Bu sayfayı yazdır

Bu Ne Biçim Üniversite

Boğaziçi Üniversitesi çok uzun bir süre Türkiye’nin en seçkin üniversitelerinden birisi olarak tanındı.

Gerçi temelinde gayri millilik üniversitenin Türkiye'nin milli meseleleri açısından önemli ve milli bir etkinlik göstermesini engelledi ancak bu üniversite en azından piyasa ekonomisi koşulları içinde başarılı ve üst düzey bir eğitim vermekle tanındı. Ancak Boğaziçi Üniversitesinde bugün rektör olan hanımın Prof Dr. Ayşe Soysal'ın göreve başlamasından sonra Boğaziçi Üniversitesi eğitim kalitesi ile değil, gayri milli olmanın ötesinde Türkiye-karşıtı ve hatta Türkiye düşmanı faaliyetlerle gündeme gelmeye başladı.

Boğaziçi Üniversitesi, Bilgi Üniversitesi ve Sabancı Üniversitesi ile birlikte Soros'un Açık Toplum Enstitüsü Türkiye direktörü Hakan Altınay'ın açıklamasına göre Soros tarafından desteklenen üç üniversiteden birisidir. Sabancı üniversitesinde yaptığı konuşmada "Türkiye'nin en iyi iharaç malı ordusudur" diyen Soros'a göre bu üç üniversite Türkiye'de "değişim ve reformda çok iş" yapacaklardır.

Önce kapılarını sözde fikir hürriyeti adı altında Ermenici lobinin propaganda ayini için açtı. Bu öyle bir toplantı idi ki, yükselen büyük toplumsal tepkiden sonra toplantının iptal edilmesi üzerine düzenleyici komite "toplantının amacı hâsıl olmuştur" diye açıklama yaparak, dünya tarihinin yapılmadan sonuç alan "ilk bilimsel toplantısını" düzenlediklerini itiraf ettiler. Aslında söz konusu olan bir bilimsel toplantı değil, apaçık bir psikolojik savaş operasyonu idi.

Boğaziçi Üniversitesi yönetimi bundan ders almadığı gibi saldırgan, marjinal ve yıkıcı çizgisini izlemeyi sürdürdü. Toplumsal vicdanda açtığı yarayı kendisine verilen Nobel ödülü ile bile örtemeyen Orhan Pamuk adlı zata verilen doktora unvanı Boğaziçi Üniversitesinin tarihine onurlu bir adım olarak geçmedi.

Bunu son olarak üniversitede yapılan bir sunumda oynanan rezalet izledi. Hürriyet gazetesi gibi liberal bir gazeteyi kızdıran bu gösteride "modernize edilmiş peşmerge" kıyafetli "sanatçı öğrenciler" Boğaziçi Üniversitesi yönetiminin soruşturmaya gerek görmediği bir "Nevruz eylemi" ortaya koymuşlar. Eğer Boğaziçi Üniversitesinde herhangi bir soruşturma yapılacak ise bu soruşturmanın önce rektör ve diğer yönetim organlarından başlaması gerekir.

Türkiye'de hiçbir üniversite özellikle de bir devlet üniversitesi bu tür rezaletlere ve milli değerlere ve menfaatlere saldırılara kapılarını açamaz. Türk halkının verdiği vergilerle maaşlarını alanlar, Türk halkına saldıranlarla işbirliği yapamazlar. Prof. Dr. Ayşe Soysal Sorosçu Açık Toplum Enstitüsü'nün danışma kurulu üyesidir. Bu görevi ile rektörlük görevini beraber yürütmesi Türkiye'ye zarar vermektedir. YÖK, Ayşe Soysal'ı görevden almalıdır.

Son ekleyen 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Editörü