Bu sayfayı yazdır

Pakistan’da Hükümet-Yargı Krizi Nerede Bitecek?

Yazan  16 Ocak 2013

Uzun süredir etnik ve mezhep temelli çatışmaların yanı sıra enerji kriziyle de boğuşan Pakistan'da Yüksek Yargı, Pakistan Başbakanı Raja Eşref hakkında tutuklama kararı çıkarttı. Mahkeme, Başbakan Eşref'in su ve enerji bakanı olduğu dönemde mobilenerji kiralama projelerinde yolsuzluk yaptığı ve ülkeyi büyük zarara uğrattığıgerekçesiyle tutuklama kararı aldığını açıkladı. Ancak dava dosyasını inceleyen Pakistan Mali Sorumluluk Bürosu Başkanı Fasih Buhari, Eşref hakkındaki soruşturmanın eksik yapıldığını ifade ederek, başbakanı tutuklamak için yeterli delilin bulunmadığı yönünde görüş bildirmiştir. Buhari'nin açıklaması hükümeti rahatlatırken, yüksek yargının ise tepkisini çekmiştir. Pakistan Yüksek Mahkemesi başkanı İftihar Çavduri, Başbakan hakkındaki davanın bir yıldır sürüncemede olduğunu iddia ederek, dava dosyasının mahkemeye iade etmesini istemiştir. Bu durum ülke içerisindeki ikircikli yapıyı bir kez daha ortaya çıkartmıştır.

 

Yargı-Ordu ve Hükümet arasında dönem dönem yaşanan siyasi kriz, 22 Haziran 2012'den bu yana başbakanlık yapmakta olan Raja Eşref hakkında tutuklama kararının çıkarılmasıyla yeniden alevlendi.[1] Başbakan Eşref, eski başbakan Yusuf Rıza Gilani'nin Yüksek Yargı'yı aşağılamak suçundan 22 Nisan 2012'de görevden alınmasının ardından başbakanlığa getirilmişti.[2] Aslında Pakistan'da ordu-yargı ve hükümet arasında yaşanan siyasi kriz, 2008'den bu yana devam etmekte olan siyasi gücü paylaşma mücadelesinin sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Başbakan Gilani Hükümeti, siyasi iktidarını korumak için kendisine yönelik darbe teşebbüsünde bulunduğu iddia edilen isimleri etkisiz hale getirmeye çalışmış ancak Pakistan Ordusu'nun, siyasetteki yarım yüzyıllık etkinliği karşısında Yusuf Gilani'nin siyasi kariyeri sona ermişti.[3]

 

Pakistan Ordusu, hükümeti kimi zaman açıktan uyarırken kimi zaman da Yüksek Mahkeme'yi bir vesayet aracı olarak kullanmaktadır. Hükümet kanadından gelen açıklamalar da ordu-yargı birlikteliği tezini destekler bir nitelik taşımaktadır. Raja Eşref'in yardımcısı Fevad Chaudry, başbakan hakkında alınan tutuklama kararı alınmasını hükümeti devirmek için ordu ve yargı tarafından planlanmış bir komplo olarak değerlendirmiştir.[4] Başbakan Raja Eşref hakkında tutuklama kararının alınmasında da bu gerilimin etkili olduğu hatta en büyük hedefin Cumhurbaşkanı Zerdari'nin düşürülmesi olduğu görülmektedir. Bununla birlikte Yüksek Yargı'nın Raja Eşref liderliğindeki PHP iktidarı hakkında verdiği kararda ülkedeki siyasi ve ekonomik istikrarsızlıkların da etkili olduğu söylenebilir. Bu istikrarsızlıklar arasında en fazla dikkat çekenleri ülke genelinde yaşanan mezhep çatışmaları, ABD'nin Taliban'a yönelik askeri operasyonlarında Pakistan'ın egemenlik haklarının ihlal edildiği iddiaları ve enerji sorunudur. Bu çalışmada Başbakan Eşref hakkında alınan tutuklama kararının nedenlerini ve sonuçlarını değerlendireceğiz.

