Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras’ın 5-6 Şubat tarihlerinde Türkiye'ye gerçekleştireceği ziyareti, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Balkanlar ve Kıbrıs Araştırmaları Merkezi Başkanı Gözde Kılıç Yaşın, Sputnik’e değerlendirdi.

Çipras kendisi ve ülkesi açısından başarılı bir Türkiye ziyareti yaptı. Kendisi açısından da çok kolay bir ziyaret oldu. Hiçbir engelle, protestoyla, soruyla karşılaşmadı. Hiçbir söz vermedi, vaatte bulunmadı ama çok söz aldı. Barış meleği gibi muamele gördü.

Bazı çevreler tarafından zaman zaman Büyük Orta Doğu Projesi (BOP) hakkında; “ABD’nin planlarında artık BOP’un olmadığı veya başka bir forma dönüştüğü” şeklinde görüşler ortaya atılsa da, Ortadoğu sahasındaki uygulamalarına baktığımızda söz konusu plan ve niyetlerinden asla vazgeçmedikleri, aksine, planlarını zaman ve mekan değişiklikleriyle örtmeye-gizlemeye çalıştıkları görülmektedir.

Geçtiğimiz 5/6 Şubat tarihlerinde Yunanistan Başbakanı “Alexis Cipras” Türkiye ziyareti yaptı. Bu ziyaret ile birlikte 1971’den itibaren kapalı olan “Heybeliada Ruhban Okulu” hakkında tüm medya kanallarında haberler yapıldı.

2011 tarihinde Suriye’nin Deraa şehrinde meydana gelen olaylar kısa süre içerisinde iç savaşa evirilmiş ve ortaya çıkan iç savaş, milyonlarca Suriyeliyi yaşadıkları yerlerden göç etmeye zorlamıştır. En fazla Suriyeli sığınmacıyı sınırları içerisine alan Türkiye’ye ilk Suriyeli sığınmacı girişi 29 Nisan 2011 tarihinde Hatay’ın Yayladağı ilçesinden gerçekleşmiştir. Günümüzde Türkiye’de, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü verilerine göre tam 3.639.284 Suriyeli sığınmacı bulunmaktadır.[1]

Son birkaç gündür Irak’ın orta ve güney şehirlerinde bilançosu çok ağır gösteriler düzenlenmektedir.

“Memleketimiz, şu iki şeyin memleketidir: Biri çiftçi, diğeri asker. Biz çok iyi çiftçi ve çok iyi asker yetiştiren bir milletiz. İyi çiftçi yetiştirdik; çünkü topraklarımız çoktur. İyi asker yetiştirdik; çünkü o topraklara göz diken düşmanlar fazladır. Bundan sonra da daha iyi çiftçi ve daha iyi asker olacağız. Ama bundan sonra asker oluşumuz, artık eskisi gibi başkalarının tutkusu, şan ve şöhreti, keyfi için değil, yalnız ve yalnız bu aziz topraklarımızı korumak içindir.” 

Beka, kelime anlamı itibarı ile ‘var olmak’, ‘yaşamını devam ettirebilmek’ anlamında kullanılan bir kabiliyettir. Bir ülkenin bekasına yönelik bir tehdit denildiğinde genellikle topraklarının tamamının veya bir kısmına yönelik tehlikenin varlığı ve egemenlik sorunları anlaşılır.

Tarihin en ünlü askeri stratejistlerinden Sun Tzu 2500 yıl önce savaşın temelinde hilenin olduğunu söylemiştir. Mitoloji ve strateji ile ilgilenenlerin çok iyi bildiği Truva Atı da savaşlar tarihinin en zeki savaş hilelerinden biri olarak yerini almıştır.

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...