Bu sayfayı yazdır

Putin’in Azerbaycan ile Jeopolitik Pazarlığı

Yazan  14 Ağustos 2013

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Azerbaycan'ınbaşkenti Bakü'ye resmi çalışma ziyaret gerçekleştirdi.  Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile bir araya gelen Vladimir Putin, görüşmeler sonrası iki ülke arasında enerji, ulaşım, havacılık, arama kurtarma ve insani alanda anlaşmalar imzalandı. Vladimir Putin’e Azerbaycan ziyareti ülkenin Dışişleri Bakanı, Savunma Bakanı, Enerji Bakanı, Acil Durumlar Bakanı, Ulaştırma Bakanı ve Ekonomi Bakanı ve diğer bazı üst düzey yöneticiler eşliğinde kapsamlı bir nitelik taşımıştır.

Vladimir Putin’in Rusya devlet Başkanı dönemi buyunca Azerbaycan’ı dördüncü kez ziyaret etmesi Rusya’nın dış politikası açısından önemli bir yere sahiptir. Bizim çalışmamızın amacı da, Putin-Aliyev görüşmesinde iki ülke ilişkilerini yakından ilgilendiren konuları ele alarak, Rusya’nın Bakü ziyaretindeki beklentilere ve yapılan pazarlıklara açıklık getirmeye çalışmak olacaktır.

Enerji İşbirliği

Putin ile birlikte Azerbaycan ziyaretinde Rusya Enerji Bakanı ve “Rosneft” petrol şirketinin başkanın yer alması baştan beri ziyaretin ana maddelerinden biri enerji olacağı aşikârdı. Rusya’nın dev petrol şirketi “Rosneft” Başkanı İgor Seçin ile Azerbaycan’ın SOCAR şirketi Başkanı Rovnag Abdullayev arasında, Putin ile Aliyev’in katılımıyla enerji alanında işbirliği anlaşması imzalandı. Buna göre taraflar üçüncü ülkelerde olmak üzere Rusya ve Azerbaycan’da petrol ve doğalgaz yataklarını araştırılması ve işletmesinde için ortak şirketin kurulması ve bazı boru hatlarının ve terminallerinin ortak kullanılacak.[1]

Rusya ile Azerbaycan arasında en önemli meselelerden biri Hazar enerji kaynaklarının Avrupa’ya nakliyatı ve buna bağlı olarak da Nabucco projesinin hayata geçirilmesinde Rusya’nın devre dışı bırakılması sorunuydu.

Ancak son görüşmelerdeki mesele ise,  Azerbaycan’ın doğalgaz yataklarının Rusya tarafından satın alıp alamamasıdır. Azerbaycan doğalgazının Rusya tarafından ithalatı,  Rusya’nın iç piyasasındaki artan doğalgaz talebinin karşılanması amaçlanmasına yöneliktir.  Rusya daha önce güney bölgelerindeki doğalgaz talep açığını Türkmen doğalgazıyla kapatırken, şimdi ise Kazakistan’dan ihraç edilen kaynaklarla karşılamaya çalışmaktadır. Sibirya’dan elde edilen doğalgaz ise, Moskova, Petersburg ve kuzey-batı bölgelerinin ve Avrupa’nın artan taleplerini karşılamaya çalışmaktadır. Dolayısıyla Kuzey Kafkaslarda sadece Çeçenistan tek başına yıllık 2,5 milyar metreküp doğalgaz tüketmesi ve bu bölgenin gittikçe artan ihtiyacı neredeyse sevkiyatı durdurulan Türkmenistan ve yetersiz kalan Kazakistan ve Özbekistan kaynakları nedeniyle bölgeye yakın olan Azerbaycan enerji kaynaklarının önemi artmaktadır.[2]

Dolayısıyla iki ülke arasındaki enerji alanında yapılmış işbirliğinin enerji alanında yönünü Batı’ya çevirmiş Azerbaycan’ın bu alanda radikal değişimine yol açmayacağı gibi, Rusya’nın da artan iç talebinin karşılanmasına yönelik adım olmuştur.

