Bu sayfayı yazdır

ABD’nin Stratejik Çıkarlarının Temsilcisi Olarak Amerikan-Türk Konseyi

Yazan  29 Haziran 2012
ABD Türkiye İlişkilerinde Amerikan Türk Konseyi'nin Ekonomik Yönlendirmesi Kürecik'ten İtibaren Önemli Bir Dönüm Noktasıdır.

Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) Washington şehrinde, Amerikan-Türk Konseyi'nin 31. Toplantısı 10–13 Haziran tarihlerinde yapıldı. Söz konusu toplantıda verilen mesajlardan anlaşılan, Türk-Amerikan ilişkilerinde "en iyi dönemin yaşandığı" iddiasıdır. Bu açıdan bakıldığında, iyi olarak değerlendirilen dönemde ilişkilerin hangi açıdan geliştiği önem arz etmektedir. Zira analitik düzlemde incelendiğinde, iddia ile sonucun uyumlu olmadığını gösteren en belirgin durum, ABD'nin teröre destek verme iddiasına rağmen Türkiye'de yaşanan terör olaylarıdır. Bu yazıda, Amerikan-Türk Konseyi'nde yapılan değerlendirmeler ve yansımaları ele alınacaktır.

Amerikan Türk Konseyi'ne Kısa Bir Bakış

Amerikan Türk Konseyi bu yıl 31.sini düzenlediği konferansla Türk kamuoyunda dikkatleri üzerine çekmiştir. Her yıl düzenli olarak yapılan konferanslara bu yıl Türkiye'den ve ABD'den savunma alanında üst düzeyde katılım sağlanmıştır. Amerikan Türk konseyi, kendisini ticaret, savunma, teknoloji ve kültürel konularda iş birliği yapmak üzere kurulan bir konsey olarak tanımlamaktadır.[1] Bununla birlikte konseyde, güvenlik konularının ön planda tutulduğu söylenebilir. Konseyin başkanlığını yapan ve genellikle ABD'li büyükelçi olan kişilerin geçmişinde Amerikan güvenlik bürokrasisinde önemli görevler üstlendikleri görülmektedir. Amerikan Türk Konseyi'nin 2004 yılından beri başkanlığını yapan emekli büyükelçi James Howard Holmes 1984–1988 yılları arasında Askeri-Diplomatik İşler Dairesi, Nükleer Politikalar başkanlığını yürütmüştür.

Amerikan Türk Konseyi yönetim kurulu başkanlığını Yahudi lobisinin önde gelen isimlerinden Richard Armitage yürütmektedir. Armitage kariyerine Amerikan Deniz Harp Okulu'ndan mezun olduktan sonra teğmen rütbesiyle başlamış ve Vietnam Savaşı'na katılmıştır. Armitage ayrıca Orta Doğu, terörizmle mücadele ve düşük yoğunluk çatışmalar konusunda da görev yaptığı hükümetlerde önemli vazifelerde bulunmuştur.[2] Armitage'dan önce konseyin yönetim kurulu başkanlığını yapan Brent Scowcroft da ABD güvenlik bürokrasisinin önemli isimleri arasında yer almaktadır. Scowcroft Başkan Gerald Ford'a ve George W. Bush'a milli güvenlik danışmanlığı, Richard Nixon'a da güvenlik konuları konusunda danışmanlık yapmıştır. Scowcroft aynı zamanda Amerikan Hava Kuvvetleri'nde tuğgeneral rütbesinde görev yapmış bir askerdir. Scowcroft ayrıca görevi Kissinger'dan devralmış ve Brezezinski'ye devretmiştir.[3]Amerikan Türk Konseyi'nin tepe yönetiminin ABD kökenli ve güvenlik bürokrasisinde üst düzey görev almış kişilerden oluştuğu açıktır. Bundan dolayı Amerikan-Türk Konseyi'nde güvenlik kendi tanımlamalarına göre ilk sıralarda yer almasa da önemi ortada olan bir kavramdır.

Amerikan-Türk Konseyi Son Toplantısındaki Konular

Yapılan son toplantıda ABD-Türkiye ticari ilişkileri ele alınmıştır. Bunun dışında faydalı yük kapasitesine* sahip İnsansız Hava Araçlarının temini, terörle mücadelede işbirliği, Suriye gibi konular da gündeme gelmiştir. Konsey Başkanı James H. Holmes, toplantı öncesi verdiği demeçte iki ülke ilişkilerinin iyi durumda olduğunu belirtmiş ve Türkiye'nin ihracatının %22, ABD'den ithalatının da %30 artığını ifade etmiştir. İlişkileri iyi olarak nitelendiren Holmes, bu durumun devamlılığının güvenlik ortamının sağlanmasıyla mümkün olduğunu ifade etmiştir. Son 50 yıldır Türkiye-Amerika ilişkilerinin güvenlik temelli devam ettiğini, ABD Başkanı Obama ile Başbakan Erdoğan'ın görüşmelerinin olumlu sonuçlar doğurduğunu söyleyen Holmes; bu durumun ticari ilişkilerin gelişmesiyle daha da sağlamlaşacağını belirtmiştir.[4]

