Muhalefet çıkmazı!

Yazan  01 Nisan 2009
29 Mart yerel seçimlerinden kuşkusuz MHP ve CHP biraz daha güçlenerek çıktı. Diğer muhalefet partilerinden SP ve DP de oylarını az da olsa artırdı.

Ancak bu seçimlerde muhalefetin, yedi yıllık iktidar olan AKP ile yarıştığını da unutmamak gerekir. AKP'nin yedi yıllık yıpranma payının yaklaşık yedi puan olmasını da iktidar partisi için başarı olarak nitelemek gerekir. Türkiye'de iktidarın gücünü bu kadar uzun süre devam ettirebilmesinin temel nedeni muhalefetin izlediği stratejidir.

Elbette iktidar partisi 29 Mart seçimlerinde oylarını korumak ve artırmak için elinden her geleni yapmıştır. Hatta biraz da fazlasını yapmıştır. İktidar bu bağlamda gıda, kömür, dayanıklı tüketim maddesi dağıtımı; kamu araçlarını ve bürokrasiyi kullanma vs. her şeyi seçimleri almak için adeta seferber etmiştir. Başbakan bu seçim kampanyası sırasında da muhalefetten daha çok kontrol edemediği medya ile iş dünyasını hedef almıştır. "Krizin teğet" geçeceğinden, IMF'nin de ümük sıkacağından bahsetmiştir.

Muhalefet değil

ekonomik kriz

Sonuç da ortadadır. MHP ile CHP'nin ikisi ancak AKP kadar oy toplayabilmiştir. Muhalefet AKP'nin yedi yıllık bir süreçte onca yıpranmasına karşın bu sonucun ortaya çıktığını unutmaması gerekir. Muhalefetin elde ettiği bu sonuçtan muhalefet partilerinden daha çok yaşanan ekonomik krizin etkisi olduğunun da iyi analiz edilmesi gerekir. AKP'yi iş başına 2001 ekonomik krizi getirmişti. AKP'yi yine götürecek olan da 2008 krizi olabilir.

Diğer yandan yerel seçimlerle genel seçimler arasında çeşitli nedenlerle iki üç puanlık bir fark da her zaman olabilmektedir. Çünkü yerel seçimler partiden daha çok adayların ön planda olduğu seçimlerdir.

Bu seçimlerde seçmenlerin verdiği temel mesaj şudur: "AKP kötü ama siz de iyi değilsiniz! AKP'den memnun değiliz ama onun yerine koyacak muhalefet partisi de göremiyoruz. MHP, CHP ve SP sizleri belirli ölçülerde destekliyoruz. Ancak bu durumun iktidarı size vermek anlamına gelmediğini bilin" . Seçmen bu durumda AKP'yi değil en çok MHP, CHP ve SP'yi uyarmış olmaktadır. Seçmenin AKP gibi istikameti belli olmayan, geleceğini satarak bu günü kurtarmaya çalışan, geçmişi ise günceli korumak için feda etmeye hazır bir siyasi heyetten memnunluk duyması düşünülemez. Seçmen adeta AKP'yi "zorunlu fena" olarak görerek bugüne kadar desteklemiştir. Kökü, istikameti ve değeri olan muhalefet partilerini ise seçmen fazla antik, hiyerarşik, bürokratik ve buyrukçu gördüğü için yeterince desteklememektedir.

Gerçekte muhalefet partileri iktidara karşı zorunlu ve rutin çıkışların dışında seçim sürecine girince topu topu altı ay, o da düşük yoğunlukta bir muhalefet yapmaktadırlar. Bundan da sonuç almayı ummaktadır. Böyle bir sonuç ancak ekonomik krizle birlikte AKP'nin ve liderinin göstereceği siyasi zaaflarla ilgili olabilir. Seçmen sağduyusu da böyle bir durumda bir muhalefet partisini değil birden fazla muhalefet partisini iktidara getirdiği tecrübeyle sabittir.

