Alaettin Parmaksız

Alaettin Parmaksız

1951 yılında Karaman Ermenek kazasında doğdu. İlk ve orta öğrenimi orada tamamladıktan sonra o dönemde Ermenek kazasında lise olmadığı için Liseyi EDİRNE'de okudu. 1970 ylında Kara Harp Okulu'na girerek, 1973 yılında Kara Harp Okulu'ndan, 1974 yılında Piyade Okulu'ndan mezun oldu. 1975 yılında Komando İhtisas Kursu'nu bitirdikten sonra tayin olduğu Erzurum'da 1980 yılında Kara Harp Akademisi'ni kazanarak, 1982 yılında Kara Harp Akademisi'ni bitirdi. 1992–1993 yılında NATO Savunma Koleji'ni, 1996 yılında Silahlı Kuvvetler Akademisi'ni bitirdi.

Kara Harp Akademisini bitirdikten sonra1982–1984 yıllarında KIBRIS'ta, 1984–1990 yıllarında Genelkurmay Karargâhı Harekât Başkanlığı'nda görev yaptı 1990–1992 Yıllarında HAKKARİ'de Dağ ve Komando Tabur Komutanlığı, 1992–1993 Yıllarında Genelkurmay Karargâhı Anlaşmaları İzleme Şubesi'nde proje subaylığı, 1993–1995 yıllarında Güney Kore Askeri ataşeliği, 1995–1996 Dağ Komando Okulu ve Eğitim Merkez Komutanlığı Kurmay Başkanı ve AZERBAYCAN 887 Tugay Eğitim Komutanlığı, 1996–1997 Kara Kuvvetleri Psikolojik Harekat Şube Müdürlüğü, 1997–1999 Gökçeada 5. Komando Alay Komutanlığı görevlerinde bulundu.

1999'da Tuğgeneralliğe terfi ederek Dağ ve Komanda Tugay Komutanlığına atandı. Hakkâri'de iki yıl tugay komutanlığını müteakip, 2001 yılında Edremit'te bulunan 19. Piyade Tugay Komutanlığı'na atanarak, iki yıl bu görevi yaptı. 2003'te Tümgeneralliğe terfi eden ve Genelkurmay İstihbarat ve İstihbarata Karşı Koyma Daire Başkanlığı görevine atanan Emekli Tümgeneral Parmaksız, 2004 yılında Tümgeneral rütbesindeyken istifa ederek emekli oldu. 

4 yıl boyunca görev yaptığı Hakkari anıları ile bitirilemeyen terörün nedenleri, çözüm için uygulama modelleri ve terörle mücadelenin analizinin yapıldığı “BURASI HAKKARİ ANKARADAN GöRüNDüĞü GİBİ DEĞİL” adlı kitabı yayınlanmıştır. Parmaksız, evli ve iki erkek çocuk babasıdır.

12 Eylül’ün yıldönümü tartışmaları yapılırken medya’ya düşen bir haber gündemi oldukça değiştirdi.
Türkiye’de Hükümet malum basının da yardımıyla nerede sıkışırsa gündemi bir başka tarafa döndürüyor. Ancak döne döne milletin başı dönse de sorunlar çözülmediği için bugün unutturulan konular yarın tekrar sorun olarak önünüze konuyor.
Aslında bugün sizlere Dağlıca olayını yazıp, Silahlı Kuvvetler üzerinde oynanan büyük oyunun bir parçası olduğunu anlatacaktım. Ancak malum mahkeme kararı nedeniyle bu konuyu, yasak kararı kalktıktan sonra yazmak üzere bir kenara bıraktım.
Başbakan’ın ABD ziyaretini değerlendirirken, bardağın boş veya dolu tarafına bakabiliriz. Ortaya çıkan durumda ABD istediğini elde etmiştir. Neydi ABD’nin istediği?
Sayın Başbakan 30 Ekim'de AKP Meclis Grubu'nda yaptığı konuşmada yine meydanı boş bularak esmiş gürlemiş, muvazzaf ve emekli paşaları memleketin birlik beraberliğine kurşun sıkmakla suçlamıştır.
İki hafta içinde 12 sivil 15 asker olmak üzere 27 vatandaşımızı kaybettik. Ulusumuza başsağlığı ve sabır diliyorum.
Kara kuvvetleri komutanı, Kara Harp Okulunun yeni öğretim yılının açılışı nedeniyle yapmış olduğu konuşmada çok önemli konulara vurgu yapmıştır. Aslında bu vurgulamalar Türk devletinin karşı karşıya olduğu tehditleri tehlikeleri ortaya koymaktadır.
Demokrasiye âşık aydınlarımız ve gazetecilerimiz DTP’nin meclise girmesinden o kadar mutlu oldular ki anlatamam. Sarıldılar kalemlerine başladılar methiyeler düzmeye.
İtiraf etmeliyim ki bu başlığı atarken kendi kendime çok düşündüm. Hatta başlığı birkaç defa değiştirdim. Ancak yaşanan süreci göz önüne getirdiğim zaman da farklı bir başlık seçemedim. Bu yazıyı okuyan ve MHP’ye oy veren birçok kişi de bana kızacakl
Biliyorum Çekirge bana kızacak, çünkü geçen hafta emekli paşalar konuşmasın diye bir talimat vermişti. Malum Sayın Başbakan da emekli paşalar televizyon televizyon dolaşıp konuşmasınlar demişti ama pek etkisi olmamıştı. Çekirge’ye bir haller oldu. Es

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display