Bu sayfayı yazdır

XX. Yüzyılda Güney Kafkasya, Güney Azerbaycan ve Türkistan’da Ermenilerin Türklere yaptığı katliamlar

Yazan  01 Kasım 2021

Vusal Hasanzadeh

Giriş

Günümüz dünyasında Türkiye Cumhuriyeti haksız yere sözde “Ermeni soykırımı”  iddiaları sebebi ile suçlanıyor. Emperyalist devletlerin sözde “Ermeni soykırımı” iddiasını destekleyerek Türk devletini uluslararası arenada aşağılamak ve Türk devletine kara bir leke sürmek istemektedir. Dönemin tarihi belgeleri incelediğinde katliam ve soykırımların Türkler tarafından Ermenilere değil de, Ermeniler tarafından Türklere yapılmıştır. Ermenilerin Türk ve Müslüman ahaliye giriştiği katliamlar ve soykırım hareketlenmeleri yalnızca Anadolu topraklarında değil, Güney Kafkasya, Güney Azerbaycan ve Türkistan’da yaşayan Türk ve Müslüman nüfusa karşı da olmuştur. XIX. Yüzyıldan itibaren başlayan Ermeni milliyetçiliği neticesinde Ermeni milliyetçileri “Bağımsız Ermenistan” hayali peşinde koşmuş ve Ermeni terör kuruluşları bu faaliyetlerini gerçekleştirmek için terör yöntemlerine başvurmuşlardır. Bu projeyi gerçekleştirmek için de hem Batı emperyalistlerinden, hem de Çarlık Rusya’dan destek almışlardır. Güney Kafkasya’da 1905-1907 yılları arasında başlayan Ermeni-Türk (müslüman) savaşı, Şubat devrimi neticesinde 1917 yılında Çarlığın devrilmesi ile yeniden alevlenmiş ve 1918 yılında Ermeni terör çeteleri Azerbaycan bölgesinde çok büyük bir katliam gerçekleştirmiştir. İlaveten, bu katliamlar yalnızca Kuzey Azerbaycan ile değil, Güney Azerbaycan topraklarında da yaşanmıştır. Sovyet Rusya’nın 28 Nisan  Ermeni çeteleri Sovyet Rusya’nın Türkistan işgaline de katılmış Türkistan torpaklarında da özellikle Fergana başta olmakla Türkistan Türklerine karşı ağır katliam yapmışlardır. 30 Aralık 1922 tarihinde SSCB’nin kurulması ile beraber yeni bir düzen başlamıştır. Ama Ermeni liderlerin bazıları Türk nüfusuna sahip bölgelerdeki Komunist Parti içerisindeki faaliyetleri zamanında da devrime hizmet” bahanesi ile özellikle 1930-1940 yılları arasında Azerbaycan ve Kazakistan nüfusuna büyük baskılar yapmış ve bu dönem Azerbaycan ile Kazakistan nüfusu çok büyük kayıplar yaşamıştır. Ermenistan SSC içerisindeki Azerbaycan Türkleri çeşitli bahanelerle kendi yurlarından göç edilmiştir. Çoğu insan yollarda hayatını kaybetmiştir. Ermenistan Komunist Partisi önderleri de Dağlık Karabağ bölgesinin Azerbaycan SSC’den alınarak Ermenistan SSC’ye verilmesi için SSCB hükumetine baskılar yapsa da, Azerbaycan SSC yöneticileri bunları engellemiştir. Soğuk Savaş sonrası SSCB’nin yıkılışıyla beraber yeni dönem kurulmuştur. SSCB son dönemlerinde Ermenistan’da “Türk’süz Ermenistan” sloganı geniş şekilde yankılanmış ve bölgede yaşayan son Türk nüfus tarihi topraklarından baskılar sonucu göçe maruz kalarak Azerbaycan topraklarına gelmiştir. Bağımsızlığını kazanan devletlerden olan Azerbaycan kısa süre geçmeden Rusya Federasyonu ve Batı destekli Ermenistan tarafından işgale uğradı. 1991-1994 yılları arasındaki savaşta Azerbaycan topraklarının %20’sini kaybetmiştir. 20.000’den fazla Azerbaycan vatandaşını hayatını yitirmiş, 1 milyondan fazla insan ise topraklardan göç ettirilmiştir. Savaş döneminde Ermenistan ordusu işgal ettiği bölgelerde soykırım derecesinde katliamlar yapmıştır. Karadağlı, Hocalı bölgelerinde Ermenistan askerlerinin yaptığı katliamlar soykırım neticesindedir. Bu yazımızda bu konunun tarihini inceleyeceğiz.

  1. Yüzyılın ilk dönemlerinde Ermeni çetelerin katliamları

Çarlık Rusya XIX. Yüzyılın ilk dönemlerinden itibaren Güney Kafkasya bölgesine işgal hareketlerine başlamıştır. Güney Kafkasya ele geçirildikten sonra bölgede Türk  ve müslüman nüfusu dengede tutmak için Ermeni nüfusu bölgeye göç ettirdi.10 Şubat 1828 tarihinde Kaçar İranı ile yaptığı Türkmençay antlaşması, 14 Eylül 1829 tarihinde ise Osmanlı İmparatorluğun ile yaptığı Edirne Antlaşması ile bu iki ülkeden toplam 130 bin Ermeni nüfusu göç ettirilmiştir. 1911 yılındaki resmi bilgilere göre, Güney Kafkasya bölgesindeki 1.3 milyon Ermeni nüfusun 1 milyondan fazlası göç ederek buraya yerleşmiştir.[1]

1789 Fransız ihtilali ile dünyaya yayılan milliyetçilik hareketlenmeleri bir dönem sonra Ermeni düşünürleri de etkilemiş ve kendi devletlerini kurma hayaline başlamışlardı. Özellikle, Çarlık Rusya ile Batılı emperyalist devletler de Osmanlı İmparatorluğu’na karşı Ermenileri bu konuda destekliyordu. XIX. Yüzyıl ikinci yarısından başlayarak Ermeni terör teşkilatları kurulmaya başlamıştır. Bunlardan en önde gelenleri 1887 yılında Cenevre’de kurulan Hınçak terör teşkilatı ile 1890 yılında Tiflis’te kurulan Taşnaksutyun partisi olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu içerisinde başlattıkları terör eylemlerine XX. Yüzyılın başlarından itibaren Güney Kafkasya bölgesinde de başlamışlardı. Bu hareketlenmeler özellikle Çarlık Rusya’nın Ermeni terör faaliyetlerine karşı sert tedbirler alması ile başladı. Çarlık Rusya Ermeni terör kuruluşlarının Rus topraklarını da kapsayan “Büyük Ermenistan” planı çerçevesindeki faaliyetlerini gördükten sonra ilk önce 1885 yılında Ermeni okullar kapatdı. 1899 yılında Ermeni hayır kurumları, Haziran 1900 tarihinde ise Ermeni yayınevi kapatılmış, Ermeni gazetelere sansür uygulanmış yada kapatıldı. 12 Haziran 1903 tarihinde ise Ermeni Grigoryan klisesinin mallarına el konulmuş. Çarlık Bakanı Lobanovi Rostovskiy tehlikeli gördüğü Ermeniler için şu ifadeleri kulanmıştır: “Bize Ermenisiz Ermenistan lazım!”[2]

