Bu sayfayı yazdır

AB’nin Afgan Göçü Korkusu

Yazan  11 Ağustos 2021

ABD’nin Afganistan’dan çekileceğini açıklamasıyla başlayan Afgan göçü AB üzerinde korku yarattı. 

2014-2016 arasında AB’nin karşı karşıya kaldığı sığınmacı akını sonrasında yapılan bir mutabakatla sorumluluk yükünü Türkiye üzerine atmıştı. Şim söz konusu sorumluluk yükleme işlemi yen,den AB gündeminde. Geçtiğimiz günlerde Belçika Göç ve İlticadan Sorumlu Devlet Bakanı Sami Mahdi, artan Taliban şiddeti nedeniyle Afgan mülteci akını öncesinde AB “Türkiye Anlaşmasının” Afganları da kapsayacak şekilde genişletilmesi çağrısında bulundu. 

Mahdi "Diğer AB ülkeleriyle birlikte Avrupa Komisyonu'na bir mektup yazdık. Endişelerimizi dile getirdik ve gelecekte mülteci akınlarıyla başa çıkmak için yeni yönergeler sunulmasını istedik" dedi. Bu konunun Avrupa düzeyinde ele alınması gerekecek olsa da, Bakan Mehdi Suriyeli mülteciler için halihazırda mevcut olan “Türkiye Anlaşması”nın Afgan mültecileri de kapsayacak şekilde genişletilmesini öneriyor. Flaman medyasına konuşan Mehdi şunları söyledi: 

“Önce bu insanlar bölgede hoş karşılanmalı. Bunun için de savaştan kaçan göçmenlere yakın çevrede koruma sağlanması önemlidir. Türkiye'yi Afganlar için güvenli bir üçüncü ülke haline getirmek, göç akışlarını yönetmemize yardımcı olacaktır. Türkiye Anlaşması, Türkiye'ye sığınan ve daha sonra sağlam mülteci statüsü alan Suriyelilere daha iyi koruma sunmamızı sağlıyor. Yeterli korumadan faydalanabilmeleri için bu anlaşmanın Avrupa düzeyinde Afgan mültecilere nasıl genişletilebileceğini araştırmalıyız”

Belçikalı bakanın bu açıklamalarından önce Afganistan ve komşusu İran için hazırlanan destek paketine Türkiye'nin dahil edilmesi veya Türkiye için ek ödenek çıkarılmasının şimdilik konuşulmadığı aktarılmıştı. Bakan Mahdi bu açıklamalarının ardından eleştirilerin hedefi oldu. Eleştirilere yanıt veren Mahdi, “Evet, Almanya, Avusturya, Hollanda, Danimarka ve Yunanistan ile birlikte Afganların geri gönderilmeye devam edilebilmesi için Komisyon'a bir mektup yazdım. Peki neden yaptım bunu? Dünyanın pek çok bölgesinde çatışmalar ve anlaşmazlıklar mevcut. Bu tip durumlar Belçika ve AB düzeyinde yakından takip ediliyor. Belçika olarak savaştan ve eziyetten kaçanlara sığınma imkanı sunmaya devam edeceğiz. 

Ancak bir ülkenin belli bölgeleri güvenli değil diye, o ülkeden gelen her kişi otomatik olarak bu haklara sahip olur anlamına gelmiyor. Belçika'da güvenliğe ve sığınmaya ihtiyaç duyan ve bu nedenle iltica hakkı kazanan herkes bağımsız CGRS (Mülteci ve Devletsizler Genel Komiserlik Ofisi) tarafından incelenir ve ben bakan olarak bu sürece müdahil olmam. Bu açıdan Afgan başvurularının kabul oranı yüzde 100 değil. Bazıları olumsuz yanıt alıyorlar ve bu nedenle ülkeyi terk etmeleri gerekiyor. Gerçekten sığınmaya ihtiyacı olduğuna karar verilenlerin değil ama bu grupta yer alanların dönebilmeleri sağlanmalı. Kendine saygısı olan bir hükümet bu konuda kendi kararlarını alabilir. Bu tür bir derin soruşturma ve incelemeden geçtikten sonra sığınma talebi reddedilen Afganlar Belçika'da kalmaya devam edemezler neticede. Üstelik sığınma talebi reddedikten sonra bile geri iade kararı çerçevesinde göç birimimiz mevcut olan en son bilgilere dayanarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 3'üncü maddesi temelinde bu kişilerin geri gönderilip gönderilemeyeceğini ayrıca inceler. Kısaca, bu konuda somut gerekçelere dayandırmadan bizleri 'suçlamak' çok daha kolay bir tutum. Bu durum, konu 'göçmenler' olduğunda sloganların ötesine geçmenin ne kadar zor olduğunu bir kez daha kanıtlamış oluyor" dedi.  

6 AB üyesi ülkenin Afgan sığınmacıları geri gönderme isteği, Belçikalı Bakanın açıklamaları göz önüne alındığında Türkiye’nin zaten taşıyamaz halde olduğu sığınmacı yükünü daha da ağırlaştırma niyetinde olduğunu söylemek mümkündür. Türkiye’de bulunan resmi rakamlara göre 3.6 milyon Suriyelinin yarattığı kriz Türk kamuoyunda öfke yaratmakta ve Türkiye’yi pek çok açıdan tehdit etmektedir. Bununla birlikte, halihazırda Türkiye Suriyelilerden hemen sonra Afgan göçmenin bulunduğu bilinmektedir. Son günlerde bu sayıda ciddi oranda artış olmuştur. Bu durum Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı tehdidi derinleştirmektedir ve AB’nin yukarıda bahsedilen çabaları kabul edilebilir değildir. 

AB üye ülkelerinin daha fazla sığınmacı kabul etmemesi anlaşılabilir olsa da yükü Türkiye’nin omuzlarına bindirme çabası Türkiye açısından büyük bir sorun niteliğindedir.

 

Kaynak: EuroNews, DW Türkçe

Kübra Ünlü

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü 
Suriye ve Göç Araştırmaları Uzmanı