Bu sayfayı yazdır

Brüksel'deki NATO Zirvesi ve Uluslararası Terörizmle Mücadele

Yazan  26 Mayıs 2017

İngiltere'nin Manchester kentindeki Ariana konser salonunda masum çocuklara yönelik DAEŞ terör örgütü tarafından düzenlenen terör saldırısından birkaç gün sonra NATO devlet ve hükümet başkanları toplantısı 25 Mayıs 2017’de Brüksel’de yapıldı.

Zirve öncesi açıklama yapan NATO Genel Sekreteri Stoltenberg; terörizmle mücadele kapsamında bir eylem planının yürürlüğe gireceğini, yerel güçlerin eğitilmesinin terörizmle mücadele açısından oldukça önemli olduğunu, AWACS uçaklarının DAEŞ'le Mücadele Küresel Koalisyonuna[i] istihbarat sağladığını, AWACS uçaklarının uçuş sürelerinin havada ikmal ile artırılacağını, 28 NATO üyesi ülkenin Koalisyona üye olduğunu, NATO’nun da bundan böyle bir Koalisyon üyesi olduğunu, NATO’nun Koalisyona üye olmasının terörizmle mücadele kapsamında çok güçlü bir siyasi mesaj vereceğini, ancak bunun NATO birliklerinin bölgede çatışmaya gireceği anlamına gelmediğini, NATO Karargâhında bir “İstihbarat Hücresinin” kurulacağını, bu sayede yabancı terörist savaşçılar dâhil olmak üzere üye ülkeler arasındaki istihbarat paylaşımının artırılacağını ve son olarak terörizmle mücadele konusunda bir koordinatör atanacağını belirtiyor.[ii]

Brüksel zirvesinde terörizmle mücadele ve NATO savunma harcamalarının paylaşımı olmak üzere iki temel gündem maddesi olduğu anlaşılıyor.  Peki, NATO’nun terörizmle mücadele konsepti hangi hususları kapsıyor? NATO’nun terörizmle mücadele çabaları yeterli mi? 2012 yılında yayımlanan NATO Terörizmle Mücadele Konseptinin[iii] üç önemli nirengi noktası var. Bunlardan birincisi terörist tehditler kapsamında farkındalığın artırılması ve istihbarat paylaşımı, ikincisi bu tehditlerin bertaraf edilebilmesi için gerekli imkân ve kabiliyetlerin geliştirilmesi, üçüncüsü ise operasyon yapılan bölgede yerel güçlerin imkân ve kabiliyetlerinin geliştirilmesi.

NATO Genel Sekreteri tarafından kurulacağı açıklanan İstihbarat Hücresi, NATO konseptinin birincil önceliğini destekliyor. Şubat 2017’de gerçekleştirilen NATO Savunma Bakanları Toplantısında, İtalya Napoli’de konuşlu Müşterek Kuvvetler Komutanlığında “Güney Bağlantı Merkezi” (Hub for the South) adı ile kurulacağı açıklanan[iv] istihbarat değerlendirme merkezi de aynı amaca hizmet edecek. 

Konseptin ikinci nirengi noktası olan terör tehdidinin bertaraf edilebilmesi için gerekli imkân ve kabiliyetlerin geliştirilmesi çerçevesinde ise terör eylemlerinin önlenebilmesi için yenilikçi teknolojilerin kullanılmasını öngörüyor. Bu kapsamda taşınabilir hava savunma silah sistemleri (MANPAD), Kimyasal-Biyolojik-Radyolojik-Nükleer (KBRN) saldırıların önlenmesi ile El Yapımı Patlayıcılarla (EYP) mücadele öncelikli alanlar olarak belirlenmiş durumda. Operasyon yapılan bölgede yerel güçlerin imkân ve kabiliyetlerinin geliştirilmesi önceliği ise bölgesel güçlerin kapasite artırımını hedefliyor. Irak Güvenlik Güçlerinin eğitilmesi ve donatılması bu hedef içerisinde değerlendirilmekte.