Tam bu durumlar sonrası Çarlığı da hedef alan Taşnaklar artık dikkatini Güney Kafkasya’ya çevirmiş ve Türk-Ermeni savaşı Ermeni Taşnak çeteleri tarafından başlatılmıştır. Taşnak Ermeniler 1905 yılınının ilk aylarında Bakü’de katliamlara başladılar. Azerbaycan halkı da buna tepki gösterdi ve olaylar büyüdü. Taşnak Ermeniler o dönem içerisinde yüzlerce masum Bakü insanını göz kırpmadan katletti. 6-10 Şubat 1915 tarihleri “Bakü’deki kanlı katliam” olarak tarihte yerini aldı.[3] Bakü’de yaşanan Ermeni terörü Azerbaycan’ın diğer bölgelerine de süratle yayıldı. Özellikle, Çarlık Rusya’nın Ermeni göçü politikasında önemli yer olan Erivan  ve Karabağ bölgelerinde büyük katliamlar yaşandı. Özellikle, yerel yönetimlerin Ermeni terörü karşısında tepkisiz kalması Türk-müslüman nüfusun işini zorlaştırıyordu. Genel olarak 1905-1906 olaylarında genel olarak Ermeniler Güney Kafkasya’da 8 şehir ve 286 köyde ağır katliamlar yaptılar.[4] Ermenilerin en büyük katliamların yaptığı bölgelerden biri Erivan bölgesi idi. Çünkü, bölgede Türk-müslüman ahali sayı olarak Ermeni nüfustan üstün idi. Kendi devletlerini kurmak isteyen Ermeniler mutlaka sayı üstünlüğünü ellerine geçirmeliydiler ve bunu da katliamlar ile katliamlar neticesinde oluşacak göçler ile yapacaklardı. Eçmiadzin, Gümrü başta olmakla Erivan tarafındaki bölgelerde Azerbaycan Türklerine karşı Ermeni terör çeteleri ağır katliamlar yaptılar. Katliamlar neticesinde Azerbaycan Türklerinin nüfus oranında azalma açık şekilde belli oluyordu. Erivan vilayetinde 1886-1897 yıllarında Azerbaycan Türklerinin nüfus artışı 40 bin kişi olduğu halde, 1906-1916 yılları arasında bu nüfusun 17 bin kişiye düştüğünü görüyoruz.[5]

1905-1907 yılları arasındaki çatışmalardan sonra Çar Hükumeti bölgede sükuneti sağladı. Ancak 27 Şubat 1917 devrimi ile Çarlık devrilmiş ve yeni bir rejim yaranmıştır. Bununla da Güney Kafkasya’da yeni bir dönem başlamıştı. 1905 İhtilali gibi 1917 ihtilali de Güney Kafkasya için bir dönüm noktası oldu.1917 Bolşevik ihtilalinden sonra da Ermeniler 1905 İhtilalindeki gibi Türk nüfusa karşı katliamlar yapmıştır. Fakat bunu hemen değil bir müddet sonra gerçekleştirmiştir. Bolşevik ihtilalinden sonra Güney Kafkasya’da Türkler, Ermeniler ve Gürcüler 28 Kasım 1917 tarihinde “Mavera-yı Kafkas Hükumeti”nı kurdular.[6]Ama kısa süre sonra hükumet üyeleri arasında sorunlar ortaya çıkmıştır. Rusya’daki Bolşevik Lider Lenin 18 Aralık 1917 tarihinde Ermeni kökenli Stepan Şaumyan’ı Kafkasya komiseri olarak görevlendirdi. 30 Aralık 1917 tarihindeki karanamesinde ise Rus işgali altında bulunan Doğu ve Güney Kafkasya’da Sovet Rusya’ya bağlı bir Ermenistan Devleti kurmasını bildirmişti.[7]Bakü Sovyet Kurumunun Lideri olan Stepan Şaumyan Ermeni çeteleri örgütledi. Siyasi liderlerin 23 Şubat 1918 tarihinde kurulan Transkafkasya Seymi’nde yaşadığı sorunlar, Azerbaycan tarafının Osmanlı tezleri tarafında olması Ermenilerin istemediği durum idi. İlaveten, bölgede Müsavat fraksiyonunun gücü de Ermeni ve Bolşevik tarafını da endişelendiriyordu. Ermeni çetelerin demografik yapıyı kendi lehlerine çevirmek için yaptığı katliamlar yeniden alevlenmişti. En büyük katliamlardan biri Bakü’de yaşandı. Özellikle, 30 Mart-2 Nisan 1918 tarihlerinde katliamlar dehşet saçıyordu. Azerbaycan tarafı 31 mart tarihinde silahları bırakmış ve Ermeni tarafının da bunu yapacağını düşünse de aksi olmuş Ermeni çeteler daha da azgınlaşmıştı.Silahsız halka soykırım düzeyinde bir katliam yapılmıştır. 26 Mart 1998 tarihinde de Azerbaycan Halkının Ulu Önderi dönemin Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev “Azerbaycanlıların Soykırımı Hakkında” ferman imzalayarak 31 Mart 1918 tarihini Azerbaycan halkına yapılmış bir soykırım olarak ifade etmiştir. 1918 soykırımında Ermeni çeteleri büyük katliamlar yaptılar. Prof. Dr. Justin Mc Carthy sadece Bakü’de 8.000-12.000 Müslümanın Taşnak Ermeni ve Bolşevik çeteleri tarafından öldürüldüğünü ifade etmişti.[8] Bakü’den sonra yapılan en büyük katliamlardan biri de Şamahı’da olmuştur. Kadın, çocuk, yaşlı farketmeksizin yapılan katliamda 7-8 bin civarında insan hayatını kaybetmiştir. Öldürülen insanlardan 1653’ü kadın, 965’i çoçuktu.[9]Kuba bölgesinde de Şaumyan tarafından gönderilen 2000 kişilik birlik bölgede 122 köyü yakmış ve 2000 civarında kişiyi katletmişlerdir. Dağlık Karabağ’da ise 150 köy yakılmış ve Ermenilerin katliamına maruz kalmıştır.[10] Erivan ve etraf bölgesinde de katliamlar artmıştı. Daha Mart 1918 tarihinde 200’den fazla meskun mahal Ermeni çetelerinin eline geçti ve bu süreçte Ermeniler etnik temelli katliamlar yaptılar.[11] 1918 yılının başlarında Antranik Zangazur ve Karabağ’a saldırılar düzenlemiş ve silahsız insanların olduğu bölgede bile katliamlar gerçekleştirmiştir. Zangazur bölgesinde ise bu dönem 105 köy yok edilmiştir. 357 erkek, 2276 kadın, 2196 çocuk ise öldürülmüştür.[12]Katliamlar Azerbaycan’ın diğer bölgelerinde de devam etmiş ve bu süreçte toplam 50.000’e yakın Azerbaycanlı hayatını bu katliamda kaybetmiştir.

