< < Çin’in Balkanlar’da Ne İşi Var?
 Bu sayfayı yazdır

Çin’in Balkanlar’da Ne İşi Var?

Yazan  02 Haziran 2021

Hazırlayan: Mustafa Çuhadar

Çin Halk Cumhuriyeti son elli yılda büyüyen ekonomisi, aran ticaret hacmi ve uluslararası arenada gittikçe güçlenen pozisyonuyla yükselen yeni bir süper güç olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle sahip olduğu ucuz işgücü avantajı ve iç politikada takip ettiği politikalarla dünya üretiminin lideri konumundadır. Özellikle 2013 yılında duyurduğu “Bir Kuşak, Bir Yol” girişimi ile de küresel dinamikleri değiştirme yolunda adım adım ilerlemektedir. Tarihi ipek yolunu canlandırmasını hedefleyen bu girişimin güzergâhını incelediğimizde Avrupa Birliği’ne (AB) coğrafi olarak yakınlığı dolayısıyla Balkanlar, Çin için stratejik bir nokta olarak öne çıkıyor. Son yıllarda Balkan coğrafyasında gerçekleşen yatırımları incelediğimizde artan Çinli şirketlerce yapılan yatırımlar, ayrıca ekonomik yatırımların yanı sıra eğitim ve kültür alanında yapılan yatırımlar göze çarpmaktadır.

Peki, siyasi, ekonomik ve sosyolojik olarak istikrarsız bir bölge olma özelliği taşıyan ve ekonomik anlamda “Avrupa’nın Bermuda Üçgeni” olarak nitelendirilen Balkanlar’da Çin’in ne işi var? Uzun yahut kısa vadede Çin Balkanların yeni gözdesi yahut koruyucusu mu olmak istiyor? Bu çalışmada, Çin Balkanlar’daki çeşitli faaliyetleri incelenerek Balkan ülkelerindeki faaliyetlerinin bir analizi yapılacaktır. Ardından Türkiye’nin bu çerçevedeki konumu tartışılacaktır.

Yeni bir rekabet ortamı

Yukarıda da ifade edilen Bir Kuşak, Bir Yol girişimi çerçevesinde Avrupa’ya ulaşma yolunda Balkanlar bir koridor görevi görmektedir. Bu çerçevede, 2012 Nisan’ında Çin, Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin beraber geliştirmiş olduğu 16+1 İşbirliği Girişimi (Yunanistan’ın da katılmasıyla 17 ülke olmuştur) önemlidir. Zira bu işbirliği ile Çin, Avrupa ülkelerinde Bir Kuşak, Bir Yol girişimini teşvik ederek altyapı, ulaşım, ticaret, lojistik alanlarında işbirliğini ve yatırımı geliştirmeyi hedeflemektedir. Bu bağlamda, koridor işlevi görecek Balkan ülkeleri Çin için büyük önem taşımaktadır. Çin, bölgenin jeopolitik çekişmelerine dâhil olmadan daha çok jeo-ekonomik saiklerle bölgeye angajmanını sürdürmektedir. Çin’in bölgedeki ana biçimi bölgelere altyapı projeleri (özellikle enerji ve ulaşım alanlarında) için borç para yahut kredi imkânı sağlamaktır. Balkan ülkeleri açısından bu durum riskler taşımakla beraber, çeşitli avantajları da beraberinde getirmektedir. Bu bağlamda her ne kadar gerçekleşen projeler kalkınma anlamında önemli olsa da bölge devletlerini büyük borçlarla karşı karşıya bırakmaktadır. Özellikle altyapı gelişmeleri anlamında ve ekonomik olarak Çin’e bağımlı hale gelme tehlikesi mevcuttur.

