Bu sayfayı yazdır

Güvenli Bölgede Kandırıldığımızı ABD Resmen Deşifre Etti

Yazan  17 Ağustos 2019

Fırat doğusunda tesis edilecek güvenli bölge müzakerelerinde Amerikan ve Türk askeri heyetleri mutabık kaldı denilerek üç maddelik bir ortak açıklama yapılmış ve şöyle denilmişti:

1.Türkiye’nin güvenlik endişelerini giderecek ilk aşamada alınacak tedbirlerin bir an önce uygulanması,

2.Bu çerçevede, Güvenli Bölge tesisinin ABD ile birlikte koordine ve yönetimi için Türkiye’de Müşterek Harekât Merkezinin en kısa zamanda kurulması,

3.Müteakiben, Güvenli Bölgenin bir barış koridoru olması ve yerinden edilmiş Suriyeli kardeşlerimizin ülkelerine dönmeleri için her türlü ilave tedbirin alınması konularında mutabık kalınmıştır.

Türkiye’nin güvenlik kaygılarını giderecek ilk aşama adımlar başlığında bir mutabakat var gibi. İçeriği konusunda mutabakat var mı bilinmiyor. Ama ABD’nin aylardır söylediği Fırat’ın doğusunda Türkiye’nin güvenlik kaygısının sadece sınır güvenliğinin sağlanması olduğu görüşlerini Türk tarafı da kabullenmiş gözüküyor. Öyle olunca da, aynı Türkiye’nin sınır güvenliği sağlandıktan sonra sınırın diğer tarafındaki konularda Türkiye’nin alacağı rol yok durumu ortaya çıkıyor.

Çünkü ABD’nin Türkiye’nin tek güvenlik kaygısı olarak dikte ettiği sınır güvenliği konusuna Türk tarafının nasıl yaklaştığını dün MSB Akar Şanlıurfa’daki açıklamasında şöyle ifade etmişti: "Amacımız öncelikle sınırlarımızın güvenliğini sağlamak. Bizim için bu çok önemli. Gerçekten bizim bu hakkımız, görevimiz, sorumluluğumuzdur. 'Hudut namustur' diyoruz ve hudut güvenliğini sağlamak için bütün arkadaşlarımız huduttaki görevlerini aksaksız, eksiksiz yerine getirmeye devam ediyorlar. Güvenliği sağlamak için de PKK’ya geçit vermemek gerekiyor. PKK’dan hiçbir farkı olmayan YPG de bölgedeki mevcudiyetini sürdürdüğü müddetçe hudutlarımızın güvenliğini sağlamak için elimizden gelen gayreti dün olduğu gibi bugün de aksatmadan sürdüreceğiz.”

Hem Türk hem de ABD’li yetkililer harekat merkezini öne çıkararak umut vaat ettiler! Türk yetkililer aslında olasılığı iyice azalan bir harekatın sanki yapılacakmış algısı veren “harekat” merkezi ifadesiyle muhtemel kamuoyu baskısını gündemden düşürdüler. ABD tarafı ise bir Türk askeri operasyonunu neredeyse görünür gelecekte engellemiş olmanın keyfiyle konuyu köpürttüler. Hemen askeri heyetlerini gönderdiler. Konuya verilen önemi göstermek açısından da ABD Avrupa Komutanlığı (USEUCOM) komutan yardımcısı Korgenerali de gönderdiler.

Çavuşoğlu "Menbic gibi olmayacak, izin vermeyiz" diyor. Ama öyle olacak gözüküyor İkinci bir Menbic kandırmacası fiilen sahada.

Haziran 2018'de Menbic yol haritasının detaylarını TSK ile ABD'nin Almanya'daki Avrupa Kuvvetleri Komutanlığından (USEUCOM) askeri heyetler ile yürütmüştü. Evet Türkiye USEUCOM sorumluluk alanındaydı ama harekat yapılacak Menbic CENTCOM sorumluluk alanındaydı. Asıl belirleyici olan CENTCOM iken Türkiye'nin USEUCOM ile muhatap edilmesinin oyalamanın ve kandırmanın başlangıcı olduğunu 13 Haziran 2018'de Yeniçağ'da söylemiştik.

Şimdi de öyle olacak. Çünkü CENTCOM sorumluluğundaki Fırat'ın doğusu için kurulacak müşterek harekat merkezini konuşmak üzere yine USEUCOM/Almanya'dan ABD askerleri geldi.

Haydi bunu AB’nin kendi iç komuta kontrol işleyişi diyelim. Ama bunun Türkiye’ye karşı bir oyalama ve geçiştirme, konuyu başka hedeflere yönlendirme olduğunu bir kez daha söyleyerek uyaralım: Bunun sonu Türkiye’nin daha büyük tehditlere maruz kalmasıdır.