Türkiye önümüzdeki günlerde ABD'den gelecek bir heyetle ticari ilişkilerin geliştirilmesi konusunu Ankara'da görüşmeyi planlamaktadır. Ankara'da yapılması tasarlanan toplantının çerçevesi Amerikan Türk konseyinde hazırlanmıştır. İki ülke ilişkileri değerlendirilirken ne sadece güvenliğin ne de sadece ticari-ekonomik ilişkilerin tek başına bir ölçüt olmadığı aşikârdır. Bu noktada Holmes'ün açıklamaları doğrudur. Ancak güvenlik ve ticaret ile ilgili ilişkiler iyi niyetle gerçekleştiğinde iki ülke arasındaki ilişkilerin iyi olduğu söylenebilir. Toplantının önemli bir ayağı olan güvenlik değerlendirmelerini ele almakta fayda görülmektedir.

Amerikan Türk Konseyinde Güvenlik Meseleleri

Amerikan Türk Konseyi'nin toplantısında konsey başkanı Holmes'ün de ifade ettiği gibi, ticari ilişkiler bile daha iyi bir güvenlik ilişkisinin kurulması için aracı olarak görülmüştür. Bundan dolayı asıl önceliğin güvenlik meseleleri olduğu rahatlıkla söylenebilir. Zaten toplantıda Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ile ABD Savunma Bakanı Leon Panetta'nın bulunması konuya gösterilen önemi ifade etmektedir. Özelikle son dönemde Türk-Amerikan ilişkilerinde güvenlik merkezli olarak bir artışın olduğu söylenebilir. Amerikan Türk Konseyi toplantısının asıl ilgi odağını da bu konuda yapılan açıklamalar oluşturmuştur.

Leon Panetta açıklamasında, Türkiye'nin ABD için önemine dikkat çekmiştir. ABD'nin 2020 yılında bitirmeyi planladığı ve Türkiye'de bazı çevrelerde yeni bir NATO savunma anlayışı olarak sunulmaya çalışılan Akıllı Savunma (Smart Defense) stratejisiyle güvenlik alanında yeni bir yaklaşım ortaya çıkacak, ABD müttefiklerine daha çok iş düşecektir. Panetta konsey toplantısında bu durumu açık olarak ifade etmiştir. Bununla birlikte ABD Suriye, İran ve Irak konularında da Türkiye ile işbirliği içinde olacağını belirtmektedir. Panetta Türkiye'de son dönemde artan PKK terörüyle ilgili olarak da desteklerini devam ettireceklerini ifade etmiştir. Buna mukabil Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz da, Panetta'nın açıklamalarına ek olarak Türkiye'nin 2015–2016 yılları için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) adaylığı için destek istemiştir.

ABD'nin 2020 Stratejisinde Türkiye'nin Rolü

ABD 5 Ocak 2012 tarihinde açıkladığı yeni strateji belgesiyle birlikte askeri alanda yeniden yapılandırma çalışmalarına başlatmıştır. Bu çalışmalar içinde ele aldığı ve Türkçeye Akıllı Savunma olarak çevrilebilecek anlayışla ordusunu küçültülerek daha az harcama ile daha etkili vazife ifa etmeyi amaçlamaktadır. Bunu gerçekleştirmek için bir çeşit müşterek kuvvet oluşturmaktadır.[5] Bu yeni yaklaşımda Türkiye'ye ABD tarafından önemli bir rol biçilmiştir. ABD gelecek 20 yıl içinde silahlı kuvvetlerinin sıklet merkezini Orta Doğu'dan Asya-Pasifik bölgesine kaydırmayı amaçlamaktadır. Ancak Orta Doğu'nun ABD için önemi azalmayacaktır. Bu durumda ABD bölgede güvenebileceği müttefiklere ihtiyaç duymaktadır. Türkiye'de hem NATO üyesi olması, hem de Avrupa ile ilişkileri dolayısıyla bu konudaki önemli ülkelerden biridir.

