Kabine değişikliği yetmez!

Yazan  04 Mayıs 2009
Türkiye, 2002 yılından bugüne aynı yöntemlerle yönetiliyor. Türkiye, yedi yıldır hemen hemen aynı isimleri, yüzleri ve konuşmaları dinliyor.

Heyecanı, duygusu, iddiası ve rekabeti olmayan kabineler birbirini peşi sıra iş başı yapıyor. Yorgun, yılgın ve dalgın bakanlar sürekli bakanlık koltuğuna oturuyor. AKP'nin düşüşe geçtiği görülen yerel seçimlerin ardından bu değişikliğin yapılması bir zorunluluktu. AKP'yi laiklik tartışmaları, yolsuzluk iddiaları, teğet geçmeyen kriz ve Rasmussen olayıyla Ermenistan sınırını açma girişimleri gibi uluslararası ilişkiler iyiden iyiye sarsmıştı. Bu olayların büyük artçı sarsıntılarının etkisi önümüzdeki günlerde giderek daha fazla görülecektir.

Nitekim "çözümsüzlük çözüm değildir" diyerek Kıbrıs'ta yaşanan "Yes be Annem" safsatasının bumerang etkisi Kıbrıs seçimleri sırasında görüldü. Ermenistan sınırının söylemde "Karabağsız açılmaz", eylemde ise "ön şartsız" açma girişimlerinin söylentisinin bile AKP iktidarını ne hale sokacağı önümüzdeki günlerde daha fazla görülecektir. Bu bağlamda Dışişleri'nde doğal bakan olarak çalışan Ahmet Davutoğlu'nun bakan olarak atanması çok başlılığı ortadan kaldırmış olacaktır. Bu atama elleri üzerinde duran Dışişleri'ni ayakları üzerine oturmasını sağlayacaktır.

Başbakanın, Bülent Arınç'ı kabineye almasını, yolsuzluk iddialarına karşı bir çeşit sigorta olarak düşündüğü anlaşılmaktadır. Saadet Partisi'ne karşı da Arınç önemli bir figürdür. Ancak Arınç'ın zaman zaman nükseden "Doğrucu Davut" tavrının sıkıntı yaratma ihtimali her zaman vardır.

Değişikliğin en çarpıcı olanı Milli Eğitim Bakanlığı'na bir kadının bakan olarak getirilmesidir. Bu ilgili çevrelere verilmiş ciddi bir mesajdır. Milli Eğitim'de kronik hale gelen laik ve anti laiklik eksenli tartışmalar Nimet Çubukçu'nun bakan olmasıyla giderek azalacaktır.

Ekonomi'nin duygusallık ve demagoji kaldırmadığını Başbakan ekonomi yönetimini yeniden yapılandırarak göstermiş olmaktadır. "Krizden daha az etkilendik. Teğet geçti" vb.. söylemler yerine krize karşı topyekün bir seferberlik ilan etmek şarttı. Parça parça alınan tedbirler biri yapar öbürü bozar türden sonuçları da olmaktadır. Ekonominin tek elden koordine edilecek şekilde yapılandırılması doğru atılmış bir adımdır.

Hükümetin kendi içinde çeşitli dengelerin var olduğu ve bunun da kabine değişikliğinde de belli ölçüde korunduğu gözlenmektedir. Cumhurbaşkanı Gül'ün zamanından bugüne devam eden bakan sayısı altıya düşmüş bulunmaktadır. Mersin, Kastamonu ve Antalya'da seçimi kaybeden bakanlar doğal olarak kabinedeki koltuklarını da kaybetmişlerdir. Başesgioğlu ve Tüzmen ile millici kanala açılan kapıyı da AKP artık kapatmıştır. Sola açılan kapı ise Ertuğrul Günay ile açık tutulmuştur.

Kabine revizyonu yeni bakanlardan yeni beklenti ve umut yaratması bakımından olumludur. Ancak kabinede hangi revizyon yapılırsa yapılsın AKP'nin girdiği düşüş ivmesinde yukarı doğru çevirecek bir sinerji yaratması zor görünmektedir. Bunun için iktidarın kabinesiyle birlikte zihniyetini de değiştirmesi gerekir. Zihniyet değişmesi ise zor iştir. Gömlek değiştirmeye benzemez!

Özcan Yeniçeri

1954 yılında Gümüşhane'nin Şiran ilçesinde doğdu. İlk ve orta tahsilini Gümüşhane'de, yüksek tahsilini Ankara'da tamamladı. 1987 yılında Uludağ üniversitesi Sosyal Bilimler Ensti-tüsü'nde Yüksek Lisansını tamamladı. 1991 yılında ise Erciyes üni-versitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde Yönetim Organizasyon dalında “örgütlerde çatışma ve Yabancılaşmanın önlenmesinde Yönetime Katılmanın Rolü” adlı tezinin kabul edilmesiyle de doktor unvanını aldı.

1998 yılında doçent, 2004 yılında da profesör oldu.

Prof.Dr. özcan Yeniçeri, Niğde üniversitesi'nde çeşitli aralıklarla Kamu Yönetimi Bölüm Başkanlığı, Meslek Yüksek Okulu Mü-dürlüğü, Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü yaptı.

1999 yılında Kazakistan'daki Ahmet Yesevi üniversitesi'nde görev aldı. Bu üniversitede “Uluslararası İlişkiler Bölümü”nü kurdu ve bir yıl süreyle de başkanlığını yaptı. 2004 yılında AYSAM (Ahmet Yesevi Stratejik Araştırmalar Merkezi) Başkanlığına getirildi. İki yıl bu görevi yapmış olup halen Niğde üniversitesi'ndeki görevine de-vam etmektedir.

Prof. Dr. özcan Yeniçeri'nin yazdığı eserlerden bazıları şunlardır: Yeniden Türkleşmek, örgütsel Değişmenin Yönetimi, Küre-selleşme Karşısında Milliyetçilik ve Kimlik, Küresel Kıskaç ve Türkçülük, Bilgi Yönetim Stratejileri ve Girişimcilik, Dokunanlar, İtirazlar, Bugünden Yarına Türk Dünyasına Stratejik Bakış, Yönetimde Yeni Yaklaşımlar. ölüler Nefes Almaz (Roman), örgütlerde çatışma ve Yabancılaşma Yönetimi

Prof. Dr. özcan Yeniçeri, 2003 yılı “Prof. Dr. Osman Turan Kültür Araştırmaları” ödülünü almıştır.

Prof. Dr. özcan Yeniçeri, Ortadoğu, Ayyıldız, Millet, Hergün ve Siyaset Ekseni gazetelerinde çeşitli aralıklarla köşe yazarlığı yapmıştır. Halen Yeniçağ Gazetesi'nde köşe yazarlığına devam etmektedir.

Prof. Dr. özcan Yeniçeri, 12 Haziran 2011 Genel Seçimleri ile Milliyetçi Hareket Partisi Ankara milletvekili olmuştur. Ankara Milletvekili Yeniçeri aynı zamanda TBMM Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Komisyonu üyesidir.

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

  II.Mahmut, Vakay-ı Hayriye adıyla, Aksaray-Et Meydanı’ndaki yeniçeri kışlaları top ateşine tutularak 6.000'den fazla yeniçeri öldürülmüş ve isyana katılan yobaz takımı tutuklanmıştır. Askeri kuvveti çok zayıflayan Osmanlı’nın Donanması 1827’de Navarin’de sonra Sinop Limanında yakılınca Osmanlını...

Error: No articles to display