 

Ordu-Yargı ve Hükümet Geriliminde Zerdari Faktörü

 

Gerek eski başbakan Yusuf Gilani'nin görevden alınması gerekse Raja Eşref hakkında çıkartılan tutuklama kararının Cumhurbaşkanı Asıf Ali Zerdari ile ilişkili olduğunu söylemek mümkündür. Nitekim Yüksek Yargı uzun süredir Cumhurbaşkanı Zerdari'yi 1990'lı yıllarda gümrük denetleme anlaşmaları karşılığında aldığı toplam 12 milyon Dolar rüşveti İsviçre'deki banka hesaplarında akladığı iddiaları nedeniyle yargılamak istiyordu.[5] Fakat hem Gilani hem de Eşref hükümetinin Zerdari'nin yargılanmasının önünü açmak konusunda yeterli desteği sağlamamaları her iki liderin de Yüksek Yargı tarafından iktidardan uzaklaştırılmaya çalışmasıyla sonuçlanmıştır.[6]

 

Aslında her iki örnekte de mahkeme kararının Başbakanları hedef almaktan çok, orta vadede Cumhurbaşkanı Zerdari'yi hedef aldığını söylemek daha gerçekçi olacaktır. Dolayısıyla Gilani'nin görevden alınması ya da Eşref hakkınd tutuklama kararı çıkartılması, Pakistan için yeni bir krizin sadece ilk somut adımı niteliğini taşımaktadır. Bu bağlamda Ali Zerdari, cumhurbaşkanlığı makamından düşürülmeden Pakistan Meclisi'nin belirleyeceği yeni başbakanın da Pakistan'ı bu siyasi belirsizlikten kurtarması pek de mümkün görülmemektedir. Yani, Zerdari görevinden çekilene kadar ordu-yargı ittifakı ile hükümet arasındaki gerilim farkı şekillerde devam edecektir.

 

Mezhep Çatışmaları Faktörü

 

Pakistan'da, 2012 yılının başından bu yana şiddetli mezhep çatışmalarında yaklaşık 300 kişi yaşamını yitirmiş[7], 2013 yılının ilk büyük bombalı eylemi de 10.01.2012'de Belucistan'ın Quetta kentinde meydana gelmiştir.Üç ayrı bombalı saldırıda yaklaşık 117 kişi yaşamını yitirirken 270'in üzerinde kişi yaralanmıştır.[8] Pakistan hükümet yetkilileri ise saldırılar karşısında olası bir mezhep çatışmasının önüne geçebilmek için güven artırıcı önlemler alma yoluna gitmişti. Başbakan Raja Eşref, saldırılarda ölenlerin yakınlarına taziyede bulunmak ve Şii Hazaraların kanaat önderleriyle görüşmek üzere 14.01.2013'de Belucistan'da bir takım ziyaretlerde bulunmuş ve eyaletin yerel yöneticilerinin görevden alındığını duyurmuştu.[9] Bu kapsamda Belucistan'da meydana gelen mezhepsel çatışmaların engellenemeyişi Eşref Hükümeti'nin siyasi meşruiyetinin sorgulanmasına neden olmuştur.

 

Hükümetin ABD ile Geliştirdiği İlişkiler Bağlamında Taliban Faktörü

 

Eşref Hükümeti'ni yargı-ordu bloğu karşısında köşeye sıkıştıran bir diğer konu ise ABD insansız hava araçlarının (İHA) Pakistan topraklarına yönelik saldırılarıdır. ABD İHA'larının Pakistan'ın kuzey aşiret bölgelerinde bulunan Taliban'ı etkisiz hale getirmek için hava saldırılarını İslamabad'dan izinsiz gerçekleştirmesi Pakistan Ordusu tarafından şiddetle eleştirilmektedir.[10] Buna karşın İslamabad yönetimi Aralık 2012'de Pakistan-ABD Savunma Danışma Grubu ve Koalisyon Destek Fonu güvenlik yardım programları kapsamındaPakistan için sürekli ABD desteği anlaşmasını imzalamış, bu kapsamda Pakistan'a Mart 2013'de 700 milyon dolarlıkAmerikan yardımı yapılması kararlaştırılmıştır.[11] Aslında iki ülke arasında yapılan anlaşmanın en önemli amacı 26 Kasım 2011'de Salala bölgesindeki bir kontrol noktasında 24 Pakistan askerinin yaşamını yitirdiği NATO operasyonunun[12] ardından gerilen ABD-Pakistan ilişkilerini iyileştirmeyi hedeflenmesidir. Hükümetin ABD ile geliştirdiği ilişkilere çekinceyle yaklaşan Pakistan Ordusu'nun bu durumdan rahatsızlık duyması muhtemeldir. Çünkü ABD'nin, Pakistan topraklarına yönelik saldırılarına karşılık ABD'den alınan mali yardımlar nedeniyle İHA'nın saldırılarına hükümet tarafından müsamaha gösterilmesi Pakistan Ordusu için kabul edilebilir bir durum değildir.

