Bu sayfayı yazdır

Birleşik Krallık dağılmadı, ama!

Yazan  25 Eylül 2014

Birleşik Krallık (United Kingdom) diğer adıyla İngiltere, ülkeyi oluşturan dört krallıktan (Galler, İskoçya, Kuzey İrlanda ve İngiltere) biri olan İskoçya, Birleşik Krallık’tan ayrılmak için 18 Eylül’de referandum yaptı ve İskoç halkı, % 55 ile ayrılmayı kabul etmedi. Bu ayrılma referandumu İngiltere’de, Avrupa’da ve dünyada büyük ilgi gördü ve ciddi tartışmalara neden oldu. İngiltere tarihinde bir referandum veya seçimde ilk defa % 84 gibi rekor katılım olmuştur. Büyük propaganda kampanyaları ve aşırı taviz ve vaatler ile İskoçya halkı birlik içinde kalmayı kabul etti. İskoçya’ya verilecek yeni tavizleri diğerleri de istemektedir. Bu da merkezi otoriteyi zayıflatacak ve İngiltere’nin bilinen gücünü zaafa uğratacaktır. Merkezi hükümet vaatlerini yerine getirmezse birkaç yıl sonra yeni bir referanduma zemin hazırlayacaktır. Silahlı gücünü yeni terk eden Kuzey İrlanda şimdi sakin ama bu sakinlik yeni gelişmelerle bozulabilir ve İskoçlar gibi bir referandum düzenleyebilir. İngiltere Başbakanı Cameron, kendisini, Birleşik Krallığı kurtaran bir kahraman gibi takdim etmeye başlamış, ama referandumu etkilemek için bol keseden verdiği vaatler ve tavizleri vermeye başlayınca milliyetçi milletvekilleri ve basın tarafından topa tutulacaktır. Şimdi ayrılıktan vazgeçen İskoç halkı yeni haklar beklemekte ve diğer krallıklar da aynı hakları istemektedirler. Cameron onlara da aynı hakları vereceği sözünü vermiştir. Verdiği sözleri yerine getirirse, Londra da yeni tartışmalar ve daha zayıf bir merkezi hükümet göreceğiz demektir.

Avrupa’daki ayrılıkçı hareketler ile doğulu ayrılıkçı hareketler arasında önemli farklar vardır. İspanya’da Katalonlar, İtalya’da Kuzey İtalya hareketi, Belçika’da Flamanlar ve İngiltere’de İskoçlar, diğer bölgelerden daha zenginiz, biz çalışıyor üretiyoruz diğerleri yiyor ve yatıyor, onları beslemek zorunda değiliz diyerek ayrılmak istiyorlar. Orta Doğu’daki ayrılıkçı hareketlerin temelinde ise ekonomi değil politik ve kültürel nedenler vardır. Kürtlerin ayrımcılığı ve Irak’ta Sünni ve Şii devlet kurmak isteyenlerin nedeni ekonomi değil mezhep farklılığıdır. İskoçların Birleşik Krallık’ta kalmasına belki de en çok sevinen İşçi Partisi yöneticileri olmuştur. Zira İskoç halkının büyük bir oranı geleneksel olarak İşçi Partisi’ni destekler, eğer İskoçya ayrılsaydı yapılan rakamsal çalışmalara göre İşçi Partisi, İskoçya olmadan İngiltere’de asla iktidar olamayacaktı. İngiltere’de Türkiye’de olduğu gibi sağ seçmen çoğunluktadır. Ayrıca Avrupa Birliği yanlısı olan İskoç halkı, ayrılmış olsaydı İngiltere yapılacak muhtemel bir AB’den ayrılma referandumunda kesinlikle ayrılma yönünde oy kullanacaklardı. İskoçya ayrılıkçıların lideri ve İskoçya Başbakanı Alex Salmond yenilgiyi kabul etmiş ve Kasım ayında bir zorunluluk olmamakla birlikte başbakanlıktan istifa edeceğini bildirmiştir. Yaptığı konuşmada, 1.6 milyon İskoç Birleşik Krallık’tan ayrılmak istediğini bildirmiş ve bu önemli bir kitledir, ayrıca İskoç halkı bu referandumla yeni haklar elde etmiştir diyerek öncülük ettiği ayrılıkçı ve milliyetçi düşünceyi savunmuştur. Konuşmasının sonunda romantik ve etkileyici bir cümleyle “Hayaller Asla Ölmez”  diyerek bu işin burada bitmeyeceğinin altını çizmiştir. Avrupa’da ayrılıkçı hareketlerin olduğu İspanya, Belçika ve İtalya gibi ülkelerde geçici de olsa bir rahatlama olmuştur. Zira İskoçya’nın İngiltere’den ayrılması onlar için çok kötü bir örnek olacaktı. Avrupa Birliği yöneticileri de ayrılığın getireceği yeni karmaşa ve yeni sorunlardan kurtuldukları için İskoç halkının almış olduğu ayrılmama kararını kutlamışlardır. Birleşik Krallık dağılmadı ama geçici de olsa sarsıldı ve sahip olduğu sorunun bir kez daha farkına vardı; ayrıca ayrılma referandumunu sükunetle karşılayarak, dünyaya iyi bir olgunluk ve demokrasi örneği vermiştir...