Putin’in Azerbaycan Seçimi

Putin’in Azerbaycan’a ziyaretinin ülkede cumhurbaşkanlığı seçiminden önce gerçekleşmiş olması ve Putin’in Azerbaycan’ın iç politikasına seçimler üzerinden muhalif kişileri destekleyerek etkili olmak istediği yönünde tartışmalar, iki ülke ilişkilerine belirleyen konular arasında yer almasına neden olmuştur.  

Azerbaycan’da cumhurbaşkanlık yarışında İlham Aliyev karşısında öne çıkan güçlü muhalif isimlerden biri olan film yönetmeni Rüstem İbragimov’in Rusya vatandaşı olması Rusya’yı Azerbaycan seçimlerini etkileme imkânını vermektedir. Çünkü Azerbaycan kanunlarına göre Rusya pasaportuna sahip olan İbragimov Cumhurbaşmaklık seçimlerine girmesi engellenmektedir.  Bu engeli aşabilmek için İbragimov Rusya yönetiminden kendisinin Rusya vatandaşlığından çıkarılmasını talep etmiştir.  Bu sebepten dolayı da muhalif kanadı temsil eden İbragimov’un ülkedeki seçimlere girebilmesi Putin’in kararına bağlı hale gelmiştir. Ancak diğer taraftan “Cumhuriyet Alternatifi” hareketinin cumhurbaşkanlığı yarışında aday olarak öne çıkan İldar Mamedov gözaltına alan Azerbaycan iktidarı, seçimlerde muhalefeti engellenmeye çalışmaktadır.[3] Dolayısıyla Putin’in Moskova’dan daha bağımsız hareket etmeyi tercih eden Azerbaycan’ın iç işlerine karışarak ilişkilerin bozulmasına ve Rusya’dan daha da uzaklaşmasına neden olabilecek adımlardan da kaçınacaktır. Ancak bunu bir alternatif olarak göz önünde bulundurduğunu da karşı tarafa gösterecektir.

Diğer taraftan, Rusya’da yönetim şekli ve düşünce yapısı, bu rejimin sivil toplum kuruluşlarıyla ilişkileri, toplumsal ve siyasi hareketlere karşı tutumu Azerbaycan’daki yönetimle benzerlik taşıması Putin açısından Azerbaycan’da seçim sonrası herhangi bir değişiklik yaşanmasını tercih etmeyecek bir durum olarak görülebilir. Yani, Rusya Azerbaycan’ın iç siyasi yapısını etkileyecek radikal bir değişikliğe gitmeyecektir.[4]

Putin’in Jeopolitik Pazarlığı

Putin-Aliyev görüşmesinde, medyaya az yansıyan, ancak ele alınan en önemli konulardan bir Karabağ sorunu ile Gümrük Birliği/Avrasya Birliği pazarlığı olmuştur. Rusya Azerbaycan’a Sovyet coğrafyasında Batı yanlısı politikalar izleyen Gürcistan, Azerbaycan, Moldova, gibi ülkelerin toprak sorunları yaşadıklarını,  Bağımsız Devletler Topluluğuna odaklı ülkelerin ise bu tür sorunlarla karşılaşmadıklarını göstermeye çalışmaktadır. Bundan yola çıkarak Azerbaycan’ın Avrasya Birliği entegrasyonu sürecine katılması Karabağ sorununun çözümünün çıkış yolu olarak sunmaya çalışmaktadır. Sovyetlerin yıkılmasıyla Batı yanlısı politika izlemeye başlayan Rusya’nın bölgedeki çözüm süreçlerinde oldukça kayıtsız kalması, bölge ülkelerinin söz konusu sorunların çözümünde hakemlik yapacak farklı güçlere yönelmelerine neden olmuş, bu görevi üslenen bunu başaramadıklarını, dolayısıyla da sorunların çözüm süreci Rusya’nın dâhil olduğu taraflar arasında yapılması gerektiği yönünde teklifte bulunmuştur.[5]

