Cenevre-2’den Suriye Saldırısına: ABD-Rusya Arasında Kalan Suriye

Yazan  05 Eylül 2013

Mart 2011’den bu yana Suriye’ye müdahale yapılıp yapılmayacağı tartışmaları sürerken bir anda Ağustos 2013’te müdahalenin gerçekleşeceği tarih ve müdahalenin nasıl olacağına dair haberler hızla yerini almaya başladı. Suriye müdahalesinin dile getirilmesinden kısa bir süre önce Rusya ve ABD 2012’de gerçekleştirilen Cenevre Konferansının devamı niteliğinde olması beklenen Cenevre-2’nin gerçekleşeceğinin sinyallerini veriyorlardı. Bu çalışmada Rusya-ABD ilişkilerindeki son durum ele alınırken Orta Doğu’da özellikle Suriye odaklı Krizde gelinen son nokta incelenecektir.

Rusya-ABD İlişkisinde Hayal Kırıklıkları

Suriye Krizi boyunca Rusya-ABD ilişkileri inişli çıkışlı bir seyir takip etmiştir.  Aslında uluslararası alanda kremlin-Washington ortaklığı uluslararası pek çok sorunun çözümünde (Suriye, İran ve Afganistan) ABD’nin işlerini kolaylaştırması açısından önemli bir adım olarak görülmekte idi. Ancak İran’ın nükleer programı kapsamındaki faaliyetleri, Suriye’de yaşanan iç savaş, Avrupa füze kalkanı sistemi gibi sorunlar Afganistan Obama Hükümetinin Rusya ile ilişkileri iyileştirme hedefinin ise Snowden olayı sonrasında başarısızlığa uğradığı yorumlarına yol açmıştır.[1]   Bu noktada Kremlin’in, ABD Ulusal Güvenlik Ajansı'nın (NSA) eski sistem analisti Edward Snowden’a geçici  sığınma hakkını vermesi eski KGB Ajanı  Başkan Putin için bulunmaz hediye olarak yorumlanmıştır. Çünkü geçici sığınma hakkına sahip olan Snowden Rusça öğrenmeye başlaması ilgi çekicidir. [2]

Nitekim iki ülke ilişkilerinin Sovyetler Döneminden bu yana en büyük kopma noktası Snowden ile yaşanmıştır. Politik adımları bilgi ve kontrol üzerine kurulu Putin’in Snowden’ı 6 hafta boyunca sığınma hakkı vermeden havaalanında bekletmesinin nedeni olarak ABD- Rusya arasında Avrupa Füze savunma sitemi konusunda bir ilerleme kaydedilememiş oluşu gösterilmiştir.[3]Öte yandan Josef Joffe 4 Ağustos tarihli Wall Street Journal’da yer alan yazısında[4]Snowden Olayı’nın Stalin Döneminde gerçekleşen Rosenbergs ihanetine benzer bir öneme sahip olduğunu dikkat çekmiştir. Joffe’nin asıl endişesi 60 yıl önce gerçekleşen Rosenbergs olayı ile nükleer bilgilerin Stalin’e aktarılmasına karşılık Snowden olayı ile de ABD’nin tüm gizli bilgilerinin bu kez eski bir KGB ajanı olan Putin’in hizmetine sunulacağıdır.   Bu bağlamda Joffe, Putin’in Obama yönetiminin zayıflıklarından yararlandığına dikkat çekerek kendinin fare ile oynadığı gibi Putin’in de Obama ile oynadığını belirtmiştir. Peki, bu iddia ne derece gerçekçidir? Bu noktada Rusya-ABD ilişkileri kapsamında Orta Doğu’daki gelişmeleri incelemek yararlı olacaktır.

