylaştıra bilir. Ama bu demiryolunu gerçekleşmesinde sıkıntılar var. Şöyle ki, Kırgızistan ve Özbekistan’da 90’lı yıllardan kalan etnik ve dini çatışmalar, Afganistan üzerinden Özbekistan’a müdahele ede bilecek radikal ve dinci akımlar demiryolunu tehlikeye sokuyor. Ayrıca, SSCB döneminden kalan demiryollarının ray ölçüleri’nin Çin projesine uygun olmaması ve Kırgızistan’da finansal sorunlar bu demiryolunun gerçekleşmesine imkan yaratmıyor.[41] Bundan ilave, Kırgızistan kamuoyunda da Çin’e karşı aşırı tepkiler oluşmuştu. 2018 sonlarında40 Çoro (40 Batır)adlı STK kuruluşu ülkede yerleşen Çin büyükelçiliği önünde protestolar kendisini göstermiş, ayrıca ülkede olan Çinli firmalar ve inşaatıar önünde de bu tepkiler kendisini göstermiştir. Neden olarak da Çin’in nüfusunun Kırgızistan’da yayılması, Çinli işçilerin gayri-ahlaki davranışları gösterildi. Ayrıca, Türkmenistan’dan Çin’e Kırgızistan vasıtasıyla çekilecek yeni bir boru hattının Kırgızistan bölgesinde 150’şer metre mesafesinde Çin güvenlik güçlerinin görev alacağı iddiası Kırgız halkını yeniden tepki göstermeye  mecbur etmiştir. Doğu Türkistan bölgesinde Türk ve müslüman halkın baskıda tutulması Kırgız kamuoyu için önemli meselelerin başında geliyor.[42]

Genel olarak, Çin’in Orta Asya ilişkilerini incelerken bunu görüyoruz ki, Çin devleti için Orta Asya enerji, ticaret, etnik istikrar, askeri güvenlik ve diğer konularda ön planda olan bölgedir.Çin 2009 yılında ABD’yi geçerek dünya enerjisini tüketen birinci ülke olmuştur. Enerji teminini Malakka üzerinde yapsa da, Orta Asya  özellikle güvenlik açısından daha güvenli hale gelmiştir. Orta Asya ülkeleri ile işbirliklerini genişlendiren Çin yumuşak güc olarak kültürel değerlerden istifade için de Konfüçyüs Enstitütüleri kurmaktadır.[43] Burada gördüğümüz odur ki, Çin Orta Asya ülkeleri ile BKBY projesinde hareket ederken finansal sorunları hall etmek için devletlere kredi veriyor. Bu borcu ödeyemeyen devletler gelecekte topraklarını borç karşılığında Çin’e bırakma tehlikesi ile karşılaşıyor. Ayrıca, Orta Asya bölgesi Çin için Doğu Türkistan ile iç-içe hesab olunur. Çin’in Savunma Üniversitesi Rektörü Liu Yazhou kendisinin yazdığı “Batı Bölge Teorisi” adlı makalesinde bu konuları geniş şekilde irdelemiştir. Orta Asya bölgesini Tanrı’nın Çin’e bahşetdği bir pasta olarak gören Liu Çin’in bölgede daha çok rol almasını istiyor ve bölgede Çin açısından uzun vadede tehdit olarak Türkiye’yi görüyor.[44]

  3.Çin’in BKBY çerçevesinde Azerbaycan ve Türkiye ile ilişkileri

SSCB çöktükten sonra Çin Halk Cumhuriyeti Transkafkasya’da bağımsızlığını ilan eden Azerbaycan’ı ve diğer iki devlet Gürcistan ve Ermenistan’ı 27 Aralık 1991 tarihinde bağımsızlıklarını tanımıştır. Azerbaycan’ın zengin enerji kaynaklarına sahip olması Çin’in dikkatini bu bölgeye çekmesine neden oldu. Ama kısa dönem sonra Çin ve Azerbaycan arasında ilişkiler soğudu. Elçibey döneminde Azerbaycan Hükumeti’nin  “Doğu Türkistan” ifadeleri ve onun bağımsızlığını vurgulamaları Çin’i endişelendirmiş ve Çin’in Ermenistan ile ilişkilerini yoğunlaştırmasına sebeb oldu.[45]Haydar Aliyev döneminde ise 7-10 mart 1994 tarihinde Çin’ sefer edilerek ilişkiler düzenlenmeye çalışılmış ve aradaki buzlar erimiştir. Çin enerji meseleleri konusunda da Azerbaycan ile bazı görüşmeler yapıldı. Azerbaycan Petrol Şirketi (SOCAR) ile Çin Petrol Şirketi (Shengli Oil) 4 Haziran 2003 tarihinde ilk antlaşma imzalanmıştır. 18 Haziran 2004 tarihinde imzalanan diğer anlaşma ile ise Karaçukur petrol yatağına Çin Petrol Şirketi (Shengli Oil) ortak olmuştur.Azerbaycan 29 Haziran 2015 tarihinde AAYB’nın hukuki temelini oluşturan sözleşmeyi imzalamış ve 245 milyon dolar meblağ ile bankaya katkıda bulunmuştur.[46]Azerbaycan ve Çin arasında ticari ilişkiler 2019-cu yılda 2 milyard 184 milyon dolara yükselmiştir. Çin Azerbaycan’a 800 milyon dolar, Azerbaycan ise Çin’e 1.7 milyard dolar yatırım yapmıştır.[47] Azerbaycan’ın önemini Çinli uzmanlar Çin-Orta Asya-Batı ekonomik koridorunda eksen ülke diye ifade ediyorlar. Ayrıca, “Orta Hat Koridoru” diye ifade edilen Orta Asya-Hazar Denizi-Azerbaycan hattı Türkiye ile Çin arasında sevkiyat süresini 10 güne indirmiştir.[48] İlham Aliyev ve Xi Jinping arasında “İpek Yolu Ekonomik Kemeri”nin  2015 yılında imzalanmıştır. Azerbaycan Gürcistan ve Türkiye arasında 2017 yılında faaliyete başlayan Bakü-Tiflis-Kars demiryolu kemeri de bölge için önemli bir adım idi ve Çin’in BKBY projesi için de uygun bir ulaşım yoludur.İlaveten, Azerbaycan ve Çin arasında BKBY çerçevesinde bir sıra projeler imzalanmış, ayrıca eğitim sahasında da antlaşmalar imzalanmışdır.[49]Bu ilişkiler devam ederken, Azerbaycan kamuoyu ve devletinde de Çin’e karşı olumsuz havaların göründüğü de olmuştur. Çin’in 1999, 2013 ve 2017 yıllarında Ermenistan’a silah satması, Çin’in Doğu Türkistan Türklerine uyguladığı politika bunlara sebeb olmuştur. Ayrıca, Çin’in COVİD-19 pandemisi zamanı Ermenistan’a gönderdiği sağlık kolilerinde “Dostluğumuz Ağrı Dağından daha yüksek olsun”ifadesi Çin’e karşı aşırı tepkilere sebeb olmuştur.[50]