 

Ordu ve Hükümet arasındaki güvensizliğin temelinde yatan nedenlerden bir diğeri de Ekim 2011'de, Pakistan asıllı ABD'li işadamı Mansoor Ijaz'ın Financial Times'da yazdığı bir köşe yazısıyla patlak vermiştir. Ijaz, köşe yazısında ABD güçlerinin Usame Bin Ladin'i ülke topraklarında operasyon düzenleyerek öldürmesi sonrasında, Pakistan hükümetinin olası bir askeri darbeye karşı yardım istemek için ABD yönetimine bir mektup ilettiğini ifşa etmişti.[13]Mektubun ardından Pakistan Genelkurmay Başkanı Eşfak Kayani ve İstihbarat Teşkilatı Başkanı Korgeneral Ahmed Şuca Paşa, konuyla ilgili davayı yürüten yüksek mahkemeye verdikleri ifadede söz konusu belgenin orduyu zan altında bırakmaya yönelik bir komplo olduğunu söylemişlerdir.[14] Bu açıdan siyasal iktidarın ABD ile geliştirdiği diyalog Pakistan Ordusu'nu oldukça rahatsız etmekte ve ordu zaman zaman Yüksek Mahkemeyi hükümete karşı bir baskı aracı olarak kullanmaktadır.

 

Çözülemeyen Enerji Sorunu

 

Pakistan, gelişmekte olan alt yapısı nedeniyle elektrik enerjisinin transferi ve kullanımında çeşitli sorunlarla karşı karşıya kalmaktadır. Hemen her gün kent merkezlerinde 4-5 saat, kırsal bölgelerde 8-10 saat süren elektrik kesintileri ülkede her alanda çeşitli sıkıntıların yaşanmasına neden olmaktadır.[15] 2006 yılından beri elektrik enerjisi kriziyle boğuşan 180 milyonluk ülkede elektrik kesintileri sanayi ve endüstriyel üretimi olumsuz yönde etkilemektedir. Pakistan hükümeti, enerji sorununu çözebilmek için İran, Çin, Türkmenistan ve Tacikistan ile birçok anlaşma imzaladı, ancak bu anlaşmalar Pakistan'ın enerji açığına kısa vadede çözüm getirmemiştir.

 

Başbakan Raja Eşref'in enerji bakanlığı yaptığı dönemde yolsuzluk yaptığı gerekçesiyle Yüksek Mahkeme tarafından alınan kararda enerji sorununa bir çözüm bulamayışı da görevden alınmasında etkili faktörlerden biridir. Bu açıdan enerji sorununun çözülemeyişi Eşref hükümetinin meşruiyetinin sorgulanmasına neden olan önemli etkenlerden biri olarak yorumlanmaktadır.

 

Sonuç

 

Pakistan'da Başbakan Raja Eşref hakkında tutuklama kararının alınmasına neden olan yolsuzluk iddiaları ordu ve hükümet arasında 2008'de Pervez Müşerref'in iktidarı Pakistan Halk Partisi'ne devretmesinden bu yana devam etmekte olan kriz, ordunun siyasi erki paylaşma mücadelesinin sonucudur. Yusuf Gilani Başbakanlığındaki hükümet, siyasi iktidarını korumak için kendisine yönelik darbe teşebbüsünde bulunduğu iddia edilen isimleri etkisiz hale getirmeye çalışmış; Gilani'den görevi devralan Raja Eşref ise ordunun beklentilerini karşılayamamıştır. Bu bağlamda Eşref Hükümeti'nin de ABD ile geliştirdiği siyasi diyalog Pakistan'ın egemenlik haklarının ihlali olarak değerlendirilmiştir.

