< < Beş Nehirden İkisi Dicle ve Fırat
 Bu sayfayı yazdır

Beş Nehirden İkisi Dicle ve Fırat

Yazan  15 Haziran 2007
Çoruh, Kür, Aras, Dicle ve Fırat nehirlerinin bulunduğu coğrafya en eski medeniyetlerin kurulduğu ve dünya hakimiyetinin belirleyicisi olan coğrafyadır.Emperyalist güçler bu bölgelerde yaptıkları propagandalarla Orta Doğu hakimiyetini ele geçirmek is

Buradaki taktikleri her zaman ki gibi parçalamak, birbirine düşürmek sonra da hakem rolüne soyunmak olmuştur.Orta Doğu son yıllarda Büyük Orta Doğu olarak dillendirilmiştir. Orta Doğu Prof.Dr. Anıl ÇEÇEN'in Ulus Devlet kitabında belirttiği gibi "dünyayı beşyüzyıl bir sömürge imparatorluğu çerçevesinde yönetmiş olan İngiltere'nin bulmuş olduğu bir deyimdir. İngiltere dünya haritasının ortasına kendisini koyduğu için, İngiltere' nin bulunduğu nokta merkez alınmış ve bu noktadan hareket edilerek Balkanlara Yakın Doğu, Osmanlı İmparatorluğu alanına Orta Doğu ve daha ilerisine de Uzak Doğu adlandırmaları yapılmıştır."

Adlandırmalar, tanımlamalar nasıl yapılırsa yapılsın bu bölgede oynanan oyunlar asla sona ermiyor işin ilginç tarafı bölgenin gerçek sahiplerine daima sonu kötü biten figüranlık rolü düşüyor.

Bu gün hem beş nehir boyu hem Orta Doğu, hem de Doğu ve Güney Doğu parçala yönet tehlikesi ile karşı karşıyadır.Bu bölgede bağımsız bir Ermeni ve Kürt devleti kurmak (ki hedef ikinci bir İsrail'dir) terör estirmek ve mezheb kavgaları çıkartmak emperyalist güçlerin maşalarıyla birlikte gündelik işleri haline gelmiştir.

Terörün amacı halkı sindirmektir.Terörü gerçekleştirenler yaptıkları eylemler ile hem korku yaratırlar, hem de kendilerinden söz ettirirler.Ayrıca insanların gerçekleri görmesini engeller düşünemez hale getirirler.

İnsanların en kolay istismar edildiği alanlardan birisi de dindir.Özellikle eğitim seviyesi düşük dinine bağlı, fakir halkı bölmek, düşman kamplara ayırmak oldukça kolaydır.

Mezopotamya yani Dicle ve Fırat arası medeniyetlerin görünmeye başlamasından itibaren ülkelerin çekişme alanı haline gelmiştir bu gün de bu durum bütün şiddeti ile devam etmektedir. Bu bölgede yaşananlar Türkiye'yi her bakımdan yakından ilgilendirmektedir. Amaç yalnız Irak'ın bölünmesi değil Türkiye'nin de bölünmesidir. Akdeniz'e açılan Büyük Kürdistan kurulmak isteniyor. İnsan Hakları, demokrasi, Kopenhag kriterleri aynı şarkının nakaratları.

Türkiye'nin Irak'ın Kuzeyine yönelik güvenlik kuvvetlerini kullanması tabii ki ilk araç olmamalı. Ancak söylerse de yapmalı. Şüphesiz en başta ezici bir diplomasi uygulamalıdır. Ekonomik önlemler alınmalıdır. Habur sınır kapısı kapatılmalıdır. Kültürel tedbirler alınmalıdır. Bölgeyi Türkiye'den koparıcı değil Türkiye'ye bağlayıcı tedbirler alınmalıdır. Televizyon kanalları Bağdat'a kadar rahat bir şekilde seyredilebilir hale getirilmelidir.

Türkiye'ye zarar veren gruplar dışındaki gruplarla işbirliğine gidilerek kültürel demokrasi gerçekleşmelidir.

Devam eden savaş bir kültür savaşıdır.Kültür savaşını büyük devletler yapar. Türkiye büyük bir devlettir.Önemli olan bunun farkına varabilmesidir.Türkiye Mezopotamya politikasında bir duruş gösterirken ülkenin Doğu ve Güneydoğusunda da devlet olarak varlığını göstermek zorundadır.Türkiye Cumhuriyet'i büyük devlettir.Yeter ki doğru insanlar doğru yerde olsunlar.

Doç. Dr. Meşküre Yılmaz

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Bilimsel Danışmanı