Rusya’ya Rağmen Suriye’ye Müdahale

Soğuk Savaş Dönemi’nde büyük bir stratejik güç mücadelesi alanı olan Akdeniz bugünde önemini korumaktadır. Dolayısı ile Rusya da Akdeniz’de çıkış kapısı olan Tartus’u  kaybetmek istememektedir. Haziran 2013’te Pravda.ru ‘da Putin’in Akdeniz’de Rus varlığı ile ilgili açıklamalarına yer verilmiştir. Putin,  Rus Donanmasının Akdeniz’de bulunmasının Rus Devleti çıkarları ve ulusal güvenliği yakından ilgili oluşuna dikkat çekmiştir. Rus varlığının bölgede daimi olarak bulundurulma isteğinin en önemli nedeni ise Suriye’ye ABD tarafından yapılabilecek ani bir müdahale ihtimaline karşı Rus kuvvetlerinin bölgede hazır bulundurulmak istenmesidir.[5]Bugün gelinen noktada bu tezin doğruluğu görülmektedir.

Ağustos 2013’te Suriye'de Esad rejiminin kimyasal silah kullandığı iddialarının ardından ABD’nin ülkeye müdahalesinin "uluslararası normların kesin yasağını açık biçimde ve geniş çapta ihlal eden bir devletin, suçu tekrar işlemesinin önüne geçmek adına, bu ihlale zorunlu karşılık vermeye"[6]temeli üzerine oturtulacağı gündeme gelmiştir. Bu haberler üzerine Moskova ABD’nin Irak operasyonundaki başarısızlığını vurgulayarak on yıl önce yapılan hataların tekrarlanmaması gerektiğini açıklamıştır.[7]Diğer taraftan Lavrov Suriye’ de kimyasal silah kullanımına dair kanıtlarının ve araştırmaların sonuçlarının Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne sunulması gerektiğini belirterek ülkede iktidar değişiminin iç savaşı sonlandırmak bir yana daha da şiddetlendireceğini dile getirmiştir. [8]Putin ise Esad rejimin kimyasal silah kullandığı iddialarının ‘tamamen saçmalık’ belirtirken,  ABD’den bu iddia ile ilgili elindeki kanıtları ortaya koymasını istemiştir.[9]Öte yandan Esad ise Esad, Rus İzvestia gazetesine verdiği röportajında Rusya, Çin ve İran’ın uluslararası arenada kendilerini desteklerden Türkiye ve Katar ile ilgili olarak ise “Teröristlerin sponsorluğunu Katar yapıyor, Türkiye ise onları eğitiyor ve koridor sağlıyor. Sponsor niteliğinde Suudi Arabistan’ın yerini bugün Katar aldı. Suudi Arabistan’ın sadece parası var. Sadece parası olan kimseler ise uygar bir toplum kuramaz ve barışı destekleyemez. Eğer Suudi Arabistan ana sponsor rolünü yerine getiriyorsa, bu takdirde Türkiye’nin durumu tam tersi. Çok üzülüyorum ki Türkiye gibi bir devleti bir kaç dolarla idare etmek mümkün. Ne yazık ki, stratejik konumu ve gelişmiş toplumu olan muazzam bir ülkeyi, Körfez ülkelerinden biri yönlendiriyor. Tüm bunlardan Türkiye Başbakanı sorumlu.”[10]açıklamasında bulunmuştur.

Rusya, Suriye müdahalesi ile ABD ile karşı karşıya mı gelecek yoksa müttefik mi olacak soruları akla gelirken pek çok ilgin iddia ve tez ortaya atılmıştır. Bunlardan dikkat çekenlerini incelemek gerekir ise;

