Bu sayfayı yazdır

Balkanlarda Yeniden Çatışma

Kosova’da yeniden Sırplarla Arnavutlar arasında yoğun çatışmalar başladı. Çatışmaların ani bir tepkinin sonucunda ortaya çıkmış olduğunu söylemek mümkün değil. Çünkü çatışmalar aynı anda Kosova’nın değişik yerlerinde ve Arnavutların öncülüğünde patla

Yani Arnauvtların böyle bir çatışmayı önceden planladıkları anlaşılıyor. Bu tespit NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop tarafından da doğrulanmış durumda.

Arnavut kaynakları ise kendilerini savunurken bu olaylardan sadece UÇK'nın suçlanmasının yanlış olduğunu söyleyerek en azından bu sefer savunmacı bir tavır içinde olarak suçlamaların çok da haksız olmadığını gösterdi. Öte yandan Sırplar son olaylardan sonra "evet geçmişte biz suçlu idik ama bu kez asla suçumuz yok. Bu saldırıların amacı Kosova'dan Sırpları etnik bir temizlik ile sürmektir" diyorlar. Gerçektende Arnavutlar Kosova'dan Sırpları sürmek konusunda son dönemde ciddi bir başarı kazanmışa benziyorlar. Kosova'da Yugoslavya'nın dağılması sürecinde Sırbistan'a bağlı özerk bölge olarak bağımsızlık peşinde koşmuştu. Ancak, Avrupa Birliği ülkeleri Yugoslavya Cumhuriyetini oluşturan federe devletleri devletler hukuku süresi kabul ederek bağımsızlıklarını tanırken özerk bölge olan Kosova'nın bağımsızlık talebini reddetmişlerdi. Ama bu tutum Kosova sorununu ortadan kaldırmadığı gibi daha kronik hale getirerek 2000'li yıllara taşıdı. Şimdi ortada ne Sırbistan'ın gerçekten parçası olan ne de Arnavutluk sayılabilecek ve geleceği belli olamayan bir toprak parçası olarak varlığını sürdürmeye devam ediyor. Geleceğin belirsizliği herkes için huzursuzluk verici bir durum.

Ancak beş seneden buyana soğuk bir barışın yaşandığı Kosova'da Arnavutların aniden silaha sarılmalarının ve saldırıya geçmelerinin nedeni ne idi? Bunun nedenlerinin başında Belgrad'ın Kosova'nın geleceğinin belirsizliğini ortadan kaldırmak doğrultusunda yaptığı çalışmalar oluşturuyor. Olayların arkasındaki temel neden geçen ay kurulan Sırp hükümetinin Kosova'nın bölünmesi doğrultusunda çalışmalar başlatmış olması. Sırbistan artık bu gayri tabii durumun sona ermesini arzu ediyor bir tavır içinde. Ayrıca, Mitroça kentinde Sırplarla Arnavutları daha da bölecek gelişmelerin yaşanması Arnavutlarda bugün Mitroça kentinde yaşananların yarın bütün Kosova'da yaşanabileceği doğrultusunda endişelendirmişti. Bundan dolayı Arnavutlar Kosova zaten bölünecek ise şimdiden insiyatifi ele gçirip ve bununla beraber mümkün olan en geniş kesimleri ele geçirip Kosova'nın büyük bölümüne el koymayı hedeflemişlerdir. Arnavutlarda kendilerine Sırbistan'ın içinde bir gelecek düşünmüyorlar. İki tarafta ayrılma gerçekleştiğinde elinde mümkün olan en iyi kartları tutmak istiyor.

Bir diğer neden ise Ekim 2003'de Sırplarla Arnavutlar arasında başlayan görüşmelerin Ekim 2004'de Kosova'da yapılacak olan seçimlerde Arnavut tarafına oy kaybettirecek bir şekilde gelişmeye başlamasıdır. Arnavut halk Sırplarla görüşmenin taviz anlamına geleceğini düşündüğü için görüşmeleri sürdüren Arnavut politik güçler seçimleri kaybedeceklerini düşünmeye başlamışlardır.Ancak görüşmelerden gerekçesiz çekilmek Arnavutları BM karşısında olağanüstü zor duruma sürükleyeceği için Arnavutlar ciddi bir gerekçe ile görüşmelerden çekilmeyi arzu etmekteydiler.

Ayrıca 1991'den bu yana şiddet etnik gruplara uluslar arası düzeyde daha sağlam bir temsil ve etkinlik sağlamaya başlamıştır. Arnavutlarda bunun en çok farkına varan grupların başında gelmektedirler. Arnavut milliyetçileri, Arnavutluk, Kosova ve Makedonya'nın Arnavutların yaşadığı bölümünü kapsayan büyük Arnavutluk rüyasından vazgeçmedikleri için Balkanlarda 2000'li yılların ilk on yılı Arnavut sorunu ile geçecektir. Çünkü, Arnavutlar silah kullanarak uluslar arası toplumun dikkatini çektiklerini ve ilerleme kaydettiklerini gördükleri gibi uluslar arası toplumun silah kullanarak olayları yatıştırmak konusunda ciddi bir kararlılık göstermediği, küreselleşmenin gelişmekte olan milli devletlere değil de etnik gruplara avantaj sağladığının farkına varmışlardır.

Esasen Birinci Dünya Savaşı sonrasında Balkanlarda oluşan ve İkinci Dünya Savaşı sonrasında iki kutuplu dünya düzeni çerçevesinde sağlamlaşan Balkan sınırlarının istikrara kavuşması nasıl zaman almış ise 1990 sonrasında oluşturulmaya çalışılan sınırların istikrara kavuşması da önümüzdeki 10-20 yıllık süre içinde gerçekleşecektir.

Son ekleyen 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Editörü