Pakistan'daki ordu-yargı bürokrasisi iktidardaki PHP'nin meşruiyetine son vermek ve Cumhurbaşkanı Zerdari'nin yargılanmasının önünü açmak istemektedir. Pakistan Ordusu'nun, Pakistan siyasetindeki yarım yüzyıllık etkinliği düşünüldüğünde PHP Hükümeti'nin ve Zerdari'nin siyasi yaşamı da büyük risk altında gözükmektedir. Bu açıdan ordu-yargı ile hükümet arasındaki çekişme Zerdari görevden alınana dek devam edecektir. Bu süreçte İslamabad'da devam edecek sürekli istikrarsızlık, Pakistan'da İslamcı partilerin güçlenmesine olası bir erken seçim olması durumunda da İslamcı ittifakların hükümette önemli bir temsil elde etmesiyle sonuçlanabilir. Nitekim Pakistan'da artan ABD düşmanlığı köktenci grupları güçlendirmekte; siyasal iktidarın ABD İHA'larının saldırıları karşısında beklenen direnişi gösterememesi ordu gözündeki meşruiyetini ortadan kaldırmaktadır. Bununla birlikte Difâ-yi Pakistan çatısı altında birleşen Leşker-i Tayyibe ve Cemaat-i İslami Partisi gibi köktenci örgütlerin ülkenin kuzeyindeki aşiretler bölgesinde güçlenmesi ve Taliban etkisinin armasına neden olabilir.

 


 

 

*Hakan Boz, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Güney Kafkasya-İran-Pakistan Araştırmaları Merkezi, Araştırmacı

[1] "SC orders arrest of PM Ashraf", The Nation, January 15, 2013, Çevrimiçi: http://www.nation.com.pk/pakistan-news-newspaper-daily-english-online/islamabad/15-Jan-2013/sc-orders-arrest-of-pm-ashraf-reports

[2] "Pakistan's new prime minister is Raja Pervaiz Ashraf", The Guardian, 22.06.2012, Çevrimiçi: http://www.guardian.co.uk/world/2012/jun/22/pakistan-elects-prime-minister-ashraf

[3] Pakistan ordusundan darbe tehdidi, Hürriyet, 11 Ocak 2012, Çevrimiçi: http://www.hurriyet.com.tr/planet/19658611.asp

[4] "Military, Judiciary allied against govt: Chaudhry", Pakistan Today, January 15, 2013, Çevrimiçi: http://www.pakistantoday.com.pk/2013/01/16/news/national/military-judiciary-allied-against-govt-chaudhry/

[5] "Pakistan'da yeni Başbakan konuşuluyor", Dünya Bülteni, 20.06.2012,http://www.dunyabulteni.net/?aType=haber&ArticleID=214873

[6] Fazıl Ahmed BURGET, "Pakistan'da Hükümet – Yargı Krizi Gilani Hükümetinin Sonu", Türksam, 20.06.2012,http://www.turksam.org/tr/a2688.html

[7] "Pakistani Shiites face 'sectarian cleansing': experts", DW, 22.11.2012, Çevrimiçi: http://www.dw.de/pakistani-shiites-face-sectarian-cleansing-experts/a-16398469

[8] Tushar Ranjan Mohanty, "Pakistan: Continuing Carnage In Balochistan – Analysis", Eurasia Review, January 14, 2013, Çevrimiçi:http://www.eurasiareview.com/14012013-pakistan-continuing-carnage-in-balochistan-analysis/

[9]"Balochistan placed under governor's rule: PM Raja Ashraf", Internatıonal The News, January 14, 2013, Çevrimiçi: http://www.thenews.com.pk/Todays-News-13-20239-Balochistan-placed-under-governors-rule-PM-Raja-Ashraf

[10] Pakistan'da hükümet ile ordu arasında yeni kriz, Akşam, 12 Ocak 2012, Çevrimiçi:http://www.aksam.com.tr/savunma-bakani-lodhi-gorevden-alindi--91799h.html

[11] "US agrees to prioritise Pak defence requirements", The Nations, December 05, 2012, Çevrimiçi: http://www.nation.com.pk/pakistan-news-newspaper-daily-english-online/editors-picks/05-Dec-2012/us-agrees-to-prioritise-pak-defence-requirements

[12] Salman Masood And Erıc Schmıtt "Tensions Flare Between U.S. and Pakistan After Strike", Financial Times, November 26, 2011, Çevrimiçi: http://www.nytimes.com/2011/11/27/world/asia/pakistan-says-nato-helicopters-kill-dozens-of-soldiers.html?pagewanted=all&_r=0

