Bu sayfayı yazdır

Kimse Kimseye Güvenmesin

Yazan  18 Eylül 2008
Rusya-Gürcistan arasında yaşanan savaş kimsenin kimseye güvenmemesi gerektiğini bir kere daha ortaya koydu. ABD soğuk savaşın ardından Karadeniz’de de olmak için çok yoğun bir çaba harcıyor.

Bunu sağlayabilmek içinde NATO ve AB'yi araç olarak kullanıyor. Rusya ise, bu blöfleri gördüğü için Gürcistan'ın NATO'ya ve AB'ye üye olmasına karşı çıkıyor.

Rusya'nın bu tavrı bilinmesine rağmen Gürcistan ABD, AB ve hatta Türkiye tarafından cesaretlendiriliyor. Rusya ile Gürcistan arasında savaş başlayınca AB temsilcisini bölgeye hemen gönderdi, ama ABD gönderemedi. Hatta NATO bile etkileyici bir karar alamadı. Demek ki kimse kimseye güvenmeyecek.

ABD'nin başını çektiği tek kutuplu düzene karşı Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) yeni bir güç odağı olduğunu netleştirmeye başlamıştır. 2001 yılında Batılı ülkelerin ve NATO'nun bölgedeki etkinliğine karşı Çin, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Özbekistan'ın kurduğu ŞİÖ'nün Tacikistan'da yapılan zirvesinde Rusya'nın Kafkaslarda izlediği politikaya tam destek çıkmasa da ABD'nin başını çektiği tek kutuplu düzenin yerini çok kutuplu düzene bırakmasında önemli bir dönüm noktası olduğu görülmüştür.

ŞİÖ örgütü içinde yer alan Çin, Sincan, Tibet ve Tayvan'a yönelik sorunları ve ABD ile yoğun ekonomik ilişkilerini dikkate alarak temkinli davrandı. Türkiye'nin de Rusya ile yoğun ekonomik ilişkileri mevcut… 2008'in ilk yarısı itibariyle Rusya, Türkiye'nin en büyük ticaret partnerlerinden biri konumunda… Rusya'ya yılın ilk altı ayında 3.4 milyar Dolarlık ihracat yapan Türkiye, geçen yılın tamamında da 4.7 milyar Dolarlık mal sattı. İthalat tarafında ise ilk altı ayda 16.5 milyar Dolarlık ithalat rakamıyla Rusya, Türkiye'nin en fazla ithalat yaptığı ülkeler sıralamasında yüzde 15.6'lık payla birinci sırada yer aldı.

ŞİÖ içinde yer almalarına rağmen Çin Rusya'ya temkinli yaklaşırken Türkiye maddi-manevi çıkarlarını feda edemez. Üstelik kaybettiklerini karşılayacak bir muhatap yokken.

1936 yılında imzalanan Montrö Boğazlar Sözleşmesi Türkiye'nin talebi üzerine imzalanmıştır. Ancak I. Dünya Savaşı sırasında Boğazlarda yaşananların yaklaşan II. Dünya Savaşı sırasında da yaşanmaması için bu anlaşmaya herkes tarafından sıcak bakılmıştır. ABD'nin veya başka bir ülkenin Montrö'yü zorlamasına veya delmesine izin verilmemelidir. Bu konu Karadeniz'deki barış ve güvenliği sağlayabileceği gibi küresel barış ve güvenliği de sağlayacaktır. Hocayı burada bir kere daha rahmetle anıyorum. Malum hikaye hocanın sakalından fare geçmiş. Hoca çok sinirlenmiş. Etraftakiler hoca ne var bunda bu kadar sinirlenecek demişler. Hoca da "yol bellerler" demiş.

Doç. Dr. Meşküre Yılmaz

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Bilimsel Danışmanı