Bu sayfayı yazdır

Rusya’nın Suriye Endişesi: Türkiye Odaklı Suriye Müdahalesi

Yazan  16 Ocak 2012
Tunus’ta seyyar bir satıcının fitilini ateşlediği Arap Baharı’nın son durağı olan Suriye’de yaşanan olaylarla ilgili Arap Ülkeleri Birliği Genel Sekreteri Nabil Al-Arabi, Suriye’de iç savaşın çıkması ihtimalini dile getirmiştir.

Tunus'ta seyyar bir satıcının fitilini ateşlediği Arap Baharı'nın son durağı olan Suriye'de yaşanan olaylarla ilgili Arap Ülkeleri Birliği Genel Sekreteri Nabil Al-Arabi, Suriye'de iç savaşın çıkması ihtimalini dile getirmiştir. Al-Arabi, Suriye'de yaşanan olayların, savaşa yol açabileceğini ve bu ülkedeki her türlü sorunun komşu ülkelerde de yansıyacağını belirtmiştir.[1] Bu bağlamda Suriye'de yaşanabilecek olası bir iç savaşta etkilenecek ve etki edebilecek ilk ülke olarak Türkiye'yi görebiliriz.

 

11 Eylül olayları sonrasında dönemin ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice "Büyük Orta Doğu Projesi" içerisinde 22 ülkenin haritasını değiştireceklerini, daha sonra da "yeni bir Orta Doğu gerektiğini" ilan etmiştir.[2] Nitekim uluslararası konjonktüre baktığımızda Rice'in ifade etmiş olduğu yeniden yapılanma hedefi Arap Baharı süreci ile gerçekleştirilmektedir. Türkiye'nin bu süreçteki rolü ise kilit müttefik" haline gelmesidir. Bu bağlamda Türkiye'nin Arap Baharı'ndaki rolü ile ilgili olarak en önemli tanımlama Ortadoğu Enstitüsü'nün hazırladığı raporun yazarlarından emekli büyükelçi Arthur Hughes'in şu ifadelerinde görülebilir: "Türkiye bölgede önemli role sahip. Arap Baharı olaylarının gelişmesi sürecinde Türkiye'nin öne çıkan bir ülke olduğunu raporumuzda belirttik. Suriye'ye bakın. Türkiye'nin Suriye'deki gelişmelerde hayati rolü var. Örneğin bir başka Arap olmayan bölgesel güç olarak İran var, ama İran bu olaylardan kazançlı çıkmadı. Kaybeden oldu. Ama olaylar devam ediyor ve her şey bitmiş değil."[3] Başta ABD ve Arap Ligi ülkelerinin "devrim"olarak adlandırdığı, Suriye'de yaşanmakta olan süreçte Türkiye Hughes'in de belirttiği gibi kilit bir rol üslenmiştir. Bu bağlamda Türkiye Suriye'de Mart 2011'de başlayan Arap Baharı rüzgarlarını hissettiği ilk andan bu yana Esad Karşıtı bir tutum içerisine girerek, kendisine verilmiş olan rolü sahiplendiğini göstermiştir.

 

 

 

Rusya cephesinden Suriye'nin Arap Baharı süreci içerisinde takip etmiş olduğu politika ele aldığında ise iki ülke arasında stratejik, tarihi, askeri ve ekonomik temellere dayanan sağlam bir çıkar ortaklığı üzerine kurulu olduğunu görmekteyiz. Ayrıca Rusya, Ortadoğu coğrafyasının stratejik ve jeopolitik öneminin yanı sıra büyük güçlerin enerji kaynaklarının kontrolü ekseninde bölgeye hakim olma isteğinin farkındadır. Bu nedenle Suriye'yi Ortadoğu'ya çıkış anahtarı olarak gören Rusya 41 yıldır ülke yönetiminde olan Esad ailesinin yerine gelebilecek Batı yanlısı bir rejimden çekinmekte birlikte Arap Baharının Renkli Devrimlere benzemesini istememekte ve başta ABD ve Batılı devletlere karşı Suriye'yi olayların başladığı ilk günden bu yana korumaktadır. Ocak 2012'de Rusya Savunma Bakanlığı savaş gemilerinin Suriye'nin Tartus Limanını ziyaretinin ülkede devam eden siyasi krizle ilişkili olmadığını, önceden planlanan bir tatbikat çerçevesinde bölgede bulunduklarını açıklamıştır.[4] Açıklama tatbikatın siyasi krizle ilgili olmadığına vurgu yapmış olsa da akıllarda Rusya'nın Suriye'ye desteğinin bir göstergesi mi sorusunu getirmektedir.

 

Rusya ve Türkiye'nin Suriye'de yaşanan olaylara ve Esad yönetimine karşı tutumları birbirinden keskin çizgilerle ayrılmaktadır. Bunun en net göstergesi de Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Habertürk TV'de katıldığı bir program da "Biz bütün bu zulme karşın Esad'ın arkasında dursaydık, bölgenin vicdanını kaybederdik. Rusya gibi davranamazdık" açıklaması olmuştur.[5] Bu açıklamanın ardından Davutoğlu, Türkiye'nin İran ve Rusya ile ilişkilerinin son 400 yılın en iyi dönemini yaşadığını eklemesi, Rusya-Türkiye ilişkilerinde Suriye kaynaklı bir anlaşmazlığı istemediklerinin bir göstergesi olarak değerlendirilebilir.

