Bu sayfayı yazdır

Çözümcüler neyi çözüyorlar?

Yazan  25 Ağustos 2009
Türkiye’de medya, iktidar ve bölücü mihraklar el ele vermiş amansız bir psikolojik savaş sürdürmektedir. Bu üçlü bu bağlamda Türkiye’nin birliği, bütünlüğü ile milli devletin varlığını savunanları entelektüel linçe tabi tutmaktadır.

Onlara göre iktidarın Kıbrıs politikasını, AB ile ilişkileri yürütme biçimini, Barzani yönetimiyle ilişkilerini eleştirenler demokrat değildir. "Kürt açılımını" desteklemeyenler ise "kan ve gözyaşının dinmesini istemeyenler" dir.

Türkiye'nin aleyhine olanı destekleyenler!

Çözümcü ekip bu yolla hepsi de Türkiye aleyhine gelişen süreçlerde önemli yol kat etmişlerdir. Bunlar, Kıbrıs'ta "çözümsüzlük çözüm değildir" söylemiyle günah keçisi ilan edilen Denktaş'ı iktidardan indirmişler. "Yes Be Annem"cileri Kıbrıs'ta iktidara getirmişlerdir. Türkiye'de de "Ya AB ya Ölüm" zihniyetiyle hareket ederek tek yanlı olarak AB'ye tam bağımlı bir Türkiye meydana getirmişlerdir. Ermenistan ile ilişkileri "Ermenilerden özür dileme" kampanyasıyla sözde düzeltmişlerdir. Kuzey Irak'ta Barzani'den ihale koparan ekiplerle birlikte Kuzey Irak politikasını belirlemişlerdir. Gelinen aşamada ise "Kürt Açılımı"nı "demokratik açılım" olarak niteleyip demokrasiyi kurtarma işine giriştiler!

Bütün bu olan biten orta yerde dururken Cengiz Çandar, toptancı bir yaklaşımla bütün olumlu sıfatları iktidardan ve Barzani'den nemalanan kesime mal eden bir yazı kaleme almıştır. O, ilişkiler arasındaki akrabalığa dikkat çekerek şöyle yazmıştır: "Annan Planı'nı kabul, Kıbrıs'ta çözüm için çaba harcamak, Avrupa Birliği üyeliği, demokrasi... Bütün bunlar nasıl ve ne kadar "akraba" ise, Annan Planı'na karşı çıkmak, Kıbrıs'ta "çözümsüzlük en iyi çözümdür" çizgisine sarılmak, Türkiye'nin AB yolunu kesmek, bunlardan yana olanları "vatan haini" diye damgalamak, siyasi suikastlar, karışıklık çıkartmak, demokrasiye değil darbeye öncelik vermek... Bunlar da birbirleriyle yakından akrabadırlar".

Bu paragraf psikolojik harekâtın boyutlarını ve niteliğini göstermesi bakımından önemlidir. Annan Planı'nı kabul etmek ile demokrasi arasında ilişki kuran bu zihniyet sorunludur. Bu hastalıklı zihniyete göre Türkiye'nin çıkarlarını Annan Planında görmeyen bir kişi aynı zamanda demokrat da değildir.

Çözüm/yıkım ekibine sorular

Çözüm/yıkım ekibi dürüst ise şu soruları cevaplandırmak zorundadır. Bu ülkede çözümsüzlük yanlısı dedikleri taraflar yedi yıldır iktidarda değildir. Çözüm taraftarları bu süreçte hangi sorunları çözmüştür? AB'ye tam üyeliği ileri bir aşamaya mı taşıdılar? Kıbrıs'ta onca tavize ve alttan almaya karşın çözüme mi ulaştılar? Ermenistan ile hangi sorunu hal yoluna koydular? Demokrasi konusunda hangi ilerlemeyi kaydettiler? Bu bağlamda Polis Akademisi'ndeki Çalıştay'da neden karşıt görüşlü kimse yoktu? Yoksa demokrasi yandaşlara söz hakkı tanımaktan ibaret bir süreç midir? Siyasi suikastı, karışıklık çıkaranları ve hatta darbeyi insan olan savunabilir mi? Birkaç psikopatın ya da ihtiraslı kimsenin tavrıyla samimi olarak Türkiye'nin çıkarlarını savunmak nasıl akraba ilan edilebilir? İmralı'daki terör organizatörü ve onun uzantılarıyla görüşmeye karşı çıkanlar ahmakça "kanın akmasından medet umanlar" olarak nasıl nitelendirilebilir? Demokrat olmanın yolu Filistin kamplarında eğitilmekten, Kandil'i ve İmralı'yı su yolu yapmaktan mı geçmektedir?

Özcan Yeniçeri

1954 yılında Gümüşhane'nin Şiran ilçesinde doğdu. İlk ve orta tahsilini Gümüşhane'de, yüksek tahsilini Ankara'da tamamladı. 1987 yılında Uludağ üniversitesi Sosyal Bilimler Ensti-tüsü'nde Yüksek Lisansını tamamladı. 1991 yılında ise Erciyes üni-versitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde Yönetim Organizasyon dalında “örgütlerde çatışma ve Yabancılaşmanın önlenmesinde Yönetime Katılmanın Rolü” adlı tezinin kabul edilmesiyle de doktor unvanını aldı.

1998 yılında doçent, 2004 yılında da profesör oldu.

Prof.Dr. özcan Yeniçeri, Niğde üniversitesi'nde çeşitli aralıklarla Kamu Yönetimi Bölüm Başkanlığı, Meslek Yüksek Okulu Mü-dürlüğü, Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü yaptı.

1999 yılında Kazakistan'daki Ahmet Yesevi üniversitesi'nde görev aldı. Bu üniversitede “Uluslararası İlişkiler Bölümü”nü kurdu ve bir yıl süreyle de başkanlığını yaptı. 2004 yılında AYSAM (Ahmet Yesevi Stratejik Araştırmalar Merkezi) Başkanlığına getirildi. İki yıl bu görevi yapmış olup halen Niğde üniversitesi'ndeki görevine de-vam etmektedir.

Prof. Dr. özcan Yeniçeri'nin yazdığı eserlerden bazıları şunlardır: Yeniden Türkleşmek, örgütsel Değişmenin Yönetimi, Küre-selleşme Karşısında Milliyetçilik ve Kimlik, Küresel Kıskaç ve Türkçülük, Bilgi Yönetim Stratejileri ve Girişimcilik, Dokunanlar, İtirazlar, Bugünden Yarına Türk Dünyasına Stratejik Bakış, Yönetimde Yeni Yaklaşımlar. ölüler Nefes Almaz (Roman), örgütlerde çatışma ve Yabancılaşma Yönetimi

Prof. Dr. özcan Yeniçeri, 2003 yılı “Prof. Dr. Osman Turan Kültür Araştırmaları” ödülünü almıştır.

Prof. Dr. özcan Yeniçeri, Ortadoğu, Ayyıldız, Millet, Hergün ve Siyaset Ekseni gazetelerinde çeşitli aralıklarla köşe yazarlığı yapmıştır. Halen Yeniçağ Gazetesi'nde köşe yazarlığına devam etmektedir.

Prof. Dr. özcan Yeniçeri, 12 Haziran 2011 Genel Seçimleri ile Milliyetçi Hareket Partisi Ankara milletvekili olmuştur. Ankara Milletvekili Yeniçeri aynı zamanda TBMM Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Komisyonu üyesidir.