×

Uyarı

JUser: :_load: Unable to load user with ID: 116

 Bu sayfayı yazdır

9 Ağa ve Sahte Kavga

Yazan  20 Eylül 2008
NADİM MACİT - Kur’ân; tarihi hayat modellerini / kıssaları çağın duvarına taşıyarak bizi eğitir.

Bu modellerden birisi 'dokuz ağa ya da çetenin'çarpıtılmış dinden hareket ederek Allah'ın gönderdiği Peygamber'e, yani gerçek dine ve topluma karşı kurdukları tuzağı ve içine düştükleri durumu anlatır;

l Andolsun biz Semûd kavmine de kardeşleri Salih'i 'Allah'a kulluk edin'demesi için gönderdik. Baktık ki onlar birbiriyle çekişen iki bölük olmuşlar. Salih dedi: Ey kavmim, iyilikten önce neden kötülüğe 'koşuyorsunuz'. Esirgenmeniz için Allah'tan mağfiret dilemeniz gerekmez mi? Dediler: Senin ve seninle beraber bulunanların yüzünden uğursuzluğa uğradık. Dedi: Uğursuzluğunuz Allah'ın yanındadır /takdiridir. Doğrusu siz, sınanan/denenen bir toplumsunuz. O sırada kentte dokuz çete ağası vardı ki, bunlar yeryüzünde bozgunculuk yapar, düzeltmezlerdi. (Neml 27:45-48)

* Onlar tuzak kurdular, biz de onlar farkına varmadan oyunlarını bozduk. Bak, nasıl da kendi oyunlarının kurbanı oldular. (Neml 27:50-51)

'Dinden hareket ederek gerçek dini tebliğ eden Hz. Salih'e karşı tuzak kurdular'kaydı sizi şaşırtmasın. Çünkü bu toplum, dinsiz bir toplum değil, daha önceki dini geleneği çarpıtan ve çarpıttığı dini arzusu ve çıkarı için kullanan bir toplumdur. Zaten Kur'ân şu ifadeyi kullanır. "Onlar, Salih'i ve ailesini öldürmek için Allah adına yeminleştiler." (Neml: 27:49) Evet! Allah adına yeminleştiler, Allah'ın gönderdiği peygamberi yok etmek için.

Allah adına yardım toplayarak şirketleşen ve tekelleşen çetelerin/ağaların baskı ve tehdide dönük meydan okumaları dini duyarlılığın bir ürünü değildir. Bu, çarpıtılmış dinin özel çıkar ve tahakküm araçlarına dönüştürülmüş biçimidir. Din üzerinden böyle çarpık, merhametsiz ve sınır tanımayan bir anlayış nasıl üretilebilir? Bu sorunun cevabını Gazzali'ye (V.505/1111) atıf yaparak verelim: "Küfür ile imanın mahiyetlerini, hakikatlerini ve tariflerini, hakla dalaletin sırlarını ve sınırlarını kalpleri mal ve makam sevgisiyle kirlenmiş ve paslanmış olan kimseler idrak edemezler. İlahları heva ve heves, mabutları amirler, kıbleleri maddi menfaat, yöntemleri benlik, arzuları makam ve şehvet, ibadetleri zenginlere hizmet, zikirleri vesvese ve desise, hazineleri kurnazlık, düşünceleri meşrep ve menfaatlerinin gerektirdiği şekilde hilebazlık olan kişilerin hakikate ulaşmaları mümkün değildir." (Bkz: Faysalü't-Tefrika) Çünkü böyle olanların derdi hakikati aramak ve kavramak değildir. Bunların derdi, kutsalın dönüştürücü özelliğini kullanarak insanları sömürmektir, 'tekelleşmektir.

Rivayet odur ki Muaviye, bir sahabeyi huzuruna davet ederek şöyle bir soru yöneltir: Oğlum Yezid'i veliaht tayin edeceğim ne dersin? Sahabe şu cevabı verir: Desem ki Allah'ın rızasına uygundur, Allah'tan korkarım. Desem ki değildir, senden korkarım. Şimdi desem ki 'şu kavgayı' geriye doğru okuyun 'çıplak gerçeği' göreceksiniz, ağalardan korkarım. Desem ki İslam üzerinden götürme işi yeni değil; uzun süredir şirketinden etine, ihalesinden katına, sadakasından bursuna, camisinden kursuna, derneğinden derisine kadar talan yapılıyor kutsal ağalardan korkarım. Demesem Allah'tan korkarım. Hz. Peygamber'den utanırım. Korkarım, çünkü tarihin en acımasız ve vahşi baskıları/işkenceleri din üzerinden yapılmıştır. Ülkemiz böyle bir mecraya doğru hızla ilerliyor.

Uyarıyorum 'vatan, millet, bağımsızlık, milli ve manevi değerler, hak, hukuk'sakın deme! Sonunda ağalar birleşir, götürürler! Sahipsiz, yalnız ve çaresiz kalırsın! Diyeceksin ki, peki yukarıda söylediklerin ne? Hâşâ sümme hâşâ! Ben sadece bir uyarıda bulunmak istedim. Demek istiyorum ki ağalar ve kutsal efendiler, sizler bu işlerin usulünü iyi bilirsiniz. 'Yürütme ve götürme' işini daha ince, daha teknik ve sessizce yapmalısınız! Özgürlük ve kutsallık ağını iyi örmelisiniz. Yoksa kurduğunuz tuzak başınıza geçer! Vicdanları bu kadar yaralar, akılları bu kadar aşağılarsanız, kendini bilmez adamlar söz atarlar, mağdur olurlar! İstediğim biraz insaf, biraz merhamet, biraz incelik, biraz estetik! Yoksa benim ne haddime, yıllar önce ben dersimi aldım. Sonunda ağalar birleşir götürürler, terörist derler, adını kötüye çıkarırlar! Sahipsiz, yalnız ve çaresiz kalırsın! Sahte özgürlük ve kutsallık numarasının gücü adına ya kanserden ya da beyinden gidersin.