< < MISIR MÜSLÜMAN KARDEŞLERİN ZOR SINAVI
 Bu sayfayı yazdır

MISIR MÜSLÜMAN KARDEŞLERİN ZOR SINAVI

Yazan  29 Ağustos 2012
Kuzey Afrika ve Ortadoğu’nun en yaygın ve etkili İslamcı hareketi hiç şüphesiz “İhvan-ı Müslimin(Müslüman Kardeşler)” hareketidir.

Hareketin en güçlü olduğu yer Mısırdır. Arap-İslam coğrafyasında önceleri Suudi Arabistan, şimdi ise Katar tarafından desteklenen İhvan hareketi Mısır'da beklendiği gibi bir başarı gösterdi.

 

Mısır'da Tahrir olayları akabinde yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerini İhvan'ın siyasi kuruluşu Adalet ve Hürriyet Partisi'nin adayı Muhammet Mursi kazandı. Görevi Askeri Konsey'den teslim alan Mursi kendisini bir anda iç ve dış sorunların ortasında buldu. Seçmenlerine 100 gün içinde güvenlik, trafik, yakıt, çöp toplama ve ekmek kalitesi ile ilgili sorunları çözüm bulacağı sözünü veren Mursi'nin "100 gün" projesi, ülke genelindeki elektrik kesintisi ve ekmek azlığı nedeniyle şimdiden halkın ümitlerini boşa çıkarmış gibi. Çünkü Mısır'da halk için en önemli şey ekmektir.

Adalet ve Hürriyet Partisi Ekonomi Komisyonu Başkanı Abdulhafız es-Savi, Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin 100 Gün projesinin başarısının bütçe açığının kapatılması ve gereken kaynağın bulunmasına bağlı olduğunu savundu.[1] Mursi'nin hükümeti kurmakla görevlendirdiği Hişam Kandil'in başkanlığındaki kabinede Askeri Konsey Başkanı Mareşal Tantavi'nin Savunma Bakanlığı görevini devam ettirecek olması, "hükümet, Asker-İhvan ittifakı çerçevesinde kuruldu" şeklinde algılandı.

 

Ağustos ayının ilk haftası Mısır basının diğer bir gündemi ise Mursi ve İhvan Hareketinin Mısır basının ele geçirmeye çalıştığı iddialarıydı. Ahmet Said'in başkanlık ettiği "Özgür Mısırlılar Partisi" yayınladığı bir basın açıklamasıyla İhvanı Mısır basınını ele geçirmek için gazetecilere baskı yapmakla itham etti.[2] Eski Mübarek yönetimiyle sıkı ilişkileri olan Ferain kanalının sahibi Tevfik Ukkaşe sunduğu televizyon programında, ''Mursi'nin kanının mübah'' olduğunu ilan etmiş ve bu açıklamayı, Müslüman Kardeşler Teşkilatı'nın kendisine yönelik aynı tutumu nedeniyle yaptığını iddia etti. Bunun üzerine el-Ferain'e bir ay süreyle yayın durdurma cezası verilirken, yayın ihlallerine devam edildiği takdirde kanalın çalışma izninin iptal edileceği bildirildi. Ve savcılık kanalın sahibi Ukkaşe hakkında soruşturma başlattı. İhvan Hareketine yakınlığıyla bilinen televizyon kanalı "Mısır 25" de Tevfik Ukkaşe'nin İsrail yanlısı olduğuna dair haberleri servis etti.[3] Bütün bunların üzerine Müslümanlar Kardeşler'in çoğunlukta olduğu Şura meclisinin, resmi gazeteler için 50 yeni editör atama yapması Mısır basınını iyice öfkelendirdi. Mısır'da Müslüman Kardeşler'in (İhvan) medyayı ele geçirmeye çalıştığını öne süren El Vatan, El Masri El Yevm, El Tahrir gazetelerinde bir gün sütunlar boş çıktı . Kanaatimizce ileriki süreçte İhvan ve Mısır basını arasındaki çatışma sürecek.

 

İsrail ile Filistin'in Gazze Şeridi bölgesi arasındaki Refah sınır kapısı yakınında nöbet tutan 16 Mısır askerinin öldürülmesi Mursi ve İhvan'ı zor duruma düşüren diğer bir gelişme oldu. Bazı mısır gazeteleri saldırıyı silahlı "Tevhit ve Cihat" örgütünün gerçekleştirdiğin ileri sürerken; diğer bir kısım medya kuruluşları ise İsrail'i suçladı. Ancak en ilginç yorumu strateji uzmanı emekli tümgeneral Dr. Muhammet Halef yaptı. Ona göre saldırıların arkasında İran var. Suriye de sıkışan İran, Mısır ile İsraili savaşa sürüklemek istiyor.[4]

