Sayın Prof. Dr. Sema KALAYCIOĞLU ile 13 Mayıs 2020 tarihinde web konferans yolu ile “Koronavirüs Pandemisinin sonrası yenidünya düzeninde küreselleşme mi? ulusallaşma mı?” konusu üzerine, merak edilen hususlarda çok güzel bir görüşme gerçekleştirdik.
2016’daki referandumda Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği’nden ayrılması istikametinde karar çıkması ve Trump’ın ABD başkanlığına seçilmesi; küreselleşmenin iki ana ideolojik eksenini hayata geçiren Thatcher ile Reagan’ın ve sonrasının politikalarına İngiliz ve Amerikan halklarının verdiği tepki olarak okunabilir. Bir anlamda neoliberalizmküreselleşme ikilisi ortaya çıktığı ülkelerde ideolojik-politik anlamda çökmüştür. Bu iki gelişmeyi neoliberalizme dayanan uluslararası sistemin “popülistler tarafından tacizi” olarak okuyanlar da vardır.
Bütün bu süreçler, iki kutuplu dünya düzeninin çökmesinden sonra oluşan tek kutuplu dünya düzeninden, tekrar iki kutuplu bir dünya sistemine dönüşle paralel olarak gelişmekteydi. SSCB’nin çökmesi ve parçalanmasından sonra tek kutup haline gelen ABD’ye karşı, küreselleşmeye tek parti yönetimindeki devlet kapitalizmi ile cevap veren Çin, büyük bir hızla ikinci bir kutup olarak küresel sistemde yükselmekteydi. Korona salgını ile birlikte Çin’in küresel sistem içindeki ikinci kutup olduğu hususu tescil olmuştur.
21. Yüzyıl Dijital Buluşmaları Kapsamında Bu Hafta “KORONA SONRASINDA DÜNYA” Konusunu Konuşacağız
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası Bölümü Öğretim üyesi Sayın Prof. Dr. Hasan Köni ile “Koronavirüs Pandemisinin küresel sistem üzerine jeopolitik, jeoekonomik ve jeostratejik etkileri” konusu üzerine merak edilen hususlarda güzel bir sohbet gerçekleştirdik.
21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Dijital Buluşmaları - Röportaj Serisi kapsamında, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası Bölümü Öğretim üyesi Sayın Prof. Dr. Hasan Köni ile “Koronavirüs Pandemisinin küresel sistem üzerine jeopolitik, jeoekonomik ve jeostratejik etkileri” konusu üzerine merak edilen hususlarda güzel bir sohbet gerçekleştirdik.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Sayın Prof. Dr. Hüseyin BAĞCI ile “Koronavirüs Pandemisinin küresel sistem üzerine siyasi, ekonomik ve jeostratejik etkileri” konusu üzerine merak edilen hususlarda güzel bir sohbet gerçekleştirdik.
21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü’nün Yayınlamış Olduğu 12 Adet Özel Rapor
SADECE 60 TL
KAMPANYA STOKLARLA SINIRLIDIR
Türkiye 2011 yılı sonrasında çok kısa bir süre içerisinde ülkemizin demografik yapısını değiştirecek bazı kentlerimiz ve ilçelerimizde Türkleri azınlığa düşürecek büyüklükte bir göç yaşayarak dünyanın en fazla sığınmacı barındıran ülkesi haline gelmiştir. Orta Doğu ve Asya’nın değişik ülkelerinden gelen yabancı sayısı 7 Milyona yaklaşmış, Türkiye nüfusunun %8.5’ini oluşturmuştur. Bu rakam 16 Avrupa ülkesinin nüfusundan daha fazladır. Türkiye, Roma İmparatorluğu gibi bir kavimler göçü ile karşı karşıyadır. Hiçbir ülke bu kadar kısa bir süre içerisinde gelen büyük bir nüfusu kontrol ve entegre edemez; olumsuz siyasal, ekonomik, sosyal, kültürel ve jeopolitik sonuçlarını engelleyemez. Türkiye’ye yönelik gerçekleşen bir kavimler göçü, ülkemize yönelik sürdürülen bir stratejik göç mühendisliğidir. Diğer bir ifadeyle Suriyeliler ülkemize bombalandıkları için gelmiyorlar. Suriyeliler Türkiye’ye gelmeleri için bombalanıyorlar.
21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü’nün 2020 Yaz Dönemi Staj Duyurusu aşağıda olduğu gibidir.
21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü - 14-03-2024
Doktora Öğrencisi Duhan Alptürk İNCE
Prof. Dr. Sema Kalaycıoğlu - 11 Mart 2024
Hava koridoru, tahıl koridoru ve nice “insani yardım koridoru” na şimdi bir başkası eklenmek üzere. ABD önderliğinde planlanan Gazze’ye insani yardım koridoru veya yüzer iskele. 7 Ekim’den sonra başlayan Israil…
Bu makalede, 2024 yılı 2023 verileri çerçevesinde Türkiye açısından siyasal, ekonomik, güvenlik, çevre ve uluslararası ilişkiler yönünden irdelenecektir. Türkiye için 2023 yılı, Yargıtay’da bir grup yargıç tarafından başlatılan bir “sivil darbe”…
Prof. Dr. Sema Kalaycıoğlu - 12 Şubat 2024
Türkiye 2022 yılından beri Mısır ile bozulan ilişkilerini düzeltme çabası içinde. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Mısır gezisinin hala bu kapsamda düşünülmesi ve bugüne kadar gibi sonuçlar alındığının değerlendirilmesi gerekir.
21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü - 07 Şubat 2024
Doç. Dr. Kubilayhan ERMAN