Son olarak Türkiye’nin Çin ile olan ilişkilerine bakalım. Türkiye Türk dünyası jeopolitiğinde en önemli devletdir.[51] Türk dünyasının öncüsü olan Türkiye yerleştiği bölge açısından BKBY projesinde de önemli yerde yerleşiyor.Türkiye ile Çin arasında ilişkiler diğer ülkeler nazaran daha eskiden başlamıştır.Türkiye Cumhruiyeti Soğuk Savaş yıllarında Batı Bloku ülkeleri arasında olduğu için 1949 yılında Komünist Lider Mao Zedong’un kurduğu Çin’i hemen tanımamıştır. ABD 1971 sonrası Çin’e karşı tavrını değiştirdikden sonra Türkiye de tavrını değiştirmiş ve Çin Halk Cumhuriyeti’ni resmen tanımıştır.[52]Soğuk Savaş sonrasında Türkiye ve Çin ilişkilerinde artık yeni dönem başladı. Özellikle, “Adriyatikden Çin Seddine Türk Dünyası” fikirlerinin Türk dış politikasında seslenmesi Çin’i endişelendiren bir konu idi. Çünkü, Türkiye ve yeni bağımsızlık alan Türk devletlerinin bir hareket etmesi Doğu Türkistan bölgesine etki ede bilirdi. Ama Türkiye’nin bir müddet sonra politikasını değişmesi Çin’i rahatlatdı. Çin ile siyasi ve ekonomi ilişkileri geliştiren Türkiye  2010 yılından itibaren stratejik işbirliği seviyesinde artık faaliyete başladı.Ekonomik ilişkiler açısından incelersek, Türkiye’nin dış ticaretde en büyük 3 dış ticaret ortaklarından biri Çin’dir.[53] Türkiye ve Çin arasında 2017 yılında ticaret hacmi 28 milyar dolar hacminde idi.[54] Ancak Türkiye ve Çin arasında ticari açıdan Türkiye için olumsuz bir durum var. Türkiye’nin Çin ile ticari ilişkilerinde 2018 yılı verilerine göre 17.806.303 milyar dolar dış açık verdiğini görüyoruz.[55] Türkiye ve Çin arasında Kuşak ve Yol projesinde ise Türkiye Çin’in BKBY projesini destekliyor. Özellikle, “Tarihi İpek Yolu’nun canlanması Projesi” ve Çin’in BKBY projesi ile uyumlu konumdadır.[56]Çin de bu projede Türkiye ile yakın işbirliği geliştirmeye başlamıştır. Bazı yazarlar bunun Türkiye jeopolitiği açısından bir fırsat olarak ifade ederek Çin ile ilişkilerin güçlenmesinin doğru olacağını ifade ediyor.[57]Türkiye %2.5’luk bir payla Çin’in 2014 yılında kurduğu Asya Altyapı Yatırım Bankası’nın11-ci hissedarıdır.[58] Çin BKBY çerçevesinde Türkiye’nin  rolü özellikle, Orta Hat Koridorunda kendisini iyice göstermiştir. Orta Hat Koridoru’nun önemi ise özellikle, 30 Ekim 2017 tarihinde Bakü-Tiflis-Kars  demiryolu hattının faaliyete başlaması  ile artmıştır. Bununla da, Türkiye Hazar Denizi ile stratejik anlamda bağlandı.[59] Türkiye’nin Çin açısından önemli rol oynadığının bir kanıtı da, 1 Kasım 2019 tarihinde Çin’den Prag’a yola çıkan China Railway Express treninin 6 Kasım tarihinde Ankara’ya ulaşması ve oradan Prag’a yolculuğuna devam etmesi idi. Bununla da, Çin’den yola çıkan bir yük treni kısa bir müddetde Avrupa’ya ulaştı. Türkiye’nin bu konumda yerleşmesi Avrupa ülkelerinin de Türkiye ile ilişkilerinin iyi olması açısından önemlidir. Çünkü, artık bildiğimiz gibi Çin Avrupa ülkeleri ile ticari ilişkilerini güçlendirdi. Türkiye burada ticaret yolunda yerleşmesi kendisi için büyük avantajdır.[60] BKBY projesi çerçevesinde Çin temelli ICBC ve Bank of  China bankalarının Türkiye pazarlarına katılması sebeiyle birçok firma Türkiye’de yatırımarını artırmıştır.[61]