 Sonraki süreçte Transkafkasya Seymi 26 Mayıs 1918 tarihinde Gürcistan’ın bağımsızlığını ilan etmesi ile dağılmış ve bunun üzerine Azerbaycan Halk Cumhuriyeti de 28 Mayıs 1918 tarihinde kurulduğunu ilan etmiştir. Azerbaycan Halk Cumhuriyeti 4 Haziran tarihinde Osmanlı  İmparatorluğu ile antlaşma imzalamıştır. Antlaşmanın 4. Maddesine göre Azerbaycan güvenlik açısından bir sorun yaşadığında ihtiyaç halinde Osmanlı Devleti’nden askeri yardım alabilirdi.[13] Bu hakkını Azerbaycan Halk Cumhuriyeti kullandı ve bölgeye gönderilen Nuri Paşa komutasındaki Kafkas-İslam Ordusu Azerbaycan’ın topraklarının kurtarılmasında büyük rol oynadı ve 15 Eylül tarihinde Bakü’yü kurtardı. Ancak 30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan Mondros Ateşkesi sonrası Osmanlı ordusunun bölgeyi terk etmesi ile Azerbaycan’ın birçok bölgesi Ermenilerin terör saldırısına uğradı.Özellikle, Erivan, Zangazur, Nahçıvan ve Karabağ bölgesindeki Türk-Müslüman ahali Ermeni çeteleri tarafından katliama maruz kalmıştır.Amiral Bristol’da bir raporunda Taşnak Ermenilerinin önde gelen isimlerinden General Dro’nun emrindeki kendi subaylarının raporlarından aldığı bilgilere göre Ermeni çetelerin savunmasız köyleri önce top ateşine tuttuğunu, bölgeden kaçamayanların vahşicesine katlettiğini ve bu uygulamayı bölgedeki müslümanları temizlemek için sık-sık kullanıldığını kaydetmiştir.[14] Bu katliamları Taşnak askerler de itiraf ediyordular. Taşnak Ermenistanı’nda döneminin Genelkurmay Başkanı Zinkeviç 17 Ağustos 1919 tarihindeki raporunda Ermeni milletini bir araya toplamak fikrinden bahsetmiş ve bunun içinde müslümanlardan temizlenmiş alana ihtiyaçları olduğunun altını çizmiştir.[15]Bir Taşnak subayı da 1920 yılında yazdığı raporda Basar-Geçar bölgesindeki Tatar nüfusu erkek, kadın, çocuk dahil hepsini imha ettiğini ve onlar kurşunla değil kuyuların içerisine doldurduktan sonra bir daha bulunmamaları için ağır kayalarla ezdiğini itiraf etmiştir.[16]Ermeni tarihçi Lalayan, Taşnak hükümetinin burjuva-milliyetçi politikalar sürdürdüğünü ve bu politikaların Ermenistan’daki nüfusun neredeyse yarısının mahvolmasına sebep olduğunu ifade etmiştir. Lalayan çalışmasında 1918-1920 yılları arasında Ermenistan’da hükümet olan Taşnaksutyun diktatörlüğünde nüfusun azalması ile ilgili verdiği bilgilendirmede, Türk nüfusunun yüzde 77, Kürt nüfusunun da yüzde 98 oranında azaldığının altını çizmiştir[17]. İlaveten Taşnakların, Ermeni olmayanları 1918-1920 yıllarında devlet aygıtından uzak tuttuğunu,Ermeni olmayanları yasadışı saydıklarını, silahsız Azeri ve Kürt nüfusa karşı etnik bir temizlemeye gittiğini belirtmiştir[18].Kızıl Ordu Komutanları Todorskiy ve Sviridov da 1921 yılında Orconokizde’ye mektup göndererek, 1919 ve 1920 yıllarında Şerur Bölgesi’nde Taşnakların büyük katliamlar gerçekleştirdiğini belirtmiştir[19].Eylül 1919 tarihinde Taşnaklar Süçeli ve Eçmiadzin bölgelerinde bölgesinde 80.000 nüfüstan 50.000’ini katletmiş, diğer kısım canını Nahçıvan’a geçerek kurtarmıştır. Kaçan nüfusun yerine Türkiye’den gelen Ermeniler yerleşmiştir.[20]19 Haziran 1920 tarihli Azerbaycan Türkü, Gürcü ve Ermeni Bolşeviklerin imzası olduğu bir telgrafta Müslüman köylerinde kitlesel katliamlar yapıldığı vurgulanmıştır[21]. Ermeni T. Haçikoglyan da Taşnakların binlerce Türk’ü yok ettiğini altını çizmiştir.[22] Sovyet Ermenistan’ı üst düzey yöneticilerinden A. F. Myasnikyan, Taşnakları “Kafkaslar’ı ‘Türklerden temizleyen’ insanlar” diye ifade etmiştir[23]. Sovyet Ermenistan’ın önemli isimlerinden olan S. G. Pirumyan da Taşnakları suçlamış ve Gümrü Antlaşması neticesinde, milliyetçi romantizminin son kaftanını Taşnakların üzerinden aldığını ve saldırgan Ermeni burjvuazisinin alımsız, kokuşmuş bedenini meydana çıkardığını ifade etmiştir[24].Ünlü Sovyet doğubilimci V. A. Gurko-Kryajin,“Yakındoğu ve Devletler” eserinde Ermenilerin, Kars ve Erivan bölgesindeki Müslüman nüfusunu ya yok ettiklerini ya da Türk veya İran topraklarına gönderdiklerinin altını çizmiştir[25].Ermeni tarihçi Lalayan Taşnak bölge komiserlerinin eylemlerinin aslında ortaçağ dönemindeki engizisyon yargıçlarından geri kalmadığını, devlet için yağma etikleri şeyleri aslında kendileri için ettiklerini kaydetmiştir.[26]

