"ANADOLU BİRLEŞİK DEVLETLERİ"


"ANADOLU BİRLEŞİK DEVLETLERİ"

Yazan  26 Mart 2009
Anadolu Birliği Derneği ile Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nin hazırladığı projenin yönetmeni Ali Sürmeli aynen şunları söylüyor:

"Artık tek vatan, tek yürek, tek bayrak gibi kavramları geçelim... Çünkü ben çoğulculuktan yanayım. Benim arabamın plakası bile 34 ABD 13. İstanbul'da polis beni çevirip 'Bu ne plaka'diye sorduğunda verdiğim cevap Anadolu Birleşik Devletleri'nin plakası oldu. ABD kurucularının ise 13'üncü temsilcisiyim. Anadolu Birleşik Devleti kuralım. Biz Osmanlı torunlarıyız. Padişah torunlarıyız. Büyük düşünmeliyiz. Şu Osmanlı'nın torunları biraz daha ufuklara doğru baksa ve biraz daha kucaklayıcı olsa daha mutlu olurum" (22 Mart 2009. Hürriyet Gazetesi).

Bu sözler, bilinen bir zihniyeti açık bir biçimde ortaya koyması bakımından önemlidir. "Büyük Osmanlı" denilen proje de budur. Türkiye'yi mozaik mozaik, etnik etnik, mezhep mezhep, bölge bölge ayrı ayrı yönetimleri olan küçük devletçiklere ayırmak amaçtır. Sonra da bu devletleri birleştirerek sözde bir Anadolu Birleşik Devletleri meydana getirilecektir. İşte bu ayırmaya, bölmeye, parçalamaya, halkı birbirine karşı düşman etmeye de "çoğulculuk" demektedirler.

Atatürk'ün kurduğu bir ülkeyi bir başka ülkede temsil eden bir büyükelçinin "Atatürk'ü geçelim" sözleri de geçtiğimiz günlerde basına düşmüştü. Anlaşılan sıra "tek vatan, tek yürek, tek bayrak" gibi kavramlara geldi, onları da geçersek iyice demokrat olup çıkacağız demektir. Bu zihniyetin kimlere ait olduğunu Türkiye'de bilmeyen yoktur.

Tek vatan, tek yürek ve tek bayrak kavramlarının birilerine dokunduğu doğrudur. Çünkü vatanın birliği ve milletin bütünlüğü, Türkiye'yi bölgede söz sahibi yapan en büyük kazanımdır. Küçük küçük, parça parça, bölge bölge ayrılmış bir "Anadolu Birleşik Devletleri" nin etkinliği ancak "Birleşik Arap Emirlikleri" etkinliği kadar olabilir. Bu durum Anadolu'yu küresel güçlerin kontrolü altına sokmak için şarttır. Türkiye'nin küresel güçler tarafından yutulması ve müstemlekeleştirilmesi tek vatan, tek bayrak ve tek devletli yapısı devam ettiği sürece mümkün değildir.

"Osmanlı torunları biraz daha ufuklara baksa..." diye başlayan cümleleri kuranlar Osmanlı'dan ve onun nasıl var olduğundan haberi olmayanlardır. Nitekim Osmanlı, Anadolu'nun aşiret aşiret, bey bey ayrılmış olan yönetimlerine son vererek Osmanlı olabilmiştir. Osmanlı, Anadolu'da kurulan birliğin adı olmuştur. Ayrılığın değil...

Bilindiği gibi Anadolu'da beyliklere ait devletler Moğol işgali sırasında kurulmuştur. Moğollar, Anadolu'da denetimi ele geçirdiğinde uç beylikleri, önce İlhanlılara bağlı, sonra bağımsız devletlere dönüştürmüşlerdir. Bu proje düşman projesi olarak yürürlüğe sokulmuştur. Bu beyliklerden biri olan Osmanlı Beyliği, zamanla bütün öbür beyliklerin topraklarını ele geçirerek Anadolu'nun birliğini sağlamıştır. Osmanlı Devleti'nin bir güç haline gelmesi de ancak Anadolu'daki birliği ve bütünlüğü sağladıktan sonra mümkün olmuştur. Anadolu, beylikler döneminde paramparçaydı.