BKBY projesinde Orta Koridor[62]

Yine de dönemler içinde Türkiye ve Çin arasında ilişkiler düşüşde olduğu devrler de olmuştur. Bu konuda en önemli mesele Doğu Türkistan meselesidir.  Çin’in Doğu Türkistan arazisinde uyguladığı politikalar dönem-dönem Türkiye’nin sert tepkisiyle karşılaşmıştır.[63] Ayrıca, Uygurların Türkiye’dde yaşaması ve Uygur diasporasında önemli isimlerin Türkiye’deki faaliyetleri Çin’i rahatsız eden bir meseledir. Ayrıca, Türk kamuoyu da Uygurlar meselesinde hassasdır. Ayrıca, 2018 Eylül’ünde resmi gazetede çıkan yasayla Türkiye’de yabancı vatandaşların 250.000 dolar değerinde taşınmaz yük aldığı takdirde T.C vatandaşlığı ala bilmesi ve Çinlilerin bundan istifade etmesi Türk kamuoyunu rahatsız eden bir başka meseledir.[64]

  1. Çin’in Doğu Türkistan Politikası

Doğu Türkistan Türk tarihi açısından incelendiğinde eski Türk yurtlarından biridir.[65]Türklerin yaşadığı bölge ifadesiyle Türkistan diye ifade edilen bölgenin 1.828.418 km2’si Doğu Türkistan diye adlanan araziyi kapsıyor. Doğu Türkistan bölgesi Çin için jeopolitik ve jeoekonomik anlamda çok önemli bir yere sahipdir. Jeopolitik açıdan Doğu Türkistan Çin’in Orta Asya’ya, Avrupa’ya ve Orta Doğu’ya açılan bir kapısıdır. Ekonomik açıdan da Çin’in boru kemerlerinin bu bölgeden geçmesi ve bölgenin zengin kaynakları Doğu Türkistan’ı ön plana çıkarıyor. Doğu Türkistan’da nüfus olarak 35 milyona yakın Türk’ün yaşadığı düşünülüyor. Bundan ilave, bölgede Çin yönetiminin bölgede Türk nüfusu asimile etmesi için getirdiği 15 milyon Çinli nüfusu vardır.[66] 1884 yılında işgale maruz kalan Doğu Türkistan, 1933 ve 1944 tarihlerinde kendi devlerini kursa da yine  Çin işgaline maruz kalmıştır.Çin Uygur Türklerinin bağımsızlık isteklerinin önünü almak için aşırı şiddetlere başvuruyor ve hatta Atom bombası denemelerini bile bu coğrafyada yapıyordu.[67] Bölgenin isminde de Çinceleştirilme edildi. 1 Ekim 1955 tarihinde “Şincang Uygur Özerk Bölgesi” kuruldu. “Sincan” yeni kazanılmış toprak manası ifade ediyordu. [68]Çin Doğu Türksitan’da nüfusun Uygur Türkleri lehine değişmesini istemiyor ve bunun için bölgede assimilasyon politikaları yürütüyor. Çin baskısını artırdığı Doğu Türkistan bölgesinde Batı Kalkınma Planı ilan etdi. Bununla da, bölgeye kaynaklar aktardı. Ama bu kaynaklar yerli halk lehine kullanılmadığı gibi, yeni yaranan işler Çinlilere verildi.[69]Çin’in nüfus politikası neticesinde, Doğu Türkistan’da Han Çinlileri oran olarak 1945 tarihinde % 6.2 orandayken, 2010 yılında % 41 seviyesine gelmiştir. Uygur Türkleri ise aynı dönemde % 83’ten, % 45 seviyesine gerilemiştir.[70] Bundan ilave, Çin bölgede kültürel asimilasyon uygulamaları devam etdiği etdirdi ve bunun karşılığında 2009 Urumçi olayları patlak verdi. 184 kişinin hayatını kaybetdiği bu olay dünyada Çin’e karşı tepkileri artırdı.Son dönemde, Çin Doğu Türkistan bölgesinde yerleşen yer isimleri Çince değiştirmesi kültürel assimilasyonunu artıran faaliyetlerdendir. BKBY projesi çerçevesinde Doğu Türkistan’ın önemi daha da artmıştır. Bölgede hayata geçirilmeyi planlanan Kaşgar-Oş-Andican (Çin-Kırgızistan-Özbekistan) ve Kaşgar-Gwadar (Çin-Pakistan) demiryollarının Doğu Türkistan’da yerleşen Kaşgar bölgesinden harekete geçmesi bölgenin önemini daha da artırıyor. Görününen o ki, Çin Doğu Türkistan bölgesinde yaptığı adımlardan geri adım atmayacak ve kendisine olan yaptırımlara dikkat etmeyecek. Ama Çin eğer dünyada kendisini yeni hegemon olarak göstermek istiyorsa insan hakları konusunda dikkatle davranmalıdır.

