×

Uyarı

JUser: :_load: Unable to load user with ID: 116

 Bu sayfayı yazdır

SSCB'nin Küllerinden Rusya'nın Yeniden Doğuşu

Yazan  15 Eylül 2008
ÖZCAN YENİÇERİ - Türkiye’nin etrafında küresel güçler, kartları yeniden yeniden dağıtıp toplamaya başlamıştır. Ortadoğu, Hazar, Akdeniz, Karadeniz ve Kafkaslar’da yeni etkinlik alanları yaratma girişimleri giderek hız kazanmıştır.

Soğuk Savaş sonrası ABD'nin dünyada, özellikle de Kafkasya ve Ortadoğu bölgesinde meydana getirmiş olduğu tek yanlı statükonun muhafazası giderek güçleşmektedir. Bu bağlamda Rusya, SSCB'nin bölgede bıraktığı boşluğu doldurmaya talip güç olarak yeniden aktifleşmiştir. Ancak bu kez Rusya ABD ve NATO ile rekabetini Soğuk Savaş döneminde olduğu gibi ideolojik araçlarla değil; ekonomik, jeopolitik ve stratejik gerçekler üzerinden yapmaktadır.

Rusya Soğuk Savaş'a yeniden dönmek istememekte, ancak ABD'nin Polonya/Çek Cumhuriyeti eksenli füze kalkanı projesine de şiddetle karşı çıkmaktadır. Bu arada Rusya, Polonya'dan Gürcistan'a kadar uzanan alanda kendisini kıskaca almaya çalışan ABD'ye cevap verebilecek yeteneklerinin olduğunu da göstermek istemektedir.

İvan, üssünden çıkıyor!

Rusya Federasyonu Deniz Kuvvetleri Komutanı Amiral Vladimir Masorin, Karadeniz'deki Novorossysk Üssü'nü büyütmeyi ve Soğuk Savaş sonrasında Doğu Akdeniz'de "kalıcı bir varlık" göstermeyi içeren bir planı bir süre önce açıklamıştı. Masorin, "Akdeniz'in, Karadeniz filosu için büyük bir stratejik önemi var" dedikten sonra, "Kuzey ve Baltık filolarının katılımıyla Rus donanmasının Suriye'de kalıcı varlığının yeniden oluşturulması" gereğinden söz etmişti. Bu bağlamda olmak üzere Rusya, Gürcistan'a müdahale etmesinin hemen arkasından Ceyhan'a yakın, Suriye'nin Tartus kentinde kalıcı bir deniz üssü kurmak istediğini giderek daha çok dile getirmeye başlamıştır.

Rusya'nın plan ve çıkışları ciddi mesajlar içermektedir. Gürcistan'a müdahale eden Rusya, Kafkaslar'da ve Ortadoğu'da kendisinin hesaba katılmadan oyunun kurallarının değiştirilmesine izin vermeyeceğini ortaya koymuş olmaktadır. Böylece Rusya, yalnız Karadeniz ve Kafkaslar değil Akdeniz ve Ortadoğu'nun da SSCB döneminde olduğu gibi ilgi alanına girdiğini göstermiştir. İvan, 1991 yılından bu yana sıkışıp kaldığı üslerinden yavaş yavaş açık denizlere doğru çıkma hesabı yapmaktadır.

ABD'ye artık yeter mesajı!

Rusya 18 yıldır hırpalanan ve örselenen imajını, adım adım ve akıllıca tamir etmeye çalışırken ABD'nin İsrail'le birlikte İran takıntısı sürmektedir. Afganistan ve Irak'ta iyiden iyiye köşeye sıkışan ABD'nin her şart altında İran'ı diz üstü çöktürme hesapları yapması en fazla Rusya'nın işine yaramaktadır. Ancak bu kez Rusya'nın eli ABD'nin elinden daha güçlüdür. Bu nedenle ABD, Irak'tan asker çekme hesapları yaparken Rusya, Suriye'ye güç konuşlandırma planları yapmaktadır.

Gelişmeler Rusya'nın, ABD ve müttefiklerine "Artık yeter" türünden verilmiş bir mesajdır. ABD özel istihbarat ajansı Stratfor direktörü George Friedman, "Bizim nüfuz alanımıza müdahale etmeye devam ederseniz neler yapabileceğimiz ortada. Gürcistan ve Ukrayna'yı desteklerseniz, S-300'leri İran'da bulursunuz" dediğini İngiliz Sunday Telegraph gazetesi yazdı. Bunun üzerine paniğe kapılan İsrail, Gürcistan'a verdiği askeri desteği aniden kesti. Gürcistan operasyonu sırasında ABD'den sert eleştirilerin gelmesinin ardından Rusya'nın Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ı Moskova'ya davet etmesi ise ABD'ye bu anlamda verilmiş ciddi bir mesajdı. Diğer yandan İsrail'in Haaretz gazetesi, ABD'nin "güvenlik yardımı" paketi talebi çerçevesinde, İran'a karşı kullanılmak üzere İsrail'in bu ülkeden çok sayıda sığınak bombası ve hava koridoru talebi de dahil olmak üzere gelişmiş teknolojik silahlar ve havada ikmal yapan uçaklarla ilgili talebini geri çevirdiğini yazmıştır. Tarafsız kaynaklar ABD'nin İsrail'in talebini tümüyle geri çevirmesi kararının İsrail'in İran'a (muhtemel) saldırısını imkânsızlaştıracağı görüşündeler.

Bu arada ABD'nin bölgedeki İsrail'den sonraki en köklü müttefiki olan Türkiye'yi de Rusya bir gümrük oyunu yaparak ve enerji kartını göstererek köşeye sıkıştırmıştır. Rusya gümrükte vurduğu küçük bir fiskeyle Türkiye'deki iktidarı dize getirmiştir. Bu gelişme Türkiye'de yetkililere "Rusya doğalgazı keser mi?" sorusunu sordurtmuştur. Bu da Türkiye'nin Boğazlar'dan ABD gemilerinin geçmesi konusunda Montrö'yü daha dikkatli uygulamaya mecbur bırakmıştır. Kısacası SSCB'nin enkazından güçlü bir Rusya doğmuştur.