PKK Yol Kesme Eylemlerinin Duran Kalkan Tarafından İzahı ve İzahın Analizi


PKK Yol Kesme Eylemlerinin Duran Kalkan Tarafından İzahı ve İzahın Analizi

Yazan  09 Haziran 2014

PKK şeflerinden Duran Kalkan PKK’nın kesme eylemlerinin devam ettiği şu günlerde yaptığı açıklama ile PKK eylemlerini  değerlendirmiş ve devleti tehdit etmiştir. "Halkı tehdit eden, yurtsever halkımız üzerine kurşun yağdırmaya çalışan o sadist, gözü dönmüş kişilikler bilmeliler ki, bunda ısrar ederlerse yapanlardan yaptıklarının hesabı misliyle sorulur. O nedenle herkes aklını başına almalı, haddini bilmeli" dedi. Kalkan, "Amed-Bingöl hattında ve Hakkari yöresinde bir süreden beri kahramanca direnen halkımızın tarihi direnişini selamlıyor, kutluyor ve başarılar diliyoruz. Gerçekten de Lice ve Meskan direnişleri daha şimdiden tarihe iz bırakan, önemli sonuçlar veren direnişler haline geldi. Bu direnişler sayesiyledir ki, AKP Hükümeti İmralı'ya gitmek Amed'e gelmek, Önder Apo'ya ve halkımıza yalvarmak zorunda kaldı" dedi.

Kalkan,"Açığa çıkmıştır ki, direniş geliştikçe Türkiye'nin demokratikleşmesi ve Kürt sorunun çözümü yönünde adımlar atılacak, süreç ilerleyecek, bu temelde başta Amed, Bingöl, Cölemerg halkımız olmak üzere tüm halkımızın giderek Demokratik Özerklik çözümünü gerçekleştirmek üzere direnişleri güçlendireceğine inanıyoruz. Kesintisiz bir biçimde başlayan direniş eylemlerinin Önder Apo'nun özgürlüğü ve Kürt sorunun çözümüne kadar kesintisiz sürdürülmesi gerektiği görüşündeyiz. Bu temelde diyoruz; durmak yok mücadeleye devam. Bu anlamda yaratıcı yöntemlerle, karşı tarafın oyunlarını dikkate alarak, onları boşa çıkartma ve etkisiz kılma temelinde direnen gençlerin, kadınların, halkımızın eylemliliğini her alanda yükseltmesi gerekiyor.Özgürlük direnişi sadece birkaç yerde olamamalı tüm Kürdistan'a hatta Türkiye'ye, metropollere, Türkiye toplumunun emekçilerine yayılmalıdır. Lice ve Meskan yalnız bırakılmamalıdır. Her taraftaki emekçiler, yurtsever insanlarımız, Kürt halkının dostları, demokratik güçler bu direnişi desteklemelidir. Lice ve Meskan bir özgürlük kıvılcımı olmuştur. Önder Apo'nun özgürlüğü ve Kürt sorununun çözümü gerçekleşene kadar da bu özgürlük direnişi kesintisiz bir biçimde devam edecektir. Bu temelde AKP hükümetine ve ilgili güçlere de şunu söyleyelim; tehditler, zorbalıklar Kürt halkını ve demokratik güçleri artık durduramaz, sahte vaatler ve boş laflara da artık halkımız kanmaz.

Dolayısıyla Kürt halkının eylemine saygı ile yaklaşmak, isteklerine kulak kabartmak ve kabul etmek gerekiyor. Bunun dışında hiçbir yol AKP hükümetini, Türkiye sistemini kurtaramaz, ayakta tutamaz. Eğer gerçekten tarih karşısında olaylardan doğru sonuç çıkartacaklarsa içine girecekleri tek tutum bu olabilir. Bunun dışındaki hiç bir şey halkımızı, emekçileri, yurtsever demokratik güçleri gelişen özgürlük yürüyüşünden alıkoyamaz."

Kalkan, güvenlik güçlerini de tehdit etti: "Özellikle de halkı tehdit eden, yurtsever halkımız üzerinde kurşun yağdırmaya çalışan o sadist, gözü dönmüş kişiliklerde bilmeliler ki, bunda ısrar ederlerse yapanlardan yaptıklarının hesabı misliyle sorulur. O nedenle herkes aklının başına almalı, haddini bilmeli. Halka dönük geliştirilecek en küçük baskı, katliam girişimi yapanlar için büyük tehlike oluşturacak, deyim yerindeyse kıyametin kopması anlamına gelecek. Bunu herkes bilmeli ve buna göre de adımını yerinde, denk atmalı. Bu temelde bir kere daha PKK olarak, Kürdistan Özgürlük Hareketi olarak halkımızın bu tarihi süreçte başlattığı ve kararlılıkla yürüttüğü direnişi selamlıyoruz. Sonuna kadar bu direnişi en zengin yöntemleri kullanarak sürdüreceğimizi ve 2014 yılını mutlaka bir zafer yılı, Önder Apo ve Kürdistan'ın özgürlük yılı haline getireceğiz, diyoruz. "

Röportajda Duran Kalkan'ın sıklıkla direniş kelimesini kullanarak, yol kapatma eylemlerinin sembolik önemini arttırmaya çalıştığı, direniş kelimesiyle bir özgürlük teması yarattığı, bu açıdan sözde direnişi silahlı eylemlerin tekrar başlaması bir fırsat olarak gördüğü anlaşılıyor.