28 Nisan 1920 tarihinde Azerbaycan Halk Cumhuriyeti Sovyet Rusya tarafından işgale uğradıktan sonra Ermeni çete faaliyetleri bir dönem devam etse de, sonra durmuştur. Genel olarak 1918-1920 yıllarında Azerbaycan topraklarında Ermeni çeteleri ağır katliamlar yapmış ve Azerbaycan tarihi için unutulmayacak kederli devrlerden biri olmuştur.[27] Ermeni çetelerinin bu katliam faaliyetleri hakkında Doğu Halkları Propaganda ve Harekat Konseyi Prezidyum üyesi Pavloviç Yoldaş ve Konsey’in Kalem Müdürü Ryumin de resmi belgelerden oluşan “Kızıl Kitap” isimli bir kitap yayınlamıştır[28]. Doğu Halkları Kurultayı ve Sovyet öncesi Azerbaycan’da iktidar olan Azerbaycan Musavat Hükümeti de burada Ermeni zülmü ile ilgili belgeleri göstermiştir. Bundan bir süre önce ise Gürcü Menşevikleri’nden Karibi’nin Kırmızı Kitap’ı da Taşnakların suçlarını ortaya çıkarmıştır[29].

Ermeni çeteleri o dönemde Kuzey Azerbaycan’da yaptığı katliamların aynısını Güney Azerbaycan topraklarında da yapıyordu. Bu kez Ermeni çetelerine Süryani çeteleri de eklenmişti. Güney Azerbaycan’da Türk nüfusa yapılan katliamlar çok geniş şekilde bilinmiyen bir konudur. Fakat Şubat 1918 tarihinde başlayan Ermeni ve Süryani çetelerinin Türk nüfusa katliamı ile Güney Azerbaycan bölgesininin Urmiye, Hoy, Salmas, Makü ve bazı şehirlerinde 200.000 yakın Türk hayatını kaybetmiştir. Bu katliam sırasında çocuklar, kadınlar da hayatını kaybedenler listesindedir. Ermeni çetelerinin önde gelen isimlerinden Andranik de bu katliamlarda yer almıştı. Ermeni ve Süryani çetelerinin gerçekleştirdiği bu katliamlar Osmanlı ordusunun Mayıs-Haziran 1918 tarihlerinde bölgeye müdahelesi ile son bulmuştur.[30]

Ermeni çetelerinin katliam yaptığı coğrafyalardan biri de Türkistan coğrafyası olmuştur. Çarlık Rusya XIX. Yüzyılın ilk yarısında Azerbaycan topraklarına göç ettirdiği Ermeni nüfusu ile kendisine bir dayanak sağladığı gibi, XIX. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren, yani Türkistan bölgesini tam ele geçirdikten sonra buraya da Ermeni göçü gerçekleştirmiş ve kendisine dayanak yaratmıştır. Çarlık Rusya’nın devrilmesinden sonra Türkistan bağımsız devletler ortaya çıksa da, Sovyet Rusya bunu engellemek istiyordu. Bölgedeki hareketlenmeleri tekbaşına yatıramayacağını anlayan Sovyet Rusya Taşnaklar ile ittifak kurmuştur. Ocak 1918’te bölgeye 7 vagon Taşnak üyesi gelmiş ve 1918-1922 yıllarında Türkistan’da çok büyük zülümler yapmışlardır.[31]Şubat 1918 tarihinde Hokand şehrini Bolşevik Rusya ordusu kuşatmıştı. Bolşevikler şehri düşürdükten sonra şehirde büyük katliamlar başlamıştır. Taşnak Ermenileri yalnızca Hokand’da değil etraf köylerde de katliamlar yapmıştır. Baçkır, Fergana bölgesindeki Bazarkorgan,  Kokankışlak ve Sözek köyleri de her türlü Taşnak katliamına şahit olmuş ve bölgedeki halk acımasızca katledilmiştir.[32] Özbek tarihçi Şöhret Barlas da 13 Şubat 1918 tarihinde başlayan ve 3 ay süren katliamda Taşnakların çoğu kadın, çocuk, yaşlı olmak üzere 35.000 insanı öldürüdüğünün ve 200’den fazla şehir ile yerleşim yerinin dağıtıldığının altını çizmiştir. Barlas Taşnak Ermenilerin Hokand ve Azerbaycan’daki katlliam faaliyetleri sanki 1915 olaylarının intikamını niteliği taşıdığını ifade etmiştir. Sözde “Ermeni Soykırımı”nın yalan delillere dayandığını söyleyen Barlas asıl soykırımın Ermeni Taşnaklarının yaptığının altını çizmiştir.[33]İlaveten Barlas, Bolşeviklerin Taşnakları kullandığı kıtlık yıllarındaki iç savaşın sonunda açlıktan ölenler hariç Türk-müslüman nüfusdan 1.700.000 insanın hayatının kaybettiğini kaydetmiştir.[34]

SSCB döneminde Ermenilerin Türk nüfusa yaşattığı baskı politikası

SSCB döneminde Azerbaycan SSC yine Ermenistan SSC tarafından bazı sıkıntılarla karşılaşmıştır. Şöyle ki, 7 Temmuz 1923 tarihinde Dağlık Karabağ Özerk Bölgesi kuruldu ve bu Ermeni ayrılıkçıları için büyük bir kazanç idi. Ancak Ermenistan tarafı bununla yetinmeyerek Dağlık Karabağ Özerk Bölgesi’nin Ermenistan SSC’ye bağlanması için çalışıyordu. Özellikle, 1945 yılında bu olay iyice tartışılmış fakat Azerbaycan Komünist Parti Başkanı Mir Cefer Bağırov Ermeni tarafının öne sürdüğü iddiaları tarihi bilgiler ile çürütmüştür. Bundan sonrakı dönemde de Ermenistan SSC liderleri defalarla Moskova’ya bu konuda müracaat etse de, Azerbaycan SSC liderleri bu konuyu önlemiş ve mesele kapanmıştır. 1936 tarihli SSCB Anayasası’nda Dağlık Karabağ Özerk Bölgesi’nin Azerbaycan SSC’ye bağlı olduğu belirtildi. 1977 SSCB Anayasası’nda ve 16 Haziran 1981 tarihinde kabul edilen “Azerbaycan SSCB’nin Dağlık Karabağ Özerk Bölgesi Hakkında Kanun”da bölgenin Azerbaycan SSC’de kalması belirtilmiştir.[35]

