Bu sayfayı yazdır

Kırgızistan’da Neler Oluyor?

Yazan  08 Nisan 2005
Kırgız halkı Türk mağazalarını yaktı. Kırgızistan’da Türkler yok edilme tehlikesi ile karşı karşıya. Türk Dış İşleri Bakanlığı Kırgızistan’daki Türkleri uçaklarla Türkiye’ye getiriyor. Medyada gözümüze çarpanlar bunlar. Bunlar ne kadar gerçeği yansıt

Bişkek'te saldırıya uğrayan magazalar sadece Türk magazaları değil. Öncelikle yok edilen Çin pazarı. Ancak Amerikalı, Rus ve Almanlara ait pazarlarda yağmalandı.

Yağmacılar milliyet esasında politik çapulculuk yapmıyorlar. Üstelik bunlar Bişkekli değil, çoğu Bişkek dışından gelmiş unsurlar. Peki nasıl oldu da olaylar "Türk mağazalarına ve Türklere saldırı var" şekline dönüştü. Çünkü, Asker Akayev'in karısının gizli ortak olduğu ve PKK'lı olduğu ifade edilen bir Türk işadamı, magazasının basılmasından sonra olayları "Türklere saldırı" var şeklinde kamuoyuna sundu.

Bu ifadeler Türk Dış İşleri'nde panik yarattı. Türkiye'den Bişkek'e hemen yüksek seviyeli bir heyetin gitmesi doğru bir karardı. Ancak, bu heyetin "Kırgızistan'daki Türkleri boşaltmamız lazım" havasına girmesinin yanlış olduğu ortaya çıkıyor.THY ile Türkiye'ye 117 kişi getiriliyor. Oysa Kırgızistan'da 4500 Türk var. Kayıtlarda olmayanlarla sayı çok daha fazla.

Türkler olayların gerçek niteliğini bildikleri için sakinler. Fakat, Dış İşleri Bakanlığı 117 kişiyi Türkiye'ye getirince, Türkler arasında bir korku yayılıyor. Herkes birbirine "Acaba bizim bilmediğimiz bir şey mi var?"sorusunu sorup, paniğe kapılmaya başlıyor. Bu arada Manas Türk-Kırgız Üniversitesi soğukkanlı davranarak, eğitime devam etme kararı veriyor.

Özetle Türklere ve mallarına karşı özel bir saldırı söz konusu değil. Bilinçli bir dezenformasyonun sonucu aceleci davranan bir Dış İşleri var. Öte yandan, Akayev'e karşı gerçekleşen darbenin Büyük Orta Doğu Projesi çerçevesindedeğerlendirilmesi gerekiyor. Ancak bunun da detaylarına inmemiz lazım.

Asker Akayev, 1990'da Kırgızistan'ın başına geçtiği zaman komunist partisi üyesi değildi. Ancak o da 1936'dan beri Kırgizistan'da yönetimi elinde tutan Kuzey Kırgizistan'ın Sarıbağış kabilesine mensuptu. Akayev, Orta Asya'nın en demokrat lideri olarak anılmaktaydı. Ülkesini Asya'nın İsviçresi yapma hayali vardı.

1999 Ağustosundan Ekimine kadar Güney Kırgizistan'da Batkan bölgesinin Özbekistan İslami Hareketinin kontroluna girmesi Akayev yönetimi sert tedbirler almaya yöneltti.Yönetiminin önemli adamlarını tek tek görevden atmaya başladı. Güvenlik Bakanı Kulov Feliks'i ve Dış İşleri Bakanı Altunbayevayı görevlerinden aldı. Her ikisi de Akayev gibi Kuzey Kırgızistanlıydı.

2002'de Başbakan Bakıyev'e görevden el çektirdi. Bakıyev Oş'lu yani Güney Kırgızistanlı. Ancak bunların etkisini tamamen kıramadı. Özellikle Kulov Feliks etkisini sürdürmeye devam etti. 2002-2003 senelerinde kaldığı hapishanenin önünde lehinde gösteriler yapılmaya devam ediliyordu.

Akayev, denge politikası izlemeye çalıştı. Ülkesini Çin ve Rusya arasında sıkışmış bir zeminde gören Akayev, ABD'nin 11 Eylül'den sonra bölgeye gelmesi ile biraz daha rahatladığını düşündü. Artık, ikili oyuna üçüncü denge faktörünü eklediğini düşünüyordu. Gerçekten de Kırgızistan hem Rus hem Amerikan askeri üssü barındıran tek ülke konumuna yükseldi. Çin ile Kırgız milliyetçilerin çok sert tepki gösterdiği bir sınır anlaşması imzaladı.

Uluslar arası basına sızan haberlere göre Akayev içerde iktidar zeminini güçlendirmek için son seçimlerde 75 kişilik Kırgız parlamentosunun 75 üyesinden 70 tanesini uzak veya yakın akrabalarından seçtirdi. Bu tür bilgilerin doğruluğunun ayrıca denetlenmesi gerekir. Ancak, Kırgızistan'daki darbenin gösterdiği husus, Orta Asya ve Kafkasya'nın iç dinamikleri ile demokratikleşmeyi gerçekleştirmesi gerektiğini gösteriyor.