Bu sayfayı yazdır

Rus Kaynaklarında Mısır Darbesinin Perde Arkası

Yazan  25 Temmuz 2013

Orta Doğu’daki gelişmeleri değerlendirirken, birçok faktörün söz konusu olduğunu dikkate almak gerekir. Tek bir faktör üzerinde analiz yapılması eksik kalır. Farklı güçlerin enerji alanında farklı çıkarları, gizli servislerin rolü ve ABD’nin dünya siyaset düzeninin değiştirme planları Mısır olaylarında da baştan itibaren etkileyen faktörler olmuştur. Ele alacağımız analizin amacı Mısır olaylarını etkileyen çeşitli etkenlerin Rus kaynakları çerçevesinde değerlendirmek olacaktır.

Mısır Darbesinin İç Nedenleri

Rus siyaset bilimci Aleksandr Dugin’in de belirttiği gibi, Arap Baharı olayları ABD’nin daha öncelerden beri Kuzey Afrika’da yeni rejimlerin kurulmasına yönelik “Büyük Ortadoğu Projesi” gibi planlara bağlı olarak gelişmiştir. Ancak bu süreçte ABD İslam faktörünü yeterince hesaba katmamıştır. 1990’larda Cezayir’de “Sol İslami” gruplarının iktidara gelmesini engellemek için Batı ve ABD Ben Ali’nin iktidara gelmesini desteklemişlerdir. Zamanla bu rejimlerin diktatörleşmiştir. Amerikalılar son 10 senedir bölgenin demokratikleşmesi gerektiği kanısına varmışlarıdır. Diğer bir değişle, bölgedeki Batı yanlısı diktatörlüklerin yerini Batı yanlısı “yeni tipi demokrasiler”  almasına karar verilmiştir. Ancak İslam ülkelerinde, siyasal İslam, Batıya yakın sivil toplum kuruluşlarından daha güçlü olarak ortaya çıkmış, İslamcı ve Batı yanlısı laik kesim arasında sıkı bir rekabetin başlamasına neden olmuştur.[1]

Bu gelişmeler bağlamında Mısır devrimine bakılırsa, Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’in yerine     İslam kesimini temsilen Muhammed Mursi’nin Devlet Başkanı olması, başlangıçta Batı tarafından olumsuz karşılanmamıştır. Mursi bir taraftan Müslüman Kardeşlerin temsilcisiyken, diğer taraftan Batı’yı da yakından tanımaktaydı. Uzun zaman ABD’de yaşamış, ABD Askeri-Sanayi Komplekslerinde çalışmış bir niteliğe sahipti. Dolayısıyla da Mısır’ın demokratikleşme sürecinde Mursi ABD’den kontrol edilebilecek bir nitelikler taşımaktaydı. Ancak Mursinin seçilmesiyle birlikte İktidara gelen Müslüman Kardeşler devlet kademelerine İslami ideolojinin sızmaya başlaması ülkenin diğer kesim tarafından tepkiyle karşılanmıştır.[2]

Bu tepkileri güçlendiren ve Müslüman Kardeşlerin iktidarını etkileyen diğer bir faktör ise, Mısır devrimini ve Mübarek’in devrilmesini organize eden Müslüman kardeşler değil, laik ve sol grupların olmasıdır. Seçimlere sonradan katılan ve iktidara gelen Mursi, iktidarda kalabilmesini sağlayan neden ülkenin sosyo-ekonomik sorunların çözümüne yönelik  “ekonomik programının” olduğuna dair iddiası olmuştur. Daha sonra da böyle bir programın olmadığı ortaya çıkması ülkenin diğer kesimlerin tepkisini artırmıştır.  Bu yetmemiş gibi Mısırda iktidarı ele geçiren Müslüman Kardeşlerinden belli bir “gizli grup/örgüt” tarafından iktidarın imkânlarını kendi ekonomik çıkarları için kullanmaya başlaması ülkenin diğer siyasi güçleri tarafından yakından takip edilmeye başlanmıştır.[3]

