PJAK SİLAH DEĞİL, SİGARAYI BIRAKTI
×

Uyarı

JUser: :_load: Unable to load user with ID: 116

 Bu sayfayı yazdır

PJAK SİLAH DEĞİL, SİGARAYI BIRAKTI

Yazan  15 Ocak 2009
MEHMET FARAÇ - Anadolu Ajansı (AA) önceki gün PKK’nin İran’daki uzantısı “Partiya Jiyana Azadi Kurdistan-Kürdistan Özgür Yaşam Partisi’nin (PJAK), bölücü ve ayrılıkçı faaliyetlerine son verdiğine” ilişkin tuhaf bir haber yayımladı!

Ajans, bu haberi İran resmi haber ajansına (İRNA) dayandırmıştı. İRNA ise iddiaya göre PJAK'ın uydudan yayın yapan Nevruz TV'sini kaynak göstermişti... Peki, şiddet yanlısı Kürt hareketi içinde PKK'den sonra en etkili grup haline gelen bir örgüt, üstelik ABD'nin ekmeğine yağ sürdüğü bir dönemde pes eder mi?..

AA'nın dünkü bütün gazetelerde yer alan haberine göre, "PJAK, Türkiye, İran, Suriye ve Irak'taki merkezi hükümetlerden ayrılmayı düşünmediğini" duyurmuş! Hatta, "Merkezi hükümetlere karşı koyacak ve onlarla çatışacak güçten yoksunuz" itirafında bulunmuş!.. Bu da yetmemiş "örgüt, kaynakların yetersizliği ve imkânsızlıklar nedeniyle siyasi bir oluşumun hayatını devam ettiremeyeceğini" belirtmiş!..

Türkiye'yi kan gölüne çeviren bir örgütün İran'daki kolunun zayıfladığına ilişkin haber salt heyecanlı stratejistlere değil, şiddete öfkeli her yurttaşa tabii ki sevindirici gelebilir. Ancak psikolojik harpte medyanın kullanılması her zaman yararlı sonuçlar vermiyor! Çünkü ayağı yere basmayan iddialar, bir süre sonra terörle mücadeleyi zayıflatan saçmalıklar haline geliyor! Nevruz TV yöneticilerinin, PJAK'la ilgili haberi PKK'nin yayın organlarından ANF üzerinden yalanlaması bir yana, PJAK'ı böylesine pasif sürece yöneltecek askeri ve siyasi gerekçeler henüz oluşmadı! Geçmişte Komala ile İran KDP'sini enterne etmeyi başaran İran da, PJAK konusunda etkinliği bir türlü sağlayamadı.

Son 5 yılda en az 2 bin İran askerini öldüren PJAK, şiddeti yöntem olarak belirleyen Kürt örgütleri içinde PKK'den sonra en etkili birim haline geldi. İran, PKK'nin Kürtleri ayaklandırmak için kullandığı, ABD'nin ise kaos yaratma uğruna desteklediği bu örgütle mücadelesini büyütüyor. İran'daki Mahabad, Kereç, Urmiye, Sine ve Kırmanşan cezaevlerinde 300'den fazla PJAK'lı tutuklu bulunuyor. Mollaların idam ettiği PJAK'lıların sayısı ise 20'yi aştı.

İran ordusu son aylarda PJAK'lıların yuvalandığı Kandil Dağı eteklerini sürekli bombalıyor. Örgütün hareket alanını daraltmak için kırsal kesimde yoğun önlemler alınıyor. Operasyonların bu kadar artmasının nedeni salt PJAK'ın eylemsel devinimi değil!.. PKK yanlısı bu grubun İran içindeki muhalif Belluciler, Türkmenler ve Araplar arasındaki örgütlenmeye katkı sunması da Tahran yönetimini ciddi biçimde huzursuz ediyor. İran, PJAK'ın ileride ABD'nin dürtmesiyle bu gruplarla işbirliğine gideceğinden, hatta onları da silahlı eyleme sürükleyeceğinden kaygı duyuyor.

İran- Ensar diyaloğu!..

Aslında İran, PJAK'ın giderek büyük tehlike olmaya başlaması üzerine geçen yıldan itibaren işbirliğine dayalı önlemler de almaya başlamıştı. Örneğin 2007 yılının sonlarından itibaren radikal dinci Ensar el İslam örgütü, PJAK'lılara karşı yeniden yapılandırılmaya çalışıldı. Bu amaçla Ensarcıların İran'ın Meriwan ve Serdeşt kentlerindeki uzantıları da harekete geçirilmek istendi. Bu iddialara o dönemde Kuzey Irak'ta yayın yapan Hawlati gazetesi de yer verdi. Gazeteye göre ise İran, Ensarcılar ve onların uzantılarını bir parti çatısı altında güçbirliğine zorlamıştı! İran ordu yetkilileri geçmişte Kuzey Irak'taki KDP ve KYB güçleriyle şiddetli çatışmalara girişen Ensarcıların önde gelenlerinden Halid Kalari ve Ahmed Harri ile de görüşmeler yapmıştı!