Türkiye'deki Türk hâkimiyetine karşı olan işgalci güçler tarih boyunca bütün gayretlerini Anadolu'da kurulmuş olan bu birliği yıkmaya hasretmişlerdir. Önce Mondros, sonra da Sevr ile amaçlanan da bu olmuştur. Günümüz BOP'unun amacı da budur.

Türkiye'nin küresel güçler tarafından kontrol edilebilecek küçüklükte devletlere ayrılması, sömürgeci güçlerin temel hedefidir. Bu nedenle Türkiye'yi kontrol edilebilecek devletçiklere ayırmak istemektedirler. Bunu da demokrasi, çoğulculuk, insan hakları kavramlarıyla maskelemektedirler. "Osmanlı torunuyuz" diyerek tek vatan kavramından vazgeçilmesini savunanlar, en hafif tabiriyle düşman emellerine hizmet etmektedir.

Özcan Yeniçeri

1954 yılında Gümüşhane'nin Şiran ilçesinde doğdu. İlk ve orta tahsilini Gümüşhane'de, yüksek tahsilini Ankara'da tamamladı. 1987 yılında Uludağ üniversitesi Sosyal Bilimler Ensti-tüsü'nde Yüksek Lisansını tamamladı. 1991 yılında ise Erciyes üni-versitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde Yönetim Organizasyon dalında “örgütlerde çatışma ve Yabancılaşmanın önlenmesinde Yönetime Katılmanın Rolü” adlı tezinin kabul edilmesiyle de doktor unvanını aldı.

1998 yılında doçent, 2004 yılında da profesör oldu.

Prof.Dr. özcan Yeniçeri, Niğde üniversitesi'nde çeşitli aralıklarla Kamu Yönetimi Bölüm Başkanlığı, Meslek Yüksek Okulu Mü-dürlüğü, Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü yaptı.

1999 yılında Kazakistan'daki Ahmet Yesevi üniversitesi'nde görev aldı. Bu üniversitede “Uluslararası İlişkiler Bölümü”nü kurdu ve bir yıl süreyle de başkanlığını yaptı. 2004 yılında AYSAM (Ahmet Yesevi Stratejik Araştırmalar Merkezi) Başkanlığına getirildi. İki yıl bu görevi yapmış olup halen Niğde üniversitesi'ndeki görevine de-vam etmektedir.

Prof. Dr. özcan Yeniçeri'nin yazdığı eserlerden bazıları şunlardır: Yeniden Türkleşmek, örgütsel Değişmenin Yönetimi, Küre-selleşme Karşısında Milliyetçilik ve Kimlik, Küresel Kıskaç ve Türkçülük, Bilgi Yönetim Stratejileri ve Girişimcilik, Dokunanlar, İtirazlar, Bugünden Yarına Türk Dünyasına Stratejik Bakış, Yönetimde Yeni Yaklaşımlar. ölüler Nefes Almaz (Roman), örgütlerde çatışma ve Yabancılaşma Yönetimi

Prof. Dr. özcan Yeniçeri, 2003 yılı “Prof. Dr. Osman Turan Kültür Araştırmaları” ödülünü almıştır.

Prof. Dr. özcan Yeniçeri, Ortadoğu, Ayyıldız, Millet, Hergün ve Siyaset Ekseni gazetelerinde çeşitli aralıklarla köşe yazarlığı yapmıştır. Halen Yeniçağ Gazetesi'nde köşe yazarlığına devam etmektedir.

Prof. Dr. özcan Yeniçeri, 12 Haziran 2011 Genel Seçimleri ile Milliyetçi Hareket Partisi Ankara milletvekili olmuştur. Ankara Milletvekili Yeniçeri aynı zamanda TBMM Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Komisyonu üyesidir.

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

  II.Mahmut, Vakay-ı Hayriye adıyla, Aksaray-Et Meydanı’ndaki yeniçeri kışlaları top ateşine tutularak 6.000'den fazla yeniçeri öldürülmüş ve isyana katılan yobaz takımı tutuklanmıştır. Askeri kuvveti çok zayıflayan Osmanlı’nın Donanması 1827’de Navarin’de sonra Sinop Limanında yakılınca Osmanlını...

Error: No articles to display