İçerideki seçim odaklı belirsizlik durumunu biliyoruz. Dava adı altında kişi ve parti çıkarları Türkiye’nin çıkarlarının önüne geçmiş durumda.

Arap Baharı 2011'den itibaren Kuzey Afrika ve Ortadoğu'yu kışa çevirdi, ülkeleri yaktı yıktı. Liderler ve yönetimler değişti. IŞİD terör örgütünün de ortaya çıkmasıyla birlikte bu yıkım felakete dönüştü.

Sürekli olarak Türkiye'nin yönetilemediğini, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle bunun adeta dip yaptığını, Türkiye'nin iç cephesinin parçalandığını, bununla eşzamanlı olarak Türkiye'nin dört bir tarafından kuşatıldığını yazıp çizip söyleyip duruyoruz.

Defalarca yazdık. Yanlış, öngörüsüz, hesapsız, temelsiz, kurumsal olmayan, anlık adımlar ve kararlar Türkiye'yi dış politikada, savunma ve güvenlik alanlarında açmazlara ve çıkmazlara sürükledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Yunanistan'ın yeni Başbakanı Miçotakis'i daha ilk gayri seçim sonuçları medyaya yansır yansımaz kutlamıştı.

Türkiye S-400'leri alırsa ABD ile iplerin tamamen kopacağı beklentisi hakimdi. Ama öyle olmadı.

Kurumsal karar sürecinin ortadan kalkmış olması, tek bir noktadan gelecek talimatın beklenmesi yani sistemsizlik, krizlerin kişilere emanet edilmesi devletin kurumlarının ve sorumlu makamların olaylara tepki ve karşılık vermesini de geciktiriyor veya engelliyor. Ülkeyi açmaza sürüklüyor.

Çıkarlarımızın çatıştığı, temel kavramlar ve tanımlar üzerinde anlaşamadığımız, tehdit algılamamızın örtüşmediği, bölgemize yönelik dizayn planlarında görüş birliğimizin olmadığı ABD ile kapsamı hedefi sınırları konusunda anlaşmadığımız ABD ile güvenli bölge kurmak üzere bir müşterek harekat merkezi kurmak konusunda mutabık kaldık!

 

Türkiye 45 yıllık terörle mücadelesinde gelinen gün itibariyle, sağdan soldan, etnik ve dini motivasyonlu aşırı ve köktenci çok sayıda terör örgütüyle aynı anda mücadele etmek durumunda.

Özellikle 11 Eylül saldırılarından sonra terörün bir dış politika aracı olarak kullanıldığını çok net olarak görüyoruz.

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

  II.Mahmut, Vakay-ı Hayriye adıyla, Aksaray-Et Meydanı’ndaki yeniçeri kışlaları top ateşine tutularak 6.000'den fazla yeniçeri öldürülmüş ve isyana katılan yobaz takımı tutuklanmıştır. Askeri kuvveti çok zayıflayan Osmanlı’nın Donanması 1827’de Navarin’de sonra Sinop Limanında yakılınca Osmanlını...

Error: No articles to display