1.      Rusya’ya Petrol Teklifi

Rusya,  ABD’nin olası Suriye müdahalesi ile ilgili olarak açıklamalarda bulunurken  Telegraph gazetesi, Suudi Prens Bandar bin Sultan’ın Rusya’ya petrol önerisi karşılığında Rusya'nın Suriye’ye olan desteğini çekmesini istediği iddialarına yer vermiştir.  İddiaya göre Putin ile görüşen istihbarattan sorumlu olan Suudi Prens, "Petrol konusunda nasıl Rus-Suudi ortaklığı sağlayabileceğimize bakalım. Hedefimiz küresel piyasalarda petrolün fiyatının sabit kalabilmesi için üretim miktarı ve fiyat belirlenmesi olmalı. Rusya'nın ayrıca İsrail'den Kıbrıs'a kadar Akdeniz'de petrol ve gazla ilgilendiğini de biliyoruz. Rus doğalgaz hattının Avrupa için öneminin de farkındayız. Bununla rekabet etmekle ilgilenmiyoruz. Bu konularda işbirliği yapmak istiyoruz."  teklifinde bulunmuştur. [11]Bu iddiaların ardından ise İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Rusya Devlet Başkanı Putin Suriye ile ilgili olarak yaptıkları telefon görüşmesi sonrasında Ruhani İran ile Rusya'nın pek çok konuda ortak bakış açısına sahip olduklarını belirterek Rusya'nın Suriye meselesindeki güçlü ve ilkeli duruşunun bölgede huzur ve istikrarın sağlanmasına yardımcı olacağını belirtmiştir. [12]Rusya’nın Suriye konusundaki tavrına ilişkin son durum İran aracılığı ile açıklanmıştır.

 

2.      ABD Suriye’ye Rusya Baltık’a

 

Yaklaşık bir yıl önce Güney Kafkasya üzerinde Rus askeri gücünün yenilenmesi gerektiğine dikkat çeken Bağımsız Devletler Topluluğu uzmanıMikhail Aleksandrov’un  Suriye müdahalesinin gündeme gelmesi ile birlikte Rusya’nın da ABD’nin bu hareketlerine karşılık olarak Litvanya, Letonya ve Estonya’ya asker göndermesi gerektiğini ifade etmiş olmasıdır. [13]Aleksandrov bu çıkışı ile Rusya’nın ABD’nin anladığı dilden cevap vermesi gerektiğini savunmaktadır. İlginç bir nokta ise Obama’nın Suriye konusu ile ilgili olarak Kuzey Avrupa ve Baltık ülkelerinin liderleri ile bir araya geleceği haberi olmuştur. [14]her ne kadar normal  bir toplantı olarak değerlendirilmesi mümkün olsa da Estonya, Letonya ve Litvanya ile ilgili Rus uzmanın iddialarının ardından gerçekleşmesi akıllarda soru işaretleri uyandırmaktadır.

3.      Pravda’dan Türkiye’yi Eleştiren Makale

Suriye konusunda başında beri farklı politikalar takip eden Rusya ve Türkiye’nin ikili ilişkilerinde herhangi bir sorunun olmadığı her fırsatta vurgulanmaktadır.  Fakat dikkat çeken bir ayrıntı ise Pravda.ru yer alan Oleg Artukhov’un yazmış olduğu makaledir. İngilizce çevirinde kullanılan başlık dikkat çekicidir. “Turkey sells Allah to attack Syria[15]başlıklı makalede Türkiye’nin Suriye politikası eleştirilmektedir. Fakat ilginç ayrıntı ise makalenin orijinal Rusça hali ile İngilizce çevirisindeki başlığındadır. İngilizce başlıkta Türkiye denirken orijinal halinde ise “Kak Erdogan prodayet Allakha[16]Türkiye ismi verilmemektedir.