Refah saldırısı sonrası Mursi, İstihbarat Müdürü Murad Mevafi, Cumhurbaşkanlığı Muhafızlığı Komutanı General Necib Raşvan ile Kuzey Sina Valisi General Abdulvehhab Mebruk'u görevden aldı. Mısır ordusu, Mısır ile Gazze Şeridi arasında kaçakçılık yapılan tünelleri kapatmak ve saldırıları durdurmak için Refah Sınır Kapısı civarına tanklar, zırhlı araçlar, traktörler, kaya delicileri ve vinç gönderdi. Bölgede hala çatışmalar sürüyor. Saldırı sonrası ölen askerlerin cenazesine güvenlik gerekçesiyle katılmayan Cumhurbaşkanı Mursi'yi hem halk hem de bazı basın kuruluşları tepki gösterdi. "Mısır Koalisyonu Partisi" gibi bazı siyasi oluşumlar ve destekçileri ihvan hareketinin ordunun işlerini karışmasını protesto ettiler. İhvanın Hamas örgütüyle içli dışlı olmasının Mısırın güvenliğini tehdit ettiğini, iddia ettiler.

Kanaatimizce Refah saldırısı, Mursi ve İhvan'ı köşeye sıkıştırmak isteyenler tarafından çok detaylıca hazırlanmış bir plan. Çünkü bu saldırı İhvan'ın İsrail ve Hamasla ilişkisini derinden etkiledi. Mursi'nin Cumhurbaşkanlığını kazandıktan sonra ilk ziyaretçileri Hamas liderleriydi. Hamas liderleri her ne kadar saldırının Filistinlilerle bir bağlantısının olmadığını söylese de , Mısırlı yetkililer Filistinliler için stratejik bir öneme sahip Refah sınır kapısını ve tünelleri kapatmakta kararlı. Ancak bu kararın her zaman Filistin davasını sahiplenmiş bulunan İhvan'ı iç kamuoyunda zora sokacağı tahmin edilmekte. Ve bu kapatma kararı acaba İhvan hareketinin "Filistin söylemi" reel politikada çöküyor mu ? gibi soruları akla getirmektedir.

 

Refah saldırısı sonrası Mısırın önde gelen 29 partisi "Camp David" antlaşmanın tekrar gözden geçirilmesini istedi. Mısır ile İsrail arasında 1979 yılında imzalanan Camp David Anlaşması, İsrail'in işgal ettiği Sina'dan çekilmesine karşılık Mısır'ın diplomatik olarak İsrail'i tanımasını, Mısır'ın elinde kalan Sina yarımadasının Mısır askerlerinden arındırılmasını, Mısır ile İsrail arasında diplomatik ve ekonomik ilişkilerin başlamasını öngörüyor. Uzmanlar Camp David'de yer alan askeri sınırlamaların Mısır'ın Sina bölgesini kontrol etmesini zorlaştırdığını ;kontrolsüz bir Sina bölgesinin İsrail karşıtı silahlı milislerin sığınma yerine dönüştüğünü ;İsrail'in güvenliğini tehdit ettiğini ve son refah saldırısının da bunu teyit ettiğini vurgulamaktadır. Mısırlı Askeri uzman Ahmed Abdulhalim, ''Camp DavidAnlaşması'nda yer alan 4'üncü maddeye göre, yeni gelişmelerin olması ve antlaşmanın üzerinden 5 yıl geçmesi halinde, diğer tarafın onayı ile her iki tarafın daanlaşmametinlerini değiştirebilme hakkı vardır'' dedi.Abdulhalim, son günlerde Refah'tayaşananolaylardan sonra antlaşma metninde değişikliğe gidilmesini düşündüklerini belirterek, ''İsrail'in bu teklifi reddedeceğini sanmıyorum. Eğer reddedecek olursa, Mısır, güvenliği tehlike altında iken anlaşmaya bağlı kalmayacaktır'' diye konuştu.

 

Son olarak İsrail güvenlik kabinesi, İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak'ın teklifiyle aldığı bir kararla, Mısır'ın Sina Yarım Adası'nda 5 askeri saldırı helikopteri bulundurmasına izin veren bir yasayı onayladı. İsrail güvenlik kabinesinin son kararıyla, Sina bölgesinde ağır askeri silah bulundurulmasına yasak getiren Camp David Anlaşması da tadil edilmiş oldu.

 