Leon Panetta, Konseyde yaptığı konuşmada Türkiye'nin Orta Doğu'daki liderlik rolünü desteklediklerini ifade etmiştir.[6] Panetta aynı açıklamasında Türkiye'nin Kuzey Afrika ve Suriye'de gerçekleşen olaylara karşı ABD ile birlikte uyum içinde çalıştığını da ifade etmiştir. Türkiye'nin bu konuda çok önemli görevler üstlendiğini belirten Panetta gelecekte de Suriye meselesiyle ilgili olarak birlikte çalışmaya devam edeceklerini belirtmiştir. Irak meselesiyle ilgili olarak Panetta Türkiye'nin Irak ile olan tarihi ve ekonomik ilişkilerinin önemli olduğunu söylemiştir. Bu ilişkiler sayesinde Panetta'ya göre Türkiye Irak'taki istikrarın temelini atabilecektir. Dolayısıyla ABD'nin Irak'tan çekilmesiyle birlikte Türkiye'ye daha fazla sorumluluk düşeceği ortadadır. Ancak bu sorumlulukların yerine getirilmesi dolayısıyla ABD'nin mi yoksa Türkiye'nin mi daha çok kazanç sağlayacağını gelişmelerin hangi ülkenin lehine olacağını çok iyi değerlendirmek gerekmektedir.

Panetta aynı toplantıda Mavi Marmara olayından beri oldukça gergin bir söylemle seyreden Türkiye-İsrail ilişkilerine de değinmiştir. Türkiye ve İsrail Panetta tarafından bölgenin sağlam demokratik temelleri olan ve istikrarlı iki ülkesi olarak tanımlanmıştır. Panetta Türkiye ve İsrail'in kısa bir süre içinde tekrar birlikte çalışmanın bir yolunu bulacaklarını da açıklamıştır. Bu konuyla birlikte Türkiye'nin NATO içindeki önemi ve Kürecik Radarı'na da değinen Panetta, Türkiye'nin füze savunma sisteminde de çok önemli bir katkıda bulunduğunu ve katkılarının artarak devam edeceğini söylemiştir. Panetta, Kürecik radar istasyonunun Türkiye'nin liderliği dolayısıyla bu aşamaya geldiğin belirterek, Kürecik Radarı hakkında talebin kimden geldiği konusunda da aslında bir yanıt vermiştir. Türkiye'nin artan savunma bütçesinden de övgüyle bahseden Panetta Türkiye'nin bu davranışının diğer NATO müttefiklerine örnek olması gerektiğini belirtmiş ve Türkiye bu durumuyla Panetta'nın övgülerine mazhar olmayı başarmıştır.

Panetta'nın açıklamalarının satır araları okunduğunda ABD'nin 2020 yapılanması için Orta Doğu'da çıkarlarını müdafaa edebilecek bir yakın müttefik aradığı rahatlıkla görülebilir. ABD'nin İsrail'in çıkarlarını kendi çıkarları kadar önemli gördüğü ve İran'ın nükleer faaliyetleri dolayısıyla gerçekleşen tehditleri Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) üyeleri tarafından engellenmeye çalıştığı 5 Ocak belgesinde açıkça ifade edilmektedir.[7] Ancak KİK ülkelerinin ABD'nin çıkarlarının korunması için gerekli askeri yapıya sahip olmaması Türkiye'yi bu konuda aday hale getirmektedir. Amerikan güvenlik bürokrasisinin en önemli isimlerinden birinin yaptığı açıklamalar da dikkate alındığında bu resim daha net ortaya çıkmaktadır. ABD Savunma Bakanı, Türkiye'nin PKK terör örgütü ile olan mücadelesi hakkında da açıklamalar yapmıştır.

ABD Savunma Bakanlığının PKK Görüşü

Panetta, PKK ile mücadele hakkında da görüş bildirmiştir. Türkiye'nin Afganistan'da El Kaide örgütüne karşı ABD ile beraber hareket ettiğini belirten Panetta, aynı durumun ABD için PKK ile mücadelede geçerliği olduğunu ifade etmiştir. Panetta, Türkiye'nin PKK ile mücadelesinde tam destek olduklarını söyleyerek Türkiye'ye bu konuda her türlü askeri desteği ve ekipmanı sağlayacaklarını belirtmiştir. Ancak PKK ile mücadelenin sadece askeri alanda sürdürülemeyeceğini, çözümün siyasi alanda olacağını da eklemiştir. Şikago'daki NATO zirvesinde Türk heyeti faydalı yük taşıma kapasitesine sahip Predatör isimli İHA'ları talep ettiğinde, ABD tarafı yetkilileri kendileri için söz konusu İHA'ların tesliminde bir mahzur olmadığını ancak Yahudi lobisi etkisindeki senatörlerin teslimata karşı çıktıklarını belirtmiştir. Hatta bu konuda ABD Başkanı Barak Obama, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e İsrail ile ilişkilerin düzeltilmesinin bazı olumlu sonuçlar doğuracağını söylemiştir.[8]

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz da yaptığı konuşmada, BMGK üyelik sürecine destek istedikten ve Türkiye'deki kamplarda bulunan Suriye vatandaşlarına karşı bir saldırı durumunda koruma görevini yerine getireceklerini belirtikten sonra terörle mücadele konusunda da görüş bildirmiştir. Yılmaz, her iki ülkenin terör saldırılarına hedef olan ülkeler olduğunu belirterek, ABD'nin Türkiye'ye terörle mücadele konusunda verdiği destekten memnum olduklarını dile getirmiştir.[9] Bu konuşmalardan bir hafta sonra Dağlıca'daki hain saldırı düzenlenmiştir.