 

Rusya ve ABD arasında Suriye

Bugün gelinen sürece baktığımızda Rusya’nın talebi ile BM merkezinde yapılan Güvenlik Konseyi daimi üyelerinin Suriye konulu toplantı düzenlenmiştir. [17]Görüşme sonrasında açıklama yapılmazken ABD Başkanı Obama’nın ABD’nin Suriye’ye yapacağı askeri operasyon ile ilgili olarak ABD Kongresi’nin onayını arayacağını[18]açıklaması  geri adım olarak yorumlanmıştır. Elbette, NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen’in Suriye’ye karşı yapılacak bir askeri müdahalede NATO’nun yer almayı planlamadığını açıklaması da önem arz etmektedir.[19]Ayrıca müdahaleye ilişkin endişeler ya da çekinceler sadece Batı’da değil Arap ülkelerinde de görülmektedir. Suriye konusunda Rusya Devlet Duması Dışişleri Komitesi Başkanı Aleksey Puşkov, Irak, Mısır, Cezayir ve Tunus’un askeri operasyona karşı olduğunu belirterek Arap Birliği’nde Suriye müdahalesi nedeni ile oluşan bölünmüşlüğe dikkat çekmiştir.[20]

Gelinen noktaya baktığımızda Moskova için Suriye’nin önemi Rusya’nın Orta Doğu’daki ulusal çıkarlarını ifade etmektedir. Bu noktada Suriye Rusya için sadece silah satışı ya da coğrafi konumu değil ayrıca Soğuk Savaştan bu yana ABD hemegonyasına karşı ideolojik bir birlikteliği bulunan bir ülke anlamına gelmektedir. Öte yandan bölgedeki terörizm faaliyetleri ve radikal grupların kontrol edilememesi Rusya’nın Kuzey Kafkasya bölgesi için büyük sorunlara yol açacak patlaya hazır bir bomba niteliğindedir. Nitekim Lavrov’un bölge ile ilgili olarak  “Hangi ülkeye bakarsanız bakın, hem Lübnan’da, hem Yemen’de, hem özellikle de Irak’ta, Afganistan’da, Suriye’de teröristler etkin hale geldiler ve kendilerini oldukça rahat hissediyor.”[21]açıklaması önemlidir.

Sonuç olarak Suriye konusunda Rusya, İran ve Çin’in sürecin başından bu yana politikaları açık bir şekilde ortada iken Batı ve Arap Dünyası için yaşanan son gelişmeler ışığında aynı net duruşu görmek zor denebilir.  Öte yandan Esad rejimi ise Batı’nın ve Arap Dünyasının müdahale tedirginliğinden yararlanmakta ve süreci lehine işletmekte olduğu söylenebilir. Bu durum ise ABD ve Rusya’nın kazan-kazan politikası ekseninde birleşemediği sürece deva edecek gibi görünmektedir. Diğer taraftan Putin Suriye’ye müdahale konusunda son olarak 1.Kanal ve Associated Press Ajansı’na verdiği demeçte Şam’ın kimyasal silah kullandığının kanıtlanması ve BM Güvenlik Konseyi’nin onayı olması halinde Moskova’nın Suriye’ye yönelik askeri operasyonu kabul etme ihtimalini dile getirmiş olması da önemli bir ayrıntıdır.[22]  Nitekim son durumda yanıtlanması gereken en önemli soru ise Josef Joffe’nin dikkati çektiği  gibi Rusya, ABD ile kedi fare oyunu mu oynamaktadır?

 

 

 


[1]Snowden Debacle Shows Obama's Russia Reset Has Failed, http://news.investors.com/ibd-editorials/080113-666078-obama-russia-reset-founders-as-snowden-finds-asylum.htm#ixzz2dSE3YIak , 01.08.2013

[2]Edward Snowden asylum case is a gift for Vladimir Putin, http://www.theguardian.com/world/2013/aug/01/edward-snowden-gift-vladimir-putin, 01.08.2013

[3]Snowden Tests Putin's Machiavellianism, http://www.themoscowtimes.com/opinion/article/snowden-tests-putins-machiavellianism/484763.html#ixzz2cVGdDhmZ ,19.08.2013

[6]ABD, Suriye'yi vurma gerekçesini buldu, http://www.dunyabulteni.net/?aType=haber&ArticleID=272207, 27.08.2013.