Bu çerçevede bölge ülkelerinden Sırbistan göze çarpmaktadır. Bölgenin en büyük ekonomilerinden biri olan Sırbistan’da Çin, çeşitli projeler gerçekleştirmekle beraber temel olarak ülkedeki altyapının modernize edilmesi, Huawei’in de katılımıyla ülkede 5G ağının kurulması ve enerji alanında yatırımlar öne çıkmaktadır. Bu bağlamda Sırbistan’da gerçekleştirilen projelerin değeri 2 milyarı Euro’yu aşmaktadır. Ancak uygulanan en önemli proje, Belgrad-Budapeşte tren güzergâhının yenilenmesine yönelik projedir. Zira bu projenin gerçekleşmesi ile koridor görevi görecek Balkanlar’da Bir Kuşa, Bir Yol girişimi kapsamında önemli bir adım atılmış olacaktır. Bu tren güzergâhının modern hale getirilmesi ile Pekin, Yunanistan’da bulunan Pire Limanı ile -ki bu limanın büyük bir kısmı Çin hükümetine bağlı Cosco firmasının kullanımına açık- Batı Avrupa arasında Kuzey Makedonya, Sırbistan ve Macaristan üzerinden bir ulaşım koridoru kuracaktır.  Her ne kadar proje AB’den gelen engellemeler yüzünden tamamlanmamış olsa da böyle bir adımın atılmış olması dahi önemlidir. Sırbistan bunun dışında Çin’den silahlı insansız hava aracı satın almayı da planlamaktadır. Bu noktada akıllara şu soru gelmektedir: Sırbistan’ın ezeli dostu Rusya’nın etkisi azalıyor mu? Bu soru başka bir çalışmanın konusu olsa da değinmekte fayda var. Rusya ekonomik ve siyasi olarak aktif rol oynasa da giderek etkisini kaybetmektedir. Rusya’nın bölgeye ideolojik yaklaşımı bölgedeki çeşitli grupların tepkisini toplamaktadır. Özellikle Bosna Hersek ve Sırbistan medyalarını takip edildiğinde Rusya’nın bölgedeki varlığıyla artan aşırı sağ grupların ve bunların gizli bir şekilde silahlandırılmasına yönelik haberlerle karşılaşılmaktadır. Fakat Çin yukarıda da ifade edildiği üzere bölgedeki siyasi çekişmelerden ve jeopolitik sorunlardan mümkün olduğunca uzak durarak ekonomik işbirliği çerçevesinde bölgenin istikrarını desteklemektedir. Bu da haliyle Çin’e karşı bölgedeki empatiyi artırmaktadır. Hatta son dönemlerde yapılan anketlere bakıldığında uzun yıllar AB kapılarında zaman harcayan Sırbistan gibi bölge ülkelerinin artık AB’ne tam üyeliğe çok dasıcak bakmadıkları görülmektedir. Zira AB bölge ülkelerine yardım ya da kredi imkânı sağlarken birçok şartı da beraberinde sunmakta, öte taraftan Çin tam tersini yapmaktadır.

Bölge ülkelerinden sadece Sırbistan’a odaklanmakla kalmayan Çin, bu bağlamda Karadağ’da, Hırvatistan’da, Bosna Hersek’te de çeşitli yol ve altyapı projeleri gerçekleştirmektedir. Hırvatistan’da Pelješac Köprüsü inşası, Karadağ’da Adriyatik Bar limanını Belgrad’a bağlayacak otoyol projesi gibi örnekler mevcuttur.

Rekabetin kültürel boyutu

Çin bölgede sadece ekonomik anlamda faaliyetler yürütmüyor. Kültür diplomasisini de etkin olarak kullanmaya başlayan Çin, eğitim, turizm ve medya alanlarında da etkisini artırma yoluna gitmektedir. Örneğin, Bosna Hersek’in Sırbistan Cumhuriyeti yönetimi bölgesinde Konfüçyüs Enstitüsü ile Eğitim Bakanlığı arasında okullarda Çince derslerinin verilmesine yönelik anlaşma imzalanmıştır. Ayrıca Sırbistan’da bulunan Belgrad Üniversitesi, Novi Sad Üniversitesi gibi üniversiteler yapılan anlaşmalar kapsamında Çinli öğrencilere eğitim imkânı sunmaya başlamıştır. Bu çerçevede yapılan analizleri göre ileride Sırbistan’a artan Çin etkisinden dolayı Çinli öğrenci akımının yaşanacağı düşünülüyor. Zira ileride iki ülke ekonomilerinin farklı bir boyuta ulaşıp gelişmesi bekleniyor, böylece ülkede faaliyet gösteren Çinli şirketlere Sırpça konuşan Çinli işgücünün sağlanması planlanıyor. Lakin bu noktada şunu da belirtmekte fayda var; her ne kadar Çinli öğrenci sayısı artmış olsa da henüz Balkanlar’dan Çin’e giden öğrenci sayısında bir artış gözlemlenmemiştir.

