< < GENEL SEÇİM SONRASI IRAK’TA HÜKÜMET KURMA ÇALIŞMALARI
 Bu sayfayı yazdır

GENEL SEÇİM SONRASI IRAK’TA HÜKÜMET KURMA ÇALIŞMALARI

Yaklaşık 19 milyon seçmenin kayıtlı olduğu işgal altındaki Irak topraklarında 7 Mart 2010 tarihinde gerçekleştirilen ve 26 Mart 2010 tarihinde kesin olmayan resmi sonuçları açıklanabilen genel seçim sonrasında hükümet kurma çalışmaları olanca hızı il

Seçim neticesinde elde edilen 91 milletvekili ile İyad Allawi liderliğindeki El-Irakiye Oluşumu ve 89 milletvekili ile mevcut başbakan Nuri el-Maliki'nin lideri olduğu Kanun Devleti Oluşumu olası hükümet kurma çalışmalarında öncü unsurlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunun ardından ise mecliste sırası ile 70 milletvekilliğine sahip Irak İslam Yüksek Konseyi ve Sadr grubu liderliğindeki Irak Ulusal Birliği ve 43 milletvekili ile KDP-KYB ittifakı öncülüğündeki Kürdistan Listesi hükümet kurma çalışmalarının öne çıkan unsurları olmuşlardır.

Hükümet için gerekli olan 163 milletvekili sayısına hiçbir oluşumun tek başına ulaşamaması büyük bir etnik ve mezhepsel bölünmüşlük görüntüsü arz eden Irak siyasi arenasında hükümet kurma çalışmalarının çetin müzakerelere sahne olacağını göstermiştir. Nitekim seçim sonuçlarının ilan edilmesinden evvel olası hükümet görüşmeleri için taraflar arasında müzakereler başlamış ve sonuçların açıklanmasının ardından bu yöndeki çabalar daha da yoğunlaşmıştır.

İşgal altındaki Irak'ın siyasi arenasında son derece yoğun bir görüşme trafiği şeklinde başlayan bu süreç gittikçe bölge ülkelerini de içine alan bir hal almıştır. Nitekim İran'ın 1. Uluslararası Nevruz Kutlamaları çerçevesinde düzenlediği programa beraberindeki farklı siyasi unsurlara mensup kişiler ile birlikte katılan Cumhurbaşkanı Celal Talabani'nin bu program sırasında; daha sonrasında da diğer siyasi unsurların gerçekleştirmiş oldukları kendi İran ziyaretleri sırasında yeni hükümet kurulması hususunda görüşmeler yaptıkları iddia edilmiş ve iddianın yanında özellikle İyad Allawi ve Tarık El-Haşimi tarafından bu durum eleştirilmiştir. İyad Allawi bu durumu İran'ın kendisinin olası başbakanlığını engelleme çabaları olarak nitelerken Tarık El-Haşimi de siyasilerin Tahran'a gitmelerini son derece şüpheli bulduğunu ifade etmiştir. Her ne kadar eleştiri yöneltilmiş olsa da El-Irakiye Oluşumu sözcüsünün ağzından 'bir heyet oluşturularak tüm komşu Arap devletleri ile Türkiye ve özellikle İran'a yönelik ziyaretler gerçekleştirileceği' açıklanmıştır. Özellikle İran'a yapılacak ziyaretin sadece Mukteda El- Sadr ile görüşme şeklinde cereyan edeceği belirtilse de bu durum zaten uluslararası camianın bir kısmı ile sorunlu olan İran'ı tüm dünyaya Irak'ın 'içişlerine müdahale' şeklinde şikayet eder pozisyonda olan Allawi'nin artık İran'ın nüfuzunu kıramayacağını anladığını göstermiştir.