Yol kapatma eylemlerini abartılı bir biçimde direniş olarak tanımlaması ayrıca örgüt sempatizanlarını cesaretlendirmeye yönelik olarak örgüt eylemselliğini arttırmak istediklerinin göstergesidir. Röportajda, PKK çizgisindeki siyasilerin de sıklıkla yaptığı gibi, eylem yapan örgüt üyelerinin genelleştirilerek "Halk" olarak nitelendirilmesi de dikkat çekiyor.

Ayrıca direniş adı altında güvenlik güçleri kışkırtılarak, güvenlik güçlerinin refleksif tepkiler vermesi hedeflenerek, yapacakları terör eylemlerine meşru bir zemin kazandırmaya çalışıldığı görülmektedir.

Yol kapatma eylemlerini engelleyen güvenlik güçlerine karşı misilleme yapacaklarını söylemesi ve bunu KIYAMET olarak tanımlaması da  siyasilere yönelik bir manüplasyon olarak yorumlanabilir. Yapılacak olası misilleme, yine abartılarak KIYAMET'e benzetilmiş, bunun olmaması için, güvenlik güçlerinin operasyon yapmamasının elzem olduğu mesajı verildiği görülmektedir.

Sonuç olarak içeriği abartılı ve genelleştirmelerle doldurulmuş, tipik bir terör örgütü propagandası olan bu söylemin ciddiye alınarak, örgüt taleplerinin karşılanmasına yönelik politika belirlenmesi yanlış olacaktır. Bununla birlikte terör örgütünün eline geçirdiği her fırsatı terör eylemlerine tekrar başlamak için bir bahane olarak kullanacağı anlaşılmaktadır. Bu özelliğini de bir tehdit ve pazarlık aracı olarak kullandığı görülmektedir. İlerleyen dönemlerde bu tarz eylemleri bir propaganda aracı olarak artan bir şekilde kullanıp, kendi sempatizan ve üyelerine güçlü olduğu mesajını vermeyi, devleti aciz göstermeyi hedeflediği anlaşılmaktadır.

Röportajın geneli incelendiğinde Öcalan'ın özgürlüğü, Kürtlerin özgürlüğü gibi siyasi taleplerin  röportaja yer yer serpiştirildiği görülmektedir. Ancak genel olarak bakıldığında bölge insanının gerçek ihtiyaçlarından ziyade, örgütün kendi var oluşunu korumak ve bölgede bir güç nesnesi haline gelebilmek için eylemselliğini  korumayı ve arttırmayı amaçladığı anlaşılmaktadır. 

 

Rifat Serav İlhan

Uzmanlık Alanları

Politik Psikoloji, Terör ve Terörizmin Psikolojisi, Cult Örgütleri, Liderlik Psikolojisi, Geniş Grup Dinamikleri,

Biyografi

1982 yılında Ankara’ da doğdu. İlk orta ve lise eğitimini Ankara’ da tamamladı. 2007  yılında Tıp Fakültesinden mezun oldu. 2008 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalında uzmanlık eğitimine başladı. 2014 yılında uzmanlık eğitimini tamamladı. 2011 yılında kurulan Ankara Üniversitesi Politik Psikoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde yönetim kurulu üyeliği görevini yürüttü. 2014 yılından itibaren aynı merkezde danışma kurulu üyesi olarak görev yapmaya başladı. Şu an Politik Psikoloji Derneği yönetim kurulu üyeliği görevini yürütmektedir.                            

Yayınlar:

İlhan RS(2011).. Açılım Süreci ve Sivil İtiaatsizlik Eylemleri. Politik Psikoloji Yıllığı Cilt 1 (Edt: Ersaydı –Çevik , B. S.). Barış Kitapevi. (Ankara) s :47-52

 

İlhan RS (2011). Bellek Fonksiyonları ve Nesne İlişkileri Kuramı Temelinde Büyük Grup Davranışlarının Özellikleri: Türkiye’ deki Ötekileşme Süreci. Politik Psikoloji Yıllığı Cilt 1. (Edt: Ersaydı –Çevik B.S.).Barış Kitapevi.(Ankara) s:56-61

 

İlhan RS (2012). Yokediciliğin Psikolojisi: PKK-KCK-BDP-DTK. 21. Yüzyıl Türkiye Dergisi 37:61-67

 

İlhan RS, Cevik-Ersaydı S (2012). Türk Ermeni Yakınlaşmasında Toplumsal Yas Fakötrü: Bir Politik Psikoloji Değerlendirmesi. Ermeni Araştırmaları 43:113-133

 

Senem Çevik-Ersaydı, Rifat Serav İlhan (2012). Stratejik İletişim ve Algı Yönetimi. Ankara Üniversitesi yayınları

 

İlhan RS (2013). Arap Baharı ve Osmanlı’nın Yası Bağlamında Modern Türk Kimliği. Akademik Ortadoğu (8;1) 25-51

 

İlhan RS (2013). Psikopolitik Bir Bakiş Açisindan Yikici Liderler Ve Takipçileri: Yikici Bir Cult Yapilanmasi Olarak PKK. 21 Yüzyılda Sosyal Bilimler Dergisi 2:97-118

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display