< < Rus Tankları Doğu Ukrayna’da, Şeytan İşbaşında
 Bu sayfayı yazdır

Rus Tankları Doğu Ukrayna’da, Şeytan İşbaşında

Yazan  23 Şubat 2022

Sonunda beklenen oldu. Hem Rusya bu defa bir referandum bile olmaksızın Donbass’ta Rus nüfusu fazla olan Donetsk ve Luhansk bölgelerinin bağımsızlığını tanıdı ve Rus tankları 2014 yılından sonra tekrar bölgeye girdi.

Üstelik bu defa çıkmamak üzere.  Bu Doğu Avrupa ve özellikle Baltık bölgesinin eski Sovyetler Birliği üyeleri için korkulu bir rüya. NATO ve dünya için ise bilinen, zaten hazırlıklı olunması gereken, ama pek çok etki ve sonuç yaratabilecek bir sorun.

Putin Dünyayı İki Dudağının Arasına Kilitledi

Putin uzun uzun tarih anlattı. Bir anlamda aslında kendisinin de vaktiyle bir ürünü ve parçası olduğu Bolşevik tercihleri kınadı. Sovyet Ukrayna’ya neden özgürlük verilmişti? Verilen sözler neden tutulmamıştı? Neden Doğu Ukrayna yoksunlukların kucağına ve Ukrayna oligarklarının acımasız pençelerine bırakılmıştı? Neden Minsk protokolüne uyulmamış[1] ve bölgeye bir tür özerklik verilmemişti?Bu sorularla Putin Doğu Ukrayna’da uygulanan politikalarla, Kiev yönetiminin ayrılıkçı hevesleri tetikleyen taraf olduğunu iddia etti. Ama asıl Kievan Rus, yani “Rus Toprağı” tarihi iddiasına sıkça vurguda bulundu. Evet, Kievan Rus, Rusya ve Putin için tarihi- kültürel miras. Putin belli ki, içine doğup büyüdüğü Sovyet düzeninden çok romantik Rus faşistlerinin,  ta 9. Yüzyıla dayandırdıkları iddialara itibar ediyor. Tarihteki “Volga ticareti” nin siyasi kimlik kazandırdığı “Varşova Paktı” nı da sanki özlüyor.Asıl ürküntü veren şey Putin’in yeni hamlesi ile AB ve NATO’ya karşı yeni bir ittifak oluşturma hevesi.Önce Ukrayna’nın Doğusu, sonra Batısı, şimdi AB üyesi olan tüm Baltık devletleri, Belarus ve Moldavya’yı kapsayan bir tasarruf bu. Açıkçası Kuzey yarımküre bahara dönerken, bir “Ukrayna ve Baltık Baharı” ihtimali NATO için, Batı Avrupa için, ABD için büyük bir sorun.

“ Kendi Düşen Ağlamaz” demek Kolay Değil. Ama…

Ukrayna 1991 de bir referandum ile bağımsız olduğunda, bu ülkenin tüm bölgelerinde istenmişti. Ama Batı Ukrayna’da bu tercih nerede ise yüzde 95-100 oranındayken, ülkenin Doğu’sunda bu tercih daha düşük bir oranda kalmıştı. Hele Kırım için bağımsızlık talebi sadece geçerli oyların yüzde 54'ü düzeyindeydi. Şimdi aradan geçen yıllar boyunca, kendi içlerinde sağlayamadıkları ahenk, önü alınamayan yolsuzluklar, imkânların bölgesel dağılımındaki eşitsizlikler, Rusya ile çekişme içinde geçen yıllar ve akim kalan renkli devrim girişimleri, Ukrayna’yı etnik farklılıkların ve tarihi hayallerin pençesine düşürmüştü.Kabul edelim ki 2014 yılında Kırım’ın Rusya’ya katılma kararı, dünyada kısa süren bir infial ile uzun süren bir ekonomik yaptırım süreci başlatsa bile, bundan asıl zararın daha fazla Rusya’nın yaptırımlarına muhatap olan Almanya ve Fransa’da yaşanması, Kırım’ı unutturmasa bile, sorun olarak dondurdu.

Zaten 2014 de Kırım Rusya’ya katıldıktan sonra Doğu Ukrayna’daki ayrılıkçı hareketlilik arttı. Bu ise Kırım’ın Rusya’ya karadan da bağlanması için Rusya tarafından iyi kullanıldı.Ama eğer Kırım’ı karadan Rusya’ya bağlamak asıl amaçsa, o zaman, Don Nehrinin Doğu’sunda kalan Zaphorizhya’nın da Rusya’ya geçmesi gerekir ki, bu Ukrayna’nın Don Nehrinden öteye toprağının kalmaması demek. Şimdi artık risk ve tehlike bu. Dünya buna hazır olmalı.İki bölgeye giren Rus askerleri ve tankları ise artık hiçbir şekilde oradan çıkmayacaktır. Donetz ve Luhansk’ın bağımsızlığının Rusya tarafından tanınması kararını, Suriye hemen izledi. Şam yönetimi kendi ülkesinin toprak bütünlüğü konusunda Rusya’dan bir güvence aldı mı? Ama Suriye’nin peşinden başta Belarus olmak üzere üç, dört ülke daha gelebilir. En çok merak ettiğim Sırbistan’ın ne yapacağı.

