NATO'NUN GELECEKTEKİ ETKİNLİĞİ
 Bu sayfayı yazdır

NATO'NUN GELECEKTEKİ ETKİNLİĞİ

Yazan  11 Şubat 2009
Dünyayı yeni bir gelecek bekliyor ve bu gelecek, ümit edildiği gibi "barış ve güvenli" olmaktan uzak, silah ve barut kokularına emanet olacağı gibi gözüküyor.

Varşova Paktı`nın Temmuz 1991'de feshedilmesi ile o zaman ki Dünya, derin bir "Oh!.." çekmiş, yeni bin yıla huzur içinde girmenin hazırlığını yapmaya başlamıştı. Çünkü, o güne kadar her iki kutbun elinde bulunan ve nerede olduğunu kimsenin bilmediği nükleer silahların, çılgın bir kararla kullanılması tehtidini altmışlı yıllardan beri ensemizde hissediyorduk.

Ancak Varşova Paktı`nın fesedilmesi dünya ya barış getirmekten uzaklaştırarak, güç dengelerinin bozulmasına, tehdit tanımının değişmesine, dünyanın daha güvensiz olmasına yol açmıştı.

ABD, NATO gücünü, 5. maddeyi bahane ederek kendi çıkarları doğrultusunda kullanmaya "Dünya`ya huzur ve güven" getirmek iddiasıyala ortaya çıkıp, başarısız olmuştu.

Irak`ta bir milyondan fazla insanın ölmesine ve milyonlarcasının da yaralanmasına, Afganistan`da yedi yıldır devam eden iç savaş sonucunda radikal güçlerin tekrar güçlenmesine, Somali`de korsanlık faaliyetlerinin her geçen gün daha fazla artmasını, neden olunmuştu.

Ağustos 2008`deki Gürcistan bunalımı ile bölgede, ABD`nin dolayısıyla NATO`nun etkinliğinin azaldığı açıkça gözükmektedir.

Avrupa, NATO gibi büyük bir silahlı gücü desteklemek yerine, kendi güvenliklerini tehtid eden sorunlara karşı bölgesel bir güç oluşturma düşüncesini yüksek sesle dile getirmeye başladı.

NATO`ya yeni katılan ve katılması düşünülen ülkelerin (Ukrayna, Gürcistan) başlı başına sorun olarak görülmesi, diğer NATO ülkelerinde fikir ayrılıklarına neden olmaya başlamıştı.

Bütün bu olan biteni sessizce izleyen Putin önderliğinde Rusya, geçen 17 yılda ekonomik dengelerini ve idari yapısını güçlendirerek Asyà ve Avrupa`da kaybettiği etkinliğini tekrar kazanmaya başlamıştı. Elindeki enerji kartınıda etki olarak kullanarak artık ABD`nin yürütmeye çalıştığı "Tek Kutuplu" hegomanyayı yıkma sinyalleri veriyordu.

Önce, Vladimir Putin Hindistan`a yaptığı ziyarette, Rusya-Çin-Hindistan ekseninde bir oluşum gerçekleştirme çağrısında bulunmuş.

Sonra da, 10 Şubat 2007 tarihinde 43. Münih Güvenlik Konferansında yaptığı konuşmada "Tek Kutuplu Sistemin" bittiğini resmen ilan etmişti.

Bugünlerde ise ABD`nin tek kutuplu nüfuzunu kıran Rusya, 6 eski Sovyet ülkesiyle dış tehditlere karşı ortak silahlı güç kurma toplantıları yapmaktadır.

Şubat ayının başında Rusya, Ermenistan, Belarus, Kazakistan, Özbekistan, Tacikistan ve Kırgızistan liderleri, 'hariçten gelecek tehditlere' karşı Rusya'da konuşlanacak ortak silahlı güç kurmak için anlaşma imzaladılar.

Özellikle, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack Obama, yeni stratejilerle dünyadaki etkisini artırmayı planlarken, Rusya'dan gelen dengeleri değiştiren adımlar herşeyi alt üst etti. ABD`nin özellikle Orta Asya, Orta Doğu ve Kafkasya'da ki nüfuzunu kırmayı hedefleyen Rusya`nın çevresiyle safları sıklaştırarak, zengin enerji kaynakları ve büyük bir stratejik öneme sahip Orta Asya ve Hazar bölgesinde Amerika ve Çin'le yaşadığı 'güç savaşı'nda öne geçmiş gibi gözüküyor.

Kurulacak bu ortak gücün, NATO`nun yoğun olarak kullandığı Kırgızıstan'daki Manas Üssüne yerlerşmesi ve Manas'taki Amerikan askerlerinin tahliye edilmesi, Soğuk Savaş sonrası bölgede başlayan nüfuz savaşında Rusya adına kazanılmış tarihi bir zafer olarak görülmektedir.

Dünya, kabuk değiştiriyor ve gelecete farklı bir güç tanımı ile karşı karşıya kalacağı muhakkaktır.

NATO, bundan sonraki dönemde yeniden yapılanmak için gerekli girişimlerde bulunmalı, bölgede ki etkinliğini artırmak için gerekli önlemlerini almalıdır.