Sonuç

Dünya düzeninde güç artık yukarıda da gördüğümüz gibi Batı’dan Doğu’ya kaymıştır. Doğu dünyasında, yani Asya’da en büyük güç artık Çin olmuştur. Çin’in dünya hegemonyasında stratejisi olan BKBY uzmanlar tarafından artık  gerçekleşecek bir proje olarak görünüyor. Bunun en büyük sebebi de Çin’in sahip olduğu büyük ekonomidir. BKBY projesi her ne kadar geçeçeği yollar üzerindeki bölgelerde ekonomi, ticari, refah ve altyapı ulaşımı açısından bölge ülkelerine kazançlar verse de, ulusal değerlerini koruyan her devlet kendi dış politikasına dikkat etmelidir. Unutmayalım ki devletler arasında çıkar ilişkileri vardır. Bu uluslararası ilişkilerin değişmez kuralıdır. Çin BKBY projesi her ne kadar “ulusların birlikte refahının yükselmesi” sloganı ile ifade edilse de, bu proje gerçekleştirdiği takdirde Çin en büyük kazanç sahipi olacaktır. Çin bölgede planlarınını yerine yetirmek için Türk dünyası ülkeleri ile ilişkilerini dikkatli seviyede devam etdirmelidir. Özellikle, kendi içinde yaşanan Uygur sorunları Çin’e karşı Türk dünyasında olumsuz etki yaratmıştır. Türk dünyası BKBY projesinde mümkün kadar kendi çıkarlarını korumalı küresel bir proje olan BKBY meselesinde ulusal davranmalıdır. Çin ile ilişkilerini düzenleme de, birlikte hareket etmek Türk dünyası için doğru addım olmalıdır. Ayrıca, Türk dünyası devletleri Çin’in Borç Tuzağı’na düşmemesi için dikkatlice davranmalıdır. Çin ise Türk dünyası ile ilişkilerini devam etdirme ve Orta Koridor’un devaml faaliyyeti için Doğu Türkistan bölgesindeki Uygurlar’a karşı dikatli davranmalı ve politikasını yumşatmalıdır.

KAYNAKÇA

Adıbelli, Barış. Çin’in Avrasya Stratejisi.İstanbul: IQ Kültür Sanat Yayıncılık, 2007.

Adıbelli, Barış. Doğu Türkistan. İstanbul: IQ Kültür Sanat Yayıncılık, 2008.

Akdağ, Zekeriya. “Türkiye-Çin İlişkilerinde Kuşak ve Yol Girişimi’nin Önemi,” Birey ve Toplum 17, (2019): 65-95.

Alperen, Ümit. “ “Bir Kuşak Bir Yol” Girişimi ve Çin’in Orta Asya Politikası,” Bilge Strateji 19, (2018):  17-38.

Arıboğan, Deniz Ülke. Duvar. İstanbul: İnkilap Yayınevi, 2018.

Brzezinski, Zbigniew. Büyük Satranç Tahtası, çeviren: Yelda Türeli, İstanbul: İnkilap Yayınevi, 2018.

Çatal, Sefa.“Kuşak ve Yol İnisiyatifi’nin Türkiye’nin Ekonomi Güvenliğine Etkileri,”Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi,Özel, (2019): 101-124.

Cəfərli, Şahin. “Azərbaycan-Çin əlaqələri”, 22 Eylül 2020,  erişim tarihi 16 Ocak 2021,https://bakuresearchinstitute.org/az/azerbaijan-china-relations/

ÇEÇEN, Anıl. Türkiye ve Avrasya. İstanbul: Doğu Kütüphanesi, 2015.

“Çin'den Ermenistan'a gönderilen kolilerde skandal Ağrı Dağı mesajı!”,Habertürk,  9 Nisan 2020, erişim tarihi 16 Ocak 2021, https://www.haberturk.com/cin-den-ermenistan-a-gonderilen-kolilerde-skandal-agri-dagi-mesaji-2641000

Doster, Barış. Yönünü Arayan Türkiye. İstanbul:Halk Kitabevi, 2017

Ed. “Bir Kuşak Bir Yol: 5 Başlıkta Merak Edilen Modern İpek Yolu,” 15 Kasım 2019, erişim 14 Ocak 2021, https://www.stratejikortak.com/2019/11/bir-kusak-bir-yol-5-baslikta-merak-edilen-modern-ipek-yolu.html

Ekrem, Erkin. Çin’in Orta Asya Politikaları -Rapor.(Ankara:Ahmet Yesevi Üniversitesi Yayınları, 2011)

Ercilasun, Konuralp. “Türk Dış Politikasında Çin” Türk Dış Politikasını Nasıl Bilirdiniz?içinde, Editörler: Ümit Özdağ ve Yelda Demirağ, 189-209. Ankara: Kripto Basım Yayın, 2017.

Ercilasun, Konuralp. “21. Yüzyılda Çin ve Türkiye İle İlişkileri” Türk Dış Politikasında Hasar Tespiti içinde, Editörler: Ümit Özdağ ve Yelda Ongun, 197-229. İstanbul: Destek Yayınları, 2019.

Eslen, Nejat. 21. Yüzyılda Jeostrateji ve Türkiye. Ankara: Pankuş Yayınları, 2020.

Gürdeniz, Cem. Mavi Vatan Yazıları. İstanbul: Kırmızı Kedi Yayınevi, 2019.