FETÖ'den etnik bölücü PKK terör örgütüne, aşırı solcu terör örgütü DHKP-C’ye, El Kaide ve DAEŞ gibi dini istismar eden terör gruplarından 17 Kasım ve ASALA gibi terör örgütlerine kadar, terörizmin farklı biçimleriyle yıllardır mücadele eden ülkemizin Uluslararası Terörizmle Mücadeleye katkılarına bakılacak olursa; bu konuda çıkarılan uluslararası on sekiz anlaşmaya taraf olduğumuz ve gereklerini yerine getirdiğimiz, BM Güvenlik Konseyinin terörizmle mücadele konusunda aldığı kararları uyguladığımız, DAEŞ’e katılmak üzere ülkelerinden hareket eden Yabancı Terörist Savaşçılarla mücadele konusunda büyük çaba sarf ettiğimiz, ABD ile birlikte Terörle Mücadele Küresel Forumunu kurduğumuz, terörizmin finansmanıyla mücadele organı olan Mali Eylem Görev Gücü’ne (FATF) üye olduğumuz görülmektedir.[v]

Terörden kaynaklı büyük acılar çeken, terörün sadece faaliyet gösterdiği topraklar için değil tüm ülkeler için bir tehdit olduğu hususunu yıllarca anlatan Türkiye; uluslararası terörizmle mücadelede konusuna her zaman öncülük etmiş, ancak çoğu zaman da yalnız kalmıştır. NATO üyesi ülkeler de dâhil olmak üzere bir yandan terörizmle mücadele konusunda kararlılık ve iş birliği mesajlarını paylaşırken diğer yandan ülkemizin hassasiyetlerini anlamamakta inatçı davranmışlardır. Son olarak PKK/PYD’nin silahlandırılması ve FETÖ mensuplarının sığınma haklarının kabulü gibi iki önemli örnek bu durumu açıkça ortaya koyuyor.

NATO zirvesine dönecek olursak, temel gündem maddesi terörizmle mücadele olan toplantıdan da tatmin edici bir sonuç çıktığını ve gelecek için umut yarattığını söylemek çok güç. Yapılan açıklamalar sembolik hususların ötesine geçmiyor. NATO’nun bütün üye ülkeleri DAEŞ'le Mücadele Küresel Koalisyonuna hali hazırda üye iken sanki yeni akla gelmiş gibi NATO’da aynı koalisyona üye olduğunu açıklayarak göstermelik desteğin ötesine geçemiyor. Kurulacağı belirtilen istihbarat hücresi ile etkin bir istihbarat temini ve paylaşımı sağlanacağı söyleniyor ancak gerçekte böyle olmayacağı da biliniyor. Merkeze hangi ülke, hangi konularda ne kadar bilgi aktaracak, bu bilgiler kıymetlendirildikten sonra ne kadar istihbarat paylaşılacak? Maalesef ki bu tür merkezlerin parlak ifadelerle kurulup işlemediğini bu konulara ilgili herkes bilmektedir.

Sonuç olarak, Türkiye’nin BM, NATO, AB gibi uluslararası kurumlardan terörizmle mücadele konusunda tek bir beklentisi var: Siyaseten Türkiye’nin terörizmle mücadelesinde arkasında durduğunu belirten ülke ve kurumların, senin teröristim benim teröristim ayrımı yapmaksızın, gerçek anlamda Türkiye’nin arkasında olduklarını fiilen göstermeleri, “demokrasi” kavramının arkasına sığınarak ülkemizde faaliyet gösteren terör örgütü mensuplarının ilgili ülkelerde serbestçe propaganda yapmalarının engellenmesi ve son olarak da terör örgütlerinin “bir şekilde” silah-mühimmat temin etmelerine müsaade etmemeleri.



[i] Türkiye'nin de aralarında olduğu 68 ülkenin yer aldığı koalisyon, Suriye ve Irak'ın kuzeyinde DAEŞ’le mücadele operasyonlarına destek veriyor.

[ii]http://www.nato.int/cps/en/natohq/opinions_144083.htm  (Son erişim tarihi:25.05.2017)

[iii] http://www.nato.int/cps/en/natohq/official_texts_87905.htm, (Son erişim tarihi:25.05.2017), NATO’s Policy Guidelines on Counter - Terrorism - Aware, Capable and Engaged for a Safer Future

[iv] http://www.nato.int/cps/en/natohq/news_141114.htm  (Son erişim tarihi:26.05.2017)

[v] http://www.mfa.gov.tr/turkiye_nin-uluslararasi-toplumun-terorle-mucadele-cabalarina-katkilari.tr.mfa