MESUT BARZANİ'NİN TÜRKİYE ZİYARETİ
 Bu sayfayı yazdır

MESUT BARZANİ'NİN TÜRKİYE ZİYARETİ

Irak'ın kuzeyindeki Bölgesel Kürt Yönetimi başkanı Mesut Barzani beraberindeki bir heyet ile 6 yıl aradan sonra Türkiye'ye bir ziyarette bulunmuştur.

Irak'ın 2003 yılındaki işgalinin ardından özellikle Kerkük konusunun son derece hararetli olduğu bir dönemde görüşmelerde bulunmak üzere en son 11 Ekim 2004 tarihinde Türkiye'ye bir ziyaret gerçekleştiren Mesut Barzani oldukça uzun bir zaman diliminin ardından 2 Haziran 2010 Çarşamba akşamı Türkiye'ye gelmiştir. Mesut Barzani'nin Türk Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun göndermiş olduğu resmi davet doğrultusunda Bölgesel Kürt Yönetimi başkanı sıfatı ile resmi bir ziyaret gerçekleştirmiş olması kimi kesimlerce terör odaklı bir bakış açısı dolayısıyla eleştirilmiştir. Ancak daha önceki ziyaretlerinde kullanılan sıfatlar ile son ziyaret çerçevesinde kullanılan sıfatın siyasi olmaktan çok Türkiye'nin de hukuken tanıdığı bir ülke olan Irak'ın Anayasası bağlamında resmi/hukuki bir anlam taşıdığı dikkatlerden kaçırılmaması gereken bir husus olarak karşımıza çıkmaktadır.

Mesut Barzani'nin ziyaretinde dikkat çekici bir diğer husus ziyaretin zamanlaması olmuştur. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Burak Özügergin 27 Mayıs Perşembe günü yapmış olduğu olağan basın toplantısında Mesut Barzani'nin ziyaretinin 'önümüzdeki haftalarda olacağı, tarihin henüz netleşmediği' şeklinde bir bilgiyi basın mensupları ile paylaşmıştır. Bu arada Bölgesel Kürt Yönetimi'nden de benzeri yönde bilgi aktarımları olmuştur. Muhatapların net bir tarih vermektense ileriki bir tarihi işaret eden beyanlarının ardından malum ziyaret için Mesut Barzani 2 Haziran akşamına doğru Ankara'ya gelmiştir. 'Önümüzdeki hafta' şeklinde net bir tarih telaffuz edilmemişken ziyaret kararının hemen verilmiş olması aynı dönemde yaşanan olaylarla birlikte değerlendirildiğinde farklı algılamaların ortaya çıkmasına neden olabilmektedir. Nitekim 31 Mayıs gecesi İsrail'in abluka altında tuttuğu Gazze'ye insani yardım götürmek amacıyla Türkiye dahil 34 farklı ülkenin sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin bir arada bulunduğu 'Mavi Marmara' isimli gemiye İsrail Savunma Kuvvetlerinin uluslararası sularda silahlı bir müdahalede bulunarak 9 kişinin ölümüne ve daha çok sayıda kişinin de yaralanmasına neden olması Türkiye içerisinde çok büyük bir tepkiye sebep olmuş ve anayasa değişikliğine yoğunlaşan siyasi gündem bir anda bu gelişmenin yaratmış olduğu buhrana gark olmuştur. Diğer taraftan PKK terör örgütünün 31 Mayıs sonrası için işaret ettiği taktik değişikliğinin ilk emaresi olabilecek Hatay'ın İskenderun ilçesindeki Deniz Kuvvetleri Komutanlığına bağlı İlboğa Kışlası İkmal Komutanlığına yine aynı gece sadece birkaç saat önce bir saldırı düzenlenmiş ve 7 asker şehit edilmiştir. Irak'ın kuzeyi ile ilintili bir terör belası ile mücadele eden Türk yönetimini ziyarete gelecek olan Irak'ın kuzeyindeki yönetimin başkanı için terör yüzünden Türk askerlerinin şehit olması çok büyük bir sorun iken İsrail'in gerçekleştirmiş olduğu hukuk dışı davranış ziyaretin zamanlaması için son derece uygun bir durum yaratmıştır. Nitekim Türkiye İsrail'in yapmış olduğu bu hukuk ve insanlık dışı müdahalesine yoğunlaşırken ve tüm dünyanın dikkatini bu olay üzerine çekerek İsrail'i tamamen diplomatik yollar vasıtası ile zor durumda bırakma mücadelesi verirken terör saldırısının ikinci gündem maddesi olması durumu gerek Türkiye gerekse de Kürt yönetimi tarafından ziyaret için en müsait zaman olarak telakki edilmiş görünmektedir. Her iki taraf da böylelikle son dönemlerde ilerletmeye çalıştıkları karşılıklı ilişkilerin boyutuna yön verecek bir ziyareti terör saldırıları nedeniyle çekeceği tepkilerden kısmi de olsa kurtarabilmişlerdir.

