2011 tarihinde Suriye’nin Deraa şehrinde meydana gelen olaylar kısa süre içerisinde iç savaşa evirilmiş ve ortaya çıkan iç savaş, milyonlarca Suriyeliyi yaşadıkları yerlerden göç etmeye zorlamıştır. En fazla Suriyeli sığınmacıyı sınırları içerisine alan Türkiye’ye ilk Suriyeli sığınmacı girişi 29 Nisan 2011 tarihinde Hatay’ın Yayladağı ilçesinden gerçekleşmiştir. Günümüzde Türkiye’de, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü verilerine göre tam 3.639.284 Suriyeli sığınmacı bulunmaktadır.[1]
Göç konusu ve buna bağlı olarak sığınmacı, mülteci, geçici koruma kavramları, günümüzde kaynak, transit ve hedef ülkelerin kolluk, sınır güvenliği ile ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının yanı sıra bu konu ile ilgili sivil toplum örgütlerinin de dâhil olduğu birçok kurumun ilgi alanına girmektedir.
Türk milletinin Anadolu’daki milli kimlik, kültür ve egemenliğine yönelik en büyük dördüncü tehdit, modern bir kavimler göçü şeklinde 2011-2019 arasında ülkemize gelen kayıtlı-kayıtsız 5.3 milyon Suriyeli sığınmacıdan kaynaklanmaktadır.
Göç ve göçmen konusu üzerinde halen, uluslararası ve ulusal anlamda sözleşmelerde yapılan tanımlar dışında, herkesin üzerinde mutabık kaldığı bir kavramsal tanım bulunmamakta birlikte, bu durumun temel sebebinin, hem göçmenlerin hem de mültecilerin aynı güzergâhları kullanarak göç hareketlerini sürdürmesi, hem de ülkelerin kendi ulusal çıkarları açısından kendilerine göre yorumlamak istemelerinden kaynaklı olduğu değerlendirilmektedir.
Başlangıçta resmi makamlarca dile getirilen “100bin kırmızı çizgimiz” ifadesi, görüldüğü gibi birkaç ay içerisinde aşılmış, Bugün kayır altına alınan Suriyeli sayısı 3 milyon 600 bini geçmiştir. Kayıt altına alma işlemlerinin hızı azalmışsa da devam etmektedir.
Türkiye, çok ağır bir kriz sürecinden geçmektedir. Yaşanan kriz, Türk Milleti’nin Anadolu’da egemenliğini tesis ettiği 1071 sonrasında yaşadığı üç büyük tehdit ile kıyaslanabilecek ölçüde büyük bir tehdit ortaya çıkarabilecek kadar büyüktür.
Göç siyasi, ekonomik ve sosyal sonuçlarıyla toplumsal yapıyı şekillendiren bir faktör olarak suç türleri ve sayıları üzerinde de önemli etkilere sahiptir.
PYD'ye yakın kaynak, PKK'nın askeri güçlerini yıpratmak amacıyla Türkiye'yi Suriye'de savaşa sürüklemeyi düşündüğünü belirtti. Özellikle PKK'nın Suriye'de Kürtlere uluslararası sempatiden yararlanma ve sahip olduğu askeri güçlerin yanı sıra Suriye'nin kuzey doğusunda halk desteğine (?) sahip olduğunu bildiğini belirtti.
Prof.Dr. Alaeddin Yalçınkaya - 11-08-2022
Pelosi'nin Tayvan ziyareti, zamansız, kışkırtıcı, yaşlı kadının kompleksi gibi ifadelerle hafife alınmamalıdır. Kongrede muhtemelen son dönemini yaşayan Pelosi'nin daha önce de benzer eylemleri olmuştur. Fakat Tayvan ziyaretinin, "kimseyi takmayan kadın" etkinliğinin ötesinde anlamı bulunmaktadır. ...
Oktay Küçükdeğirmenci - 08 Ağustos 2022
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin Tayvan’ı ziyaret etmesinin ardından Çin’in Japonya’dan 160 kilometreden daha yakın sulara füze fırlatması, muhtemelen Japon halkınının ülkenin savunma amaçlı askeri yığınak…
Muhittin Ziya Gözler - 04 Ağustos 2022
Yılda 30-33 milyon ton ham petrol, 10-12 milyon ton petrol ürünleri, ortalama 50 milyar m3 doğalgaz ve 30-35 milyon ton kömür ithal eden ve bu kaynaklar için 50 – 55…
Soykan Durdağı - 01 Ağustos 2022
Süveyş Kanalı, zamanında Ümit Burnu’nun hâkimiyetini nasıl kırdıysa şimdilerde yeni bir rota Süveyş Kanalının yerine geçmeyi hedefliyor. Kuzey Kutbundaki eriyen buzullar neticesinde yeni bir rota meydana gelmektedir. Asya ile Avrupa…
Oktay Küçükdeğirmenci - 01 Ağustos 2022
Endonezya Devlet Başkanı Joko Widodo 26 Temmuz’da, sırasıyla dünyanın en büyük ikinci ve üçüncü büyük ekonomisi, Asya-Pasifik bölgesinin en büyük birinci ve ikinci ekonomisi konumunda olan Çin ve Japonya ile…