Azerbaycan Türklerinin bu iki dönemde karşılaştığı en büyük sorunlar ise göç meselesi olmuştur. “Türk’süz Ermenistan” sloganı çerçevesinde Ermenistan Komunist Partisi Liderleri bölgede yaşayan Türkleri göndermeye çalışıyorlardı. Ermenistan tarafı çiftçilik konusu bahane ederek “Türk nüfusu Muğan ovasına göndererek pamuk üretilmesi ve SSCB ekonomisine katkı ” teklifini Moskova’ya sundular. 23 Aralık 1947 tarihinde bu konuda SSCB tarafından kararname imzalandı. 10 Mart 1948 tarihinde ise karar uygulamaya koyulmuştur. 150.000 Azerbaycan Türkü kendi yurtlarından çeşitli bahanelerle sürülmüştür.[36]

Kazakistan Türkleri de özellikle Filip Goloşçiyokin’in Komunist Partisi Başkanı olduğu dönemde uygulanan asimilasyon politikaları ve Sovyetleştirme hareketlerine sert biçimde karşılaştı. Kazakistan Türkleri çok ağır bir kıtlık ile karşılaştılar ve bu dönemde milyonlarla Kazak kıtlık sebebiyle hayatını kaybetti. Sonrakı dönemde eski Taşnak Ermenisi Levon Mirzoyan görevi devraldıktan sonra ise “yardım eli” uzatmış gibi görünerek aydın, zengin ve din adamı kesimine yakınlaşmış sonra ise katliam ve sürgün politikası ile onları aradan kaldırmıştır. Kazakistan Türklerinin son yüzyılda karşılaştığı bu uygulamalar çok ağır sorunlara sebep oldu.

Ermenistan’dan son Türk göçü. Dağlık Karabağ ve etraf rayonların işgali zamanı Ermenistan ordusunun vahşeti

SSCB son dönemlerinde etnik çatışmalar yeniden alevlendi. Yine Güney Kafkasya’da Türk-Ermeni çatışması ve yine Ermeni kışkırtması ile başlamıştı. 1988 yılında “Türk’süz Ermenistan” sloganı yeniden seslenmiş ve Ermenistan SSC tarafından Dağlık Karabağ iddiaları yeniden gündeme getirilmişti. 20 Şubat 1988 tarihinde Dağlık Karabağ Özerk Bölgesi Yüksek Konseyi Ermenistan SSC’ye bağlandığını açıkladı. Bunun üzerine Azerbaycan’da protestolar başlandı. Çıkan arbedeler sonucu onlarla ölü, yüzlerle yaralı oldu. Bunun üzerine SSCB merkezi Temmuz ayında tarihinde Dağlık Karabağ Özerk Bölgesi’nin Azerbaycan SSC’ye ait olunduğunu belirtmiş, Ocak 1989 tarihinde ise Moskova’ya bağlamıştır.[37] Dağlık Karabağ ile ilgili bu ilişkiler olurken, Ermenistan SSC de 22 Kasım 1988 tarihli gizli oturumdaki kararlarla Ermenistan’daki Türk nüfusun güç tatbik edilerek tehcir edilmeleri hakkında karar almış ve 1988-1989 yılları arasında 243.682 Azerbaycan Türkü kendi yurtlarından zorla göç ettirilmişlerdir.[38] Bu göç zamanı 216 kişi katl edilmiş, binlerle çocuk, kadın ve yaşlı yaralanmış, on binlerle ailenin evleri gasp edilmiştir.[39]

18 Ekim 1991 tarihinde Azerbaycan kendi bağımsızlığını ilan etti ve Dağlık Karabağ’ın Özerk Statüsünü de 26 Kasım tarihinde kaldırarak direkt merkeze bağladı. Fakat 10 Aralık tarihinde Dağlık Karabağ Ermenileri bağımsızlık kararı aldılar.[40]Bunun üzerine mesele daha da derinleşti ve Rusya Federasyonu ile Batı destekli Ermenistan’ın Azerbaycan toprağı olan Dağlık Karabağ ve etraf rayonlarına işgal girişimi ile beraber iki ülke arasında savaş başladı. Ermenistan ordusu ele geçirdiği bölgelerde terör estirmiş ve ağır katliamlar yapmıştır. 17 Şubat 1992 tarihinde Ermenistan ordusu ve 366. Rus Motorize Alayı Karadağlı köyünü tamamen kuşattılar. 17 Şubat tarihinde köyün düşmesi sonrası 104 kişi ile beraber savunma grubundaki 15 savaşçı rehin alındı. Rehin alınanların çoğu esirlik döneminde iken öldü. Rehinelere ağır işkence yapıldı, ölüler silo kuyularına dolduruldu.[41]Asala Terör Teşkilatı’nın öncü isimlerinden Monte Melkonyan da bu harekata katılmış ve erkek kardeşi Markar Melkonyan 2005 yılında yayınlanan “The Way of My Brother” isimli eserinde abisinin bu savaşa katıldığını, Ermeni askerlerin vurulan rehineleri bıçakla doğradığını, bazı askerlerinde birkaç yaralı askeri benzinle yaktıklarını anlatıyordu.[42]

