×

Uyarı

JUser: :_load: Unable to load user with ID: 116

 Bu sayfayı yazdır

Fırlatılan Ayakkabının Anlamı

Yazan  17 Aralık 2008
ÖZCAN YENİÇERİ - Irak’a “kitle imha silahı yapıyor” diyerek sahte olduğu sonradan açıklanan gerekçelerle müdahale etti. “Demokrasi ve özgürlük” getirmek vaadiyle ülkeyi işgal ederek bölgeyi kan gölüne çevirdi. Ülkede neredeyse taş üstünde taş bırakma

Binlerce kadının ırzına geçilmesini sağladı. Hapishanelerde hem Iraklıları hem inançlarını aşağıladı. Müzelerini, petrolünü, tarihini, birliğini ve bütünlüğünü yağmaladı. Halkın yüzde 17'sini meydana getiren bir etnik grubun temsilcisini ülkenin başına cumhurbaşkanı olarak getirdi.

Yaptıkları yetmiyormuş gibi Başkan Bush, bir de alay eder gibi işbirlikçileriyle vedalaşmak için Bağdat'a gitti. Gitmekle de kalmadı "Irak'ta yapacak daha çok iş var. Burada savaş daha bitmedi" diyerek söze başladı. Bu sözler, Başkan Bush'un giderayak çizmeyi aşmaya devam ettiğini ortaya koyuyordu. Çizmeyi aşana çizmeyle müdahale etmek Ortadoğu'daki halklara has bir gelenekti.

Nitekim gazeteci de Irak halkıyla Başkan Bush'un daha fazla alay etmesine dayanamamıştır. Bush'un kafasına nişan alarak "Irak halkının güle güle öpücüğü" nü ayakkabılarıyla ona göndermiştir. Gazetecinin ayakkabıları "Dul ve yetim bıraktığın çocuklar ve öldürdüğün insanlar için" diyerek fırlatması, her şeyi açıklamaya yeterliydi.

Başkan Bush, zaten Amerika'da "topal ördek" durumundaydı, Irak'ta yediği ayakkabılardan sonra bu imajı daha da aşağılara düşmüş oldu. Başkan Bush ilk tekmeyi bir zamanlar ayak takımı olarak nitelendirilen siyahların temsilcisi Obama'dan yemişti. Bunun sersemliğini atmadan ikinci bir tekmeyi de Iraklı bir gazeteciden içinde ayak olmayan ayakkabılardan yemiş oldu. Iraklı gazetecinin fırlattığı ayakkabılar yalnız Başkan Bush'u değil gelecekteki emperyalist saldırganlığı da caydırmış olmalıdır. Bu saldırı işbirlikçi hükümetlerin değil ama Irak halkının yüreğine tercüman olmuştur. Bush'un suratını ıskalayan ayakkabıların verdiği mesajın anlamı büyüktür: Gücünüz ne kadar büyük ve şiddetiniz ne kadar acımasız olursa olsun, tarihi halklar ve inançlar şiddet ve baskıyla asla boyun eğdirilemezler.

Hükmettiği güce sırtını dayayarak insanları katletme, kaynakları yağmalama ve inançları aşağılama hakkını kendinde görenlerin bu mesajdan yeterli dersi çıkarmaları gerekir. Bundan işgalci güçlerle işbirliği yapanların da almaları gereken dersler vardır. Önümüzdeki günlerde Irak'ta Amerikan işgali sona erdiğinde işbirlikçilerin içine düşeceği acıklı durumu tarif etmeye bile gerek yoktur.

Bush'a yönelik fırlatılan ayakkabı vakasının diğer bir ilginç yanı da, ayakkabıları fırlatan gazetecinin bu eylemini ne karşılığında yaptığının araştırılmasıdır. Eylemcinin bu iş için para alıp almadığı araştırılıyormuş! Ayrıca gazetecinin bu eylemi yaparken uyuşturucu kullanıp kullanmadığı ve ruh sağlığının yerinde olup olmadığı incelemeye alınmış!

Bir zamanlar SSCB'de komünizm aleyhinde olanlar ruh sağlığı yerinde değil diye kamplara tıkılırdı. Irak'taki işbirlikçi iktidarın da giderek bu yöntemi benimsediği anlaşılmaktadır. Irak hâlâ yabancı askerlerin işgali altındadır. Kentler yakılmış/yıkılmış durumdadır. Irak yüzbinlerce insanın katledildiği, kadınlarının namusuna dokunulduğu bir yerdir. Böyle bir yerde yabancı işgale karşı direnmemek ancak uyuşturulmuş bir iktidar ve halk tavrı olabilir. Irak halkının ikinci bir ayakkabıyı da kendisini uşak yerine koyan iktidara karşı fırlatıp fırlatmayacağını bekleyip göreceğiz!