Ülkenin siyasi ve ekonomik hayatında önemli yere sahip olan Mısır ordusu tekrar öne çıkmaya başlamıştır. Ülkenin ekonomik yapısı ¼ Mısır ordusuyla bağlantılı olması Mısır’da reformlarının gerçekleşmesi önündeki en önemli engellerden biri olmakla birlikte, reformlar Mısır ordusu için tehdit teşkil etmekteydi. Dolayısıyla Müslüman kardeşlerin iktidarı tekeleştirme çabaları Mısır ordusu tarafından olumsuz karşılanmıştır.[4]

Görünen o ki, bu güne kadarki süreçte Mısır toplumu ikiye parçalanmıştır. Gerçekleşecek herhangi bir demokratik seçim ve sonucunda bu seçimi kazanarak iktidar kim gelirse gelsin, iki kesim arasında çatışmaları engel olamayacak. Şuan Mısır ekonomik, finansal, toplumsal ve siyasi buhrandadır. Dolayısıyla Mısırda demokrasiyi değil, krizin yönetiminin getirilmesi gerekir. Ülkede bunu gerçekleştirecek tek örgütlü güç olarak Mısır ordusu vardır.[5]

Dış Güçlerin Mücadelesi

Mısır darbesinin ne kadar iç nedenlere bağlı olsa da, bu süreci destekleyen, hızlandıran, belki de o kadar da doğrudan etkileyen dış etkenler söz konusu olmuştur. Yani Mısır üzerinde bölgesel güçlerin etkisini artırma çabası ve mücadelesidir.

Arap Baharı sonrası yeni Kahir yönetimiyle en sıkı ilişkiler kuran ülke Katar olmuştur.  Katar Mısır ekonomisine 23 milyar dolarla Müslüman kardeşlerin en önemli kreditörü haline gelmişti. Müslüman kardeşlerin iktidara gelmesiyle birlikte Katar Mursi yönetimine 2,5 milyar dolar kredi sağlayan ilk ülke olmuştur. Bunun karşılığında ise, Mısır Katar enerji şirketlerine ülkenin enerji yataklarının işletilmesi için geniş imtiyazlar tanımıştır.[6]

Ancak Orta Doğuda Katar’ın aktif dış politika faaliyetleri olduğu gibi, aynı şekilde Suudi Arabistan öne çıkmaktadır. İki monarşi arasında işbirliği olduğu kadar, rekabette söz konusudur. Bu rekabet Mısır olaylarında açık bir şekilde ortaya çıkmıştır. Örneğin Katar ile Suudi Arabistan Orta Doğu ülkelerinde İslam modelinin gelişmesi konusunda da farklılık göstermektedir. Katar Mısır’da ılımlı İslam güçlerinin iktidara gelmesini, parlamenter rejimle yönetilmesini desteklerken, Suudi Arabistan daha radikal selefi gruplarını desteklemektedir. Suudi Arabistan Mursinin devrilmesini destekleyen selefi “Nur” partisini desteklemiştir.[7]

Suudi Arabistan Mısır darbesinde önemli rol oynadığına dair Al-Akhbar Nov gazetesi açık bir şekilde yazmıştır. Gazeteye göre Mısır’da darbe öncesi Suudi Arabistan İç İşleri Bakanı Muhamet bin Zayad ile Mısır Ordusu liderleriyle sıkı iletişim içerisindeydi. Gazete’de İç İşleri Bakanı Muhamet bin Zayad’in Mısır Savunma Bakanı Abdul Fattah Sisi’ye ülkede darbenin yapılmasından sonra ülke ekonomisini 3 ay içerisinde Suudi Arabistan’ın büyük miktarda paraların aktarılması sonucu tekrar canlandıracağına söz verdiği belirtilmektedir. Prens Muhammed bin Nayif, Suudi Arabistan’ın 3 milyar dolar kredi sağlayacağını söylemiş, yarısı ise darbeden 5 gün önce transfer edilmiştir. Selefi partisi “Nur” ise Suudi Arabistan tarafından her sene 150 milyon dolar yardım yapılacağı vaatleriyle satın alındığı da belirtilmektedir.[8]