Gürdeniz, Cem. “Hazar geçişli Türk İpek Yolu”, 4 Eylül 2019, erişim tarihi 15 Ocak.2021, https://www.veryansintv.com/hazar-gecisli-turk-ipek-yolu

Hasanzadeh,Vusal ““Bir Kuşak Bir Yol” Projesi Çerçevesinde Çin ve Azerbaycan İlişkileri”, erişim tarihi 10 Eylül 202, https://21yyte.org/tr/merkezler/bolgesel-arastirma-merkezleri/orta-asya-arastirmalari-merkezi/bir-kusak-bir-yol-projesi-cercevesinde-cin-ve-azerbaycan-i-liskileri

 

İkiz, Ahmet. “Tek Kuşak Tek Yol Projesi ve Türkiye’ye Olası Etkileri,”Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi 72, (2019): 1688-1700.

İlhan, Suat. Bir Millet Uyanıyor! 2/Türklerin Jeopolitiği ve Avrasyacılık. Ankara: Bilgi Yayınevi, 2006.

Jinping, Xi. Çin’in Yönetimi. İstanbul: Kaynak Yayınları, 2017.

Kavala, Coşkun Faik. Doğu Uyanıyor/ Çin Devrim Tarihi. İstanbul: Doğu Kitabevi, 2019.

Kamalov, İlyas. Moskova’nın Rövanşı: Putin Dönemi Rus Dış Politikası. İstanbul:Yeditepe Yayınları, 2008.

Kemaloğlu,İlyas. “Şangay, Gerçekten DeAlternatif Olabilir Mi?”, 28 Ekim 2016,erişim 14 Ocak 2021, http://www.ilyaskemaloglu.com/guncel-detay.aspx?d=149

Kemaloğlu,İlyas. “TürkCumhuriyetlerininBağımsızlığının 25. Yılı: Başarılar VeBaşarısızlıklar”,4 Ekim 2016, erişim 14 Ocak 2021, http://www.ilyaskemaloglu.com/guncel-detay.aspx?d=144

Kerimoğlu, Yavuz. “Çin’in Orta Asya Politikaları”,22 Ocak 2019, erişim 14 Ocak 2021,https://insamer.com/tr/cinin-orta-asya-politikalari_1942.html

Oğan, Gökçe. Şanghay İşbirliği Örgütü Türkiye için bir seçenek mi zorunluluk mu. İstanbul: Aygan Yayıncılık, 2017.

Okur, Mehmet Akif. “Bir Kuşak, Bir Yol” Projesi’nin Jeopolitiği, Türk Kuşağı ve Uygurlar,” Akademik Hassasiyetler 8, (2017): 45-55.

Omonkulov, Otabek. “Kuşak ve Yol Projesi Bağlamında Çin-Orta Asya İlişkileri,” Bölgesel Araştırmalar Dergisi1, (2020): 45-115.

Özdağ, Muzaffer.Türkiye ve Türk Dünyası Jeopolitiği Üzerine. Ankara: ASAM Yayınları, 2001.

Pehlivantürk, Bahadır. “Türk Dış Politikasında Doğu Asya Perspektifi” Stratejik Derinlikte Savrulan Türk Dış Politikası içinde, Editörler: Ümit Özdağ ve Yelda Demirağ, 167-187. Ankara: Kripto Basım Yayın, 2016.

Pekcan, Cemre. Çin Dış Politikası ve ABD ile ilişkiler. Bursa: Dora Yayınları, 2019.

Perinçek, Mehmet. Avrasyacılık Türkiye’deki Teori ve Pratiği. İstanbul: Kaynak Yayınları, 2016.

Polat, Soner. Türkiye İçin Jeopolitik Rota. İstanbul: Kaynak Yayınları, 2019.

Salman, Zyinat Abdyldaevave İsmail Özbay. “Çin’inOrta Asya Politikası ve Kırgızistan,” Asya Araştırmaları Dergisi 2, (2019): 317-328.

Sapmaz, Ahmet. Rusya'nın Transkafkasya Politikası ve Türkiye'ye Etkileri. İstanbul: Ötüken Neşriyat, 2008.

Saray, Mehmet. Doğu Türkistan Türkleri Tarihi. İstanbul: Aygan Yayıncılık, 2015.

Suyundikov, Suinbay.“Bağımsızlığın 30. Yılı Yaklaşırken Orta Asya Cumhuriyetlerinin Arasındaki İhtilaflar,” 28 Şubat 2020, erişim 14 Ocak 2021, https://www.21yyte.org/tr/merkezler/bolgesel-arastirma-merkezleri/orta-asya-arastirmalari-merkezi/bagimsizligin-30-yili-yaklasirken-orta-asya-cumhuriyetlerinin-arasindaki-ihtilaflar 

Tanrıdağlı, Ferhat Kurban. Çin’in “Bir Kuşak Bir Yol” Gerçeği ve Türk Dünyası. İstanbul: Doğu Kütüphanesi, 2020.

Tanrıdağlı, Ferhat Kurban.Küresel Güç Olma Sevdası Çin Rüyası. İstanbul: Çınaraltı Yayınları, 2019.

Türker, Haşim.Yeni Soğuk Savaşa Doğru: Yükselen Çin, ABD ve NATO. İstanbul: Cinius Yayınları, 2019.

Veliyev, Cavid. Azerbaycan-Türkiye Stratejik Ortaklığı. İstanbul: Ötüken Neşriyat, 2020.

