< < Yoksul Üretme Düzeneği ve İstismar
×

Uyarı

JUser: :_load: Unable to load user with ID: 116

 Bu sayfayı yazdır

Yoksul Üretme Düzeneği ve İstismar

Yazan  27 Eylül 2008
NADİM MACİT - Yoksul nasıl üretilir? Ya da soruyu şöyle soralım: Yoksul üretme düzeneği nasıl kurulur? Bu sorunun cevabı ’farklı fikri ve politik modellere’göre değişebilir. Ancak yoksul üretme düzeneğinin ana formülü değişmez:

TTİ. Tekelleşme, tefecilik ve istismar. 2T, 1 İ, yoksul üretme düzeneğinin formülüdür.

Birinci T; servetin belli kişiler arasında dönüp dolaşmasıdır. Bölüşümde adaletsizliğin yaşandığı her toplumda tekelleşme vardır. Daha doğrusu hak ve hukukun işlemediği, askıya alındığı toplumlar 'tekellerin tarlasıdır. "Kur'ân bunu 'mal yığma'olarak tanımlar."...Altun ve gümüşü yığıp da onları Allah yolunda harcamayanlar var ya, işte onları acı bir azapla müjdele... "(Tevbe 9:34) " Mal biriktirmek kabirlerinizi ziyaret edinceye kadar sizleri oyaladı. " (Tekâsür 102:1) " O ki mal yığdı, sayıp durdu. Malının kendisini ebedi yaşatacağını sanıyor. " (Hümeze 104:1-3) " Doğrusu şu ki mirası derleyip, toplayıp yiyorsunuz. Malı devşirip depolatacak bir sevgiyle seviyorsunuz. " (Fecr 89:19-21)

Tekelleşme işte böyle bir düzeneğin ürünüdür. Toplum kesitlerinde uçurum üretir ve derinleştirir. Kur'ân bu uçurumu aşmak için bir sosyal eylem biçimi olarak infak etmeyi, zekât ve sadaka vermeyi emreder. Zaten infak kelimesi 'uçurumu, ekonomik dengesizliği gidermek'anlamında kullanılır. " Ey İman edenler! Kazandıklarınızın ve yerden sizin için çıkardığımız nimetlerin iyilerinden Allah için verin. Kendiniz göz yummadan alamayacağınız kötü şeyleri sadaka vermeye kalkmayın. Bilin ki Allah zengindir ve övülmüştür. " (Bakara 2:267) Tekelleşmeyi ortadan kaldırmak için toplumun en zayıf kesimlerine zekât vermeyi emreden Kur'ân, uçurumu gidermek için 'en yakın olandan'yardıma başlamayı emreder. (Nisa 4:36)

İkinci T; İnsanların mallarını haksızlıkla yemenin diğer bir yüzüdür. Sıcak para üzerinden insanları 'ağalara, tekellere'borçlandırmak ve borcu katlayarak geri almak tefeciliktir. (Al-i İmran 3:130) " Tefecilik yapanlar ancak şeytanın dokunup çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Bu, onların 'alışverişte tefecilik yapmak gibidir'demelerinden ötürüdür. Oysa Allah alışverişi helal, tefeciliği haram kılmıştır. " (Bakara 2: 275) Kur'ân dilinde tefecilik Allah ve peygamberle savaşa girmenin diğer bir adıdır. Tefeciliği tanımlayan nitelik: Halkı tekellere borçlandırmaktır. İktidarın post-modern kırbacı dediğim; kredi ve tüketim kartlarını bu gözle okuyun. Üretimi terk ederek 'para satışına'dayalı ekonomiyi bu gözle değerlendirin. Yoksul üretmenin post-modern biçimini göreceksiniz.

Kur'ân tefeciliği ortadan kaldırmak için ticareti helal, tefeciliği haram saydı. İkisinin arasını ayırdı. Borç para verenlerin sadece verdikleri borcu geri almalarını emretti, borçlu olan çok zor durumda ise borcunu bağışlamayı önerdi. Peki, İslam'ı referans alanlar ne yapıyor? Küresel sisteme uyum sağlamaktan, tekelciliği ve tefeciliği meşrulaştıran düzeneğe uyumdan bahsediyor.

Tam bu noktada da İslâmcılığın liberal-kapitalist sürümüne soralım: Ülkemizde açlık ve yoksulluk sınırı nedir? Bu konuda yapılan çalışmalar; ülkemizde gelir dağılımının bozuk olduğunu, müthiş bir adaletsizliğin ve uçurumun yaşandığını göstermektedir. Ülke nüfusunun 52 milyonu ya yoksulluk ya da açlık sınırında yaşamaktadır. 2T, formülünü işleterek insanları bir tas çorbaya muhtaç edip, sonra da 'kat karşılığı fakirlere iftar verme tezgâhı'kurmak istismardır. Bir taraftan paylaşımdaki uçurumu genişleterek zorunlu fakir üretmek, öbür taraftan fakirin yanında imiş gibi davranmak riyakârlıktır. Zaten istismarın bir anlamı da budur. Öyleyse 2T'ye istismarı da eklemek gerekir: FÜD=2T, 1 İ. Bu formülü işletip fakir-fukara, garip-gureba edebiyatı yapmak Allah'a, Peygamber'e ve Kur'ân'a iftiradır. Muhammedi ruhu ve insan onurunu yıkmaktır. Hele, fakir ve engellilere yardım adı altında para toplayarak amacının dışında kullanmak, servet biriktirmek ve şirketler kurmak istismarın ötesinde 'ateş halkı'olmaktır. Fakirin, kimsesizin hıçkırığına göz yumarak onu yalnızlığa terk etmek bahtsızlıktır. Ölümdür. O hıçkırığı ve haysiyeti istismar ederek servet biriktirmek ise 'damgalı'şeytanlıktır.

Not: Aziz milletimizin Ramazan Bayramı'nı kutlar, Yüce Mevla'dan birliğini ve dirliğini dilerim.