Diğer taraftan Mısır’daki istikrarsızlık en fazla İsrail’in çıkarına olabilecek Suudi Arabistan ve Irak petrolleri ve petrol boru hatlar üzerindeki rekabet olabilir. Suriye ve Lübnan olayları nedeniyle Mısır üzerinden gerçekleşen petrol akışı artmıştır. Mısır’ın istikrarı ise AB ve Suudi Arabistan’ın çıkarınadır. Dolayısıyla da söz konusu tarafların konuya müdahalesi olasılığı da yüksektir. Süveyş kanalı üzerinden ve ya “trans-Mısır” petrol boru hatlarının güzergâhı üzerinde yaşanan istikrarsızlık Arabistan ve Irak petrollerinin İsrail’in kuzeyindeki Hayfa limanının tekrar faaliyete geçmesi anlamına gelecektir.[9]

Dolayısıyla Orta Doğu petrollerinin Avrupa’ya taşınması konusunda İsrail ve Suudi Arabistan arasında da rekabet söz konusudur. Mısır’da yaşanacak istikrar, Suudi Arabistan’ın projelerinin gerçekleştirmesi için olumlu gelişmeyken, İsrail’in zararınadır. Aynı şekilde, Mısır’da yaşanacak istikrarsızlık İsrail’in çıkarına olur, Suudi Arabistan’ın zararına olacaktır.

Sonuç

Mısır devrimi sonrası iktidara gelen Müslüman Kardeşlerin Askeri Darbeyle iş başından uzaklaştırılması ülkede yaşanan iç gelişmeler olduğu gibi, dış ülkelerin etkisi de azımsanmayacak derecede büyük olmuştur. Müslüman Kardeşlerini temsilen iktidara gelen Muhammet Mursi ülke içi, ekonomik, sosyal, siyasi sorunlardan kaynaklanan muhalif grupları olduğu gibi Mısır ordusunun hoşnutsuzluğuyla karşı karşıya kalmasıyla birlikte, bu gelişmeleri kendi çıkarları doğrultusunda kullanma için rekabet ve yoğum mücadeleye girişen bölgesel güçlerin etkisi olmuştur. Mısır’da iç istikrarsızlık ve iktidar mücadelesi uzun süreceği gibi, dış güçlerin rekabeti de Mısır’ı etkilemeye devam edecektir.

 

 


[1]Aleksandt Dugin, “İslamskomu Miru Sorvali Rezbu”, http://rus.ruvr.ru/2011/01/29/41697272/(10.07.2013).

[3]Bagram Seyranyan, Radio Svoboda, http://www.svoboda.org/content/transcript/25036194.html(6.07.2013).

[4]Kersten Knipp, Andrey Gudkov, “İslamist Musri Meşaet Bzinesu Egipetskih Voennıh”, http://www.inosmi.ru/world/20130705/210665338.html  (8.07.2013).

[5]Anatoliy El Mürid, “Egipet-Bankrot”, http://www.vz.ru/opinions/2013/7/3/639761.html(6.07.2013).

[6]“Katar Zahvatıvayet Mestorojnedine Egipta”, http://voprosik.net/katar-zaxvatyvaet-mestorozhdeniya-egipta/(8.07.2013).

[7]Gevorg Mirzayan, “Vremya Sobirat Kamni”, http://expert.ru/2013/07/5/vremya-sobirat-kamni/(10.07.2013).

[8]“Kto Gotovit Perevorot v Egipte” http://voprosik.net/kak-gotovilsya-perevorot-v-egipte/(8.07.2013).

[9]““Neftyanoy Sled” Sobıtiy v Egipte?”, http://www.wprr.ru/archives/3353(17. 07. 2013).