[9]Putin Rejects Idea Syria Used Chemical Weapons, http://online.wsj.com/article/SB10001424127887324463604579046691326294378.html,31.08.2013

[11]Suudi Arabistan'dan Rusya'ya gizli anlaşma teklifi, http://dunya.milliyet.com.tr/suudi-arabistan-dan-rusya-ya-gizli/dunya/detay/1755318/default.htm, 27.08.2013

[12]İran ve Rusya'dan Suriye'ye müdahaleye karşı görüş birliği, http://www.hurriyet.com.tr/planet/24609653.asp, 29.08.2013

[13]V sluchaye natovskogo napadeniya na Siriyu Rossii nado vvesti voyska v Pribaltiku, http://m-alexandrov.livejournal.com/26151.html, 26.08.2013

[14]A Scenesetter for the Meeting of US-Baltic Presidents, http://acus.org/blogs/new-atlanticist/the-baltic-way, 28.08.2013

[15]Turkey sells Allah to attack Syria, http://english.pravda.ru/world/asia/27-08-2013/125502-turkey_syria-0/,27.08.2013

[17]Rusya’nın girişimiyle düzenlenen BM Güvenlik Konseyi toplantısı başladı, http://turkish.ruvr.ru/2013_08_29/rusyanin-girisimiyle-bmgk-toplandi/, 29.08.2013

[18]Obama Seeks Approval by Congress for Strike in Syria,http://www.nytimes.com/2013/09/01/world/middleeast/syria.html?pagewanted=all&_r=0,31.08.2013

[19]Suriye’ye askeri müdahalede NATO yer almayacak, http://turkish.ruvr.ru/2013_08_30/suriyeye-askeri-mudahalede-nato-yer-almayacak/, 30.08.2013

[20]Puşkov: Arap Birliği, Suriye konusunda bölündü,http://turkish.ruvr.ru/2013_09_02/Puskov-Arap-Birligi-Suriye-konusunda-bolundu/, 02.09.2013

[21]Lavrov: Suriye’deki durum Rusya’nın ulusal çıkarlarıyla bağlantılı,http://turkish.ruvr.ru/2013_09_02/Lavrov-Suriyedeki-durum-Rusyanin-ulusal-cikarlariyla-baglantili/,02.09.2013

[22]Putin: Rusya Suriye’ye karşı askeri operasyonu kabul etmeyi gözardı etmiyor, http://turkish.ruvr.ru/2013_09_04/Putin-Rusya-Suriyeye-karshi-askeri-operasyonu-kabul-etmeyi-gozardi-etmiyor/, 04.09.2013

Dr. Merve Suna Özel Özcan

 
 
E mail:                                   mervesuna@yahoo.com
 
Eğitim Durumu
 
2010 -                                      Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
 Siyaset ve Sosyal Bilimler (Yüksek Lisans)
 
2008 - 2011                            Gazi Üniversitesi Edebiyat Fakültesi
Tarih (Çift Anadal programı)
 
Bölüm Bitirme Tezi: Soğuk Savaş Döneminde Türkiye-ABD İlişkileri Kırılma Dönemleri (1960-1965)
 
2006 - 2010                            Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
Uluslararası İlişkiler (Lisans)
 
 
2002-2006                              Fethiye Yabacı Dil Ağırlıklı Lise
 
 
 
Yabancı Diller                                 İngilizce                                            
Rusça (Başlangıç)
Osmanlıca (Orta )
 
 

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

  II.Mahmut, Vakay-ı Hayriye adıyla, Aksaray-Et Meydanı’ndaki yeniçeri kışlaları top ateşine tutularak 6.000'den fazla yeniçeri öldürülmüş ve isyana katılan yobaz takımı tutuklanmıştır. Askeri kuvveti çok zayıflayan Osmanlı’nın Donanması 1827’de Navarin’de sonra Sinop Limanında yakılınca Osmanlını...

Error: No articles to display