 

Diğer taraftan Rusya'da KGB'nin yerini alan FSB'nin uzun yıllar başkanlığını yapan, şu an Milli Güvenlik Konseyi'nin başkanı olan Nikolay Patruşev, İnterfax'a verdiği bir röportajda Washington ve Ankara'nın şu an, Suriyeli muhalifleri korumak için "uçuşa yasak bölge" oluşturma amacıyla farklı seçenekler üzerinde çalıştıklarına dair haberler aldıklarını açıklamıştır.[6] Patruşev, Suriye'deki duruma ilişkin olarak "NATO üyeleri ile bazı Arap ülkelerinin Libya senaryosu olmayınca işi doğrudan askeri müdahaleye dönüştürmek istedikleri bilgisi geliyor. Gerçi bu kez asıl saldırı gücünün Fransa, İngiltere veya İtalya'dan değil, Suriye'nin komşu çevresinden, kısa süre öncesine kadar kendisiyle dost olan, İran ile rekabet eden ve büyük ihtirasları olan Türkiye olması bekleniyor" [7]açıklamasında bulunmuştur.

 

İki önemli devlet yetkilisinden gelen bu açıklamalardan yola çıkarak; Rusya'nın ve Türkiye'nin Suriye odaklı bir endişe içerisinde oldukları görülmektedir. Özellikle Patruşev'in açıklamaları Türkiye'nin Suriye'ye karşı olan tutumuna ilişkin Rusya'nın endişelerini açıkça göstermektedir. Bu bağlamda açıklamalar ve konjonktür değerlendirildiğinde karşımıza şu durumlar çıkmaktadır:

 

1- Davutoğlu ile birlikte "sıfır sorun"hedefinin Arap Baharı ile oluşan konjonktür bağlamında darbe aldığını görmekteyiz. Diğer taraftan Türkiye'nin pro-aktif dış politika yönelimlerinin Suriye eksenli olarak Türkiye'yi bir savaşa götürmesi muhtemel görünmektedir.

 

 

 

2- İran'ı önemli bir müttefiki olarak gören Rusya, Türkiye'nin Orta Doğu coğrafyasında önemli bir aktör haline gelme isteğini dolayısı ile İran'ın bölgede sahip olduğu nüfuzu azaltarak, dengeleri kendi lehine çevirmek istediğini açıkça dile getirmiştir.

 

 

 

 

 

3- Rusya ve Türkiye arasındaki ilişkiler her ne kadar "altın çağında" olarak nitelendirilse de iki ülkenin arası Suriye ve Esad yönetimine zıt politikaları nedeni ile önemli bir kırılma yaşanması ihtimali söz konusudur.

 

 

 

4- Nikolay Patruşev'un Suriye'ye askeri müdahalenin "büyük ihtirasları olan Türkiye" tarafından gerçekleştirilebileceği açıklaması, Rusya'nın,Esad yönetimine karşı, çok yakın bir zamanda askeri bir müdahale beklentisi içinde olduğu ihtimalini öne çıkarmaktadır.

 

 

 

 

 

5- Rusya'nın Suriye konusunda ki son açıklamaları Türkiye'ye karşı bir uyarı olarak da algılanabilir.

 


 

..................................................

[1] "Arap Ülkeleri Birliği, Suriye'de bir iç savaş çıkmasından endişe duyuyor" http://turkish.ruvr.ru/2012/01/13/63779774.html,13.01.2012

[2] Nejat Eslen, "Çok Kutuplu Düzene Doğru", Truva Yayınlar, İstanbul,2008,s.19

[3] 'Arap Baharı Türkiye'yi ABD'nin Kilit Müttefiki Haline Getirdi'http://www.voanews.com/turkish/news/Arap-Bahari-Turkiyeyi-ABDnin-Kilit-Muttefiki-Haline-Getirdi-135294138.html, 09.12.2011

[4] "Russian warships leave Syrian port of Tartus"http://en.rian.ru/world/20120110/170695026.html, 10.02.2012

[5] "Davutoğlu: "Rusya'nın Suriye'de itibarı Esad nezdinde var, halklar nezdinde yok""http://turkrus.com/haber-hatti/25323-davutoglu-rusyanin-suriyede-itibari-esad-nezdinde-var-halklar-nezdinde-yok.html,

[6] "Nikolai Patrushev: If Putin, Obama come to power, situation worldwide can see a trend toward consolidation"http://www.interfax.com/interview.asp?id=301007,12.01.2012

[7] Russia Says West Planning No-Fly Zone in Syria to Protect Rebels http://www.bloomberg.com/news/2012-01-12/russia-says-west-planning-no-fly-zone-in-syria-to-protect-rebels.html,12.01.2012

Dr. Merve Suna Özel Özcan

 
 
E mail:                                   mervesuna@yahoo.com
 
Eğitim Durumu
 
2010 -                                      Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
 Siyaset ve Sosyal Bilimler (Yüksek Lisans)
 
2008 - 2011                            Gazi Üniversitesi Edebiyat Fakültesi
Tarih (Çift Anadal programı)
 
Bölüm Bitirme Tezi: Soğuk Savaş Döneminde Türkiye-ABD İlişkileri Kırılma Dönemleri (1960-1965)
 
2006 - 2010                            Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
Uluslararası İlişkiler (Lisans)
 
 
2002-2006                              Fethiye Yabacı Dil Ağırlıklı Lise
 
 
 
Yabancı Diller                                 İngilizce                                            
Rusça (Başlangıç)
Osmanlıca (Orta )