26 Şubat 1992 tarihinde 366. Rus Motorize Alayı destekli Ermenistan ordusu Hocalı kentini elegeçirdi. Hocalı’da tüm dünyanın gözü önünde soykırım yaşandı. Hocalı soykırımında 613 kişi öldürülmüş, 487 kişi yaralanmış, 1275 kişi esir alınmış 150 kişi ise kaybolmuştur. Öldürülenlerden 83’ü çocuk, 106’sı kadın, 70’i yaşlı idi. Hocalı soykırımı tam anlamı ile bir soykırım idi. Hocalı saldırısına katılan 366.Rus Motorize alayı istihbarat şube başkanı Albay V. Savelyev Rusya Federasyonu’na yazdığı “Gizli Rapor”unda bunları ifadeetmiştir: “Benim tüm bunları yazmam imkansızdır. İnsanların, çocuk ve kadınların, hamile gelinlerin kurşundan geçirilmiş vücutlarını unutamıyorum. Bu kanlı ve acımasız sonuçla biten olaylarda bir şey yapamamamdan dolayı Azerbaycanlıların beni bağışlamalarını diliyorum. Sadece yazdığım gizli raporu gerek Kremlin’e ve gerekse SSCB Savunma Bakanlığı İstihbarat Genel Müdürlüğü generallerine gönderdim. “Okuyun”- dedim. Biz Rusların subay şerefini nasıl lekelendiğini görün.”[43]Ermeni yazarlar da Hocalı Soykırımı’nda yaptıkları vahşeti inkar etmiyorlar. Zori Balayan “Ruhumuzun Canlanması” isimli eserinde 13 yaşlı bir Türk çocuğunun kulaklarından pencereye çivilendiğini, çocuğun derisi yüzüldükten  7 dakika sonra öldüğünü ve öldükten sonra cesedini doğrayarak köpeklere attıklarını aynı şeyi 3 tane çocuğa da yapıldığını ve bundan gurur duyduğunu ifade etmişti. David Herdiyan da Hocalı’da cesetlerden köprü yaptıklarını ve üzerinden geçtiklerini belirtmişti.[44]

Sonuç

Sonuç olarak, tarihi incelediğimizde sözde “Ermeni Soykırımı” iddialarının hiçbir tarihi veriye dayanmadığını görüyoruz. Ama Ermenilerin Türk coğrafyasında Türk milletine nasıl sistematik katliam yaptığını, Türk dünyası’nı nasıl hedef aldığına şahit oluyoruz. Bu katliamlar yalnız Anadolu Türklerine değil, bu çalışmada incelediğimiz gibi Güney Kafkasya, Güney Azerbaycan ve Türkistan Türklerine de sistematik şekilde yapılmıştır. Türk dünyası bu süreçte çok büyük yaralar almıştır. Emperyalist devletler Türkiye ve Türk dünyasını hedef alarak sözde “Ermeni Soykırımı” iddialarını kullanıyorlar. Halbuki, Ermeni terör örgütlerinin tarihten günümüze Türklere nasıl katliam yaptıklarını bildikleri halde susuyorlar. Yapılması gereken emperyalist devletlerin baskılarına boyun eğmemek ve onlara karşı dik durararak haklı mücadeleyi sürdürmektir.

Kaynaklar.

Abdülkerimov, Bahtiyar. “Ermeni Taşnakların 1918'de Fergana'da 35 bin kişiyi öldürdüğü katliam hala unutulmadı”, Anadolu Ajansı, 16.02.2021https://www.aa.com.tr/tr/dunya/ermeni-tasnaklarin-1918de-ferganada-35-bin-kisiyi-oldurdugu-katliam-hala-unutulmadi/2146515,  erişim tarihi: 27.08.2021

Abdülkerimov, Bahtiyar. “Özbek tarihçi Şöhret Barlas: Ermenilerin 1915 olaylarına ilişkin iddiaları 20. yüzyılın en büyük yalanıdır”, Anadolu Ajansı, 24.04.2021,  https://www.aa.com.tr/tr/dunya/ozbek-tarihci-sohret-barlas-ermenilerin-1915-olaylarina-iliskin-iddialari-20-yuzyilin-en-buyuk-yalanidir/2218988,erişim tarihi: 27.08.2021

Abışov, Vaqif. ŞamaxıqəzasındaAzərbaycanXalqınaQarşıSoyqırımı. Bakı: "Elm", 2017.

Abışov, Vaqif. Bakıda AzərbaycanXalqınaQarşı 1918-ci il Mart Soyqırımı. Bakı: "Elm", 2017.

Akçora, Ergün Öz. “Anadoludan-Azerbaycana Ermenilerin Türklere Yaptığı Katliam (Azerbaycan-Karabağ-Hocalı)”, Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi, Karabağ Özel Sayısı, Sayı:226 (Ocak-Şubat 2017), 13-60.

Aslanlı, Araz.  “Karabağ Sorununun Hukuki Boyutu”, Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi, Karabağ Özel Sayısı, Sayı:226 (Ocak-Şubat 2017), 83-100.

Atar, Zafer ve Kurtuluş Demirkol, “Ermenilerin Azerbaycan’da Yaptığı Katliamların Soruşturulması (1918-1920), Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi 13, sayı: 1, (Mart 2015): 275-295.

Cabbarlı, Hatem. “Geçmişten Günümüzü Ermenistan’da Azerbaycan Türkleri”, Ermeni Araştırmaları Dergisi 1, sayı:4, (Aralık 2001 , Ocak-Şubat 2002): 122-146.

Çarlık Polis Raporlarında Taşnaklar, çeviri: Kayhan Yükseler, İstanbul: Kaynak Yayınları, 2007.

Həsənli, Cəmil. AzərbaycanXalqCümhuriyyətininXariciSiyasəti (1918-1920). Bakı: “GARISMA” MMC, 2019.

İngilizlerin Mavi Kitap'ına Sovyetler'in Yanıtı Kızıl Kitap Güneybatı Kafkas'ta Taşnak Mezalimi, çeviri: Kayhan Yükseler. İstanbul: Kaynak Yayınları, 2006.

Karayeva, Resmiye. “Hocalı Soykırımından Önce Karabağ Cinayetleri”, Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi, Karabağ Özel Sayısı, Sayı:226 (Ocak-Şubat 2017), 109-116.

Karibi, Ermeni İddialarına Yanıt Gürcü Devleti’nin Kırmızı Kitap’ı. İstanbul: Kaynak Yayınları, 2007.

Koçar, Çağatay. “Türkistan’da Ermeni Vahşeti’nin  90. Yı Dönümü”,  Türk Ocakları, 23.12.2008, https://www.turkocaklari.org.tr/yazar/cagatay-kocar/turkistan-da-ermeni-vahseti-nin-90-yildonumu-602,erişim tarihi: 27.08.2021

Lalayan, A.A,Taşnak Partisi’nin Karşıdevrimci Rolü (1914-1923), çeviri: Kayhan Yükseler, İstanbul: Kaynak Yayınları, 2012.

McCarthy, Justin. Ölüm ve Sürgün Osmanlı Müslümanlarının Etnik Kıyımı (1821 - 1922). çeviri: Fatma Sarıkaya, Ankara: Türk Tarihi Kurumu Yayınları, 2014.

Mustafa, Nazim. “1988-1989-cu illərdeportasiyası”, 2013,  https://iravan.preslib.az/1988-1989_deportasiyasi.html, erişim tarihi: 27.08.2021

Mustafa, Nazim. İrəvanQuberniyasındaAzərbaycanlılarınSoyqrımı. Bakı: Elm Neşriyatı, 2017.