Başlangıcı itibariyle farklı bir girizgahı bulunan Mesut Barzani ziyaretinin içeriği incelendiğinde ise Türk Dış Politikasının son dönemlerde Irak'ın kuzeyine yönelik izlemeye çalıştığı politikaların yansımaları ile dolu olduğu görülmektedir. Türkiye Cumhuriyeti, Ahmet Davutoğlu'nun 'Stratejik Derinlik' isimli dış politika yaklaşımı doğrultusunda özellikle Irak'ın kuzeyi ile terör odaklı bir ilişki ağından ziyade ekonomik, sosyal ve kültürel bir ilişki ağı kurmaya çalışmaktadır. Türkiye'nin bu çabasına Bölgesel Kürt Yönetimi tarafından da karşılık verildiği Eğitim bakanı Sefin Dizayi ve sık sık Türkiye'ye ziyaretlerde bulunan Sanayi ve Ticaret bakanı Türkmen Sinan Çelebi'nin Mesut Barzani'nin heyetinde bulunması ve Dışişleri bakanı, Başbakan ve Cumhurbaşkanı ile görüşmelerin yanında Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) ile de görüşülmüş olmasından anlaşılmaktadır. Bunun yanında daha önce Diyarbakır Valiliği görevinde bulunan İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu'nun da ziyaret edilmiş olması ilişkilerin normalleştirilmiş bir gelecek tasavvuru içerdiğine işaret etmektedir.

İkili ilişkilerin değiştirilmeye çalışılan bir gündem maddesi olan terör konusu da bu son ziyarette ele alınan konulardan biri olmaya devam etmiştir. Özellikle MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın görüşmelerde derinlemesine bilgilendirmeler yaptıkları basına sızan/sızdırılan haberler arasında yerini almaktadır. (Bu arada Türkiye Mesut Barzani'nin ziyareti öncesinde yaptığı gibi sonrasında da Irak'ın kuzeyindeki PKK unsurlarına yönelik hava harekatı düzenlerken, İran da askeri birlikleri ile Irak sınırını geçerek PJAK unsurlarına karşı bir kara harekatı gerçekleştirmiştir.) Bu bağlamda Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun Mesut Barzani ile yapmış olduğu basın toplantısında yaratmaya çalıştıkları yeni bir tarih bilinci, yeni bir gelecek vizyonu perspektifinin önündeki en büyük engel olarak terör faaliyetlerini göstermesi Irak'ın kuzeyi ile Türkiye arasında tam bir ekonomik entegrasyon çalışmasının yürütüleceğinin, ortak bir enerji, ticaret ve ulaştırma stratejisinin geliştirileceğinin vurgulanmış olması ile birlikte ele alındığında ikili ilişkilerin geleceğinin Türkiye'nin inisiyatifi ve Irak'ın bir parçası olan Kürt Yönetiminin tüm verileri dikkate alarak vereceği karar doğrultusunda şekilleneceği anlaşılmaktadır.

Son ekleyen 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Editörü