Putin Azerbaycan’la ilişkilerinde, mevcut sorunlar dâhil, yeni bir zeminde inşa etmek istemiştir. Bu sorunların çözümün temelinde ne NATO, ne de AB’nin var olduğu, bölgenin şartlarını ve dünyada ki jeopolitik değişimi göz önünde bulundurarak iki tarafın ilişkilerini yeni zemin üzerinde kurmak istemiştir. Rusya bu yaklaşımını ABD’nin bölgedeki politikalarının başarısızlığına dayanmaya çalışmaktadır. Mısır’daki ABD yanlısı iktidarın görevden uzaklaştırılması ve ülkede hala kaosun devam etmesi, Suudi Arabistan ve Katar gibi ABD müttefiklerinin bölgedeki siyasi süreçlerin çözümünde başarısız olmaları, Rusya’nın desteklediği ve ABD’nin yıkmak istediği Suriye’deki Başar Esad rejiminin hala ayakta olması, Gürcistan Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili’nin radikal ABD yanlısı politika izlemesi sonucu topraklarını kaybetmesi gibi gelişmeleri öne sürerek Azerbaycan’ın kendi toprak bütünlüğünün korunmasının garantörü ABD değil de, Rusya olabileceğini göstermeye çalışmıştır.[6]

Özetleyecek olursak, Azerbaycan’ın en önemli meselesi olan Karabağ sorununun çözümü Bakü’nün dış politika yönünü Rusya liderliğindeki Avrasya Birliği entegrasyon sürecine dahil olmasına bağlı olacağı pazarlığı olmuştur.  Ancak Bakü bu konuyla ilgili radikal bir değişiklik yapmayacaktır.

Sonuç

Putin’in Bakü ziyareti ve Aliyev ile görüşmesinde enerji alanında önemli görünebilecek işbirliği anlaşması gerçekleşmiş olsa da bunun Azerbaycan’ın enerji politikasında ciddi bir değişikliğe yol açması düşünülemez. Rusya açısında ise, güney bölgelerinin kalkınması ve doğalgaz ihtiyacının karşılanmasında kaynakların çeşitlenmesinde önemli bir başlangıç olmuştur. Putin’in Azerbaycan’da son baharda gerçekleşecek olan cumhurbaşkanlığı seçiminde ülkenin iç politikasına yönelik tercihini Aliyev ile ilişkilerin bozulmasından kaçınılmasına yönelik olacaktır. Putin-Aliyev görüşmesinin Karabağ sorununun çözümüne karşı Bakü’nün Moskova odaklı dış politika izlemesi yakın gelecekte beklenemez. Dış politikasını “çok yönlülük” konsepti temelinde sürdüren Azerbaycan, ne Moskova’yı Batı’ya, ne de Batı’yı Moskova’ya radikal şekilde tercih edecektir. İki ülke arasında 4 milyar dolar değerinde ticari hacmi artmaya devam ederken, önemli miktarda Rusya’dan silah alımı gerçekleştiren Bakü, ordusunun modernizasyonu konusunda Türkiye, İsrail ve ABD ile işbirliğini de devam ettirecektir. Rusya’nın Kafkasya politikası açısından Putin’in ziyareti iki ülkenin sınır güvenliği ve Rusya’nın Kuzey Kafkasya bölgelerinin iç güvenliği açısından da olumlu bir gelişme olmuştur.

 


[1]Vzglyad Gazetesi, http://www.vz.ru/news/2013/8/13/645493.html, (13.08.2013).

[2]Dmitriy Veroturov,  “Putin Mojet Predlojit Aliyevu…” http://minval.az/news/14455 (13.08.2013).

[3]Natig Cafarli, “Putin Otpravlyaetsya v Baku Delat Stavku”, http://www.svoboda.org/content/article/25071088.html (13.08.2013).

[4]Natig Cafarli, “Putin Otpravlyaetsya v Baku Delat Stavku”, http://www.svoboda.org/content/article/25071088.html (13.08.2013).

 

[5]Valeriy Korovin, “Rossiya Vsovraşayetsya na Yuknıy Kavkaz” http://minval.az/news/15896/ (13.08.2013).

[6]Aleksandr Dugin,  “Do Vizita Putina Nujno Deportirovat Vseh Nenujnıh İsrailtyan iz Baku”, http://www.evrazia.info/article/4671 (13.08.2013)