Irak'ı işgal altında bulunduran ABD'nin seçime yönelik temel yaklaşımı geleneksel 'demokrasi' söylemleri ile şekillenen bir yapı arz etmiştir. Özellikle Büyükelçi Cristopher Hill'in Iraklı siyasi unsurları ziyareti sırasında sürekli bu tonda konuşması ve seçim sonuçlarının tüm itirazlara rağmen kabul edilmesini istemesi ABD'nin Irak'tan çekilme süreci içerisinde herhangi bir kaos ortamı yaratılmasını istemediği şeklinde yorumlanabilir. ABD sivil unsurlarının yanında ABD askeri unsurlarının komutanı olan Ray Odierno'nun da bir Kürt olan Irak Genel Kurmay Başkanı General Zebari ile birlikte Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani ve başbakanı Berham Salih'i ziyaret etmiş olması ülkenin kuzeyinde peşmergelerden müteşekkil bir güvenlik kuvvetinin oluşturulması sürecinin hızlandırılması ihtimali yanında ABD askeri unsurlarının ülkenin kuzeyine yerleştirilmesi ihtimallerinin de canlı tutulmasına neden olmuştur.

Elde ettikleri 43 milletvekili ile birlikte birçok hükümet olasılığının önemli bir unsuru olarak görülen Kürdistan Listesi için hükümet kurulması aşamasında temel koşullarının Kerkük ve tartışmalı alanlar ile petrol ve doğal gaz yasası olduğu resmi ağızlarca dile getirilmiştir. Bunun yanında giderek gündemi meşgul etmeye başlayan Cumhurbaşkanlığı seçimi hususunda Tarık El-Haşimi haricinde diğer çoğu Arap unsurların Celal Talabani'nin yeniden cumhurbaşkanı seçilmesini destekleyeceklerini açıklamaları hükümet kurma çalışmalarında Kürt unsurları kendi saflarına çekebilme gayreti olarak nitelendirilebilinir.

3 Nisan Cumartesi günü Selahaddin şehrinde Kürdistan Listesi, Kürdistan İslami Birliği, Kürdistan İslam Hareketi ve Goran (Değişim) Hareketi temsilcileri ile gerçekleştirilen toplantının ardından Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani'nin Irak genel meclisinde tek bir blok şeklinde hareket edeceklerini, Cumhurbaşkanı adaylarının Celal Talabani olduğunu ve diğer siyasi oluşumlarla görüşmeler gerçekleştirmek için ortak bir heyet oluşturulacağını ilan etmesi Kürt unsurlara atfedilen önemin kendileri tarafından son derece iyi bir şekilde idrak edildiğini ve bu önemin kaybedilmesine karşı önlemler almaya çalıştıklarını göstermiştir. Nitekim tek bir blok olmaları halinde Kürt unsurlar 57 milletvekiline ulaşmaktadırlar.

Diğer taraftan Kürt unsurlar da hükümet kurma çalışmaları çerçevesinde bölge ülkeleri ile temas halindedir. Şii etkisinin kaçınılmazlığı karşısında İran ile sürekli temas halinde olan Kürt unsurlar diğer taraftan da diğer bölge ülkeleri ile irtibata geçmektedir. Nitekim geçtiğimiz hafta içerisinde KDP Başkan yardımcısı ve Mesut Barzani'nin yeğeni olan Neçirvan Barzani Türkiye'ye gelerek Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Başbakan Erdoğan ile görüşmüştür. Bunun yanında Irak Devlet bakanlığı sıfatının yanında Kürdistan İslami Birliği üyesi olan Selahaddin Bahadin de geçen hafta Türkiye'ye gelerek Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu ile görüşmüştür. Bu noktada gerçekleşen ziyaretler Türkiye'nin son senelerde Irak'ta yaşananlara müdahil olma gayretlerinin ve bu gayretlerin Iraklı bazı unsurlarca da kabul edildiğinin tezahürü olarak nitelendirilebilinir.

Başta bölge ülkeleri olmak üzere diğer bazı dünya devletlerini de yakından ilgilendirecek olan Irak'taki hükümet kurma çalışmalarının yukarıda bahsedilen unsurlar çerçevesinde sahip olduğu farklı değerlendirme açıları itibariyle çetin müzakerelere sahne olması ve bunun neticesinde de uzun bir zaman dilimini kapsaması beklenmektedir.

Son ekleyen 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Editörü