Burada ilginç bir noktaya değinmekte fayda var. Geçtiğimiz yıllarda Çin ve Sırbistan arasında gerçekleşen anlaşma neticesinde Çinli polisler Sırbistan’daki meslektaşları ile çeşitli şehirlerde devriye çalışması gerçekleştirmeye başladılar. Buna gösterilen sebep ise Sırbistan’a artarak gelen Çinli turistlerin bu bölgede Çinli polislerin varlığıyla daha güvende hissetmeleridir. Ancak şehirleri incelediğimizde Novi Sad ve Smederevo şehirleri turizmi ile değil gelişmekte olan sanayisi ile tanınmaktadır ki bu iki şehirde de Çinli şirketlerin yatırımları mevcuttur. Bu akıllarda ister istemez soru işaretleri oluşturmaktadır. Bu durum sadece Sırbistan ile kalmamış Hırvatistan’da gerçekleştirmiştir. Çoğu görüşe göre bu durum ülkenin egemenliğine bir hakaret ya da neo-kolonizasyon faaliyeti gibi görülse de Çin’in etkisi günümüze henüz o noktaya ulaşmamıştır. Bunlara ek olarak hazırlanan bir rapora göre Çin Balkanlar’da medya alanındaki faaliyetlerini de artırmaktadır. Rapora göre Çin Xinhau Haber Ajansı, bölge gazetecilerinin sıklıkla Çin’e çalışma ziyareti gerçekleştirmeleri için Bosna Hersek, Arnavutluk, Sırbistan ve Kuzey Makedonya gibi ülkelerdeki muadil ajanslarla işbirliği gerçekleştirmiştir. Ayrıca rapora göre, 2019’da Arnavutluk’a ücretsiz olarak “Çin’in yönetim sistemi hakkında” başlıklı belgeseller gönderilmiştir. Bu bağlamda Arnavutluk basınında çoğunlukla Çin ile ikili ilişkilere yönelik haberlerde artış görülmüş ve Çin Büyükelçiliği Arnavut genç gazetecileri Çin’in korona virüs salgınını nasıl iyi yönettiğine yönelik haberler yapmaları konusunda teşviklerde bulunmuştur. Ayrıca, 2016 yılında Sırbistan Kültür Bakanlığı ve Çin Devlet Enformasyon Bürosu bir işbirliği anlaşması imzalamıştır. Bu bağlamda Sırp basınında Çin ile alakalı olarak genelde olumlu haberlere yer verilmiş ve yapılan projeler bir yatırım olarak gösterilmiştir. Bu rapora ek olarak Balkan Insight haber sitesinin aktardığına göre, Hırvatistan’da Çin hakkında yerel medyada artan haberler, projeler ve ABD-Çin ilişkilerine yönelik gerçekleştirilen değerlendirmelerde artış gözlemlenmiştir.

Salgın ve aşı diplomasisi

Tüm dünyayı ekonomik, sağlık, ticaret alanlarında sarsan salgın, Balkan ülkelerini de olumsuz etkilemiş bulunmaktadır. Zaten ekonomik sıkıntılarla boğuşan bu ülkeler, salgı ile daha da zor duruma düşmüşlerdir. Özellikle Kuzey Makedonya, Bosna Hersek, Kosova gibi yerlerde vaka ve vefat sayıları yüksek rakamlara ulaşmış ve bir türlü istenilen sayının altına düşürülememiştir. Bu bağlamda hijyen malzemeleri ve aşı tedarikine sıkıntı çeken bölge ülkeleri AB’den gelen yardımlara bel bağlamışlardır. Ancak AB’den aşıların geç ve az sayıda gelmesi bölge ülkelerini Rusya, Çin gibi ülkelere yöneltmiştir. Bu bağlamda uyguladığı aşı diplomasisi ve oluşturduğu sağlık güvenliği algısıyla Çin, Sırbistan gibi bölge ülkelerine gerçekleştirdiği aşı temini ile bölgedeki varlığını konsolide etmiştir. Sırbistan bu aşıyı komşu ülkelerle paylaşarak bölgede güçlü bir devlet algısı oluşturmaya çalışmıştır. Diğer bir ifadeyle, Çin bölgede jeopolitik olarak önem atfettiği ve birçok yatırım gerçekleştirdiği Sırbistan’ın bölgedeki gücünü konsolide etmesinde ve bölgedeki kontrolü elde etmesinde bir nebze yardımcı olmaya çalışmıştır. Bu da kamuoyunda haliyle Batılı devletlere karşı bir soru işareti oluşturmuştur. Bu çerçevede Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vučić’in şu ifadesi manidardır, “Avrupa dayanışması peri masalıymış.”