Mursi ilk yurt dışı ziyaretini Suudi Arabistan'a yaptı. Seçimlerde selefi "En-Nur"[5] partisini destekleyen Arabistan yönetimi, Mursi'nin ziyaretinden memnun oldu. Aslında bu ziyaret Mursi'nin körfez ülkelerine bir mesajıydı. Mursi'nin ilk yurt dışı ziyaretini Suudi Arabistan'a yapması, Mısır'ın yeni dönemde ekonomik, siyasi, sosyal ve kültürel ilişkilerini Körfez ülkeleriyle artıracağının sinyali olarak algılanıyor. Ziyaret aynı zamanda, körfez ülkelerinin İran endişesini giderme girişimi olarak da yorumlanıyor. Mursi bu ziyaretiyle İranla ilişkisini Mübarek döneminde olduğu gibi sınırlı tutacağının da işaretini verdi. Mursi'nin Arabistan ziyaretinin diğer bir gerekçesi de ekonomik ilişkileri sürdürme isteği. Suudi Arabistan'ın Mısır'daki yatırımları 27 milyar dolar civarında. 2011 yılında Mısır ile Suudi Arabistan arasında 4.75 milyar dolar olan ticaret hacmi, 2012 yılı ilk çeyreğinde yüzde 50 civarında artış gösterdi.Suudi Arabistan'ın Mısır'da sanayi, hizmet, turizm ve ziraat gibi farklı alanlarda 779 projesi bulunuyor. Bu projelerde 88 bin civarında Mısırlı istihdam edilmiş durumda. Ayrıca işsizlik ve fakirlikle boğuşan Mısırlılar rızıklarını Arabistan'da arıyor. Suudi Arabistan'da farklı işlerde çalışan Mısırlıların sayısı ise, 1.7 milyon civarında. Dolayısıyla Mursi ve İhvan'ın soluklarını enselerinde hissettikleri ve rakipleri olan selefi Nur Partisini destekleyen Arabistan ile ilişkilerini orta düzeyde devam ettireceği kanısındayım..

Mursi yönetimindeki Mısır önemli bir misafiri de ağırladı. ABDDışişleri Bakanı Hillary Clinton. Bayan Clinton, Kahire'de Mısır'ın seçimle iş başına gelen ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'yi ziyaret etti. Bu görüşme, aynı zamanda Amerikan yönetimiyle bir Müslüman Kardeşler yöneticisi arasındaki ilk resmi teması oluşturdu. Bayan Clinton görüşme sonrası düzenlediği basın toplantısında, ABD'nin Mısır'daki demokratik değişimi desteklediğini ve ABD'nin Mısır'a 250 milyon dolar yardım edeceğini, söyledi. Kanaatimizce İhvan yönetiminin kısa vadede ABD ile ilişkilerinde herhangi bir değişikliğe gideceğini sanmıyoruz.

Mısır'ın devlet başkanı düzeyinde ilk ziyaretçisi Katar Emiri Hamid Et-Tani oldu. Aslında bu ziyaret bizim için sürpriz olmadı. Çünkü Katar yönetimi her zaman Müslüman Kardeşlerin yanında yer aldı. Nasır, Enver Sedat ve Mübarek döneminde siyasi baskıya maruz kalan ihvan taraftarları soluğu çoğunlukla Katar'da aldı. Örneğin İhvan hareketinin önemli ideologlarından Yusuf Kardavi hala Katar'da yaşamaktadır. Katar Emiri, beklendiği üzere Mursi ve İhvan'a hem siyasi destek hem de 2 milyar dolar tutarında mali destek sundu. Bu mali destekle, 22 milyar dolar bütçe açığı, 33.3 milyar dolar dış borcu ve yaklaşık 30 milyar dolar da iç borcu olan Mısır ekonomisi bir süreliğine de olsa rahat bir nefes alacak.

Mursi, Katar Emiri'nin ziyareti sonrası sürpriz bir kararla Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı Mareşal Hüseyin Tantavi'yi görevden aldı. Mursi, cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi Tantavi liderliğindeki Yüksek Askeri Konsey'in cumhurbaşkanlığının yetkilerini kısıtlayan Anayasa Deklarasyonu'nu da iptal etti.[6] Kanaatimizce Mursi'nin bu kararı kendi konumunu güçlendirdi. Ancak Mursi ile Mübarek dönemi derin bürokrasisinin kavgası bir süre daha devam edecek gibi.

Sonuç olarak Cumhurbaşkanı Mursi ve İhvanı önümüzdeki günlerde şu sorunlar epey zorlayacak gibi:

Mursi'nin 100 gün içinde güvenlik, trafik, yakıt, çöp toplama ve ekmek kalitesi ile ilgili seçim vaadi "100 gün projesi"

Mübarek döneminin derin sivil bürokrasisi.

Basın özgürlüğünün kısıtlanması ve siyasi partilerin tepkileri

Yeni anayasa yazım çalışmaları.

Bütçe açığı, iç ve dış borçlar.

Mısır- Hamas- İsrail ilişkileri.

 


 

[1] http://www.ikhwanonline.com/new/president3/morsy.aspx

 

 

[2] http://www.almasreyeenalahrrar.org/

 

 

[3] http://www.masrawy.com/ketabat/ArticlesDetails.aspx?AID=170037

 

 

[4] http://www.ahram.org.eg/Al-Ahram-Files/News/164821.aspx

 

 

 

 

[5] İhvan ile selefi Nur partisi arasındaki ilişkileri önümüzdeki günlerde başka bir makalede ele almayı düşünüyorum.

 

 

[6] http://www.shorouknews.com/egypt/Eg-Politics, http://www.hurryh.com/Our_news_Details.aspx?News_ID=14080