Sonuç

Konsey Leon Panatta'nın açıklamaları merkezinde yorumlandığı takdirde ABD'nin Orta Doğu'da olayları gerektiği zaman askeri açıdan da kontrol edebilecek bir müttefike ihtiyaç duyduğu söylenebilir. Panetta'nın Türkiye'nin savunma harcamalarındaki artıştan övgüyle bahsetmesi, Konsey Başkanı Holmes'ün ticari faaliyetlerle ilişkilerin desteklenmesi gerektiği ifadeleri bu nokta dikkat çekicidir.

Türkiye, ABD ile olan ilişkilerini Kürecik Radar'ının kurulmasıyla daha da sıkı hale getirmiştir. Türkiye Kürecik Radarı'nın kurulmasıyla ABD'nin son 20 yıldaki en büyük stratejik adımına önayak olmuştur. Bununla beraber, Türkiye Chicago'daki NATO toplantısında Afganistan'da sonuna kadar ABD'nin yanında olduğunu beyan etmiştir. Bütün bu desteklere rağmen Türkiye'nin terörle mücadele konusunda ABD'den gerekli ve yeterliği desteği alamadığını söylemek mümkündür.

Amerikalı yetkililerin Türkiye-İsrail ilişkilerinin iyileştirilmesi noktasında yaptığı telkinler de Türkiye'nin Mavi Marmara olayından sonraki politikasını adeta görmezden gelmektir. Bütün bu sayılanlar birleştirildiğinde Türkiye'nin ABD'ye verdiği büyük desteğe rağmen politikalarının kabul görmediği ve yeterli desteği alamadığı iddia edilebilir. Gelecekte ABD-Türkiye ilişkilerinin ABD lehine daha iyi bir durumda olacağı söylenebilir. Zira şu ana kadar Türk kamuoyuna ABD ile olan ilişkiler neticesinde mesela Kürecik Radarı'na izin verilmesi ile ne türlü kazanımlar elde edildiği net olarak açıklanmamıştır. Ayrıca Türkiye'de hain bir saldırı sonucu verdiğimiz sekiz şehit de Panetta ile Savunma Bakanı Yılmaz'ın terörle mücadelede had safhada çalışıyoruz açıklamasının arkasından gelmiştir. Bundan dolayı ABD-Türkiye ilişkilerinde ibrenin ABD lehine olduğu ve olacağı iddia edilebilir. Bu gidişattan ABD yetkililerinin memnun oldukları açıktır.

 


 

[1] http://www.the-atc.org/data/aboutus/ (16.06.2012)

[2] http://en.wikipedia.org/wiki/Richard_Armitage_%28politician%29#cite_note-10 (23.06.2012)

[3] http://en.wikipedia.org/wiki/Brent_Scowcroft (23.06.2012)

* Faydalı Yük: Bir insansız hava arcının, uçuş sırasında taşıyacağı görüntüleme aracı, silah vb malzemenin genel adıdır. Türkiye faydalı yük olarak İHA'larda silah bulunmasını talep etmektedir.

[4]Türk Amerikan Konseyi Konferansında Yeni İşbirliği Arayışı , Turkish NY, 11.06.2012 http://www.turkishny.com/usa-life/87-usa-life/91630-turk-amerikan-konseyi-konferansinda-yeni-isbirligi-arayisi (14.06.2012)

[5] Department of Defense, Sustaining U.S. Global Leadership: Priorities For 21st Centruy Defense, s:6.

[6]Paneta'nın konuşmasının tam metni için bkz: http://www.defense.gov/speeches/speech.aspx?speechid=1683 (23.06.2012)

[7] Sustaining U.S. s:2.

[8] Turkey says US administration favorable to sale of armed drones, but must convince Congress, Washington Post, 22.05.2012. http://www.washingtonpost.com/politics/congress/turkey-says-us-administration-favorable-to-sale-of-armed-drones-but-must-convince-congress/2012/05/22/gIQAffFfhU_story.html (erişim: 26.05.2012)

[9] Panetta'dan Salvolar, Turk North America, 12.06.2012. http://www.turknorthamerica.com/2012/06/panettadan-salvolar-abd-savunma-bakani-leon-panetta-turkiyesiz-olmazdi/ (23.06.2012)