Türkiye’nin yaklaşımı üzerine ve sonuç

Türkiye’nin bölge halkıyla tarihi, dini bağları bulunmakla beraber, uzun yıllardır bölgede TİKA, Yunus Emre, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB), Türk Hava Yolları (THY) gibi kurumlarla bölgedeki konumunu konsolide etmiş ve belirli bir oranda yumuşak güç elde etmiştir. Son dönemde salgınla beraber başlatmış olduğu yabancı ülkelere dezenfeksiyon malzemeleri yardımı çerçevesinde Balkan ülkelerine de yardımda bulunulmuş, ayrıca geçtiğimiz günlerde 30 bin üzerinde kovid-19 aşısı Bosna Hersek’e temin edilmiştir. Bu faaliyetlerle yumuşak gücünü pekiştiren Türkiye, Türk meşeli şirketlerle de bölgede çeşitli projeler yürütülmesinde işbirliği çalışması yürütmektedir. Türkiye’nin bu noktada bölgede artan Çin etkisine karşı olumsuz ya da engelleyici bir tavır takınması gerçekçi dış politika ilkesi ile uyuşmaz. Zaten kalkınmakta zorlanan bölge ülkelerinin, Çin gibi devletlerin yatırımlarıyla bir nevi “dopinglenmesi” bölgenin de isteyeceği bir durumdur. Türkiye Çin ile zaten Bir Kuşak Bir Yol girişimi çerçevesinde ve diğer bazı ekonomik alanlarda anlaşmalara gerçekleştirmiştir, bu bağlamda Balkanlar’da ekonomik işbirliğine yönelik anlaşmaların tesis edilmesi kazan-kazan ilkesi bağlamında hem bölge ülkeleri hem de Türkiye için yararlı olacaktır.

Çin’in etkisi gün geçtikçe dünyanın birçok yerinde artmaktadır. Özellikle başlatılan Bir Kuşak, Bir Yol projesi ile bu etki daha da artmış ve görülen o ki daha da artacaktır. Balkanlar yukarıda da ifade edildiği üzere bu projenin dışında düşünülemez, tam tersine çok önemli bir boyutunu temsil etmektedir. Bu anlamda ilerleyen günlerde bölgede Çin’in etkisinin giderek artacağına şahit olabiliriz. Bunun ne gibi sonuçlar doğuracağını kestirmek şu an için zor fakat bölge ülkelerinin giderek Batılı devletlere ve AB gibi oluşumlara karşı güvenlerini kaybettikleri ve bu bağlamda ileride bu devletler ve oluşumlara sırtlarını dönebilecekleri değerlendirmesinde bulunabiliriz.

 

Kaynakça

https://www.youtube.com/watch?v=4LrIysIrxRk

https://www.youtube.com/watch?v=eCe2fTCBpkc

https://bird.tools/wp-content/uploads/2020/12/%E2%80%9CChina%E2%80%99s-Rising-Media-Presence-in-South-East-Europe%E2%80%9D.pdf

https://qha.com.tr/haberler/cin-in-balkanlarda-dikkat-ceken-medya-yatirimlari/290807/

https://balkaninsight.com/2020/12/09/china-increasing-its-footprint-in-balkan-media-study-concludes/

http://www.europolitika.com/on-yillik-sabir-sureci-cin-bati-balkanlarda-bir-guc-haline-nasil-geldi/

https://www.aa.com.tr/tr/analiz/batinin-salgindaki-yonetim-zafiyeti-balkanlarda-cine-nufuz-alani-aciyor/2177636#

https://www.dw.com/tr/bat%C4%B1-balkanlarda-ekonomik-rekabet-k%C4%B1z%C4%B1%C5%9F%C4%B1yor/a-45764375

https://tr.sputniknews.com/asya/201709061030024139-avrupa-cin-balkanlar-etkisi/