Yıldırımçakar, Emrah. “Kuşak Yol Girişimi Bağlamında Çin'in Normatif Güç İnşası ve Türkiye-Çin İlişkileri,”Ulisa: Uluslararası Çalışma Dergisi2,(2019): 145-169.

Yıldırım, Emre. “Tacikistan’da Çin Nüfuzu”, 02.10.2020, erişim tarihi 15.01.2021,https://insamer.com/tr/tacikistanda-cin-nufuzu_3355.html

Yılmaz, Serdar. “Bir Kuşak Bir Yol Projesinin Azerbaycan, Kazakistan ve Türkiye’ye Etkisi,” Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi 32, (2020): 5274-5301.

Zorlu, Kürşad. Büyük Bozkırın Yükselişi/Nazarbayev Liderliği. Ankara: Kripto Basım Yayın, 2019.

Zorlu, Kürşad.Türk Dünyası Güncesi. İstanbul: Ötüken Neşriyat, 2020.

[1] ZekeriyaAkdağ,  “Türkiye-Çin İlişkilerinde Kuşak ve Yol Girişimi’nin Önemi,” Birey ve Toplum Dergisi 17, Haziran 2019: 66

[2] Coşkun Faik Kavala, Doğu Uyanıyor/ Çin Devrim Tarihi (İstanbul: Doğu Kitabevi, 2019), 37-38.

[3] Cemre Pekcan, Çin Dış Politikası ve ABD ile ilişkiler (Bursa: Dora Yayınları, 2019), 1.

[4] Haşim Türker, Yeni Soğuk Savaşa Doğru: Yükselen Çin, ABD ve NATO (İstanbul: Cinius Yayınları, 2019), 311-312.

[5] Mao Zedong döneminde Çin Dış Politikası için bkz: Pekcan, Çin Dış Politikası ve ABD ile ilişkiler, 8-16; Mao Dönemi Çin’in durumu için bkz: Kavala, Doğu Uyanıyor/ Çin Devrim Tarihi, 160-196.

[6] Nejat Eslen, 21. Yüzyılda Jeostrateji ve Türkiye (Ankara: Pankuş Yayınları, 2020), 71.

[7] Kavala, Doğu Uyanıyor/ Çin Devrim Tarihi, 223-224.

[8] Konuşmanın tamamı için bkz: Xi Jinping, Çin’in Yönetimi ( İstanbul: Kaynak Yayınları, 2017), 63-64.

[9]Cem Gürdeniz, Mavi Vatan Yazıları (İstanbul: Kırmızı Kedi Yayınevi, 2019), 462-463; Xi Jinping’in 7 Eylül 2013 tam konuşması için bkz: Jinping, Çin’in Yönetimi, 337-341; Xi Jinping’in 3 Ekim 2013 tam konuşması için bkz: Jinping, Çin’in Yönetimi, 341-345.

[10] Ferhat Kurban Tanrıdağlı, “Çin’in “Bir Kuşak Bir Yol” Gerçeği ve Türk Dünyası (İstanbul: Doğu Kütüphanesi, 2020),50-54.

[11] Tanrıdağlı, Çin’in “Bir Kuşak Bir Yol” Gerçeği ve Türk Dünyası, 32-44.

[12] Eslen, 21. Yüzyılda Jeostrateji ve Türkiye, 80-81.

[13] Ed. “Bir Kuşak Bir Yol: 5 Başlıkta Merak Edilen Modern İpek Yolu,” 15 Kasım 2019, erişim 14 Ocak 2021, https://www.stratejikortak.com/2019/11/bir-kusak-bir-yol-5-baslikta-merak-edilen-modern-ipek-yolu.html; Güzergahlara geniş şekilde incelemek için bkz: Eslen, 21. Yüzyılda Jeostrateji ve Türkiye, 80; Mehmet Akif Okur, “Bir Kuşak, Bir Yol” Projesi’nin Jeopolitiği, Türk Kuşağı ve Uygurlar,” Akademik Hassasiyetler 8, (Aralık 2017): 51.

[14] Ed. “Bir Kuşak Bir Yol: 5 Başlıkta Merak Edilen Modern İpek Yolu,” 15 Kasım 2019, erişim 14 Ocak 2021, https://www.stratejikortak.com/2019/11/bir-kusak-bir-yol-5-baslikta-merak-edilen-modern-ipek-yolu.html .

[15] İlyas Kamalov, Moskova’nın Rövanşı: Putin Dönemi Rus Dış Politikası. (İstanbul: Yeditepe Yayınları, 2008), s.3; Deniz Ülke Arıboğan, Duvar. (İstanbul: İnkilap Yayınevi, 2018), 136; Eslen, 21. Yüzyılda Jeostrateji ve Türkiye, 91.

[16] Zbigniew Brzezinski, Büyük Satranç Tahtası, çeviren: Yelda Türeli. (İstanbul: İnkilap Yayınevi, 2018), 51.

[17] SSCB sonrası Orta Asya Cumhuriyetleri’nin politikaları hakkında bkz: Gökçe Oğan, Şanghay İşbirliği Örgütü Türkiye için bir seçenek mi zorunluluk mu (İstanbul: Aygan Yayıncılık, 2017), 78-111.

[18] Erkin Ekrem, Çin’in Orta Asya Politikaları -Rapor (Ankara: Ahmet Yesevi Üniversitesi Yayınları, 2011), 20.

[19] Ümit Alperen, “Bir Kuşak Bir Yol” Girişimi ve Çin’in Orta Asya Politikası”, Bilge Strateji 19, (Ağustos 2018): 21.

