Bu sayfayı yazdır

Milli refleksler nasıl yumuşar?

Yazan  31 Ağustos 2009
İnsanların davranışlarında uyulacak ölçü ve kuralların kaybolması, onları, yönlendirilmeye uygun hale sokar. Davranış ve ilişkilerdeki ölçü ve kural kaybı bireylerin ufkunun hem aşırı bir biçimde genişletilmesine hem de aşırı bir daralmaya neden olab

. Her iki durum da sorun yaratır. Kırmız çizgileri olmayan, inancı sarsılmış bireyler çok daha kolay yönetilirler. Seçeceği ya da yöneleceği değerler konusunda ölçü ve ilkeyi kaybedenler her anlamda tereddüt illetinin girdabına düşerler. Tereddüt içinde olan toplumun bireyleri de kullanılmaya uygun haldedir. Bu tür toplumlarda insanların milli filtreleri ya yoktur ya da yeterince etkisizdir. Bu insanların tercihlerini kimliklerinden kaynaklanan özellikleri yönetmez. Bu durum, küresel yönlendiriciler için bulunmaz bir fırsattır. Onlar da derhal geleneksel ve süreklilik arz eden sosyokültürel milli/yerel kıvamındaki değerleri devre dışı bırakarak bu değerlerin yerine geçici değerler ikame ederler. Küresel bağlamda milli kültürlerin popüler kültür karşısında her geçen gün mevzi kaybetmesi, bu devasa gayretlerin sonucudur. Yine klasik ve sürekli milli heyecan yaratan değerlerin yerine geçici ve uçucu heyecan üreten süreçler de bu bağlamda devreye sokulur. Genellikle sözü edilen popüler değerler ya da geçici heyecanlar popüler sanatçılar vasıtasıyla küresel kitlelere sunulur.

Sınırları yıkmak!

Pepsi'nin sözcüsü KEN Ross, "Alkolsüz içki satışında heyecana ihtiyaç vardır" diyerek hiç kimsenin Michael Jackson kadar heyecan yaratamayacağını iddia etmektedir. Los Angeles'li TV yapımcısı ve yazar Bridget Byrne de asıl sırrın sanatçının özenle hazırlanmış görünüşünde olduğunu söylemektedir: "Ne genç ne yaşlı, ne siyah ne beyaz, ne erkek, ne kadın... pazarlama için kusursuz logo". Bu durum pazarlama açısından kusursuzluk yaratırken milli ve yerel algılardaki erkeklik/kadınlık, siyahlık/beyazlık, gençlik/yaşlılık arasındaki sınırı da yıkmaktadır. Böylece bir anlamda eylem ile söylem, karşıtlık ile yandaşlık, ihanet ve vatanseverlik arasındaki duvarlar da yıkılmış olur. Bu durumun kalıplaşması kesinlik, açıklık ve direkt ilişkilerde sorunlar yaratır. Bireyler böylece karşı olduklarını sandıkları bir çok değeri kendi bünyelerinde ya da midelerinde konuk etmekte sakınca görmezler.

İdeallerini yiyerek tatmin olanlar!

Yerel ve milli kimlikten kaynaklanan direncin kırılmasında tüketim odaklı yönlendirmeler büyük başarı sağlar. Bir yandan midesel faaliyetler için zihinsel faaliyetler durdurulur diğer yandan iyi yaşamanın baş düşmanı olarak milli, sınırlayıcı ve yerel değerler suçlanır. Kitlelere, kendi ideallerini yiyerek ancak tatmin olabilecekleri propaganda edilir. Bu durumda tüketici odaklılık popüler kültürün ideolojik arka planına yerleşir, popüler kültür de kitle tüketimini özendirir. İnsanlar ideallerini yiyerek tatmin olan Frankeştaynlara döner.

Sosyal mimari profesörü Perlmutter'in "aşırı ulusal ve hatta milliyetçi" kültürün ilacı olarak uluslar üstü rock festivalleri gibi yollarla "kültürel olayların evrenselleştirilmesi"ni önermesi bu bağlamda anlamsız değildir. Bu süreç Türkiye'de milli reflekslerin nasıl yumuşatıldığını da izah eder niteliktedir.

Özcan Yeniçeri

1954 yılında Gümüşhane'nin Şiran ilçesinde doğdu. İlk ve orta tahsilini Gümüşhane'de, yüksek tahsilini Ankara'da tamamladı. 1987 yılında Uludağ üniversitesi Sosyal Bilimler Ensti-tüsü'nde Yüksek Lisansını tamamladı. 1991 yılında ise Erciyes üni-versitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde Yönetim Organizasyon dalında “örgütlerde çatışma ve Yabancılaşmanın önlenmesinde Yönetime Katılmanın Rolü” adlı tezinin kabul edilmesiyle de doktor unvanını aldı.

1998 yılında doçent, 2004 yılında da profesör oldu.

Prof.Dr. özcan Yeniçeri, Niğde üniversitesi'nde çeşitli aralıklarla Kamu Yönetimi Bölüm Başkanlığı, Meslek Yüksek Okulu Mü-dürlüğü, Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü yaptı.

1999 yılında Kazakistan'daki Ahmet Yesevi üniversitesi'nde görev aldı. Bu üniversitede “Uluslararası İlişkiler Bölümü”nü kurdu ve bir yıl süreyle de başkanlığını yaptı. 2004 yılında AYSAM (Ahmet Yesevi Stratejik Araştırmalar Merkezi) Başkanlığına getirildi. İki yıl bu görevi yapmış olup halen Niğde üniversitesi'ndeki görevine de-vam etmektedir.

Prof. Dr. özcan Yeniçeri'nin yazdığı eserlerden bazıları şunlardır: Yeniden Türkleşmek, örgütsel Değişmenin Yönetimi, Küre-selleşme Karşısında Milliyetçilik ve Kimlik, Küresel Kıskaç ve Türkçülük, Bilgi Yönetim Stratejileri ve Girişimcilik, Dokunanlar, İtirazlar, Bugünden Yarına Türk Dünyasına Stratejik Bakış, Yönetimde Yeni Yaklaşımlar. ölüler Nefes Almaz (Roman), örgütlerde çatışma ve Yabancılaşma Yönetimi

Prof. Dr. özcan Yeniçeri, 2003 yılı “Prof. Dr. Osman Turan Kültür Araştırmaları” ödülünü almıştır.

Prof. Dr. özcan Yeniçeri, Ortadoğu, Ayyıldız, Millet, Hergün ve Siyaset Ekseni gazetelerinde çeşitli aralıklarla köşe yazarlığı yapmıştır. Halen Yeniçağ Gazetesi'nde köşe yazarlığına devam etmektedir.

Prof. Dr. özcan Yeniçeri, 12 Haziran 2011 Genel Seçimleri ile Milliyetçi Hareket Partisi Ankara milletvekili olmuştur. Ankara Milletvekili Yeniçeri aynı zamanda TBMM Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Komisyonu üyesidir.