×

Uyarı

JUser: :_load: Unable to load user with ID: 116

 Bu sayfayı yazdır

Darbenin Çocukları

Yazan  25 Temmuz 2008
NADİM MACİT - Darbenin çocukları darbeye karşı! Demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü ve özgürlük narası atıyorlar. Ülkemizin geleceği için son derece sevindirici bir gelişme! Ancak 12 Eylül 1980 darbesini hatırla, bu çevrenin basında temalaştı

12 Eylül, Niğbolu Zaferi kadar önemlidir. Bu sözle hem o zamanki darbecilere gönderme yapılıyor hem de kargaşayı aşmanın çözüm yolu olarak darbe gösteriliyor. Adeta kutsanıyor. Ne yazık ki ülkemizde darbe/basın/siyaset ilişkisi "istismarın ve yalakalığın" en kaba ve biçimsiz örnekleriyle doludur.

Soğuk-Savaş'ın değişen dengeleme stratejisine bağlı olarak ülkemizde "sağ-sol cepheleşmesi" tasfiye edildi. Darbenin şemsiyesi altına alınan kutsal çocuklar, göstermelik bir-iki olayla dışarıda tutuldu. Korundu ve beslendi. Meydan, darbenin kutsal çocuklarına bırakıldı. Onlar halkalarını genişletmek için her yerde, hatta hapishanelerde bile avcılığa çıktılar. Herkes korku içinde kendi dünyasına çekilirken onlar güvenin mekânı ve adresi olarak sunuldular. Mağduriyetlerin yoğun olarak yaşandığı bu süreçte darbenin kutsal çocukları demokrasi ve insan hakları demediler. Ağızlarına bile almadılar. Hatta darbecileri övdüler. İhtilal sonrası dönemde darbenin kutsal çocukları bürokratik ve ekonomik alanda genişlediler. Söz konusu tasfiye ve meydanın "kutsal çocuklara" bırakılması kuruluş felsefemizin kırılmaya uğradığı ilk aşamadır. Çünkü sadece resmi değil, gayriresmi alanlarda bile örgütlenen bu çevrenin faaliyetleri bizzat iktidarlar tarafından desteklendi. Darbenin çocukları küçüktü, ufacıktı. Fakat bu süreçte büyüdüler, azmanlaştılar. Hatta ihale götürmede, komplo teorileri geliştirmede uzmanlaştılar. Sonuçta darbenin çocukları: "Azim, Azman ve Uzman" bir güç oldu. Şimdi kol gösteriyor! Yetmezse, diz gösteriyor! Eğer böyle giderse Emevi dedeleri gibi muhalifleri "tuza gömmenin" dijital sistemini üretecek.

Darbenin çocukları darbeye karşı! Çünkü sele verilecek başka kimse kalmadı. Selin kendilerini götüreceğini de düşünmüyorlar. Hayallerini bile haramdan koruduklarını söyleyerek ince Müslümanlık gösterisinde bulunan kutsal çocukların! en iyi bildiği şey: Para ve iktidardır. Böyle olmasına karşın yargıya saldırıyor, TSK'ya meydan okuyor. Fişliyor. Komplo üretiyor, servis yapıyor ve işleme sokuyor. Yetmiyor, yıllardır teröre karşı mücadele veren insanları darbeci gösteriyor. Bütün değer içerikli kavramları ardı ardına sıralıyor. Muhtemel bir darbe olursa, Tank'ın üzerine çıkacağını haykırıyor. Neden? Çünkü değişen dünya dengeleri ve toplumsal şartlar darbe ihtimalini ortadan kaldırdı. Bunu çok iyi biliyorlar, bir. Komuta kademesi bütün saldırılara ve iftiralara karşın demokrasiden ve özgürlükten yana, bu iki. Türkiye'de herkes mücadelesini demokrasi içinde vermek istiyor bu üç. Peki, "darbe karşıtı" çığırtkanlık yapmanın anlamı ne? Fikri kodları esas alınırsa verilen mesaj şu: Güç dengeleri değişti, artık darbeyi biz yaparız!

Darbenin çocukları şirretlik yapıyor. Özenle büyütülen ve dış güçlerle buluşturulan darbenin çocukları, pervasız ve çılgın! Dış destek o kadar açığa çıktı ki siyasi iktidar, kapatma davasıyla ilgili olarak AB'nin 27 ülkesinin koordineli bir şekilde tepki göstermesini talep ediyor. Oysa ne gerek var, onlar zaten bu işin tam göbeğindeler. Evet, sözleri silah gibi kullanmalarının arkasında yatan gerçek budur. Türkiye'nin dış güçler tarafından yeni bir operasyona tabi tutulduğunu, bu iş için de kendilerinin seçildiğini biliyorlar. Bunun içindir ki bir olay hakkında yaptıkları tanım: ABD'nin çıkarına uygun mudur, değil midir, sorusuna verdikleri cevapla bağlantılıdır. Demek ki ülkemiz bir operasyondan geçiriliyor. Diğer bir deyişle yeni bir kırılma yaşıyor.

Darbenin kutsal çocukları, gerçekten darbe ihtimalini düşünse, anında, yön değiştirir ve şöyle demeye başlarlar: Sen güçsün, gücün dümeninde yer almak dinin, imanın ve siyasi basiretin gereğidir. Evet, bu kadar kıvraktır takiye düzenbazlığı! Hiç kuşkunuz olmasın ki bunların dilinde demokrasi, özgürlük, hukukun üstünlüğü ve insan hakları yıkım faaliyetinin araçlarıdır. Haçlı emperyalizminin tezgâhtarlığını yapanları "demokrat" diye adlandırmak ancak bir şeyler koparma peşinde olan tufeylinin rüşveti olabilir.