Diğer yandan MHP'nin giderek önce Doğu ve Güneydoğu, sonra da Orta Anadolu'dan Batı'ya çekilen sıklet merkezi üzerinde hem siyasi hem de sosyolojik olarak önemle durması gerekir. CHP'nin de Batı'ya ve Trakya'ya sıkışmış görüntüsü üzerinde durması gerekir. Güneydoğu'yu DTP'ye, daha doğrusu PKK'nın siyasi uzantılarına terk etmenin stratejik sonuçları da muhalefet tarafından ciddi bir biçimde gözden geçirilmelidir.

Muhalefet partilerinden CHP ve MHP iktidara gelmek istiyorsa içe yönelik muhalefet anlayışını süratle terk etmek durumundadır. Bütün güçlerini birleştirerek büyük bir sinerji yaratmak zorundadırlar. Böyle bir gelişme olmazsa ömür boyu müzmin muhalefet olarak kalmaya mecbur olacaklardır. Diğer yanda ise AKP'nin yerine ikame olmak üzere SP hazır beklemektedir.

Özcan Yeniçeri

1954 yılında Gümüşhane'nin Şiran ilçesinde doğdu. İlk ve orta tahsilini Gümüşhane'de, yüksek tahsilini Ankara'da tamamladı. 1987 yılında Uludağ üniversitesi Sosyal Bilimler Ensti-tüsü'nde Yüksek Lisansını tamamladı. 1991 yılında ise Erciyes üni-versitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde Yönetim Organizasyon dalında “örgütlerde çatışma ve Yabancılaşmanın önlenmesinde Yönetime Katılmanın Rolü” adlı tezinin kabul edilmesiyle de doktor unvanını aldı.

1998 yılında doçent, 2004 yılında da profesör oldu.

Prof.Dr. özcan Yeniçeri, Niğde üniversitesi'nde çeşitli aralıklarla Kamu Yönetimi Bölüm Başkanlığı, Meslek Yüksek Okulu Mü-dürlüğü, Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü yaptı.

1999 yılında Kazakistan'daki Ahmet Yesevi üniversitesi'nde görev aldı. Bu üniversitede “Uluslararası İlişkiler Bölümü”nü kurdu ve bir yıl süreyle de başkanlığını yaptı. 2004 yılında AYSAM (Ahmet Yesevi Stratejik Araştırmalar Merkezi) Başkanlığına getirildi. İki yıl bu görevi yapmış olup halen Niğde üniversitesi'ndeki görevine de-vam etmektedir.

Prof. Dr. özcan Yeniçeri'nin yazdığı eserlerden bazıları şunlardır: Yeniden Türkleşmek, örgütsel Değişmenin Yönetimi, Küre-selleşme Karşısında Milliyetçilik ve Kimlik, Küresel Kıskaç ve Türkçülük, Bilgi Yönetim Stratejileri ve Girişimcilik, Dokunanlar, İtirazlar, Bugünden Yarına Türk Dünyasına Stratejik Bakış, Yönetimde Yeni Yaklaşımlar. ölüler Nefes Almaz (Roman), örgütlerde çatışma ve Yabancılaşma Yönetimi

Prof. Dr. özcan Yeniçeri, 2003 yılı “Prof. Dr. Osman Turan Kültür Araştırmaları” ödülünü almıştır.

Prof. Dr. özcan Yeniçeri, Ortadoğu, Ayyıldız, Millet, Hergün ve Siyaset Ekseni gazetelerinde çeşitli aralıklarla köşe yazarlığı yapmıştır. Halen Yeniçağ Gazetesi'nde köşe yazarlığına devam etmektedir.

Prof. Dr. özcan Yeniçeri, 12 Haziran 2011 Genel Seçimleri ile Milliyetçi Hareket Partisi Ankara milletvekili olmuştur. Ankara Milletvekili Yeniçeri aynı zamanda TBMM Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Komisyonu üyesidir.

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

  II.Mahmut, Vakay-ı Hayriye adıyla, Aksaray-Et Meydanı’ndaki yeniçeri kışlaları top ateşine tutularak 6.000'den fazla yeniçeri öldürülmüş ve isyana katılan yobaz takımı tutuklanmıştır. Askeri kuvveti çok zayıflayan Osmanlı’nın Donanması 1827’de Navarin’de sonra Sinop Limanında yakılınca Osmanlını...

Error: No articles to display