Bir Başka Çilekeş Halk üzerinden yapılan Algı Yönetimi

Doğu Ukrayna’nın çilekeş bir halkı olduğu kesin.  Donetz, Luhansk ve bölgedeki başka bazı yerlerde, insanlar yarı aç, yarı tok, barınaktan ve makul sağlık hizmetlerinden yoksun yaşadığı biliniyordu. Dünya uzaktan, Ukrayna ve Rusya yakından, uluslararası gözlemciler, nüfuz edebildikleri nispette, bölgeden izliyordu. AGİT(OSCE) gibi soruna sahip çıkmaya çalışan kuruluşlar ise, insan hakları ihlalleri ve can kayıplarının çetelesini tutmaktan ve raporlamaktan öte fazla bir şey yapamıyordu. Gün be gün, 487 km lik, Donetz-Mariopol hattında nice insan ölüyordu.   Ateşkes hattının etrafındaki mayın tarlaları, en fazla çocuklarının canını yakıyor, binlerce çocuk ve genç yaşamlarının baharında dünyadan göçüp gidiyordu. Nitekim iki gün önce sınır boyunda yaşanan ölümleri Kremlin mayın patlamasından diye açıkladı.

Öte yandan Stansia-Lugansk geçidini, dün gece Putin’in ağzına bakan haber ajansları ile başta Biden ve Macron olmak üzere dünya liderleri acaba bildi mi? Bilseler bile Seversky Donetz nehri kıyısında bulunan Luhansk’da sekiz yıldır çekilen çileyi umursadılar mı? Don Kazak’larının kadim yerleşimi, neden ve nasıl çatışmaların kalbi, ayrılıkçılığın beyni haline geldi gördüler mi? Neden Batı Avrupa, NATO, AB ve ABD AGİT raporlarına kayıtsız kaldı? Her gün 20.000-25.000 civarında insanın, karda, kışta, yayan bir şekilde, yarı aç, yarı tok, üstte başta yok, Stansia-Luhansk geçidinden,kontrol noktalarında saatlerce bekletilerek geçtiği biliniyordu. İş için, aş için, yaşam savaşı için yapılan bu günlük geçişlerin nasıl bir kin ve nefret birikimi yarattığını bölgenin çocuğu Zelenski neden fark etmedi?Neden Batı’ya sürekli Rusya’yı şikâyet eder, NATO’dan aman dilerken, kendi ülkesinin kadim halkına kulaklarını tıkadı?Bölgede 2014 den bu yana en az iki milyon insan yerinden yurdundan oldu. Evini, barkını, canını kaybetti. Bunu neden dünya fark etmedi? Neden, bu bölgeye Afganistan, Suriye, Libya ve Rohinya’lara baktığı kadar bakmadı? Açıkçası Dünya ve Kiev, Doğu Ukrayna konusunda sınıfta kaldı. Rusya ise bir algıyı iyi yönetti. Şimdi ilk amacı olan Doğu Ukrayna’yı tamamen Rusya’ya bağlamak için uygun zamanı kolluyor.

Şeytanlaştırılan Putin ve Ayrıntıdaki Şeytan

Şeytan ayrıntıda gizli ya! Şimdi bağımsızlık kazanan iki bölgedeki halkın, Rusya korumasında ivedilikle rahatlaması önemli. Donetz ve Luhansk’da bulunan yerleşim yerlerine, oralarda yaşayan insanlara, barış, güvenlik, aş ve iş gerek. Bölgeye barış ve huzur gelmesi için önce bir siyasi, bir de ekonomik irade gerek.Rusya gücünü dallanıp budaklandırma ve eski Rus toprakları üzerinde egemenliğini pekiştirme peşinde olduğunu inkâr etmiyor. Ama sırtından iyi bir algı yönetimi yaptığı halkın yaşam standartlarını yükseltmek zorunda. Bakalım bölgede bir yeniden yapılanma başlatacak mı? Bu faaliyetlere hangi ülkeler veya şirketler ortak edilir? Batı yaptırımlarının ağırlaşarak devreye girdiği şu sıralarda, gözünü kar bürümüş Türk inşaat firmaları bu işten biraz uzak dursunlar derim. Bu Rusya için olduğu kadar, iki arada kalan Türkiye ve Türk firmaları için de sınav. 

[1]Hatırlanacağı gibi Mayıs 2014 de Doğu Ukrayna’da da bir referandum yapıldı. Ama bunun meşruiyet zeminin tartışılır olması, buradaki süreci tavsattı. Ama bu bölgeye verilecek bir çeşit muhtariyet, adil demokratik seçimler(2018 de yapılması planlanmıştı), azgelişmiş Doğu Ukrayna’nın kalkındırılması ve oradaki insanlık dramının ivedilikle sona erdirilmesi, Minsk sözleşmesinin 12 maddesinin, belkemiğini oluşturmuştu. Ama verilen sözlere rağmen Kiev buna uymadı veya sonucu tahmin edildiği için uyamadı.

Prof. Dr. Sema Kalaycıoğlu

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Misafir Yazar