Mustafayev, Beşir. “Kafkaslar’da Müslüman-Türk Soykırımı (1905-1920), Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi 12 , 1 (Mayıs 2015): 533-561.

Oğan, Sinan. “Ermenistan’ın Tehcir Politikası ve Neticesi: Azerbaycan’da Göçmen (Kaçkın) Sorunu”, Ermeni Araştırmaları Dergisi 3, Sayı:9,   (Bahar 2003): 118-143.

Perinçek, Mehmet. Rus Devlet Arşivlerinden 150 Belgede Ermeni Meselesi. İstanbul: Kırmızı Kedi Yayınları, 2016.

Perinçek, Mehmet. Kafkasya’da Türk-Sovyet Askeri İşbirliği (1919-1922). İstanbul: Kaynak Yayınları, 2021.

Pirumyan, S.G. Diasporadaki Taşnaklar, çeviri: Kayhan Yükseler, İstanbul: Kaynak Yayınları, 2007.

Rzayev, Rashad. “Azerbaycan’a Yönelik Ermeni Terörizmi”, Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi6, sayı:4, (Aralık 2019): 2488-2521.

Səfəri, Həsən. CənubiAzərbaycan: 1918-ci il soyqırımı.  Bakı, “Araz” nəşriyyatı, 2016.

T.C. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Azerbaycan Belgelerinde Ermeni Sorunu (1918-1920), Ankara 2001.

Sapmaz, Ahmet&Gökhan Sarı, “Dağlık Karabağ Sorununda Azerbaycan Tarafından Kuvvet Kullanım Olasılığının Analizi”, Güvenlik Stratejileri Dergisi 8, Sayı:15 (Haziran 2012), s.1-31.

Yıldırım, Seyfi ve MirzahanEgamberdiyev, “Türkistan’ın İşgali ve Sovyetleştirilmesi Sürecinde Ermeniler ve Bölgede Yaptıkları Katliamlar”, Belleten 85, Sayı: 302, Nisan 2021: 227-277.

[1]Nazim Mustafa, İrəvan Quberniyasında Azərbaycanlıların Soyqrımı, Bakı: Elm Neşriyatı, 2017, 22.

[2] Sunuş, Çarlık Polis Raporlarında Taşnaklar, çeviri: Kayhan Yükseler, 1.Baskı, Mehmet Perinçek tarafından (İstanbul: Kaynak Yayınları, 2007), 11.

[3]Rashad Rzayev, “Azerbaycan’a Yönelik Ermeni Terörizmi”,  Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi  6, sayı:4, (Aralık 2019): 2494.

[4]Mustafa, İrəvan Quberniyasında Azərbaycanlıların Soyqrımı, 23.

[5]Hatem  Cabbarlı, “Geçmişten Günümüzü Ermenistan’da Azerbaycan Türkleri”, Ermeni Araştırmaları Dergisi 1, sayı:4, (Aralık 2001 , Ocak-Şubat 2002): 131-132.

[6] Zafer Atar ve Kurtuluş Demirkol, “Ermenilerin Azerbaycan’da Yaptığı Katliamların Soruşturulması (1918-1920), Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi 13, sayı: 1, (Mart 2015): 277

[7]Ergün Öz Akçora, “Anadoludan-Azerbaycana Ermenilerin Türklere Yaptığı Katliam (Azerbaycan-Karabağ-Hocalı)”, Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi, Karabağ Özel Sayısı, Sayı:226 (Ocak-Şubat 2017), 34.

[8]Justin McCarthy, Ölüm ve Sürgün Osmanlı Müslümanlarının Etnik Kıyımı (1821 - 1922). çeviri: Fatma Sarıkaya, (Ankara: Türk Tarihi Kurumu Yayınları, 2014), 244; Bakü’de Ermeni çetelerinin yaptığı katliamlar hakkında geniş bilgi için bkz:Vaqif Abışov, Bakıda Azərbaycan Xalqına Qarşı 1918-ci il Mart Soyqırımı. Bakı: "Elm", 2017.

[9]Rzayev, “Azerbaycan’a Yönelik Ermeni Terörizmi”,  2497; Beşir Mustafayev, “Kafkaslar’da Müslüman-Türk Soykırımı (1905-1920), Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi 12 , 1 (Mayıs 2015): 555; Şamahı bölgesinde Ermeni çetelerinin yaptığı katliamlar hakkında geniş bilgi için bkz:Vaqif Abışov. Şamaxı qəzasında Azərbaycan xalqına qarşı soyqırımı. Bakı: "Elm", 2017.

[10] Atar veDemirkol, “Ermenilerin Azerbaycan’da Yaptığı Katliamların Soruşturulması (1918-1920)”, 282.

[11]Erivan bölgesinde Ermeni çetelerinin yaptığı katliamlar hakkında geniş bilgi için bkz: Nazim Mustafa. İrəvan quberniyasında azərbaycanlıların soyqırımı(1918-1920). Bakı: 2017.

[12]Akçora, “Anadoludan-Azerbaycana Ermenilerin Türklere Yaptığı Katliam (Azerbaycan-Karabağ-Hocalı)”, 35; Bir diğer kaynakta ise köy sayı 115, katledilen erkek sayısı ise 3275 belirtilmiştir bilgi için bkz: Atar veDemirkol, “Ermenilerin Azerbaycan’da Yaptığı Katliamların Soruşturulması (1918-1920)”, 282.

[13]Cəmil Həsənli, Azərbaycan Xalq Cümhuriyyətinin Xarici Siyasəti (1918-1920), (Bakı: “GARISMA” MMC, 2019), s.80

[14] McCarthy, Ölüm ve Sürgün Osmanlı Müslümanlarının Etnik Kıyımı (1821 - 1922), 246.

[15]Mehmet Perinçek, Rus Devlet Arşivlerinden 150 Belgede Ermeni Meselesi, (İstanbul: KırmızıKediYayınevi, 2016),  235.

[16]A.A.Lalayan, Taşnak Partisi’nin Karşıdevrimci Rolü (1914-1923), çeviri: Kayhan Yükseler, 4. Basım, (İstanbul: Kaynak Yayınları, 2012), 88

[17] Lalayan, Taşnak Partisi’nin Karşıdevrimci Rolü (1914-1923), s.91-92. Diğer nüfuslar için bkz: Lalayan, Taşnak Partisi’nin Karşıdevrimci Rolü (1914-1923), 92.

[18] Lalayan, Taşnak Partisi’nin Karşıdevrimci Rolü (1914-1923), 85-86.