[13] Pakistan memo puts pressure on Zardari, Financal Times, November 17, 2011, Çevrimiçi:http://www.ft.com/intl/cms/s/0/601109bc-1139-11e1-a95c-00144feabdc0.html#axzz1jI85NfEt

[14] Pakistan'da ordu ve hükümet karşı karşıya geldi, BBCTürkçe, 11 Ocak 2012, Çevrimiçi: http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2012/01/120111_pakistan_military.shtml

[15] "Pakistan'ın enerji açığının 2020′ye kadar çözülmesi mümkün değil", Enerji Enstitüsü, 30.11.2012, Çevrimiçi: http://enerjienstitusu.com/2012/11/30/pakistanin-enerji-aciginin-2020ye-kadar-cozulmesi-mumkun-degil/

 

 

Hakan Boz

bozhakanboz@hotmail.com

Uzmanlık Alanları

Azerbaycan, İran, Pakistan

Biyografi

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü’nde Araştırmacısı olarak görev yapan Hakan BOZ, Güney Kafkasya-İran-Pakistan Araştırmaları Merkezi'nde çalışmaktadır.

Bununla birlikte hakemli bir dergi olan 21. Yüzyılda Sosyal Bilimler Dergisi ile 21. Yüzyıl Dergi’lerinin sorumlu yazı işleri müdürüdür. Boz, enstitü çalışmalarının Radyo Karedeniz ve Pusula Gazete’siyle koordine edilmesi sürecini de yönetmektedir.

İlk, orta ve lise eğitimini İstanbul’da tamamlamıştır. Üniversite eğitimi için 2005 yılında Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi’ne girdi. İlk senesinde gösterdiği başarı ile fakültesinde dereceye girerek, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’ne geçiş yaptı. Lisans eğitimini Gazetecilik Bölümü’nde “Türk Basını’nda Güneydoğu Sorunu” isimli bitirme projesiyle tamamlamıştır.Atılım Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde Yüksek Lisans eğitimine devam etmektedir.

Hakan Boz, Enstitü’deki görevine Eylül 2011’de başlamıştır.

Yabancı Diller

İngilizce

Eserleri

  • Suriye’nin Arkasındaki Cephe: İran, Küçük Orta Doğu: Suriye, Ümit Özdağ (Ed.), Kripto Yayınları, Ankara, 2012; Suriye’nin Arkasındaki Cephe: İran

Makaleleri

  • Hakan BOZ, Şii Hilalinden Direniş Eksenine İran Dış Politikasında Şiilik, , 21. Yüzyıl Dergisi, Aralık 2012
  • Hakan BOZ, Turan Soylu Kavimlerin Kadim Yurdu: İran, 21. Yüzyıl Dergisi, Kasım 2012
  • Hakan BOZ, Karabağ Sorununda Masadaki Seçenek Askeri Müdahale mi?, 21. Yüzyıl Dergisi, Ağustos 2012
  • Hakan BOZ, Ahmet Turan Esen-Turgay Düğen-Alper Özcan21. Yüzyıl Dergisi, Türkiye-Azerbaycan-KKTC Birleşik Devleri, Temmuz 2012
  • Hakan BOZ, Şeytan Üçgeninde Dans: İsrail-Azerbaycan-İran, 21. Yüzyıl Dergisi, Haziran 2012
  • Hakan BOZ, ABD’nin Nükleer Kriz Sendromu: Pakistan, İran Olur mu? , 21. Yüzyıl Dergisi, Mayıs 2012
  • Hakan BOZ, Suriye’nin Arkasındaki Cephe: İran, , 21. Yüzyıl Dergisi, Nisan 2012
  • Hakan BOZ, 2012, İran İçin Savaş Yılı mı?  21. Yüzyıl Dergisi, Mart 2012
  • Hakan BOZ, İran’ın Kuzey Irak Politikaları, 21. Yüzyıl Dergisi, Ocak 2012
  • Hakan BOZ, Belucistan, Orta Asya’nın Kürdistanı mı?, 21. Yüzyıl Dergisi, aralık 2011
  • Hakan BOZ, Azerbaycan Dış Politikasının Manevra Sahaları,2023 Dergisi, Mart 2012, Sayı: 131
  • Hakan BOZ, İran’ın Azerbaycan’daki Asimetrik Savaşı,Ekoavrasya, Kış 2012.