Ve Harekat Merkezinin amacına gelelim.

Türk tarafı kurulacak harekat merkeziyle Fırat doğusunda kurulacak 32 km derinliğinde bir alanının güvenli bölge olacağını, bu bölgedeki PKK/YPG’nin bölge dışına çıkarılacağını, silahlarına el konulacağını, bölgenin kontrolünün Türkiye’de olacağını iddia ediyor. Talepleri de bu yönde.

ABD tarafından bu konuda en net açıklama Şanlıurfa’ya gelen USEUCOM komutan yardımcısı Korgeneralin ziyaretine ilişkin olarak USEUCOM’dan yapılan açıklama.

Ara bilgi verelim. CENTCOM ve USEUCOM operasyonel komutanlıklardır ve görevleri açısından doğrudan ABD Başkanına bağlıdır.

Açıklamanın tercümesi aynen şöyle:

"Devam eden müzakereler, geçtiğimiz hafta Ankara'da düzenlenen ve Türkiye'nin güvenlik endişeleri, IŞİD’in yeniden birleşmesini önlemek için Suriye'nin kuzeydoğusunda güvenliği sağlama ve Koalisyon ve ortaklarımızın IŞİD’in tamamen bozguna uğratma başarısına odaklanmasını sağlama konularına değinen askeri görüşmelerin hemen ardından gerçekleştirildi. Müşterek harekat merkezi bu çaba için planlama ve bilgi vermeyi sürdürecektir."

Ne diyor ABD? Kurulacak harekat merkezi Türkiye’nin sınır güvenliğinin sağlanmasına yönelik sonrasında da Suriye kuzey doğusunda IŞİD’le mücadele hedeflidir. O kadar.

Güvenli bölge uygulaması maksadıyla tesis edilecek harekat merkezinin amacına ilişkin olarak Türkiye ile ABD’den gelen açıklamalarda bir örtüşme görüyor musunuz? Hayır.

Peki ne var? Bir harekat merkezi kurulacak. Bu harekat merkezi Türkiye’nin sınır güvenliğini sağlamak üzere sınır hattında 5-6 km (yer yer 9 km ) derinliğinde oluşturulacak bir tampon bölgeyi kontrol edecek. Tampon bölgenin güneyinde 32 km’ye kadar derinlikte ise havadan kontrol için uçuşa yasak saha oluşturulacak. Aslında koalisyon bu bölgede zaten uçuş yapıyor. Bu uçuşların asıl hedefi ABD açıklamasında olduğu gibi IŞİD.

Bölgenin böyle olacağını nereden çıkarıyoruz? ABD’nin Suriye temsilcisi diplomat Jeffrey’nin aylardır yaptığı açıklamalardan biliyoruz. Rakamsal olarak, görevler olarak yapmak istediklerini açıkladıkları Suriye politika değerlendirmelerinden biliyoruz. Irak kuzeyindekinin aynısını Suriye kuzeyinde yapmak istediklerini açıkça resmen söylediklerinden biliyoruz. Ve ayrıca ABD’den aldığı talimat ve yönlendirmeyle SDG’nin yani PKK-YPG’nin yaptığı açıklamalarından biliyoruz.

ABD açıklamasında PKK-YPG-SDG’den hiç tek kelime bahsedilmemesi, uzaktan yakından ima bile edilmemesi dikkat çekici.

Bu durum, ortak hedefler ve tehditler konusunda mutabakat olmadan müşterek harekat merkezi kurmakla ABD’nin Türkiye’yi bir kez daha kandırdığının ve Fırat doğusunda kendi hedefleri doğrultusunda Türkiye’yi alet ettiğinin açık ilanıdır.

ABD Avrupa Komutanlığının açıklaması da bunun resmen duyurusudur.

Tabi burada sadece ABD’yi suçlamakla bu vahim gelişmeden kurtulunamaz. Bunca uyarılara rağmen iktidarın  bir ABD-PKK planı olan güvenli bölge uygulamasını hayata geçirmek için ABD ile mutabık kalmayı başarı olarak sunması ve körükörüne ısrar etmesi en büyük hatadır. Yol yakınken, henüz harekat merkezi açılmamışken bu içi boş mutabakattan dönülmelidir.

Bakalım Türk yetkililer ABD Komutanlığının Türk tarafının açıklamalarını yalanlayan boşa çıkaran açıklamasına ne diyecek. Halen sanal bir başarı ve umut hikayesi mi anlatılacak yoksa kabullenilecek mi?  Veya olasılığı iyice düşen bir harekatı yeniden gündeme taşımayı deneyebilecek mi?