İran'ı, terörü bir başka terör organizasyonuyla durdurma projesine hangi gerekçeler zorlamıştı?.. Bu soruya Moskova'daki Doğu Bilimleri Akademisi İran Kürsüsü Başkanı Olga Jigalina'nın saptamaları da yanıt verebilir. Jigalina, 2008'in Mart ayında ANF'ye verdiği bir röportajda, İran'da Kürt muhalefetinin giderek yükseldiğine dikkat çekmiş ve "PJAK tahmin edilenden daha hızlı gelişme sağlıyor. Bu da İran'ı korkutuyor" demişti. Humeyni'nin dinci darbesinden hemen önce yapılan sayımlarda İran'da 6 milyon Kürt olduğunun belirlendiğine dikkat çeken Jigalina, "Tabii Kürt sorunu PJAK-İran çatışmasından daha büyük bir sorun" diye konuşmuştu.

İran yönetimi de en az Olga Jigalina kadar endişe ediyor olmalıydı ki, bu röportajın yayımlanmasından kısa bir süre sonra 10 Mart'tan itibaren Kandil Dağı'nı bombalamaya başladı. PJAK'lıları püskürtmek için sınır bölgesine ise 10 bin asker yığıldı. İran ilk etapta bölgedeki 10 köyü boşalttı ve operasyonların boyutu Kuzey Irak içlerindeki yerleşim birimlerine kadar uzatıldı. Kürt yönetimi ise biraz da Türkiye'nin yönlendirmesiyle operasyonlara sessiz kalmayı tercih etti.

Silah mı sigara mı?..

Peki PJAK, İran'ın başlattığı bu sürece karşı ne yapacaktı? Örgüt yöneticilerinden Serhat Şaho, İran'ın operasyonlarının sürmesi durumunda saldırıları arttıracaklarını söyledi. Tıpkı PKK gibi İran'da da "demokratik özerklik" istediklerini söyleyen Şaho'nun tehditlerinin ardından çatışmalar büyüdü. İran'ın, Türkiye sınırında 9 PJAK'lıyı öldürmesinin ardından örgüt misilleme yaptı ve 30 Mayıs'ta Şino kentinde 15 Devrim Muhafızını vurdu. Serdeş kenti kırsalında 14-16 Mayıs arasında yaşanan şiddetli çatışmalarda da 23 İran askeri yaşamını yitirdi. Bu bölgedeki çatışmalarda, 1984 Van-Gercüş doğumlu "Ronahi Penaber" kod adlı Songül Şahin de öldü. İddiaya göre İran'ın kaybı 18 Mayıs'a geldiğinde 50'ye ulaştı. İran ise mayıs ayı sonunda Kelareş bölgesinde 7 PJAK'lıyı daha öldürdü. Bu operasyonun ardından PJAK, 2 Haziran 2008'de yaptığı açıklamada şiddeti yükseltecekleri tehdidini yineledi. O günden bu yana Türkiye-Irak-Iran üçgeninde PJAK'la savaş giderek kızışıyor.

PJAK'ın artık pes ettiğine ilişkin tuhaf haberler, İran'ın yaklaşık 10 aydır sürdürdüğü hava ve kara operasyonlarının çok yoğunlaştığı işte böylesi bir döneme denk geldi! Oysa ne ABD'nin yeni başkanı Obama'nın Ortadoğu'ya yönelik yeni müdahale yaklaşımı ne de PKK'nin Kandil'de sıkışması PJAK'ı bu kadar keskin ve beklenmedik bir manevraya sürükleyecek kadar baskın değil! İran'ın özellikle son bir haftada genişlettiği operasyonlar da örgüte geri adım attırabilecek kadar etkili olamıyor.

Belli ki, PJAK'lıların geçen aylarda "Tüm gücümüzle PKK'ye katılabiliriz" şeklindeki açıklamaları, kimilerini ciddi yanılgılara sürüklüyor! Şu aşamada hem güçlü hem de en çok risk altında bulunan bir örgütle ilgili bu derin yanılgıyı bir tarafa bırakıp ANF'nin 28 Haziran 2008'de yayımladığı şu haberi anımsatmak çok ilginç gelebilir:

"PJAK'ın askeri kanadı Hezen Rojhelaten Kürdistan (HRK) sigarayı bıraktı."

(Cumhuriyet)