[20] Ferhat Kurban Tanrıdağlı, Küresel Güç Olma Sevdası Çin Rüyası (İstanbul: Çınaraltı Yayınları, 2019), 26.

[21] Kürşad Zorlu, Büyük Bozkırın Yükselişi/Nazarbayev Liderliği (Ankara: Kripto Basım Yayın, 2019), 142-143.

[22] Anıl Çeçen, Türkiye ve Avrasya (İstanbul: Doğu Kütüphanesi, 2015), 298; Nazarbayev’in konuşma metni için bkz: Kürşad Zorlu, Türk Dünyası Güncesi (İstanbul: Ötüken Neşriyat, 2020), 73; Zorlu, Büyük Bozkırın Yükselişi/Nazarbayev Liderliği, 155.

[23]Barış Adıbelli, Çin’in Avrasya Stratejisi (İstanbul: IQ Kültür Sanat Yayıncılık, 2007), 254.

[24] Suinbay Suyundikov. “Bağımsızlığın 30. Yılı Yaklaşırken Orta Asya Cumhuriyetlerinin Arasındaki İhtilaflar,” 28 Şubat 2020, erişim 14 Ocak 2021,  https://www.21yyte.org/tr/merkezler/bolgesel-arastirma-merkezleri/orta-asya-arastirmalari-merkezi/bagimsizligin-30-yili-yaklasirken-orta-asya-cumhuriyetlerinin-arasindaki-ihtilaflar

[25]Zorlu, Büyük Bozkırın Yükselişi/Nazarbayev Liderliği, 143-144.

[26]Anıl Çeçen, Türkiye ve Avrasya, 300.

[27]Yavuz Kerimoğlu, “Çin’in Orta Asya Politikaları”, 22 Ocak 2019, erişim 14 Ocak 2021,   https://insamer.com/tr/cinin-orta-asya-politikalari_1942.html

[28]Otabek Omonkulov, “Kuşak ve Yol Projesi Bağlamında Çin-Orta Asya İlişkileri,” Bölgesel Araştırmalar Dergisi 1, (2020): 53-56

[29] İlyas Kemaloğlu, “Türk Cumhuriyetlerinin Bağımsızlığının 25. Yılı: Başarılar Ve Başarısızlıklar”, 4 Ekim 2016, erişim 14 Ocak 2021,   http://www.ilyaskemaloglu.com/guncel-detay.aspx?d=144

[30] Alperen,“Bir Kuşak Bir Yol” Girişimi ve Çin’in Orta Asya Politikası, 26-28.

[31]Yavuz Kerimoğlu, “Çin’in Orta Asya Politikaları”, 22 Ocak 2019, erişim 14 Ocak 2021,   https://insamer.com/tr/cinin-orta-asya-politikalari_1942.html

[32]Omonkulov, “Kuşak ve Yol Projesi Bağlamında Çin-Orta Asya İlişkileri”, 65.

[33]Emre Yıldırım, “Tacikistan’da Çin Nüfuzu”, 02 Ekim 2020, erişim 15 Ocak 2021, https://insamer.com/tr/tacikistanda-cin-nufuzu_3355.html

[34] Yavuz Kerimoğlu, “Çin’in Orta Asya Politikaları”, 22 Ocak 2019, erişim 14 Ocak 2021,   https://insamer.com/tr/cinin-orta-asya-politikalari_1942.html

[35] Alperen,Bir Kuşak Bir Yol” Girişimi ve Çin’in Orta Asya Politikası, 26.

[36] İlyas Kemaloğu, “Şangay, Gerçekten De Alternatif Olabilir Mi?”, 28 Kasım 2016, erişim 14 Ocak 2021, http://www.ilyaskemaloglu.com/guncel-detay.aspx?d=149

[37] Omonkulov, “Kuşak ve Yol Projesi Bağlamında Çin-Orta Asya İlişkileri”, 79-80; 84.

[38] Omonkulov, “Kuşak ve Yol Projesi Bağlamında Çin-Orta Asya İlişkileri”, 71-72.

[39] Alperen,“Bir Kuşak Bir Yol” Girişimi ve Çin’in Orta Asya Politikası, 26.

[40] Zyinat Abdyldaeva Salman ve İsmail Özbay, “Çin’in Orta Asya Politikası ve Kırgızistan,” Asya Araştırmaları Dergisi 2, (Ocak 2019): 324-325.

[41] Konu ile ilgili geniş bilgi için bkz: Tanrıdağlı, Çin’in “Bir Kuşak Bir Yol” Gerçeği ve Türk Dünyası, 59-71.

[42]Yavuz Kerimoğlu, “Çin’in Orta Asya Politikaları”, 22 Ocak 2019, erişim 14 Ocak 2021,   https://insamer.com/tr/cinin-orta-asya-politikalari_1942.htm

[43] Ekrem, Çin’in Orta Asya Politikaları -Rapor,67-68

[44] Tanrıdağlı, Küresel Güç Olma Sevdası Çin Rüyası, 63-93

[45] Ahmet Sapmaz, Rusya'nın Transkafkasya Politikası ve Türkiye'ye Etkileri (İstanbul: Ötüken Neşriyat, 2008), 239.

[46] Cavid Veliyev, Azerbaycan-Türkiye Stratejik Ortaklığı. (İstanbul: Ötüken Neşriyat, 2020), 350.