[19] Mehmet Perinçek, Kafkasya’daTürk-SovyetAskeriİşbirliği (1919-1922). 1. Baskı, (İstanbul: KaynakYayınları, 2021), s.111

[20]Perinçek, Kafkasya’daTürk-SovyetAskeriİşbirliği (1919-1922), 110.

[21] RGASPİ fond 17 liste 84 dosya 72 yaprak 8’den aktaran: Perinçek, Kafkasya’daTürk-SovyetAskeriİşbirliği (1919-1922), 111..

[22]Perinçek, Rus Devlet Arşivlerinden 150 Belgede Ermeni Meselesi, 225.

[23] Perinçek, Kafkasya’da Türk-Sovyet Askeri İşbirliği (1919-1922), 114.

[24] S.G. Pirumyan, Diasporadaki Taşnaklar, çeviri: Kayhan Yükseler, 1. Basım, (İstanbul: Kaynak Yayınları, 2007), 37.

[25] Perinçek, Rus Devlet Arşivlerinden 150 Belgede Ermeni Meselesi, 226.

[26]Lalayan, Taşnak Partisi’nin Karşıdevrimci Rolü (1914-1923), 88.

[27]Ermeni çetelerinin Azerbaycan coğrafyasındaki katliam faaliyetlerini belgeler için bkz: T.C. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Azerbaycan Belgelerinde Ermeni Sorunu (1918-1920), Ankara 2001.

[28]İngilizlerin Mavi Kitap'ına Sovyetler'in Yanıtı Kızıl Kitap Güneybatı Kafkas'ta Taşnak Mezalimi, çeviri: Kayhan Yükseler; 3. Basım, (İstanbul: Kaynak Yayınları, 2006).

[29] Sunuş, İngilizlerin Mavi Kitap'ına Sovyetler'in Yanıtı Kızıl Kitap Güneybatı Kafkas'ta Taşnak Mezalimi, çeviri: Kayhan Yükseler; 3. Basım, Mehmet Perinçek tarafından, (İstanbul: Kaynak Yayınları, 2006), 12-13; Karibi, Ermeni İddialarına Yanıt Gürcü Devleti’nin Kırmızı Kitap’ı, 1.Baskı, İstanbul: Kaynak Yayınları, 2007.

[30]Konu ile ilgili bkz: Həsən Səfəri, Cənubi Azərbaycan: 1918-ci il soyqırımı.  Bakı, “Araz” nəşriyyatı, 2016.

[31] Seyfi Yıldırım ve Mirzahan Egamberdiyev, “Türkistan’ın İşgali ve Sovyetleştirilmesi Sürecinde Ermeniler ve Bölgede Yaptıkları Katliamlar”, Belleten 85, Sayı: 302 (Nisan 2021): 251

[32]Çağatay Koçar, “Türkistan’da Ermeni Vahşeti’nin  90. Yı Dönümü”,  Türk Ocakları, 23.12.2008, https://www.turkocaklari.org.tr/yazar/cagatay-kocar/turkistan-da-ermeni-vahseti-nin-90-yildonumu-602, erişim tarihi: 27.08.2021

[33]Bahtiyar Abdülkerimov, “Ermeni Taşnakların 1918'de Fergana'da 35 bin kişiyi öldürdüğü katliam hala unutulmadı”, Anadolu Ajansı, 16.02.2021, https://www.aa.com.tr/tr/dunya/ermeni-tasnaklarin-1918de-ferganada-35-bin-kisiyi-oldurdugu-katliam-hala-unutulmadi/2146515, erişim tarihi: 27.08.2021; Bahtiyar Abdülkerimov, “Özbek tarihçi Şöhret Barlas: Ermenilerin 1915 olaylarına ilişkin iddiaları 20. yüzyılın en büyük yalanıdır”, Anadolu Ajansı, 24.04.2021,  https://www.aa.com.tr/tr/dunya/ozbek-tarihci-sohret-barlas-ermenilerin-1915-olaylarina-iliskin-iddialari-20-yuzyilin-en-buyuk-yalanidir/2218988, erişim tarihi: 27.08.2021.

[34] Seyfi Yıldırım ve Mirzahan Egamberdiyev, “Türkistan’ın İşgali ve Sovyetleştirilmesi Sürecinde Ermeniler ve Bölgede Yaptıkları Katliamlar”, 257.

[35]Araz Aslanlı,“Karabağ Sorununun Hukuki Boyutu”, Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi, Karabağ Özel Sayısı, Sayı:226 (Ocak-Şubat 2017), 86.

[36]Akçora, “Anadoludan-Azerbaycana Ermenilerin Türklere Yaptığı Katliam (Azerbaycan-Karabağ-Hocalı)”, 37; Sinan Oğan, “Ermenistan’ın Tehcir Politikası ve Neticesi: Azerbaycan’da Göçmen (Kaçkın) Sorunu”, Ermeni Araştırmaları Dergisi 3, Sayı:9,(Bahar 2003):119.

[37] Ahmet Sapmaz ve Gökhan Sarı, “Dağlık Karabağ Sorununda Azerbaycan Tarafından Kuvvet Kullanım Olasılığının Analizi”, Güvenlik Stratejileri Dergisi 8, Sayı:15 (Haziran 2012): 4

[38]Sinan Oğan, “Ermenistan’ın Tehcir Politikası ve Neticesi: Azerbaycan’da Göçmen (Kaçkın) Sorunu”: 120-121.

[39]Nazim Mustafa, “1988-1989-cu illər deportasiyası”, 2013,  https://iravan.preslib.az/1988-1989_deportasiyasi.html, erişim tarihi: 27.08.2021

[40] Ahmet Sapmaz ve Gökhan Sarı, “Dağlık Karabağ Sorununda Azerbaycan Tarafından Kuvvet Kullanım Olasılığının Analizi”, 4

[41]Resmiye Karayeva, “Hocalı Soykırımından Önce Karabağ Cinayetleri”, Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi, Karabağ Özel Sayısı, Sayı:226 (Ocak-Şubat 2017), 113.

[42]Rzayev, “Azerbaycan’a Yönelik Ermeni Terörizmi”,  2508.

[43]Karayeva, “Hocalı Soykırımından Önce Karabağ Cinayetleri”, 115.

[44]“Hocalı katliamını övünçle anlatıyorlar”, TRT Haber, 24.02.2013,  https://www.trthaber.com/haber/dunya/hocali-katliamini-ovuncle-anlatiyorlar-75989.html,  erişim tarihi:27.08.2021