[47] Şahin, Cəfərli. “Azərbaycan-Çin əlaqələri”, 22 Eylül 2020,  erişimtarihi 16 Ocak 2021, https://bakuresearchinstitute.org/az/azerbaijan-china-relations/

[48]Veliyev, Azerbaycan-Türkiye Stratejik Ortaklığı, 350-351.

[49]Bir Kuşak Bir Yol Projesi kapsamında Azerbaycan ve Çin Halk Cumhuriyeti’nin ilişkileri hakkında geniş malumat için bkz: Serdar Yılmaz, “Bir Kuşak Bir Yol Projesinin Azerbaycan, Kazakistan ve Türkiye’ye Etkisi,” Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi 32, (Aralık 2020): 5277-5281; Vusal Hasanzadeh, ““Bir Kuşak Bir Yol” Projesi Çerçevesinde Çin ve Azerbaycan İlişkileri”, erişim tarihi 10 Eylül 2021, https://21yyte.org/tr/merkezler/bolgesel-arastirma-merkezleri/orta-asya-arastirmalari-merkezi/bir-kusak-bir-yol- Eylül projesi-cercevesinde-cin-ve-azerbaycan-i-liskileri

[50] “Çin'den Ermenistan'a gönderilen kolilerde skandal Ağrı Dağı mesajı!”Habertürk,  9 Nisan 2020, erişim tarihi 16 Ocak 2021, https://www.haberturk.com/cin-den-ermenistan-a-gonderilen-kolilerde-skandal-agri-dagi-mesaji-2641000

[51] Türk Dünyası Jeopolitiği hakkında geniş bilgi için bkz: Muzaffer Özdağ, Türkiye ve Türk Dünyası Jeopolitiği Üzerine (Ankara: ASAN Yayınları, 2001); Suat İlhan, Bir Millet Uyanıyor! 2/Türklerin Jeopolitiği ve Avrasyacılık. (Ankara: Bilgi Yayınevi, 2006).

[52] Bahadır Pehlivantürk, “Türk Dış Politikasında Doğu Asya Perspektifi” Stratejik Derinlikte Savrulan Türk Dış Politikası içinde, ed. Ümit Özdağ ve Yelda Demirağ, (Ankara: Kripto Basım Yayın, 2016), 174.

[53] Barış Doster, Yönünü Arayan Türkiye (İstanbul:Halk Kitabevi, 2017), s.193.

[54]Emrah Yıldırımçakar, “Kuşak Yol Girişimi Bağlamında Çin'in Normatif Güç İnşası ve Türkiye-Çin İlişkileri,” Ulisa: Uluslararası Çalışma Dergisi 2, ( Aralık 2019): 161.

[55]Konuralp Ercilasun, “21. Yüzyılda Çin ve Türkiye İle İlişkileri” Türk Dış Politikasında Hasar Tespiti içinde, ed. Ümit Özdağ ve Yelda Ongun (İstanbul: Destek Yayınları, 2019), 223.

[56] Konuralp Ercilasun, “Türk Dış Politikasında Çin” Türk Dış Politikasını Nasıl Bilirdiniz? içinde, ed. Ümit Özdağ ve Yelda Demirağ (Ankara: Kripto Basım Yayın, 2017), 202.

[57] Mehmet Perinçek, Avrasyacılık Türkiye'deki Teori ve Pratiği (İstanbul: Kaynak Yayınları, 2016); Soner Polat, Türkiye İçin Jeopolitik Rota (İstanbul: Kaynak Yayınları, 2019).

[58]Yıldırımçakar, “Kuşak Yol Girişimi Bağlamında Çin'in Normatif Güç İnşası ve Türkiye-Çin İlişkileri,” 153.

[59] Cem Gürdeniz, “Hazar geçişli Türk İpek Yolu”, 4 Eylül 2019, erişim tarihi 15 Ocak 2021, https://www.veryansintv.com/hazar-gecisli-turk-ipek-yolu

[60]Ahmet İkiz, “Tek Kuşak Tek Yol Projesi ve Türkiye’ye Olası Etkileri,” Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi 72, (Ekim 2019): 1695.

[61] Yılmaz, “Bir Kuşak Bir Yol Projesinin Azerbaycan, Kazakistan ve Türkiye’ye Etkisi,” 5290

[62]Yıldırımçakar, “Kuşak Yol Girişimi Bağlamında Çin'in Normatif Güç İnşası ve Türkiye-Çin İlişkileri,”156

[63] Ercilasun, “Türk Dış Politikasında Çin”, 196-197; Pehlivantürk, “Türk Dış Politikasında Doğu Asya Perspektifi”, 181.

[64] Konu ile ilgili bkz: Tanrıdağlı, Çin’in “Bir Kuşak Bir Yol” Gerçeği ve Türk Dünyası, 132-136.

[65] Doğu Türkistan tarihi hakkında geniş bilgi için bkz: Mehmet Saray, Doğu Türkistan Türkleri Tarihi (İstanbul: Aygan Yayıncılık, 2015); Barış Adıbelli, Doğu Türkistan (İstanbul: IQ Kültür Sanat Yayıncılık, 2008).

[66]Saray, Doğu Türkistan Türkleri Tarihi, 38-39.

[67] Çeçen, Türkiye ve Avrasya, 293.

[68] Adıbelli, Doğu Türkistan, 19; Çeçen, Türkiye ve Avrasya, 293.

[69] Ercilasun, “21. Yüzyılda Çin ve Türkiye İle İlişkileri”, 208.

[70]Zorlu, Türk Dünyası Güncesi, 167.